Editörler : E.Kayı Han


Kapalı
24 Temmuz 2009 23:58

Atatürk: Komünizmin Görüldüğü Yerde Başı Ezilmelidir

Biz ne bolşeviğiz ne de komünist;ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız."

-Mustafa Kemal Atatürk-

Atatürk, millet realitesinin ve milliyetçiliğin temel unsurlarını red ve inkar eden Marksizm'in ve komünizmin kesinlikle karşısındadır. Ülkeyi felakete sürükleyecek, sınıflara bölecek, menfaat gruplarını çatışmaya sokacak bu ideolojilerin her zaman karşısında yer almıştır. Atatürk'ün başlattığı Türk Devrimi doğuşundan itibaren bu tehlikelerle karşılaşmış, Bolşevik liderler, Türkiye'de komünist köylü hareketin yapılmasını sürekli teşvik ve tahrik etmişlerdir. Komünistler, Türkiye'de milli ve bağımsız bir devletin kurulmasını istememişlerdir. Sosyal Hariciye Komiseri Çiçerin, daha 13 Eylül 1919'da, Sivas Kongresi sıralarında, Türk köylüsünün komünist olmayan idarecilere karşı isyan etmesini tavsiye ederek, Türk hareketine karşı davranış ve anlayışını göstermiştir.

Komünizmin Türk Devrimi için sakıncalı ve tehlikeli olduğunu, Büyük Atatürk çeşitli vesilelerle değişik zamanlarda ifade etmiştir. Sivas Kongresi'nden hemen sonra, Amerikalı General Harbord'a verilen 27 Eylül 1919 tarihli muhtırada Mustafa Kemal Paşa, Milli Harekat'ın amacını anlatmış ve komünizmle ilgili görüşlerini şöyle dile getirmiştir:

"Bolşeviklere gelince, bizim memleketimizde bu doktrinin hiçbir şekilde bir yeri olamaz. Dinimiz, adetlerimiz ve aynı zamanda sosyal bünyemiz tamamiyle böyle bir fikrin yerleşmesine müsait değildir. Türkiye'de ne büyük kapitalistler, ne de milyonlarca zanaatkar ve işçi vardır. Diğer taraftan zirai bir problemimiz yoktur. Son olarak, sosyal bakımdan dini prensiplerimiz bolşevizmi benimsemekten bizi uzak tutmaktadır." (Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, IV., 1917-1938, Ankara, 1964, s.78)

http://www.atamizindeyi******/01/resimler/20.jpg

Ayrıca Atatürk, çeşitli zamanlarda komünizmi tehlikeli gördüğünü ve hiçbir zaman bu karanlık sisteme geçit vermeyeceğini ifade etmiştir. Atatürk'ün bu konudaki bir sözü şöyledir:

6 Şubat 1921'de,

"Komünizm içtimai bir meseledir. Memleketimizin hali, memleketimizin içtimai şeraiti, dini ve milli ananelerinin kuvvetli, Rusya'daki komünizmin bizce tatbikine müsait olmadığı kanaatini teyit eder bir mahiyettedir." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. III, 2. Baskı, s .20)

2 Kasım 1922'de,

"Şurası unutulmamalı ki, bu tarz-ı idare, bir bolşevik sistemi değildir. Çünkü, biz ne bolşevizim ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız. Hülasa, bizim şekl-i hükümetimiz tam bir demokrat hükümetidir ve lisanımızda bu hükümet halk hükümeti diye yad edilir." (Ag.e, c .3, 2. Baskı, s. 20)

21 Haziran 1935'te,

"Türkiye'de bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü, Türk Hükümeti'nin ilk gayesi halka hürriyet ve saadet verme, askerlerimize olduğu kadar, sivil halkımıza da iyi bakmaktır." (A.g.e., c. 3, 2. Baskı, s. 99)

Son derece ileri görüşlü bir insan olan Atatürk'ün her zaman olduğu gibi bu düşüncesinde de yanılmadığı açık bir gerçektir.

Nitekim, Rus yöneticilerin bu rejimi uyguladıkları ilk yıllarda, kendi vatandaşlarına bile nasıl zalimce davrandıkları bilinmektedir. Kitleler halinde Rus halkının katledildiği gerçeği, tüm dünyanın şahit olduğu bir olaydır. Lenin ve onu izleyen komünist yöneticiler, SSCB'ni meydana getiren milletlere bolluk, refah ve güzel bir yaşam vaad etmiş, ancak sözlerinde durmamışlardır. İnsanlara güzel bir hayat getireceği iddiasıyla ortaya çıkan bu sistem, uygulandığı ülkelerin halklarına ölüm, esaret ve sefaletten başka bir şey getirmemiştir.

Bütün bu olayları yakından izlemiş olan Atatürk, 1932 yılında Amerikalı subay Mac Arthur'la yaptığı bir konuşmada komünizmle ilgili düşüncelerini bütün açıklığıyla şöyle ifade etmiştir:

"Bugün Avrupa'nın doğusunda bütün uygarlıkları ve hatta bütün insanlığı tehdit eden yeni bir güç belirmiştir. Bütün maddi ve manevi imkanlarını top yekün bir şekilde, dünya ihtilali gayesi uğruna, seferber eden bu korkunç kuvvet, üstelik Avrupalılar ve Amerikalılarca henüz malum olmayan, yepyeni siyasal metodlar tatbik etmekte ve rakiplerinin en küçük hatalarından bile mükemmelen istifade etmesini bilmektedir. Avrupa'da çıkacak bir savaşın başlıca galibi ne İngiltere, ne Fransa, ne de Almanya'dır. Sadece bolşevizmdir. Rusya'nın yakın komşusu ve bu memleketle en çok savaşmış bir millet olarak biz Türkler, orada cereyan eden olayları yakından izliyor ve tehlikeyi bütün çıplaklığıyla görüyoruz. Uyanan Doğu milletlerinin düşünce yapılarını mükemmelen sömüren, onların milli ihtiraslarını okşayan ve kinleri tahrik etmesini bilen bolşevikler, yalnız Avrupa'yı değil, Asya'yı da tehdit eden başlıca kuvvet halini almışlardır." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 3, s. 94-95)

http://www.atamizindeyi******/01/resimler/21.jpg

Büyük Önder Atatürk Ali Fuat Cebesoy'a yazdığı mektupta komünizm tehlikesine karşı Türk Milleti adına duyduğu endişeyi şöyle dile getirmiştir:

"Komünistliğin memleketimizde değil, henüz Rusya'da bile tatbik kabiliyeti hakkında açık kanaatler hasıl olamadığı anlaşılmaktadır. Bununla beraber içerden ve dışardan çeşitli maksatlarla bu akımın memleketimizi içine girmekte olduğu ve buna karşı akla uygun tedbir alınmadığı takdirde milletin pek çok muhtaç olduğu birlik ve sükununu bozan durumların ortaya çıkması da imkan dairesinde görülmüştü. ..." (31 Ekim 1920, SD, IV, s. 360-361, Ali Fuat Cebesoy'a yazdığı mektuptan)

Atatürk, tüm dünyayı tehdit eden bu tehlikeye karşı, milletin düşüncelerinde ve sosyal kurumlarda uygulanacak yöntemleri çözüm olarak görmektedir. Bu tehlikeye karşı öngördüğü değişiklikleri ise kendi sözleriyle şöyle özetlemek mümkündür:

"Rusya hariç olmak üzere bütün dünyada, her kişi menfaat ve zararı kendine ait olmak üzere hayatını düzenler. Yalnız her kişiye çalışmalarında yeni yasal vasıtalar ve haklar verilir." (Medeni Bilgiler ve M. K. Atatürk'ün El Yazıları, Afet İnan, s. 68)

"Devlet bireyin yerini alamaz, fakat, bireyin gelişme ve kalkınması için genel şartları göz önünde bulundurmalıdır. Devlet eliyle yapılacak işler, bireyin büyük kar getirmediğinden dolayı yapmayacağı işler veya milli çıkarlar için gerekli olan ekonomik işleri kapsar. Özgürlüklerin ve yurt bağımsızlığının sağlanması ve korunması ile iç işlerinin düzenlenmesi nasıl devletin görevi ise, devlet vatandaşların öğretimi, eğitimi, sağlığıyla ilgilenmek zorundadır. Devlet, memleketin asayiş ve savunması için yollarla, demir yolları ile, telgrafla, telefonla, memleketin hayvanlarıyla, her türlü taşıtlarıyla, milletin genel servetiyle yakından ilgilidir. Memleket yönetiminde ve savunmasında, bu saydıklarımız, toptan, tüfekten, her türlü silahtan daha önemlidir. ... Özel çıkarlar çoğunlukla, genel çıkarlarla tezat halinde bulunur. Bir de, özel çıkarlar, en nihayet rekabete dayanır. Oysa, yalnız bununla ekonomik düzen kurulamaz. Bu kanıda olanlar kendilerini, bir serap karşısında, aldatılmaya terk edenlerdir. ...Bir de, ferdin kişisel çalışmaları, ekonomik kalkınmanın esas kaynağı olarak kalmalıdır. Ferdin inkişafına (gelişme) mani olmamak bilhassa iktisadi sahadaki özgürlük ve teşebbüsler önünde devletin kendi faaliyeti ile bir engel yaratmaması demokrasi prensibinin önemli esasıdır. (Medeni Bilgiler ve M. K. Atatürk'ün El Yazıları, Afet İnan, s. 46-47)

Türkiye'ye sosyal, ekonomik ve kültürel yön vermeyi hedefleyen Atatürk, hedefini gerçekleştirmede komünizmi, halkı için büyük bir tehlike olması dışında farklı bir şekilde değerlendirmemiştir. Çünkü, bu kuramda fert yok, devlet vardı. O, "Ferdin hakkı ferde, devletin payı devlete" diyordu. Ne ferdi yutan devlet, ne devleti sömüren fert olmalıydı. Bu nedenle devletçilik ilkesini esas aldı.

Bu düşüncelerinin aksi yani komünizmin uygulanması halkın özgürlüğünün alınması, ülkenin kalkınma yerine yok olma sürecine girmesi demekti. Bu nedenlerledir ki, Atatürk komünizmi aziz Türk Milleti için büyük bir tehlike olarak görmüştür. Komünizmin hiçbir şekilde, hayatını adadığı vatanına girmesini istemeyen Atatürk Milleti'ni bu büyük tehlikeye karşı uyarmıştır. Yüce Atatürk'ün, "Komünizm, Türk Dünyası'nın en büyük tehlikesidir. Her görüldüğü yerde ezilmelidir." (Faruk Şükrü Yersel, Eskişehir Gazetesi, 1926) sözlerinde Türk Milleti'ne yaptığı uyarı açıktır. Bu nedenle Türk Milleti, komünizmi en büyük düşman bilmeyi ve gördüğü her yerde ezmeyi, Türklüğe karşı manevi bir sorumluluk olarak kabul etmektedir.

Kaldı ki, Türk Milleti'nin üstün zekasının bilincinde olan Atatürk, komünizmin Türkiye'de hiçbir zaman başarılı olamayacağını, bizzat defalarca ifade etmiştir. Örneğin, 1935 yılında yaptığı bir konuşmada "Türkiye hiçbir zaman bolşevik olmayacaktır. Çünkü Türk Hükümeti'nin ilk amacı halka özgürlük ve mutluluk vermek, askerlerimize olduğu kadar sivil halka da iyi bakmaktır." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 3, s. 99) ifadelerini kullanmıştır.

Atatürk başka konuşmalarında da komünizme karşı olan kesin kararını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Aynı zamanda Büyük Önder komünizmi, faşizm ve Nazizm'le birlikte şu sözleriyle değerlendirerek bu konulardaki düşüncelerini de şöyle dile getirmektedir:

"Biz büyük savaşlar görmüş, büyük bir milletiz.. Ama savaşçı değil, barışçı felsefeyi benimsemiş bir milletiz. ... Kendimizi dünyadan soyutlayamayız. Dünya nimetlerinin emperyalist ülkeler tarafından zaman zaman pervasızca paylaşıldığını ve bu paylaşma esnasında gelişmemiş ülkelerin tarihten silindiğini hafızalardan silmek kadar gaflet olamaz. Dünyanın bugünkü durumu hiç de parlak görünmüyor. Her ülke, gençliğini bir başka ideolojiye sahip olarak yetiştirme gayreti içinde. İtalya faşizm ideolojisine dört elle sarılmış. Bu ülkenin diktatörü olan Mussolini ülkesinin sekiz milyon faşist gencinin süngüsü üzerinde yaşadığını haykırıp duruyor... Almanya'da Hitler'in yaydığı Nazilik de faşizmin bir başka, bir büyük tehkileli benzeridir. Hitler bir ırkçıdır. Dikkat buyurunuz, milliyetçi demiyorum, ırkçıdır diyorum. Alman ırkını en üstün ırk olarak gören bir mecnundur. Tekmil Alman gençliğini peşine takmış, onlara bu ideali aşılamıştır. Moskova'da oynanan oyun ise bir başka türlüdür. Stalin yalnız kendi gençliğine değil, dünya gençliğine komünistlik ideolojisini aşılamaya çalışıyor. Komünistlik propagandasının, fukarası ve cahili çok ülkelerde ne kolay taraftar topladığı ise ortada bir gerçektir." (Atatürk'ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti, Sabiha Gökçen, s.155)

"... Hayır. Ne komünizm ne de faşizm... Bu iki ideoloji de memleketimizin, ulusumuzun gerçeklerine karakterine asla uymaz. Şunu da hemen ilave edeyim ki, ne faşizmin ne de Nazizm'in sonu yoktur." (Atatürk'ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti, Sabiha Gökçen, s.159)

Bu sözlerden de açıkça anlaşıldığı üzere, Atatürk açık beyanlarıyla komünizmi "en büyük düşman" ilan etmiştir. Faşizmin de komünizmin de Türk Milleti içinde barınamayacağına dikkat çekmiştir. Milletine, komünist veya faşist olmamayı, bu eğilimleri her görüldüğü yerde ezmeyi ve komünist yayılmacılığa karşı Misak-ı Milli sınırlarını korumayı vasiyet etmiştir.


xee4
Kapalı
25 Temmuz 2009 00:11

Lenincik ve stalinciklerin nutku tutuldu galiba..))))))


soldayim
Kapalı
25 Temmuz 2009 00:16

Ülkeyi felakete sürükleyecek, sınıflara bölecek,.....

komünizm sınıfsız bir toplum öngörür arkadaşım....


xee4
Kapalı
25 Temmuz 2009 00:23

kapitalizmden ne farkınız var?

Kapitalizm sermayenin bölüşülüp paylaşılmasını istemez.

Komünizm ise sefaleti paylaştırır.

Her iki akımda bu işi kan dökerek yapar.

Barbarlık ve vahşet ortak yanları değil mi?


soldayim
Kapalı
25 Temmuz 2009 00:26

senin bahsettiğin sistem kapitalizm değil mi:))))


sabamelikesi .
Kapalı
25 Temmuz 2009 00:30

ama komünizmin başını ezmeden önce,

bu ideolojiye sahip ülkelerden özellikle de RUSYA ya yakın durarak ekonomik yardımlar alınmalı diil mi ama?????

:))))

vallah,

komedi gibisiniz yaaa....


xee4
Kapalı
25 Temmuz 2009 00:32

Haklısın soldayım,

stalin ve lenin dönemlerinde milyonlarca insanı komünizm katletmedi kapitalistler katletti..))))

ve doğal olarak 1950'li yıllardan sonraki insan katliamlarıda kapitalistler tarafından yapılmadı komünistler tarafından yapıldı..))


xee4
Kapalı
25 Temmuz 2009 00:35

saba bırak masal anlatmayı,

Yukarıdaki sözler Atatürk tarafından söylenmiştir.

Herhalde bunları inkar edecek kadar madara durumuna düşmessin.

Çünkü kaynakları verilmiş.


soldayim
Kapalı
25 Temmuz 2009 00:36

her sistem hatalarıyla yaşıyor... önemli olan genelleme hatalarına düşmemek... kapitalizmin pazar arayışı derdiyle çıkardığı savaşları unutuyorsun tabiiii.. amerikalı amcaların incirlik üssünden havalandırdığı uçakları yanıbaşımızda israilin yaptıklarını.. daha neler neler...


sabamelikesi .
Kapalı
25 Temmuz 2009 00:38

yaw sen gibi dengbej yani masalcılar oldukça bize iş mi düşer????

benim dediklerimin de kaynağı zaten çok ama sen gibi uzunnnn kopyala yapıştır yapmaktansa kısa yazıp suratına çakmayı tercih ettim...

ama varya,

ne de güzel ettim diil mi???

:)))


xee4
Kapalı
25 Temmuz 2009 00:42

soldayım,kapitalizmin vahşetini anlatırken

bırak incirliği,

vietnam,afganistan ırak,ortadoğu, balkanlar,güney amerika vs.vs.

Bunları unutmuşsun ..(Sadece hatırlatmak istedim)

Birde şu lenin ve stalinin katliamlarından anlat hele.Biraz bilgi dağarcığımız güncellensin.


xee4
Kapalı
25 Temmuz 2009 00:47

Ne o saba,

zorunamı gitti yaptığınız barbarlık ve vahşetleri anlatmak.

Bunları tarih nefretle hatırlayarak sizin suratınıza çarpıyor,

Ama nerde o surat kösele olmuş. Yaptığınız vahşetlerde döktüğünüz kanlar anlatılıp suratınıza vurulduğu zaman nisan yağmuru zannediyorsunuz.


soldayim
Kapalı
25 Temmuz 2009 00:48

tarih bilgimizi yeniliyoruz herhalde merak ettim sen açık açık ben kapitalizmin tarafındayım diyorsun dimi?????

benim ideolojimde insana değer vardır.. ben her türlü şiddetin ve katliamın karşısındayım stalininde hitlerinde

dersim katlamını yapanlarında sivası yakanlarında....


xee4
Kapalı
25 Temmuz 2009 01:00

Sn soldayım;

Ne alaka yazdıklarımı iyi okumuyorsun,

Kapitalizme senden 10 kat daha fazla düşmanım.

Ama komünizminde ondan aşağı kalır yeri yok

Elinin altında google denen arama motoru var. Gir bakalım

kapitalizmin ve komünizmin vahşet ve barbarlıkları diye.

Güncellemeye yardımcı olur.


soldayim
Kapalı
25 Temmuz 2009 01:02

oooo sen siyaseti google ile yapıyorsan vay senin haline biz de oturmuş kimlerle konuşuyoruz....


Seyhanli-01
Yasaklı
25 Temmuz 2009 01:22

yok artık daha neler :))

ozaman benim ilhan selcuk abiyi pataklama hakkım varmı yani bir an kendimi ülkü ocaklarında yıkım ekibindeymiş gibi hissettim.

sucluların

katillerin

eroincilerin korkulu ruyası

adaletin şaşmaz terazisi...

hak arayanların ilk duragı...

komünizm belasının yerle yeksan olmasına vesile olan kahraman vatansever ülkücü :))


Seyhanli-01
Yasaklı
25 Temmuz 2009 01:24

ne hikmetse bu komünizm rahatsızlığı sag cehahta özelliklede ülkücü camia içinde tavan yapmış durumda

sebebi hikmeti ne olaki?post kavgası rant kagası falan mı acep


ismetK
Yasaklı
25 Temmuz 2009 11:37

ordu göreve pankartı açan arkadaşlar atatürk posterinin yanında lenin resmini taşıyorlardı.o zaman bu arkadaşlar atatürk düşmanı pis komililer o zaman.


cihaderi
Yasaklı
25 Temmuz 2009 20:12

Güzel bir başlık.

Tam destek.

Hatta hem komünizmin hemde komünistlerin görüldüğü yerde başları ezilmeli.


cnkc
Yasaklı
25 Temmuz 2009 20:17

İyi araştırmak lazım bu lafın doğruluğunu.Kaynak sağlammı.Ben şahsen Atamın böyle bir laf söyleyebileceğine inanmıyorum.Ki o günlerdeki en büyük müttefikimiz Sovyetlerken usta bir asker ve siyaset adamı bu lafı etmez gibi geliyor bana.


soldayim
Kapalı
25 Temmuz 2009 20:25

bi de atatürk'ün bursa nutku var onu da bulun okuyun.....

Toplam 24 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi