Benim değil de bi arkadaşımın anısı..
Her öğretmenler gününde hatırladığı bi ögretmeni varmış. Unutamıyomuş çünkü, eğer o gün kendisini tahtaya kaldırmasaymış, o gün de diğer sıradan günler gibi hafızasından silinip gidebilirmiş..
Henüz ilkokul birinci sınıfta okuyan bir kız çocuğuyken, okullarına sağlıkçılar aşı yapmak için gelirler bir gün. O zamanki boydan önlüklerde, kollarını açabilmek için önlüğü tamamen çıkarmaları gerekir. Önlükler çıkarılır, aşılar olunur. Ancak bazıları önlüklerini giymeye vakti olmadan sınıfına çıkmak durumunda kalır. Giyinmeyi yetiştiremeyenlerden biri de O'dur. Sınıfa girer, sırasına oturur önlük elinde. Öğretmen, çocukları sırayla tahtaya kaldırıp fiş yazdırıyodur. Kendisi ön sıralarda olduğundan sıra ona çabucak gelecektir. Ancak O, önlüğünü giyemediği için yarı çıplak olduğunu düşünmekten ziyade; külotlu çoraplarındaki lastiklerin verdiği müthiş utançla baş etmeye çalışıyodur. Çoraplarının üzerinden bacağını saran, saç tokası gibi (ama daha kalını) lastikler takılıdır ki, bedenine büyük olan çorapları aşağı sıyrılmasın..
Annesi, kendisine hep büyük çoraplar alır, hızlı büyümesi sebebiyle daha sık yeni çoraplar alma zorluğunu yaşamasın diye.
Tahtaya kalkar, öğretmeninin kendisinden istediği: "Işık ılık süt iç" i, hesap sorar gibi, isyan eder gibi yazar.
Bunu en iyi o çocuk anlatırdı tabi.. takdir edersin ki artık o çocuk yok. ( büyümüş) Biz o minnacık yüreğin, kocaman duygularını ne kadar anlatmaya çalışsak yavan kalır..
Benim değil de bi arkadaşımın anısı..
Her öğretmenler gününde hatırladığı bi ögretmeni varmış. Unutamıyomuş çünkü, eğer o gün kendisini tahtaya kaldırmasaymış, o gün de diğer sıradan günler gibi hafızasından silinip gidebilirmiş..
Henüz ilkokul birinci sınıfta okuyan bir kız çocuğuyken, okullarına sağlıkçılar aşı yapmak için gelirler bir gün. O zamanki boydan önlüklerde, kollarını açabilmek için önlüğü tamamen çıkarmaları gerekir. Önlükler çıkarılır, aşılar olunur. Ancak bazıları önlüklerini giymeye vakti olmadan sınıfına çıkmak durumunda kalır. Giyinmeyi yetiştiremeyenlerden biri de O'dur. Sınıfa girer, sırasına oturur önlük elinde. Öğretmen, çocukları sırayla tahtaya kaldırıp fiş yazdırıyodur. Kendisi ön sıralarda olduğundan sıra ona çabucak gelecektir. Ancak O, önlüğünü giyemediği için yarı çıplak olduğunu düşünmekten ziyade; külotlu çoraplarındaki lastiklerin verdiği müthiş utançla baş etmeye çalışıyodur. Çoraplarının üzerinden bacağını saran, saç tokası gibi (ama daha kalını) lastikler takılıdır ki, bedenine büyük olan çorapları aşağı sıyrılmasın..
Annesi, kendisine hep büyük çoraplar alır, hızlı büyümesi sebebiyle daha sık yeni çoraplar alma zorluğunu yaşamasın diye.
Tahtaya kalkar, öğretmeninin kendisinden istediği: "Işık ılık süt iç" i, hesap sorar gibi, isyan eder gibi yazar.
Bunu en iyi o çocuk anlatırdı tabi.. takdir edersin ki artık o çocuk yok. ( büyümüş) Biz o minnacık yüreğin, kocaman duygularını ne kadar anlatmaya çalışsak yavan kalır..