Teşekkürler hocam aktardıklarınız için. Açıkçası öğretmenliğimin 8. yılındayım ve sizin öğretmenlik sürecinize benzer deneyimlerim oldu. Bu konuda söylediklerinize de harfiyen katılıyorum. Herkesin hor gördüğü kenar mahalle okullarında akla gelmedik çalışmalar yaptık, kendimizi harcadık ama bir takdir eden dahi göremedik. Hoş, zaten aferin almak içşn de yapmadım ne ysptıysam, insanlara çocuklara ailrlerine dokunabildiysem ne mutlu bana. Ancak şunu anladım ki ben MEB bünyesinde günden güne eriyorum. Şimdi kızanlar da olacaktır "ne şikayet ediyosun, salla başını al maaşını" falan ama ben öyle biri değilim ki.. :) Yaptığım çalışmalar elle tutulur gözle görülür sonuç versin istiyorum, ve bunun da yolu akademi.. Akademisyen olabilmenin de yolları maslesef ülkemizde saymakla bitmiyor, inşallah hakkımla bir yerlere gelebilirim.. Ayrıca akademideki tatsız rekabet dedikoduyla ilgili söylediklerinizi de y.lisans sürecimde çoğu kez gözlemleyebildim.. Bu durumlardan nispeten uzak durabilmek için de araş.gör. yerine öğretim görevliliği düşünüyorum.. Böyle olunca en azından çevremdekiler yükselme isteğimden şüphelenmeyip düşmanlık beslemezler :)
Teşekkürler hocam aktardıklarınız için. Açıkçası öğretmenliğimin 8. yılındayım ve sizin öğretmenlik sürecinize benzer deneyimlerim oldu. Bu konuda söylediklerinize de harfiyen katılıyorum. Herkesin hor gördüğü kenar mahalle okullarında akla gelmedik çalışmalar yaptık, kendimizi harcadık ama bir takdir eden dahi göremedik. Hoş, zaten aferin almak içşn de yapmadım ne ysptıysam, insanlara çocuklara ailrlerine dokunabildiysem ne mutlu bana. Ancak şunu anladım ki ben MEB bünyesinde günden güne eriyorum. Şimdi kızanlar da olacaktır "ne şikayet ediyosun, salla başını al maaşını" falan ama ben öyle biri değilim ki.. :) Yaptığım çalışmalar elle tutulur gözle görülür sonuç versin istiyorum, ve bunun da yolu akademi.. Akademisyen olabilmenin de yolları maslesef ülkemizde saymakla bitmiyor, inşallah hakkımla bir yerlere gelebilirim.. Ayrıca akademideki tatsız rekabet dedikoduyla ilgili söylediklerinizi de y.lisans sürecimde çoğu kez gözlemleyebildim.. Bu durumlardan nispeten uzak durabilmek için de araş.gör. yerine öğretim görevliliği düşünüyorum.. Böyle olunca en azından çevremdekiler yükselme isteğimden şüphelenmeyip düşmanlık beslemezler :)
mugla0707 , 4 yıl önce
21 yıllık memuriyetimin ilk 9 yılı MEB'de öğretmen olarak geçti. Doğudan batıya, sınıf öğretmenliğinden branş öğretmenliğine hepsini yaptım. Sonra da üniversiteye geçtim. İkisinin arasında çok fark var. Öğretmenlik kutsal meslek cidden, ancak çok çalışkan ve gayretli olsan da, yan gelip yatanla aynı gözle görülürsün, değerlendirilirsin genelde. Müdüre ne kadar yakınsan o kadar değerlisindir. Azimli olsan da tabiri caizse eşşek kuyruğu gibi ne uzar ne de kısalırsın, Torpilin varsa ancak okul müdürü olabilirsin. Hayatın aynı daire içinde geçer (ev-öğretmenler odası-veli-okul müdürü vs) Ancak üniversitede de dedikodu, rekabet ve hizipleşme çoktur. Canın yanabilir. bunu çaresi de diline hakim olup, dersine vaktinde girer çıkar ve işin dışında hiçbirşeye karışmazsan kimsede sana bulaşmaz. Nerdesin napıyon hiç soran olmaz ve çok rahat edersin. MEB ile en büyük farklardan biriside; ne kadar çok çalışırsan o kadar kendine direkt etkisi olur, statün ve maaşında yükselir. Ayrıca bizim millet kürke bakar, eşi dostu geç, baban bile farklı bakmaya başlar üniversiteye geçersen. Birde dışardan gelen öğretmen vs ye göre ylisans ve doktora yapman/kazanman daha da kolaylaşır meslektaş olduğun için. Yüzkızartıcı bir suç işlemediğin sürecede üniversiteden atılmazsın, çünkü 2547 yanında aynı zamanda 657'ye de tabisindir. sözleşmen otomatik yenilenir. Geçmişte üç beş vaka vardır Rektörle takışıp sözleşmesi yenilenmeyen ama onların hepsi de idari mahkemeyle geri dönmüşlerdir. Doçent oldunmu da zaten daimi kadroya geçersin, topla tüfekle bile atamazlar.