Benim gözlemlediğim eğitimdeki 1. sorun herkesi zorla eğitmeye/öğretmeye çalışmamız. Dolayısıyla eğitim/öğretime açık olmayan kişilerin içinde olduğu bir sınıfta öğretmen, öğrenci ve idareciler için sıkıntılar baş gösteriyor.
Mevcut eğitim sistemimiz öğrenciyi bahçede, sokakta, evde değil sınıfta tutup bir nevi sürekli kontrol altında bulundurmak üzerine kurulu olduğundan dolayı haftalık ders saati ve ders sürelerinde bir azaltma yapılacağını düşünmüyorum.
Okulun şu anki toplumdaki yeri aile açısından; "çocuğumun en azından nerede olduğunu biliyorum, en azından kontrol altında bulunuyor" mantığı. Öğrenci öğretmen eşliğinde ne kadar çok zaman geçirirse o kadar iyi olur düşüncesi ailede hakim olduğu için ders, ders sonrası çalışma, kurs ne varsa çocuğunu gönderme peşinde. Eğitimde hala süreye bakılıyor, nitelik ve kalite fazla önemsenmiyor.
Okul yöneticileri neredeyse sorun çıkmasın diye teneffüs olsun istemeyecek. Teneffüs süreleri çok kısa, 5-10 dk lik teneffüslerde öğrenciler hiç bir ihtiyacını gideremiyor ve derse gergin giriyor, 40dk boyunca öğretmenle ve dersle bir alakası olmuyor.
Öğrencilerin okul içinde ve dışında sosyal, sportif faaliyetler yapması, projeler geliştirmesi mantıklı, güzel ve kulağa hoş gelen bir düşünce. Fakat öğrencileri bu faaliyetlere yönlendirecek yeterli fiziki imkan ve en önemlisi öğrencide istek yok. En güzel faaliyeti yapsanız da katılmayan öğrenciler var. Hiç bir derse, konuya, faaliyete ilgisi olmayan öğrenciler var maalesef. Öğrenci boş kaldığı ve fırsat bulduğu her an telefonda oyun/sosyal medya peşinde koşuyor hiç bir şey yapamazsa vuruyor kafayı yatıyor. Beden eğitimi ve müzik dersinde dahi öğrenci kaytarma peşinde. Boş durmak hiç bir şey yapmamak istiyor gençler. Bu durum bir de ergenliğin getirdiği sağa sola zarar verme, etrafını rahatsız etme, sürekli tahrip etme alışkanlıkları ile birleşince...
Burada saydıklarım ve sayamadıklarımı birleştirince "ders süreleri kısalmalı, tenefüs süreleri biraz daha artırılmalı. Öğrencilerin sosyalleşebileceği, sportif faaliyetler yapabileceği, projeler geliştirebileceği alanlar oluşturulmalıdır. Öğrencinin isteği ve velinin desteği ile okul bitince yada hafta sonunda kendi isteğiyle buralara gelip kullanabilmeli." fikri ütopyadan ileri gidemiyor. Bu konularda yol alabilmemiz için toplumsal, köklü bir değişime ihtiyaç var.
Benim gözlemlediğim eğitimdeki 1. sorun herkesi zorla eğitmeye/öğretmeye çalışmamız. Dolayısıyla eğitim/öğretime açık olmayan kişilerin içinde olduğu bir sınıfta öğretmen, öğrenci ve idareciler için sıkıntılar baş gösteriyor.
Mevcut eğitim sistemimiz öğrenciyi bahçede, sokakta, evde değil sınıfta tutup bir nevi sürekli kontrol altında bulundurmak üzerine kurulu olduğundan dolayı haftalık ders saati ve ders sürelerinde bir azaltma yapılacağını düşünmüyorum.
Okulun şu anki toplumdaki yeri aile açısından; "çocuğumun en azından nerede olduğunu biliyorum, en azından kontrol altında bulunuyor" mantığı. Öğrenci öğretmen eşliğinde ne kadar çok zaman geçirirse o kadar iyi olur düşüncesi ailede hakim olduğu için ders, ders sonrası çalışma, kurs ne varsa çocuğunu gönderme peşinde. Eğitimde hala süreye bakılıyor, nitelik ve kalite fazla önemsenmiyor.
Okul yöneticileri neredeyse sorun çıkmasın diye teneffüs olsun istemeyecek. Teneffüs süreleri çok kısa, 5-10 dk lik teneffüslerde öğrenciler hiç bir ihtiyacını gideremiyor ve derse gergin giriyor, 40dk boyunca öğretmenle ve dersle bir alakası olmuyor.
Öğrencilerin okul içinde ve dışında sosyal, sportif faaliyetler yapması, projeler geliştirmesi mantıklı, güzel ve kulağa hoş gelen bir düşünce. Fakat öğrencileri bu faaliyetlere yönlendirecek yeterli fiziki imkan ve en önemlisi öğrencide istek yok. En güzel faaliyeti yapsanız da katılmayan öğrenciler var. Hiç bir derse, konuya, faaliyete ilgisi olmayan öğrenciler var maalesef. Öğrenci boş kaldığı ve fırsat bulduğu her an telefonda oyun/sosyal medya peşinde koşuyor hiç bir şey yapamazsa vuruyor kafayı yatıyor. Beden eğitimi ve müzik dersinde dahi öğrenci kaytarma peşinde. Boş durmak hiç bir şey yapmamak istiyor gençler. Bu durum bir de ergenliğin getirdiği sağa sola zarar verme, etrafını rahatsız etme, sürekli tahrip etme alışkanlıkları ile birleşince...
Burada saydıklarım ve sayamadıklarımı birleştirince "ders süreleri kısalmalı, tenefüs süreleri biraz daha artırılmalı. Öğrencilerin sosyalleşebileceği, sportif faaliyetler yapabileceği, projeler geliştirebileceği alanlar oluşturulmalıdır. Öğrencinin isteği ve velinin desteği ile okul bitince yada hafta sonunda kendi isteğiyle buralara gelip kullanabilmeli." fikri ütopyadan ileri gidemiyor. Bu konularda yol alabilmemiz için toplumsal, köklü bir değişime ihtiyaç var.