Nil Karaibrahimgil'in capsleri geldi aklıma hocam :)
Etik ile ilgili açılan davalardaki jürilerin verdiği gerekçeli kararları bir okumanızı tavsiye ederim. Kadro vermedi diye birbirini ısıran insanların olduğu ülkemizde sinirle iş yapılmayacağını düşünmeniz bana göre gerçekçi değil.
Naçizane düşüncelerinize kesinlikle katılıyorum ancak olduça fazla gerekçeli kararı bile olmayan etik ve asgari raporu bulunmakta.
Jüri adayın yaptıklarını gerekçeli karara yazmış daha sonra "başarısız olma gerekçesi:" diye ekleyip değerlendirmesini tamamlamış. Mahkemelerimiz bu saçma ve adil olmayan gerekçeli kararlarla oluşan asgari, başarısız ve etik davaları ile dolu.
Kendi özelimdeki durum da aynı sorunu teşkil ediyor. İlk verilen asgaride 4 makelemin 4 ünüde iptal ederek ve iptale gerekçeli karar eklemediği için ve Dk'dan dönmüş, 2. verilen etik kararında ise sadece yaptığım çalışmalar açıklanmış, etik verilme sebebi:" diye bırakılarak 2 makelemi silmiş ve değerlendirilme bitirilmiş. Ne yaptığım da belli değil yani :D
Kötülük yapanın yanına kalsın diye dua ediyoruz. Gel gelelim, komisyon ve memur ekibimiz (Eğer haklı ise Mahkemede kazanır zaten diyerek çok dikkatli davranmıyor ve mevzuatı tam anlamı ile uygulamaya biliyor) ve liyakatsizlik de buna çanak tutuyor.
Gerçekli bir karar olmadan veyahut eksik gerekçeli bir karar ile ; adayın savunması bile zarfından çıkarılıp (Dosya sayısı verilmeden) bir adaya etik veya asgari verilmesini insanların içi alıyorsa gerçekten bir şey diyemem.
Ancak burası bizim ülkemiz; Türkiyemiz, tabi ki ülkemizi evimizi çok seviyoruz ancak bazı gerçeklekleri, sıkıntıları gerek gözlemlerimizle, gerekse mahkeme kararlarında ki yorumlardan rahatlıkla çıakrabiliyoruz hocam.
Tel üzerinden yazıdğım için imla-yazım hatalarından doalyı özürlerimi beyan eder, sözlerimi direkt şahsınıza değil gene duruma ait bir görüşü açıklamak için yazdığımı bildirmek isterim. saygılarımla
Nil Karaibrahimgil'in capsleri geldi aklıma hocam :)
Etik ile ilgili açılan davalardaki jürilerin verdiği gerekçeli kararları bir okumanızı tavsiye ederim. Kadro vermedi diye birbirini ısıran insanların olduğu ülkemizde sinirle iş yapılmayacağını düşünmeniz bana göre gerçekçi değil.
Naçizane düşüncelerinize kesinlikle katılıyorum ancak olduça fazla gerekçeli kararı bile olmayan etik ve asgari raporu bulunmakta.
Jüri adayın yaptıklarını gerekçeli karara yazmış daha sonra "başarısız olma gerekçesi:" diye ekleyip değerlendirmesini tamamlamış. Mahkemelerimiz bu saçma ve adil olmayan gerekçeli kararlarla oluşan asgari, başarısız ve etik davaları ile dolu.
Kendi özelimdeki durum da aynı sorunu teşkil ediyor. İlk verilen asgaride 4 makelemin 4 ünüde iptal ederek ve iptale gerekçeli karar eklemediği için ve Dk'dan dönmüş, 2. verilen etik kararında ise sadece yaptığım çalışmalar açıklanmış, etik verilme sebebi:" diye bırakılarak 2 makelemi silmiş ve değerlendirilme bitirilmiş. Ne yaptığım da belli değil yani :D
Kötülük yapanın yanına kalsın diye dua ediyoruz. Gel gelelim, komisyon ve memur ekibimiz (Eğer haklı ise Mahkemede kazanır zaten diyerek çok dikkatli davranmıyor ve mevzuatı tam anlamı ile uygulamaya biliyor) ve liyakatsizlik de buna çanak tutuyor.
Gerçekli bir karar olmadan veyahut eksik gerekçeli bir karar ile ; adayın savunması bile zarfından çıkarılıp (Dosya sayısı verilmeden) bir adaya etik veya asgari verilmesini insanların içi alıyorsa gerçekten bir şey diyemem.
Ancak burası bizim ülkemiz; Türkiyemiz, tabi ki ülkemizi evimizi çok seviyoruz ancak bazı gerçeklekleri, sıkıntıları gerek gözlemlerimizle, gerekse mahkeme kararlarında ki yorumlardan rahatlıkla çıakrabiliyoruz hocam.
Tel üzerinden yazıdğım için imla-yazım hatalarından doalyı özürlerimi beyan eder, sözlerimi direkt şahsınıza değil gene duruma ait bir görüşü açıklamak için yazdığımı bildirmek isterim. saygılarımla
Hadi1212 , 2 yıl önce
Jüri üyesi he aşamada etiğe verebilir. Bu hatalı bir yorum. Kesin bilgi.
Söyle düşünün nicelik açısından asgari diyen jüri üyesi yayını derinlemesine okumuyor. Yani niteliğe girmiyor ki. Sandığınızın aksine asgariyi tutturamayan çok dosya geliyor. Aynı yayını iki üç yerde puanlayan, yanlış puanlayan anahtar sözcüğü bırakın sosyal bilim çalışmasını (bir yerden ortak çalışmış) fende puanlayan. 100 puanla başvuran çok aday var. Yazarın birini eksik bildirse hop asgari ye iniyor. Dolayısıyla sonradan etik ihlal keşfi normal bir durum.
Ama sandığınız gibi jüri sinirlendiği için falan yapmıyor bunu. Şimdi şöyle özellikle eseri birden çok yerde puanlama, Dr. öncesi dönemde dilimleme, gibi yada çok önemli olmayan ama sonuçta etik kusur olan durumlarda, etiğe verilmek çok ağır geldiği için adaylara kusurlu yayınlar çıkarılınca çıkarılınca asgariye düşüyorsa jüri asgari verir. Bazıları raporunda üstü kapalı yazar. Kimi ise yazmaz. Bu yüzden tavsiyem jürinin puanlamadan çıkardığı eserlerinize çok dikkatli bakmanızdır.
Hep tersini düşünülse de iyi niyet te bazen yanlış anlaşılıyor. Niye sinirlensin sana jüri arkadaşım? Bir iş vermişler işi yapıyoruz. Başarısız raporda bile böyle rapor yazanlar oluyor. Yani etiğe göndermemiş hoca ama raporunda açıkça yazmış, Dr. öncesi ortak çalışma için. Ama aday ne yapıyor? Başarısız raporlara itiraz. Sonucu belli. Hepimiz bilim insanıyız. Jürinin raporunu şöyle düşünerek okuyun. Varsayın ki o raporu en sevdiğiniz ve sizi en seven hoca, hatta doğrudan babanız yazmış. İyi niyetli biri yazdıysa ve böyle yazdıysa sorun ne diye sorun. O zaman itirazınızı bile daha gerçekçi yazarsınız.