Yazmak Üzerine

Stephen King?in, yazar adaylarına yaptığı kısa ve öz tavsiyeleri alıntılamak istiyorum... bana sayfalar dolusu sıkıcı yazma öğretilerinden daha samimi geldi...;

"1. Olay örgüsünü, hikayenin başladığı ana nasıl gelindiğini bir kenara bırakıp duruma odaklanın.

2. Metaforlara özen göserin. Benzetmeye yapmaya uğraşırken, inandırıcı olamazsanız, komik olursunuz. Dil oyunlarından elbette yararlanın ama onlar sanki aslında yokmuş gibi kendiliğinden dahil olsun yazdıklarınıza.

3. Diyaloglarda röntgenci bir tavrı benimseyin. Okurunuzla elbirliği edip karakterlerinizi en özel anlarında gizlice dinliyormuşsunuz gibi?

4. Bütün karakterlerinizi eşit ederecede sevin. Yazar için ?kötü karakter? diye bir şey yoktur.

5. Ritim duygunuzu geliştirin. Yazarken aksamayın, yavaşlamayın.

6. Yazacağınız hikaye için gereken ön araştırmayı yapın ama bunu okurun gözüne sokmayın.

7. Masanın başına oturmaktan asla vazgeçmeyin ve yazmaya bir gün bile ara vermeyin. Benim ilkem günde hiç değilse 2000 kelime yazmaktır.

"

(Teşekkür ederim)

Yazma (yazabilme) konusunda hiç araştırma yapmadım. Ancak bu kadar somut bir örnek, bence bir kitaptan alınabilecek dersten fazlası gibi duruyor. Örnekten kastım; siz, yazdıklarınız ve yazma öğretileri...

Yine kafama takılan şey; Zaten, hali hazırda çok güzel yazan bir insan, öğretileri ve öğrenilmişlikleri dikkate alıp, yazma öğretilerine göre yazmaya başladığında, kendi yazım tarzına bir kalıp vermiş olmaz mı?

Kalıplardan bağımsız, sınırsız bir üslupla yazması, hikayenin kalite derecesini daha iyi gösterir kanaatindeyim. (Başlığın ilerleyişine göre bu konuyu biraz daha uzatabilirim)

Aslında yazarken, fikrimde tereddütler de hasıl olmadı değil ama yine de belirtilmesi gereken bir fikir olduğunu düşünüp, göndermekten vazgeçmedim.

Bu arada, Stephen King?in tavsiyelerinden 3. maddenin sizde aslolduğunu, (gayret göstererek değil, kendiliğinden) doğal halde varolduğunu düşünüyorum. (işte bunun öğreti ile sağlanabilecek birşey olmadığını düşünüyorum)

ben de ilk ve son parağraflardaki beğeni ifadeleriniz için teşekkür ederim.

kafanıza takılan hususa gelince..;

bir yazarın özgün üslubunun oluşabilmesinin yolunun doğuştan gelen yeteneklerinin yanı sıra taklit ve gayretten geçtiğine inanırım.

işin mutfak kısmı sunumundan daha önemli kanımca..

kişinin yaşamdan çıkardığı dersler, gözlemleri, acıları vs. alt yapının bir bölümünü oluştururken, diğer yazarların yazdıklarından özümsedikleri de yabana atılmamalı...

bu onu kalıp içerisine sokmaz. tabi gelişimin sürekli olduğunu düşünürse...

kendini ispat etmiş yazarların yazmak konusunda verdiği taktikler de bence bu bağlamda değerlendirilmeli.

saygılar...

çok okuyan bir çok insanın hayalidir bir gün yazmak. ancak deneyimleyip gördüğüm şekliyle yazmak gerçekten çok zor. zira her yazmayı denediğimde yaşar kemel, kafka, dostoyevski, tolstoy gibi büyük üstadlar aklıma gelip hicaba düşüyorum cürretimden.

bu "mütevazilikle" hiç yazamıyacağım anlaşılan:))

boş bir sayfayı karalamak bile insanı hafifletir rahatlatır...

Yazmak testimizde olan suyu bardağa boşaltmak gibi bir şey... Testi boşsa da olmaz, bardağa nasıl boşaltacağımızı bilmezsek de...

Yazabilmek zor iştir.Önce kendine söz geçirmek gerekir.Zira yazdıklarını beğenememe sendromu ara ara nükseder.Bunu ben bile beğenmedim herkes neden okusun ki diye hicab duygusu baş gösterir.

Ama herşeyden önce yazabilmek için önce dolmak lazım.Ben yazmanın kişinin taşan kısmına denk geldiğine inanıyorum.Önce dolmalı, sonra taşınca bir süre sonra yazmaya başlıyorsun zamanla...

Yazma işi öncelikle bir sabır ve disiplin gerektirir.Bu ikisi olmazsa yazı çok zor yazılır.En önemlisi de iyi yazabilmek için bir kere çok okumak gerekir.

yazdıklarınızı beğenememe sendromu en çok muzdarip olduğum yazma engellerinden biri. yazıp çöpe attıklarımdan arta kalan yorgunluk yazının düşmanı, tembelliğimin yandaşı...

yazmak istiyorum,

ama neyi nasılyazacağımı,

kime neyi anlatacağımı bilmiyorum,

bu yüzden bu aralar, susma konusunda iyiyim.

(tutunamayanların bahçesi de olasa...)

niye burda ufaktanda olsa denemelerinizi yazmıyosunz okumak isterim kendi adıma, sizin için de bi adım atmak olur

Bir dönem küçük hikayeler yazıyordum..Henüz kimsenin görmediği hikayelerim ve şiirlerim var..Çok iyi değilim lakin ortaya konulan ürün insanı mutlu ediyor yine de..

Kendine saklamamalısın bence

bekliyoruz yazılarınızı, yazmak isteyenlere de örnek oluşturur

Her gün, ilham gelsin veya gelmesin yirmi satır yazınız.

Stendhal.

Yazmadan da oluyor artık,ama okumadan asla...

not al hep o notlar birleşince olur kitap

nereye ne yazdığını unutma hiç.forum blog gazete,roman hikaye senaryo vs

mesela senaryo mu yazıyorsun her cümlen kameraya çekilebilir olmalı.ne yazıkki kuralları var yazmanı

alkol kokan hiç bir şiir sarhoşken yazılmaz,yazılsada sonrada düzenlenir ayık kafayla.bunu da unutma