Editörler : F16 Gökçen
«784785786787788789790791792793794795796

sherwood
Genel Müdür
15 Aralık 2018 03:09

Okumayi ve yazmayi ögrenmenin insana ne faydasi var ki, Düsünmeyi baskalarina birakdiktan sonra,...


sherwood
Genel Müdür
20 Aralık 2018 23:52

Bilmeliyiz ki,

Yaşamak ve ölmek arasında fark göremeyecek kadar kaybetmiş olanların bile ciddiye aldığı konular vardır.


sherwood
Genel Müdür
24 Aralık 2018 00:48

Kültürel bir çöl yaratılmışsa, orada her şey satılabilir.Çünkü, çölde her şey mucize etkisi yaratır


sherwood
Genel Müdür
18 Ocak 2019 01:07

"Gerçeği konuşmaktan sakınan insan teselliyi dedikoduda arar..."

Eddi Anter


sherwood
Genel Müdür
18 Ocak 2019 01:15

Başkalarının senin hakkında ne düşündükleri konusunda endişe duyduğun sürece onlar senin sahibindir.


sherwood
Genel Müdür
19 Ocak 2019 01:00

Ateist bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. ?Evrim ne güzellikler yaratıyor!? diye düşünüp mest oluyormuş.

Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış. Adam bütün gücüyle kaçıyormus ama her arkasına bakışta ayının daha yaklaşmış olduğunu farkediyormuş.

Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış.

Tam vurmaya hazırlanırken adam ; ?TANRIM? diye bağırmış. Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. Bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık hüzmesi adamın uzerine parlamış.

Çok derinden gelen ilahi bir ses adama:

? ?Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?? demiş.

Adam utanç içinde:

? ?Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksızlık, ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz?. demiş.

Ses: ?Peki.? diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya başlamış. Herşey eski haline dönmüş.

Ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru çevirmiş, ve konuşmaya başlamış:

? ?Allahım, senin rızan için oruç tuttum, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun verdiğin nimetlere.??

Yani ...?


sherwood
Genel Müdür
19 Ocak 2019 23:37

Hayat ölümün icadı, ölüm hayatın izahıdır..


sherwood
Genel Müdür
20 Ocak 2019 01:38

Hayatta daima gerçekleri savun !Takdir eden olmasa bile,Vicdanına hesap vermekten kurtulursun.


sherwood
Genel Müdür
27 Ocak 2019 02:53

Cehennemi Satın Alan Adam!

Bildiğiniz üzere yüzyıllar önce kiliseler cennetten topraklar satıyorlardı. Cahil halk ise, ?ölünce cennette yerimiz hazır olsun? diye bu oyuna alet oluyor, böylece papazlar ve kilise zenginleşiyordu.

Ancak herkes öyle değildi. Bunun bir kandırmaca olduğunu, cennetten toprak satın alınamayacağını söyleyen Martin Luther mahkemeye çıkarılmıştı. Yargı, o zamanlar da dini kullananların elinde oyuncaktı. Duruşma sırasında Martin yargıçlara seslendi;

?Milleti cehennemle korkutup, cenneti para karşılığı satıyorsunuz. Sıkıysa cehennemi satsanız ya??

Yargıçlardan biri sordu: ?Cehennemi kim alır ki??

Martin Luther ?ben alıyorum, neyse parası vereyim? dedi.

Yargıçlar cehennemi Martin?e bedava verdiler!

Duruşma sonunda Martin kapının önüne çıktı ve duruşma sonucunu merak eden binlerce kişiye seslendi:

?Cehennemi satın aldım, benimdir. Bundan sonra oraya kimseyi almayacağım, korkmayın!?

Cehennem korkusu kaybolan halk böylece kilise baskısından kurtulmuştu. Bundan sonra halk özgür beyinlere sahip olmaya başladı ve Almanya aydınlanması 500 yıl önce böylece sıradan ve çok akıllı bir olayla başlamış oldu.


sherwood
Genel Müdür
23 Şubat 2019 02:43

Doğru oturup yalancı padişah olmaktansa, yalancı köyün doğrucu muhtarı olmayı tercih etmeli insan olan insan.


sherwood
Genel Müdür
23 Şubat 2019 02:44

"İnsanı en çok üzen şey; Ummadıkları kişiler adam olurken, adam sandıklarının insan bile olamamış olmasıdır" !


sherwood
Genel Müdür
24 Mart 2019 22:44

Yol uzun, vakit varmı bilinmez, Vakti bahane eden uzun yola giremez....Sonu görünmüyor diye bu yoldan da dönülmez...Yolcu yola yarışır,Vuslat kula,

Sabır azık edilmeden menzile de erilmez....


sherwood
Genel Müdür
24 Mart 2019 22:47

Celladına aşık olmuşsa bir millet

İster ezan, ister çan dinlet

İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet

Müstehaktır ona her türlü zillet.

Dünya üç beş bilgisizin elinde

Sanırlar ki tüm ilim kendilerinde

Üzülme, eşeği eşek beğenir

Bir hayır var sana bana kötü demelerinde.

Felek ne cömerttir aşağılık insanlara

Han, hamam, dolap, değirmen hep onlara

Kendini satmayan adama ekmek yok

Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya.

Her gün biri çıkar, başlar ben, ben demeye

Altınlarıyla gümüşleriyle övünmeye

Tam işleri dilediği düzene sokar

Ecel çıkıverir pusudan: Benim, ben diye.


sherwood
Genel Müdür
27 Mart 2019 03:15

Yüzümüze her güleni dost bildik,Bir gülüşüne de yüreğimizi teslim ettik,Çok geçmeden de aldandığımızı farkettik.Sonra bu film hep tekrar etti,Biz de aynı rolü hep oynadık.

Bu durumda biz mi çok safız,

Hayat mı.? .

Yoksa karşılaştıklarımız mı namert,

Anlamadık gitti.


sherwood
Genel Müdür
06 Nisan 2019 01:38

Orhan veli kanık(GARİP)

Meşrutiyetin ilanından sonra,

Orhan?ın annesi üstüne çok düşermiş, bir ifadesinde -annem her yere git savaşa gitme derdi?demiş..

18 yaşında askere yazılmış ve ardından 9 yıl sonra bu şiiri yazmış...Ancak çocukluğunda ne zaman annesinden habersiz bir yere gitse eve döndüğünde annesinin nereye gittiğinden haberdar olduğunu farketmiş ve sormuştur.

-anne..! Sana bunu kim söyledi?

-kuşlar söyledi çocuğum dermiş..

Bunun üzerine Orhan Veli şu şiiri yazar, ....

Kargalar,sakın anneme söylemeyin!

Bugün toplar atılırken evden kaçıp

Harbiye nezaretine gideceğim.

Söylemezseniz size macun alırım,

Simit alırım, horoz şekeri alırım;

Sizi kayık salıncağına bindiririm kargalar,

Bütün zıpzıplarımı size veririm.

Kargalar,ne olur anneme söylemeyin!

Orhan veli kanık

1941


sherwood
Genel Müdür
18 Mayıs 2019 18:45

Her eğitimli kadının Cumhuriyete borcu var diyen Türkan Saylan?ın vefatının 10. yılında saygı, sevgi ve özlemle anarım.

Onca yaptığı güzelliğe rağmen yaşamının son döneminde ve vefatının ardından linç kampanyasi yapan örümcek kafalılara rağmen Türkan Saylan adını ölümsüzler arasına yazdırmış bir melekdir.

Işıklar içinde uyu, Cumhuriyet Meleği ..


sherwood
Genel Müdür
18 Mayıs 2019 23:33

Yarınlarınızda utanç ile yaşamayınız...

Wisconsin senatörü Joseph McCarthy'nin, 9 Şubat 1950'de elinde Komünist Parti'ye üye olduklarını iddia ettiği 205 kişinin listesiyle kamuoyunun karşısına çıkıp da, "İşte devlet dairelerine sızan komünistlerin listesi" diye başlayan 6 saatlik o meşhur konuşmayı yapmasıyla başlamıştı ABD'de "her şey çok kötü olmaya"?

15 Aralık 1950'de, Senatör McCarthy, bu defa "gazetecilik orusbuluğu" deyimini kullanıyor ve kürsüden isim vererek hedef gösteriyordu; yazarlar, sanatçılar, aktörler, profesörler "çanlar" artık hepsi için çalıyordu?

Muhalif sinemacılar, Amerikalıların beynini yıkamakla suçlanıyordu.

Yüzlerce oyuncu ve yönetmen komite önüne çıkarılmıştı. Yıllar önce katıldıkları bir dernek toplantısı, herhangi bir arkadaşlarının görüşü suçlu ilan edilmeleri için yetiyordu.

Orson Wells, McCarthy grubunun hışmına uğrayanlar arasında başı çekiyordu.

Diğer ünlü isimler arasında Bertolt Brecht, Charlie Chaplin, Arthur Miller da vardı.

Özür dileyip, sektördeki komünist arkadaşlarının isimlerini verenler işlerine devam ediyorlar, komitenin sorularına yanıt vermeyenler ya hapse atılıyor, ya da sürgüne gönderiliyordu.

Sayısız Hollywood çalışanı işinden oldu. McCarthy döneminde kariyerinde yükselmeyi sürdürenler, muhbirlerdi.

Charlie Chaplin gibi, anılarında hiçbir zaman komünist olmadığını belirttiği halde, sorgulamasında "komünist değilim" demek yerine "komünist olmak en doğal hakkımdır" demeyi yani boyun eğmemeyi ve bir "duruş" sergilemeyi tercih eden "cesur"lar olsa da genelde McCarthy'nin, temeli insanları korkutmak olan sistemi tıkır tıkır işliyordu.

Larry Parks gibi muhbirliği seçen ünlülerin verdiği isimler de muhbirliği seçerek komiteye yeni isimler veriyordu.

Muhbirler arasında en dikkat çekeni Elia Kazan'dı.

Üniversiteler 'rahatsız edici' görüş ve yayınları nedeniyle öğretim üyelerini kovuyor, Amerikan kütüphanelerindeki 30 bin kitap 'sakıncalı' bulunarak kaldırılıyor hatta aralarında Alice Harikalar Diyarı'nda, Huckleberry Finn gibi klasiklerin de bulunduğu bazıları yakılıyordu.

Muhalefetsizleştirme politikası uyarınca toplum, dayanaksız iddialarla baskı altında tutulmaya çalışılıyor, korku duygusu her yol mübah sayılarak sömürülüyordu.

Muhbirler cephesine gelince;Viva Zapata, İhtiras Tramvayı, Amerika Amerika, Cennetin Bahçesi? Hiçbiri Elia Kazan'ı yeniden "saygın" bir sinemacı yapmaya yetmedi.

Yıllar sonra ödül almak üzere katıldığı Oscar töreninde, meslektaşlarının protestosuyla karşılaşınca, sahnede elleri gibi titreyen sesiyle tek bir şey diyebildi:

Utanıyorum..!


sherwood
Genel Müdür
22 Mayıs 2019 01:15

Günümüz diyoruz hep? Günümüz düne göre çok farklı olduğu için? Zaman her an daha kötüye gittiği için??Dün? dediğimiz zaman, hep özlenir. Hiçbir bahanemiz yoksa bile, bir tane bahane bulabiliriz.

O da şu: ?Dün, bugüne göre daha gençtik.?

Yaşam boyunca ölüme doğru yol alırız.

Bazıları yaşamın ceremesini çekmek istemeden az zamanda çok yol kat eder

Ve bir an önce aramızdan uzaklaşırlar.

Kimi sigaradan,

kimi ailevi sorunlardan,

kimi aşk yüzünden,

kimi yalnızlıktan,

kimi parasızlıktan,

kimi tahammülsüzlükten? Alabildiğine gider bunlar.

Gün bugün.

Yarın, bugünü özleyeceksek, şimdiden sarılalım bu güne. Özler gibi?


sherwood
Genel Müdür
26 Haziran 2019 21:21

Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş. Pencerenin önüne konmuş, bütün cesaretini toplamış, röfleli tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra, küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş.

Tık?.. Tık??Tık?.

Adam cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle uğraşıyormuş.. Meşgulmüş !

Kimmiş onu işinden alıkoyan ? Minik bir kırlangıç !

Heyecanlı kırlangıç, telaşını bastırmaya çalışarak, deriiin bir nefes almış şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış. ?Hey adam ! Ben seni seviyorum. Nedenini niçinini sorma. Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.

Adam birden parlamış:

Yok daha neler ?

Durduk yerde sen de nerden çıktın şimdi?

Olmaz, alamam, demiş. Gerekçesi de pek sersemceymiş:

Sen bir kuşsun !

Hiç kuş, insana aşık olur mu?

Kırlangıç mahçup olmuş. Başını önüne eğmiş. Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha şansını denemiş:

-Adam, adam ! Hadi aç artık şu pencereni. Al beni içeri !

Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam !

Adam kararlı, adam ısrarlı: Yok, yok ben seni içeri alamam demiş. Biraz da kaba mıymış, neymiş lafı kısa kesmiş. İşim gücüm var, git başımdan.

Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç son kez adamın penceresine gelmiş:

Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri. Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm..

Birlikte yemek yeriz, bak hem de sen de yalnızsın? yanlızlığını paylaşırım, demiş.

BAZILARI GERÇEKLERİ DUYMAYI SEVMEZMİŞ !

Adam bu yalnızlık meselesine içerlemiş. Pek bir sinirlenmiş: Ben yalnızlığımdan memnunum, demiş. Kuştan onu rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş.

Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla çıkınca, başını önüne eğmiş, çekip gitmiş.

Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendi kendine itiraf etmiş: Hay benim akılsız başım; demiş. Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim ki? Şimdi böyle kös kös oturacağıma , keyifli vakit geçirirdik birlikte.

Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş: Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir hayat sürerim.

Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollardaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş.

Ama?? Onunki hiç görünmemiş. Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş ! Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış. Sonunda danışmak ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş. Olanları anlatmış. Bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve demiş ki:

?KIRLANGIÇLARIN ÖMRÜ 6 AYDIR?.?

HAYATTA BAZI FIRSATLAR VARDIR, SADECE BİR KEZ ELİNİZE GEÇER VE DEĞERLENDİRMEZSENİZ UÇUP GİDER !

HAYATTA BAZI İNSANLAR VARDIR, SADECE BİR KEZ KARŞINIZA ÇIKAR; DEĞERİNİ BİLMEZSENİZ KAÇIP GİDERLER ! VE ASLA GERİ DÖNMEZLER !

*************************

Dikkatli olun?.

Farkında olun?..

Ve bir düşünün bakalım;

Acaba siz bugüne kadar pencerenizden kaç kırlangıç kovaladınız?


Eki n
Kapalı
26 Haziran 2019 21:33

Muhtemelen ömrü 6 ay olan o kırlangıç, adamın yanında ölecek ona dostluktan ziyade, acı verecekti.
sherwood, 5 yıl önce

Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş. Pencerenin önüne konmuş, bütün cesaretini toplamış, röfleli tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra, küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş.

Tık?.. Tık??Tık?.

Adam cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle uğraşıyormuş.. Meşgulmüş !

Kimmiş onu işinden alıkoyan ? Minik bir kırlangıç !

Heyecanlı kırlangıç, telaşını bastırmaya çalışarak, deriiin bir nefes almış şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış. ?Hey adam ! Ben seni seviyorum. Nedenini niçinini sorma. Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.

Adam birden parlamış:

Yok daha neler ?

Durduk yerde sen de nerden çıktın şimdi?

Olmaz, alamam, demiş. Gerekçesi de pek sersemceymiş:

Sen bir kuşsun !

Hiç kuş, insana aşık olur mu?

Kırlangıç mahçup olmuş. Başını önüne eğmiş. Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha şansını denemiş:

-Adam, adam ! Hadi aç artık şu pencereni. Al beni içeri !

Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam !

Adam kararlı, adam ısrarlı: Yok, yok ben seni içeri alamam demiş. Biraz da kaba mıymış, neymiş lafı kısa kesmiş. İşim gücüm var, git başımdan.

Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç son kez adamın penceresine gelmiş:

Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri. Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm..

Birlikte yemek yeriz, bak hem de sen de yalnızsın? yanlızlığını paylaşırım, demiş.

BAZILARI GERÇEKLERİ DUYMAYI SEVMEZMİŞ !

Adam bu yalnızlık meselesine içerlemiş. Pek bir sinirlenmiş: Ben yalnızlığımdan memnunum, demiş. Kuştan onu rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş.

Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla çıkınca, başını önüne eğmiş, çekip gitmiş.

Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendi kendine itiraf etmiş: Hay benim akılsız başım; demiş. Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim ki? Şimdi böyle kös kös oturacağıma , keyifli vakit geçirirdik birlikte.

Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş: Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir hayat sürerim.

Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollardaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş.

Ama?? Onunki hiç görünmemiş. Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş ! Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış. Sonunda danışmak ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş. Olanları anlatmış. Bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve demiş ki:

?KIRLANGIÇLARIN ÖMRÜ 6 AYDIR?.?

HAYATTA BAZI FIRSATLAR VARDIR, SADECE BİR KEZ ELİNİZE GEÇER VE DEĞERLENDİRMEZSENİZ UÇUP GİDER !

HAYATTA BAZI İNSANLAR VARDIR, SADECE BİR KEZ KARŞINIZA ÇIKAR; DEĞERİNİ BİLMEZSENİZ KAÇIP GİDERLER ! VE ASLA GERİ DÖNMEZLER !

*************************

Dikkatli olun?.

Farkında olun?..

Ve bir düşünün bakalım;

Acaba siz bugüne kadar pencerenizden kaç kırlangıç kovaladınız?

Toplam 15906 mesaj
«784785786787788789790791792793794795796

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi