Önyargı

sayın hırs seddi,

önyargı, bizim henüz aile içersinde şekil almaya başladığımız o bebeklik dönemlerinde öğreti olarak bize verilen ilk derslerden biridir.

bu öyle bir öğretidir ki, ömrümüzün sonuna kadar bizim karşımızdaki birey ile gireceğimiz her diyologta ilk kullandığımız savunma silahımız olarak bilinçaltımızdan hareketlenecektir.

sizinde ifade ettiğiniz gibi biri/birilerini kaybetmeye yol açacağı gibi kendimizede vereceğimiz en büyük zarar olarak hanemize işlenecektir.

önyargıdan sıyrılmanın en güzel yolu kendi kişisel gelişimimizi tamamlamayı, karekteristik yapımızı oturmayı başarmamız olacaktır.

karşımda bir çocuk dahi olsa dinleyip anlamaya çalışan bir insan olarak, önyargılarımdan sıyrılmaya çalıştığımı düşünüyorum

kimseyi belli çerçevelerde değerlendirmiyor, kafamda şekillendirmiyor ve yahut sınırlamaya çalışmıyorum.Forumda dahi sadece yazdıklarımıza bakarak belli bir zemine oturtulmaya çalışılıyoruz, bu kadar yanlış bir davranış sadece en çok ihtiyacımız olan şeyi ,diyaloglarımızı, baltalar başka da bir işe yaramaz diye düşünüyorum

sayın hırs seddi,

sizi tebrik ederim. çocukları dinlemeyi başarabiliyorsanız iyi bir iletişimcisiniz diyebilirim (:

haklı söylemlerdesiniz, çoğumuz kullandığımız rumuzlardan yazdığımız cümlelerin içinden ayıklanan bir kaç kelimeye takılarak oldukça önyargılı davranmayı sürdürebiliyor ancak bu sadece onların sorunu değil bizimde sorunumuz.

iletişim kurma becerimiz reel hayatta ayrı zor, sanal dünyada iki kat daha zor. yinede bu önyargılarla yaklaşmayı gerektirmez derken şunuda eklemeden geçmeyeceğim her zaman temkinli ve tedbirli olmayıda ihmal etmemeliyiz.

bi belgeselde izlemiştim..önyargının içgüdüsel bir davranış olduğundan falan bahsediyordu..insanların kendilerini korumak için içgüdüsel olarak ilk gördükleri alışılmadık bir duruma direk önyargılı yaklaşıyorlar ve beklenmedik tehlikelerden kendilerini koruyorlarmış.bu nedenle kadınlar dışardan gelebilecek olan fiziksel tehlikelere karşı daha savunmasız olduklarından yeni tanıştıkları insanlara karşı daha fazla önyargılı olduklarından falan bahsetmişlerdi.paylaşmak istedim belgeselin yalancısıyım :)

haklısın esmer sekeri. mesela ben senin esmer bir bayan olduğunu düşünüyorum nickinden dolayı:)bu da bi önyargı aslında, doğru:)

umut, seninki de bi bakış açısı tabi, ama hayat belgesellerdeki gibi yaşanmıyor çünkü orada kullanılan deneklerle bizler çok farklıyız.Herkes kendi hatalarıyla yaşayacak bu dünyada tecrübe başkalarının yaşadıklarıyla değil, kendi yaşadıklarımızla kazanılacak

her zaman iyiyi, doğruyu, yanlışı haksızı görmemize engel olan yegane duygu

Önyargıları kırmak atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur.

EINSTEIN

sayın hırs seddi,

fiziksel özellikler, giyim, konuşma unsurları için kullanılan çok güzel bir söz vardır

insanlar görünüşleri ile girerler karakterleri ile çıkarlar..

sayın umut un izlediği belgesel in içeriği hakkında malümatım olmamasına karşın şunu belirtmekten geri kalmayacağım,

bireyleri tek tek ele almak en doğru karardır, bireyleri toplu halde değerlendirmek ise en büyük yanılgıdır bu deneylerin yanlış sonuçlar doğurduğunu elbette söylemez sadece deneylerden çıkan sonuçlar her bireyi bağlayıcı değildir.

örneğin kadınların daha önyargılı olduğu sonucu çıktı ise bu her kadın böyledir manasını taşımaz. bu nedenledir ki, her kadını ayrı ayrı değerlendirmek gerekmektedir.çünkü hayatımızın her evresinde yaşadığımız olaylar, çevre, yetiştiğimiz aile, aldığımız eğitim.. ve olayla karşısında verdiğimiz tepkiler öğretilerimiz başka başkadır.

...

hayatta hiçbir önyargım yok. yalnızca tüm insanlardan nefret ediyorum, demiş bir ufaklık:)

önyargı, savunma için psikolojik bir güdü. lakin bu iletişime ket vuruyorsa üzerinde durulması gereken bir durum var demektir.

neyse... belki bu dediğim de bir önyargı, kimbilir:) fazla takılmamalı. olacak olan oluyor. herşey gibi... rahat olun:)

Ahmet Hakan, Kemal Kılıçdaroğlu ile Ahmet Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik adlı kitabını tartışıyor... Kılıçdaroğlu klasik Öfkeli Şirin profilinde memnuniyetsizliğini sıralıyor; "yetersiz dersem, kendisini övmüş olurum, çapsız" diyor... Ahmet Hakan avını yakalamış aslan gibi son hamleyi yapıyor; kitabı okudunuz mu?

Cevap; "hayır."

Okuma gereği duydunuz mu?..

"Hayır.

Şimdi aslında okuyacaktım ama..."

Ve işte o an; peki o zaman bu durum biraz insafsızlık olmuyor mu?..

"..."

Irkçılık ve Önyargı

https://www.youtube.com/watch?v=wACddJxYq18

"Önyargıları, en çok, toprağı eğitimle gevşetilmemiş veya gübrelenmemiş kalpten silmek

zordur; orada büyürler, taşlar arasındaki otlar kadar kalıcıdırlar.."

***Charlotte Bronte***

Sizin bahsettiğiniz "önsezi" sanırım..Duyumsama..

Halbuki "önyargı"da hüküm vardır..Peşin bir hüküm..

***

6. hissin kuvvetli olması da çoğu zaman iyidir..Bazen bana da oluyor..

Yahudilerin baş düşmanı olan Hitler'in onlar hakkındaki önyargısını anlatan bir rivayet :

Bir gün Yahudilerin ticarete yatkınlığının olmadığına inanan Hitler'e yaverlerinden biri bunun aksini ispat etmek ister.. Kıyafet

değiştirip çarşıya inerler.. Önce üç Alman dükkanına gidip solaklar için fincanları olup olmadığını sorarlar..Aldıkları yanıt hep

aynıdır..

-"Maalesef yok.."

Sonra ilk rastladıkları bir Yahudi dükkanına girip, aynı istekte bulunurlar.. Dükkan sahibinin bir tepsideki fincanların saplarını göz

açıp kapayana kadar ters çevirip :

-"Buyrun dükkanımızın en iyi takımıdır, diyerek yaptığı sunuş gerçekten harikadır..Hitler yavere önyargılı olduğunu belirten şu

cevabı verir :

-"Bu olayın yetenekle ne ilgisi var anlayamadım.. Bu iş çeşit meselesi..İlk üç dükkanda yoktu, burada var.."

Öz yargı ile alakalıdır...

Kristof Kolomb bir kahvehanede onu kıskananların alay edercesine,

-"Amerika'yı keşfetmek zor değil, birazcık düşünmek gerekir" demelerine kızarak eline haşlanmış bir yumurta alır ve

-"Bu yumurtayı kim dimdik durdurabilir ?"diye sorar..

Hiç kimseden ses çıkmaz..Kristof Kolomb yumurtayı alıp dibini hafifçe ezerek oturtur oturtmaz herkes,

-"Ne kadar da kolaymış.." diye bağırır..

Kristof Kolomb,

-"Kolay ama biraz düşünmek gerekir.." diye cevap verir..

"Aldırmayın. İnsanlar sizi çözemedikleri zaman ön yargılarını kullanırlar.."

***Dostoyevski***