Editörler : Lanet
11 Aralık 2009 19:17

Kitap Tavsiyeleriniz

Tutunamayanlar, Oğuz Atay

*

Düşünen, irdeleyen, anlamaya çalışan, sorgulayan insanın sembolü Selim Işık tutunamamıştır ve hayatını intiharla sonlandırmıştır. Bunun üzerine Turgut Özben, Olric'i de yanına alıp bu intiharı irdelemeye başlar...

*

Kahramanlarını kendisiyle yaklaşık aynı yaşlardan (30'lu) ve aynı meslekten (mühendis)seçen Atay eserine ?Ural?ın hatırasına? diye başlamaktadır. Burada bahsedilen Ural, Oğuz Atay?ın kendi ifadesiyle intihar eden bir arkadaşıdır. Dolayısıyla Selim Işık, Ural?ı temsil eder ama bütünüyle Ural değildir.

Oğuz Atay bu eserinde belli ki birçok kaynaktan feyiz almış. Kafka, Dostoyevski ve Oblomov (Gocharov), Stendhal, George Eliot, gibi isimleri ilk sıralarda saymak lâzım.

***

Tavsiyelerinizde sadece kitap ismi yazıp bırakmayınız lütfen, içerikten ve niçin tavsiye ettiğinizden bahsederseniz okurlar için daha belirleyici olacaktır bu yöntem.


Genç Ben
Aday Memur
11 Aralık 2009 20:09

Kim kitap okumak istiyorsa.

Dursun GÜRLEK - KARINCA HUZURA VARINCA bunu okumanızı tavsye ederim elbette Dursun GÜRLEK hocamın tüm eserleri okunmaya değer...


englshtchr
Genel Müdür
12 Aralık 2009 11:26

Giderken Bana Bir Şeyler SÖyle, Mustafa ULUSOY...

İnsanın ölümle ilgili sıkıntılarına çözümler sunan, hayata bakışınızı kesinlikle değiştirecek bir kitap...Hiç bir kitabı bu kadar ısrarla tavsiye etmedim ve tavsiyem üzerine okuyan herkes çok beğendi...

Şiddetle tavsiye ederim...


ADEN167
Kapalı
12 Aralık 2009 18:43

empati ve olasılıksız *** adam fawer

*

kitabı okumadım sanki yaşadım.. anlatım çok güzel.. gerçekçi..


Ş@h-in
Müsteşar
12 Aralık 2009 19:55

Alamut, Wladimir Bartol

*

Hasan Sabbah ve Fedailerinin romanı. Tarihi ve felsefi roman kategorisinde saymamız gereken bu eser hiç abartısız bir baş yapıt. Hiçbir çeviri eserden bu kadar feyiz aldığımı hatırlamıyorum, bunun için Atilla Dirim'e (çevirmen) de teşekkür etmek lâzım.

Wladimir Bartol belli ki eserdeki olay zinciri üzerine çok derin araştırmalar ve analizler yapmış.

Eser XI. yüzyıl sonlarındaki İsmailî (Haşhaşiler) cemaatinin kuruluş dönemini ele alıyor. Amaç Selçuklu devletini ve Nizamül Mülk?ü ortadan kaldırmak. Selçuklu devletinin 30000 kişilik ordusunun 300 kişilik Haşhaşi ile olan mücadelesini okumayanlara haksızlık etmemek adına anlatmamalıyım.

İsmaililere tarihin ilk terör örgütü diyenler var, ama onlara sadece birer terörist olarak bakmak büyük hata olur. ?Hiçbir şey gerçek değildir? felsefesi ile inanılmaz bir eğitimden geçirilen Fedailer, onları eğiten Dailer ve Büyük Dailer? Seyduna ise terör örgütü denilen bu yapılanmaya çok derin bir felsefi boyut kazandırıyor ve kendisini tanıyanları hayat boyu şaşırtmaya devam ediyor.

Mutlaka okumalıyım dedikleriniz arasına not alın: Alamut, Wladimir Bartol?


sosyalci_diren
Genel Müdür
12 Aralık 2009 20:59

?Her şey bu kadar basit aslında? dedim kendi kendime;"dünya tozlanan bir yerdir." Bütün insanlar toz almak için gelirler dünyaya.Kimisi bir ülkenin tozunu alır,kimisi bir sehpanın,kimisi bir ceketin. Ama bazen bir gözün tozunu almak gerekir dünyada, kabul etmek lazım en zoru budur.

Kovulmuşların Evi

Ali Ayçil


sosyalci_diren
Genel Müdür
12 Aralık 2009 21:04

ÇÜRÜMENİN KİTABI-E.M.CIORAN

* "Bizi çevreleyen şeylere, onlara isim verdiğimiz ve ötelerine geçtiğimiz ölçüde tahammül ederiz."

* "Bir inanç için acı çekmiş olandan daha tehlikeli varlık yoktur: En büyük zalimler, kafası kesilmemiş mazlumlar arasından çıkar."

* "Evren, hüznümüzün bir yan ürünüdür."

* "Zaman boşluğunun önünde yürek boşluğu: Karşı karşıya birbirlerine yokluklarını yansıtan iki ayna, iki hiçlik görüntüsü"

* "Hayat koordinatları belli olmayan bir alan üzerine kopartılan patırtıdır, evren ise sara hastalığına tutulmuş bir geometri"

* "Yeryüzü varılamayan hedefler ve ayaklar altına alınmış sırlarla doludur"

* "Dünya her adımda ümitlerimizi geçersiz kılar. Artık bilgelikten başka tehlike kalmamıştır"

* "Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilseydik, eğer kıyaslamak yaşamaktan ayrılmaz olsaydı, varlığımızın minicikliğinin açığa çıkması bizi ezerdi. Ama yaşamak kendi boyutlarına karşı körleşmektir."

* "Kökeninde aldatıcı ve yıkıma mahkûm olmayan hiçbir "yeni" hayat görmedim şimdiye kadar. Her insanın zaman içinde ilerleyip bunaltılı bir geviş getirmeyle kendini tecrit ettiğini, yenilenme niyetine de ümitlerinin beklenmedik yüz buruşturmasıyla karşılaşıp kendi içine düştüğünü gördüm."


sosyalci_diren
Genel Müdür
12 Aralık 2009 21:15

HUZURSUZLUĞUN KİTABI-Fernando Pessoa

"...ne mutlu herşeyden vazgeçene, herşeyden vazgeçtiğine göre hiçbir şey elinden alınamayacak, eksiltilemeyecek olana."

"...boynumu dev bir boyunduruğa uzatır gibi hayata uzatıyorum."

"hissetmek ne büyük bir ağırlık!hissetmek zorunda olamak ne büyük bir ağırlık."

"ben de bilmezden geliyorum, tıpkı şu çatılar gibi.tıpkı bütün doğa gibi, ben de karaya oturmuşum."

"horoz, ancak ölünce dışına çıkabileceği kümeste özgürlük şarkıları söyler, çünkü ona iki tünek bahşedilmiştir."


sosyalci_diren
Genel Müdür
12 Aralık 2009 21:18

Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları - Hermann Hesse

"Yavaş yavaş soldu çiçeğim, sınırsız olan şeyler yerine, biraz daha sınırlı olanları çıktı karşıma usulca; gerçek dünyaydı bu. Yetişkinlerin dünyası! Artık ben olasılıklar ülkesinin prensi ya da kralı değildim."

"İnsan eğer suçu başkalarında aramak yerine, kendi üzüntülerini ve suçlarını anlayıp sonunda acı duyarsa, her zaman yeniden suçlarından arınabilir."

"Hiçbir zaman "modern insan" olamadım."

"Kurtuluş yolu, sola ya da sağa değil, doğrudan kendi kalbimize gitmekte, Tanrı da, huzur da yalnızca orada."

"Ben bir kadını değil de, yalnızca sevginin kendisini seven şarlatanlardanım."

"Biz gezginler, aşk arzularını, doyumsuzluk uğruna korumaya ve kadına ait olan sevgiyi, köylere, dağlara, göllere ve uçurumlara, yollardaki çocuklara, köprüdeki dilenciye, çayırdaki sığırlara, kuşlara, kelebeğe dağıtmaya alışığız. Biz aşkı nesneden çözeriz, sevginin kendisi yeter bize, tıpkı yolculukta amaç gütmediğimiz, yalnızca yolculuk etmenin, yollarda olmanın zevkini aradığımız gibi."

"Sev acıyı! Ona karşı koyma, ondan kaçma! Tadına bak, içinin ne denli tatlı olduğunu göreceksin, kendini ona ver, karşı koyma ona! Acı veren, yalnızca senin karşı koyuşundur, başka bir şey değil. Eğer onu dinlersen, acı görkemli bir müziktir."

"Çok sevdiğim bir erdem vardır, tek bir erdem. Adı inatçılık. Gerçek erdemler her zaman rahatsızlık verir ve nefret uyandırır."

"Marx"ın çok daha büyük boyuttaki özelliklerini bir yana bırakırsak onunla benim aramdaki ayrım şu: Marx dünyayı, ben ise birey insanı değiştirmek istiyorum. O kitlelere sesleniyor, ben ise bireye."

"Cenneti yitireli çok oldu; sahip olduğumuz ve kurmak istediğimiz yeni cennetse, ekvatorda ya da doğunun sıcak denizlerinde değil, içimizde ve kendi kuzey ülkemizin geleceğinde."


selenay17
Şef
12 Aralık 2009 23:35

Ben felsefe, sosyoloji ve psikloji temelinden hareket edene debiyat eserleri tavsiyeleri olarak anladım bu başlığı. Benim önereceğim yazarı okumayan yoktur ama genç arkadaşalr da izliyor olabilir diyerek Irwıng Yalom'un tüm romanlarını öneriyorum.

Ayrıca Ayrıntı yayınevi de harika seçkiler hazırlıyor.


uluda
Müsteşar Yardımcısı
13 Aralık 2009 00:03

Bu gün sabah tavsiyenizi okuyup Mustafa ULUSOY'un iki kitabını da aldım englshtchr hocam.. Timaş yayınlarından 16. baskı Aynalar Koridorunda Aşk ile Giderken Bana birşeyler Söyle 2. Baskı.

Bittiğinde tavsiyeniz hakkında yorumum olacak..


Rüştü ÖZDEMİR
Müsteşar Yardımcısı
13 Aralık 2009 13:08

"Beşinci Dağ" Kişisel gelişimin ana kitabı. İki senede üç kez okudum. Ardından garnitür olarak "İçimizdeki öküze oha deyin" okunabilir. "dağı delen ırmak" da güzel. bunlar son okuduğum üç kitap.

Ayşe Şasa'nın anı kitabı sırada. Çok merak ediyorum. Anılarımı yarıladım çünki. Bir iki anı daha okuyup format sorununu bağlamalıyım, geç oluyor.


mislina2
Kapalı
13 Aralık 2009 16:50

Tristram Shandy Beyefendi?nin Hayatı ve Görüşleri / Sterne Laurence

Yazar ilginç anlatım teknikleriyle, anlatıcının insanı afallatan parlak şakaları, bilgece gevezelikleriyle hem eğlendiriyor hem de hayata dair sorularıyla zihninizin labirentlerinde gezintiye çıkarıyor.

*

?Benimle birlikte yol aldıkça, aramızda başlamakta olan aşinalık, samimiyete dönüşecek ve eğer ikimizden biri bir hata yapmazsa, sonunda gelip dostluğa dayanacaktır. Bu yüzden sevgili dostum ve yol arkadaşım, başlangıçta öyküm anlatmakta biraz cimri davrandığımı düşünmekteysen, -tahammül et, -bırak devam edeyim ve kendi öykümü kendi bildiğimce anlatayım; ya da, eğer yol boyunca ara ara oyalanırsam, bazen kafama bir soytarı takkesi geçirirsem-hem de ucu zilli olanlardan, -uçup gitme, -tam tersine, bundan pek nasibini alamamış bir görüntü arz etsem de nazik ol ve bana biraz bilgelik payı biç; -işte ikimiz böyle ilerlerken, ister benimle birlikte gül, ister bana gül, ya da ne istersen onu yap-ama sakın ola ki hiddete kapılma.?(I. Kitap vı. Bölüm syf.35)

*

Kitabın önsözü Orhan Pamuk?a ait. ? Dünyayı yalınkat gerçekcilikten kurtaran en büyük roman olan Ulyyses de köy- kasaba gerçekliğini bizde bitirp aynı özgürlük ve büyük şehir duygusunu duyuran Tutunamayanlar da Tristram Shayndy?den etkilerle yazılmıştır,? ?Tutunamayanlar?da kahramanın kendi kendine konuşup tartıştığı iç sesinin-Olrick?in- Tristram Shandy?nin Yorick?ine ne kadar benzediğini ek bilgi olarak veriyorum.? cümlesi geliyor.

Oğuz Atay Tristram Shandy?yi Türkçe çevrilmeden önce okuduysa eğer iyi ki okumup bizleri Olrick ile tanıştırmış dedim.

**

Herkese iyi okumalar


belinayyy
Aday Memur
13 Aralık 2009 18:20

aynalar koridorunda aşk_mustafa ulusoy.

kitap adında oldugu gibi aşktan bahsetmiyor.insanların neden statü,aşk,para istediginden ve neden narsist olduklarından bahsediyor.acılara hangi acıdan bakmamız gerektigini ve insanların nden intihar etme noktasına gelebileceklerini anlatıyor.mutlaka okumanızı tavsiye ederim pişman olmayacaksınız


dorlion_dorlion
Kapalı
14 Aralık 2009 01:05

DOĞAN CÜCELOĞLU SAVAŞÇI

seni diğerlerinden farksız yapmaya

bütün gücüyle gece gündüz çalışna bir dünyada

kendin olarak kalabilmek

dünyanın en zor savaşını vermek demektir.

bu savaş bir başladı mı,

artık hiç bitmez!..


bukd
Şef
14 Aralık 2009 13:32

Hala okumadıysanız, İhsan Oktay Anar-Puslu Kıtalar Atlası;

"ulema, cühela ve ehli dubara; ehli namus, ehli işret ve erbab-ı livata rivayet ve ilan, hikâyet ve beyan etmişlerdir ki kun-ı kâinattan 7079 yıl, isa mesih'ten 1681 ve hicretten dahi 1092 yıl sonra, adına konstantiniye derler tarrakası meşhur bir kent vardı."


bir mağdur
Daire Başkanı
14 Aralık 2009 15:18

oruç aruoba nın "yürümek" isimli kitabını okumayanlara önermek isterim. ben çok feyiz aldım açıkçası.


Okyanusyaca****
Yasaklı
18 Aralık 2009 13:09

Size bir kaç roman yazarı tavsiye ediyorum..

Bana göre Türkiye'de dört tane roman yazabilmiş adam var... Onların dışındakiler ıvır zıvır yazmışlardır...

Bu dört yazar:

1- İskender PALA

2- Peyami SAFA

3- Kemal TAHİR

4- İhsan Oktay ANAR

Bu dört yazar, her ne yazmışlar ise bizim için yazmışlardır... Bize ait birşeyler söylülerler, zihinlerinde bizi muhatap edinerekten derler ne diyeceklerse... Özellikle, İskender PALA ve İhsan Oktay'ı önemsiyorum; çünkü bu iki yazar hala hayattalar ve bu topraklar üzerinde yaşayan millet namına birşeyler yapabilmişler ve ileride daha iyisini yapabileceklerini ispat etmişlerdir... Peyami SAFA ve Kemal TAHİR yine geçmişte birşeyler yapabilmiş, bizi muhatap edinerek romanlar yazmışlardır... Bu dört yazarın romanlarına önemseyerek okur iseniz Türkiye'de kimin romancı olduğunu anlarsınız... Tabi iyi bir roman okuyucusu olabilmek için, iyi bir şiir okuyucusu da olmak gerekmektedir... Yunus Emre'yi, Karacaoğlan'ı, Nedim'i, Namık Kemal'i, Mehmet Akif'i vb. bilmeden bu millete ait romanın ne olduğunu bilemezsiniz...

Not: Şimdi birileri diyebilir ki, Romancı olarak, nobel ödülünü almış olan Orhan Pamuk niye yok... Orhan Pamuk yok, çünkü Yunus Emre'yi bilen adam Orhan'ı değerlendirmeye bile almaz.. Orhan'ın yaptığı işi dünyada daha iyi yapanlar var.. İllaki Orhan Pamuk okuyacağım diyorsanız, ben de derim ki; Dostoyevski bile Orhan Pamuk'tan çok çok fazla şeyler anlatır size...


Ş@h-in
Müsteşar
18 Aralık 2009 14:13

"Dostoyevski bile Orhan Pamuk'tan çok çok fazla şeyler anlatır size..."

Okyanusca

***

Bir okur olarak dediklerinizi fazla iddialı buluyorum. Ayrıca hiç kimsenin "Dostoyevski" adından sonra "bile" edatını kullanma lüksüne sahip olduğunu da düşünmüyorum.


Okyanusyaca****
Yasaklı
18 Aralık 2009 14:20

Bizim için "bile" kullanabilirsin... Benim fikrim bu, Orhan Pamuk'tan daha çokşey anlatıyor, Dosto bize... Şimdi mesele şu Türkiye namına bir ödül alan Orhan Pamuk bizim için mi yazıyor yoksa Avrupayı hesaba katarak mı kalemini konuşturuyor... Ben elbetteki bizi merkeze alıyorum... Oradan da Orhan Pamuk'tan bize dair pekbirşey görmüyorum...

18 Aralık 2009 15:41

Dilaver Selvi:Ateşin Yakmadığı Aşık

Toplam 525 mesaj
12345678910111213»

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi