Editörler : Lanet
09 Temmuz 2013 22:40

Korkulan Yaşam Türü?

suratına kezzap dökülmüş ve yaralı bir yüzle yaşamını sürdürmeye çalışmak...


_neden_
Müsteşar Yardımcısı
10 Temmuz 2013 00:50

Korkulan ölüm türü,

Korkulan yaşam türü,

Herkesin korkuları ayrıdır muhakkak...

Her iki tür korku da insana bilim kurgu filmlerini hatırlatıyor...

Seyretmekten hiç haz almayacağım tür, sanırım ikinci kısım korkular olur/olurdu...

Buna örnek; yaşlandığım halde yaşıyor olmak...


teye
Şube Müdürü
10 Temmuz 2013 13:02

evin yolunu bulacak düzeyde bi aklım var..onu kaybetmekten korkarım


ilahiyatçıKKÖ
Şube Müdürü
16 Temmuz 2013 23:42

yalnız yaşlanmak


baymuğalif
Aday Memur
22 Temmuz 2013 13:37

herkesin hayatı berbattır yavrum. yeterki doğru yerden bakmasını bil.

22 Temmuz 2013 22:51

bitkisel hayatt..


azeyneo
Aday Memur
23 Temmuz 2013 22:38

Yaralı yüzle yaşamayı korku ögesi olarak sunarsak,yüzünde yarayla yaşayan insanlar ne yapsın?


mdkr
Daire Başkanı
24 Temmuz 2013 09:33

insanların seni görünce bundan zarar gelir diyerek yolunu değiştirmesi olsa gerek


alksan
Kapalı
24 Temmuz 2013 10:53

Yalnizlik


tarihcilik
Şube Müdürü
25 Temmuz 2013 00:59

yoktur.


_neden_
Müsteşar Yardımcısı
24 Mart 2014 07:18

İçinde bulunduğumuz yaşam türü... Türleri diyemeyeceğim çünkü büyük çoğunluğumuz modern ölüler olarak yaşamaktayız...

Modern mankurtlar...

Saçlarımız kazınıp başımıza taze deve derisi geçirildikten sonra çöl sıcağında yaşayacağımız kadar ekmek ve suya terkedilmedik belki... Ama mankutlaştırmanın yolu tek değil ki!..

Gece uyuyacağım, sabah uyanacağım, ne giyeceğim, nasıl yaşayacağım, hangi marka telefon, bilgisayar, araba, ev, mobilya ve daha saymakla bitmeyen kullanmam için modernizmin dayattığı angarya...

Kafka'nın Samsa'sını öldüren de bir çeşit mankurtlaşma değil mi?.. Ama biz ölmüyoruz!.. Aksine başımıza geçirilen derinin altında kazınan saçlarımızın çıkarken tekrar derimize batması bize bir çeşit mazoşist haz veriyor... En çok acı çekenimiz toplum gözünde en değerli yerde oluyor... Ona özeniyoruz... Bizim kafamızdaki deri neden onunki kadar taze, kanlı canlı değil, neden saçlarımızın birkaç teli derimize batmıyor diye hayıflanıyoruz... Hatta bu yolda en yakınımızı bile tanımıyoruz... Biz "en" olmalıyız...

En akıllımız ya da kendini öyle sananımız bu ve bunun gibi satırları yazdıktan sonra vücudunu yataktan aşağı atıp biraz daha mankurtlaşmak ve diğerlerine yaklaşmak için güne başlayanımız!..


küll hece
Memur
16 Nisan 2014 00:48

Kimsesiz ve çaresiz kalıp yaşlanmak, sağlığı kaybetmek.


1789__ÖKK
Müsteşar Yardımcısı
27 Nisan 2014 09:29

Sevgilerin tükendiği bir toplumda yaşamak en zor olanı, nefretle bakan gözlerle dolu bir ortamda yaşaması daha da kötü olur diye düşünüyorum, düşünmesi bile çok berbat geldi bir an.. Sevgi her şeydiro görülmeyen ama en yüce duygunun olmaması kabus gibi..Allah'ım yüreklere sevgi koysun, yüreklerimiz hep sevgi ve merhametle dolsun..

Toplam 12 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi