Editörler : E.Kayı Han
«30313233343536373839404142

kadir_07
Yasaklı
06 Ağustos 2009 08:16

G-Ü-N-A-Y-D-I-N....


kadir_07
Yasaklı
06 Ağustos 2009 08:19

El Kimin

Şehriyar'ım gözüm yaşı sel kimin,

Garip sen mi vetanında el kimin,

Sevdan üreğimde kara yel kimin,

Heç elden özgeye gardaş olar mı?

Haramzadalardan yoldaş olar mı?

Gurt gurtnan dolaşır, itler it inen,

Gurt şikarnan doyar, itler küt inen,

Yanaşmanın goynu dolar pit inen

Heç elden özgeye gardaş olar mı?

Fars, Çin, Urustan yoldaş olar mı?

Oğuz Atam bizi görse neyliyer,

Dövüner dizini helak eyliyer,

Yeğin geyze gelir, gönü göynüyer,

Heç elden özgeye gardaş olar mı?

Yılandan, çiyandan yoldaş olar mı?

Bed-güman değilem Allah kerimdir,

Turan hayalimdir, etim, derimdir,

Böyyük Asya nece olsa benimdir,

Gurt yuvalarına tilki dolar mı?

Ayıdan, Moskof'tan yoldaş olar mı?

Şehriyar'ım, incinmeyin sözüme,

Dost acı danışar dostun özüne

Gah ağlaram, gah vururam dizime

Heç elden özgeye gardaş olar mı?

Hayından, uğrudan yoldaş olar mı?

Şehriyar


2.birbir.620
Yasaklı
07 Ağustos 2009 00:25

İnsan kendine inandığı, savunduğu, doğru ve güzel bildiği değerlere, düşüncelere, teşebbüslere yiğitçe ve şerefle katılabilmeledir. İnsan olma sanatının baş döndürücü incelikleri bu katılıştadır.

Bu katılış yoksulluk getirebilir, ölüm getirebilir, yanlızlık getirebilir ama şahsiyet abidelerinin yükseldiği kaide budur.

Bize düşmanlarınmızı bile haysiyetli, saygıya layık gösteren, onları kendilerini, savundukları şeylere katmış olmalarıdır.

Hayata verdikleri anlamın içini gerektirdiğinde canları ile dolduranlar hayatı güzelleştiriyorlar, dünyayı değiştiriyorlar.

Hayatın kalbine yürüyenler için her netice bir zaferdir.

Çünkü yürüyüş demek zaten zafer demektir.


bir-bir
Yasaklı
08 Ağustos 2009 07:51

kadir ustam:))

Ey Güzel Kırım!

http://www.dailymotion.com/video/x9f5xa_ey-guzel-kirim-alper-alparslan_music

''Ne Kadar Uzaklarda da Olsak

KIRIM'a Hasretimiz Hiç Bitmedi

O Vatan ki Hep Bizim Kalacak''


bir-bir
Yasaklı
11 Ağustos 2009 05:48

AMAN OGLUM

Aman, oglum, satma sakın, elindeki topragı,

Anan kibi seni besler bereketli kucagı.

Piçen, arpa, aş istemez, verir sana bunları,

Sefil rezil olma sakın, satıp ana topragı.

Yediklerin, içtiklerin ep bu topraktan kele,

Cebindeki akçaları sana bu toprak vere,

Alma, armut, arpa bogday, bag ve bostan cumlesi-

Topragın verdigi baylık... satma sakın, topragı...

Onu bilip, sevmelisin çayır ile bagçayı,

Akça suvdur akar kiter, bitirirsin akçayı.

Bagça kitti, akça bitti, ne olur senin alın?

Aman oglum, topla akça, geri kaytar bagçayı.

Bak, senin bir çayırın bar... Ne guzeldir çokragı,

Şırıl, şırıl kele suvu, yarıp kara topragı.

Lanet ider sana çokrak, satma sakın çayırı,

Eger satsan, çevirirsin fenaya sen hayırı.

Saç tarlaya arpa, bogday, işle, bekle tarlayı,

Bir saçarsın- on alırsın, unutmayıp Hudayı,

Bir çuval bogdaya karşı, altın kumüş verirler,

Kereklerin er neyse- bunlar ile kelirler,

Aman oglum, satma sakın, elindeki topragı,

Anan kibi seni besler, bereketli kucagı

Piçen, arpa, aş istemez, verir sana bunları,

Sefil rezil olma sakın, satıp ana topragı.

İSMAİL BEY GASPIRALI

*


2.birbir.620
Yasaklı
11 Ağustos 2009 09:10

Türk birliğini işaret eden Kırımlı İsmail Bey Gaspıralı?ya layık!!!!


2.birbir.620
Yasaklı
20 Ağustos 2009 08:48

TEPREŞ ŞENLİKLERİ

21 Mart'ta başlayarak 20 Haziran'da sona eren bahar faslının tam ortası olan 6 Mayıs günü (eski 23 Nisan) gününe "yeşillik günü" denilmiştir. Mayıs ayının ilk günlerinde bitkilerin yeşillenmesi son haddini bulur. Bu günler kalpleri neşe ile dolduran, gönülleri coşturan en güzel günlerdir.

6 Mayıs (eski 23 Nisan) günü Hıdrellez'dir. Kırım Türklerinin diline bu söz "Kıdırlez" şeklinde girmiş ve kökleşmiştir. ihtiyarlar, ölümsüzlüğe kavuşmuş olduğuna inanılan ilyas Peygamber'in o günde çölleri, tarlaları dolaşmaya çıktığını ve bazı kimselere, güzel, islâmi ve insani amelleriyle Allah'a yaklaşmış, Allah sevgisini kazanmış olan müminlere göründüğünü söylerlerdi. Halkımız bu peygambere "Hıdırnebi" / Kıdırnebi ve "Hıdır ilyas" dahi der. Bunu görmek şerefine nail olan kimsenin bütün arzularının yerine geleceğine inanılırdı.

Eskiden halkımız günlerin hesabını Hıdrellez ve Kasım ile tutardı. Birçok işlerinde bunlardan birisini işin başlangıcı, diğerini ise sonu sayardı. Fakir zengine çırak veya çoban olarak yanaşırken "Hıdrellez'den Kasım'a kadar" yahut "Kasım'dan Hıdrellez'e kadar" diye bir sözleşme olurdu aralarında. Bu, altı ay için bir anlaşma sayılırdı. Bir sene için de yapılırdı bazen anlaşmalar. O vakit "Hıdrellez'den Hıdrellez'e" yahut "Kasım'dan Kasım'a" denilirdi. Düğün ve nişanların günleri de çok kezler "Hıdrellez'in haftasına" veya "Kasım'dan iki hafta evvel" diye kararlaştırılırdı.


2.birbir.620
Yasaklı
20 Ağustos 2009 08:52

Dobruca Kırım Türkleri Hıdrellez / Kıdırlez gününü bir dini bayram gibi kutlarlar. O gün için ayrıca beslenmiş kuzular kesilir. Her evde "maylı kalakay" (yağlı çörek) pişirilir. Öğle namazından evvel kalabalık sayıda camiye gelirler, kurbanlar bağışlarlar, Ulu Tanrıya yalvarırlar. Öğle namazını eda ettikten sonra, cami avlusunun bir köşesinde, yeşil çimen üstünde otururlar ; maddi durumları iyi olanların o günün şerefine ve ölülerinin ruhlarının şadlığı için gönderdikleri semiz kuzu etini, pek lezzetli kuzu sorpasını, kürpe botkasını (bulgur pilâvını), sütlaşı ve maylı kalakayı yerler, adamakıllı doyarlar ; verdiği nimetler için Yüce Mevlâ'ya şükrederler. Zenginler fakirlerin evlerine de gönderirler et ve yemek. herkes doya doya yemelidir Allah'ın verdiği nimetlerden Hıdrellez /Kıdırlez günü. Eskiden, öğretmen, okuldaki bütün öğrencileri de getirirdi Hıdrellez duasına ve sofrasına... ilâhiler okurlardı çocuklar. Hıdrellez günü işlenen hayırların, yürekten kopan yalvarışların mutlaka Allah indinde makbule geçeceğine inancı vardır halkımızın...


2.birbir.620
Yasaklı
20 Ağustos 2009 09:01

Hıdrellez'den sonra gelen ilk Cuma günü "Tepreş" günü olarak kararlaştırılmıştı. Hıdrellez Cuma gününe rastlarsa, bu pek iyi bir alâmet addedilirdi. "Kıdırlez Cuması" dahi derlerdi bu güne. "Tepreş" kelimesinin canlanmak, hareketlenmek manasına gelen depreşmek (tepreşmek) fiilinden türediği düşünülmektedir. Ayrıca bir başka fikre göre Arapçada, kırlara çıkarak gezinti yapmak, ferahlamak anlamına gelen "teferrüc" sözü Kırım Türkleri şivesine "tepreş" şeklinde girmiş ve yerleşmiş olacak ki, bu da aynı manayı ifade eder. Senenin en güzel günlerinden bir günde, yeşillikler ve türlü renkte hoş kokulu çiçekler arasında dönüp dolaşmak, gezinmek elbette neşelendirir insanı... Yeşil çimen üstünde temiz ilkbahar havasını, kır havasını doya doya teneffüs etmek elbette ferahlandırır yürekleri... Yeşillenmiş ve çiçek açmış ağaçların gölgesinde uzanarak, kuşların güzel sesini, tatlı cıvıltılarını dinlemek elbette coşturur gönülleri...

işte, tepreş budur... Neşe günüdür, ferahlanma, sevinme günüdür...


2.birbir.620
Yasaklı
24 Ağustos 2009 05:58

Aluştadan esken yeller yüzüme vurdu

Balalıktan ösken evge köz yaşım düştü

Men bu yerde yaşalmadım yaşlığıma toyalmadım

Vatanıma hasret kaldım ey güzel Kırım

Bahçelerin meyvaları bal ile şerbet

Sularını içe içe toyalmadım men

Men bu yerde yaşalmadım yaşlığıma toyalmadım

Vatanıma hasret kaldım ey güzel Kırım

Bala çağa vatanım dep köz yaşın döker

Kartlarımız emenç yayıp dualar eder

Men bu yerde yaşalmadım yaşlığıma toyalmadım

Vatanıma hasret kaldım ey güzel Kırım


2.birbir.620
Yasaklı
24 Ağustos 2009 06:08

KIRIM PAZARLARI

HER TEZGAHIN ARDINDA BİR HAYAT HİKAYESİ YAŞANIR

***

İnsanların birçoğu için geçim kaynağıdır semt pazarları. Evinin önündeki küçük bahçecikte, mevsimine göre ne mümkünse, yetiştirdiği yeşil soğan, marul, kıvırcık, sarımsak, çilek vb. gibi ürünleri satan yaşlı, genç, doktor, mühendis birçok insanın ailesi için geçim vasıtasıdır bu pazarlardaki küçücük tezgâhlar. Çoğu zaman bir tezgahlarıda yoktur, yere serilmiş naylon parçasının üzerine dizilir salatalıklar, kimi zaman bir sepet içerisinde sunulur alıcılarına turfanda çilekler.

Plastik bir kovada getirdiği yumurtaları satabilmek, hayatın yükünü bunca sene çektiği yetmemiş gibi nafakasını kazanabilmek için sabahın erken saatlerinde köyünden kalkıp şehre gelmiş ihtiyar teyze.

Biraz ötede yanındaki küçük çocuğuyla önündeki üç beş kilo pamidor(domates)? u satmaya çalışan anne.

Her bir tezgâhın arkasında bir hayat hikâyesi yaşanır.


2.birbir.620
Yasaklı
24 Ağustos 2009 06:20

Yalın, saf, bazen acımasız gibi görünen sebepler dairesinde, bazen insanın yüceliğini ortaya koyan berraklıkta.

Burada hayat çok uzun değildir çoğu insanlar için.

Sonu gelmeyecek istekler, uzun emeller yoktur.

Günlük yaşanmaktadır gözünüze takılan birçok hayat.

Bugün satıp kazandığıyla bugün yaşanacaktır.

Buna rağmen tebessüm eden çehreler, ümitle çalışan eller, kendinizi sorgulamanıza, içerisinde bulunduğumuz nimetlerin muhasebesinin yapılmasına sebeb oluyor.


2.birbir.620
Yasaklı
24 Ağustos 2009 06:30

Birçok satıcıyla ahbap olursunuz zamanla. Bazen ihtiyacınız olmadığı halde, kazançlarına küçük bir katkıda bulunabilmek için küçük tezgâhındaki birkaç parçayı satmaya çalışan, emeği çok kazancı az, satıcılardan bir şeyler alırsınız.

Bize alışanlar vardır pazarın sakinlerinden, yolumuzu gözleyenler vardır kilometrelerce yolları tepip, bir ekmek parası için tezgâh açanlardan.

Ahbap olduklarımız vardır Türkçe?yi kendilerine has konuşanlardan.

Güzel insanlardır bunlar, kaderin önlerine açtığı yolda, her türlü meşakkate rağmen, mütebessim bir çehre ve bakışlarında mütevekkil bir edayla yürürler.


2.birbir.620
Yasaklı
24 Ağustos 2009 06:56

Yerlerde, tezgâhlarda satılan sebzeler ilk bakışta pek göz alıcı gelmeyebilir.

Salatalıklar aynı kalıptan çıkmış gibi dümdüz değildir.

Biberler uzun kısa, domatesler irili ufaklı, patlıcanlar eğri büğrü görünebilir gözünüze.

Ama eve geldiğinizde, bazıları yemek bazıları salata olarak sofranıza gelince tatlarının görünüşlerinden çok nefis olduklarının farkına varırsınız.

Bahçelerde üretilen bu sebze ve meyvelerde hormonlu gübrelerin pek kullanılmadığı sonucuna varırsınız.

Evet, büyük marketlerdeki muntazam ürünlerin yavan tadını hatırlayınca içimizden geçiyor; Medeniyet, çoğu zaman görüntüyü güzelleştiriyor ama ne yazık ki içlerini de aynı oranda tatlandırdığını söyleyemiyoruz.


2.birbir.620
Yasaklı
24 Ağustos 2009 07:09

Ak topraklara düştü yolumuz.

Sevdik oraları.

Ruhumuzun derinliklerinde bir şeyler uyandı, küllenmiş heyecanlarımız kıpırdadı.

Her adımda etrafımızdaki karanlık biraz daha aydınlandı.

İnsanlar tanıdık; yürekleri saf, niyetleri samimi, gayretleri dağlar gibi. Kendimize yabancı bildiğimiz bir dünyada sevgiyi, kardeşliği, dostluğu bulduk.

Oraları çok sevdik...

***

ey güzel kırım


GİNİ
Yasaklı
14 Eylül 2009 07:25

kırımlı dostuyuz :))))))))


2.birbir.620
Yasaklı
15 Eylül 2009 16:33

tüm kırım dostlarının ve kırım canının kandili kutlu olsun:)


2.birbir.620
Yasaklı
15 Eylül 2009 17:06

Ey! bu sonsuz alemleri, bir zerreden var eden,

Ey! bu sonsuz nimetleri, kullarına yâr eden,

Bizlere cenneti canân, cehennemi nâr eden,

Rahmân olan,Rahim olan, bağışlayan RABB'İMİZ.

Bu gece biz , ruhumuzun kirlerinden arındık.

Bu gece biz, beden beden imân ile sarındık.

Bu gece biz, ümitlerin mâbedinde barındık,

Açtığımız bu elleri, boş çevirme YÂ RABBİ !

Bu gece biz, tövbe ettik, nice gurur kibirden,

Husûmetten, dargınlıktan, zorbalık ve cebirden,

Er geç, Sana gelmek için, geçeceğiz kabirden.

Bize kabir azabını gösterme hiç YÂ RABBİ !

Bu gece af yağmurunu, sağnak sağnak ver bize,

Bu gece cennet yolunu, adım adım ser bize,

Bu gece nûr perdelerin, kanat kanat ger bize,

Mahşer günü, biz kulları, utandırma YÂ RABBİ !

Ataların emâneti, bu mübârek vatanı,

Vatan için şehit düşüp, kucağında yatanı,

O mukaddes kışlalarda eli silah tutanı,

Düşmanların şerlerinden, emin eyle YÂ RABBİ !

Kahraman Türk Milletini, türlü iftiralardan,

Hürriyete kasteden, çağ dışı belâlardan,

Asil Türk gençliğini, sapık mâceralardan,

Anarşiden ve nifaktan, emin eyle YÂ RABBİ !

Koru bizi, huzuruna kul hakkıyla gelmekten,

Nefsimizin batağına, aklımızı çelmekten,

Koru bizi, Kelime-i Şehâdetsiz ölmekten,

Hesap günü cümlemize, müjdeler ver YÂ RABBİ !

Koru bizi, o günahkâr ve karanlık yollardan,

Gıybet eden, iki yüzlü, o münâfık kullardan,

Koru bizi, gâfillerle, sarmaş dolaş hallerden,

Cümlemizi, hak yolundan, ayırma hiç YÂ RABBİ !

Senden şifâ bekleyen, nice hasta kullara,

Acılarla kıvranan, yetimlere dullara,

Yurt dışında, Allah adı yasaklanmış dillere,

Bunca yükü taşıyacak, sabırlar ver YÂ RABBİ !

Helâl kazançlarına, haram lokma katmayan,

Haysiyet servetini, hiç kimseye satmayan,

Verdiğin nimetleri, çöplüklere atmayan,

Kullarına darlık yüzü, gösterme hiç YÂ RABBİ !

Müşriklerden sığındık, biz îman siperine,

Sabrı silah eyledik, şeytanların şerrine,

Bu dünyada, şan, şöhret, saltanatın yerine,

Son nefeste , bize imân serveti ver YÂ RABBİ !

Senin Yüce kelâmını, baş tâcı edenlere,

Ve Hazreti Muhammed'in izinden gidenlere,

Şu anda huzurunda, el açan bedenlere,

Cennet anahtarlarını, ihsan eyle YÂ RABBİ !

Canımızın cânânı, gönlümüzün Sultânı,

İki cihan güneşi, MUHAMMED ruhu için,

Kalemiyle, kelâmıyla, İslâm'a hizmet eden,

Enbiyâlar, evliyâlar, âlimler ruhu için,

Mezarları kaybolmuş, nice adsız kahraman,

Nice kefensiz yatan, şehitler ruhu için,

Îman lezzeti tatmış, hayrına hayır katmış,

Bu dünyadan göç etmiş, mü'minler ruhu için,

EL FÂTİHA !...


bir-bir
Yasaklı
24 Eylül 2009 07:59

Kırım Halk Destanları

***

Destanlar nazım şeklinde ortaya çıkan en eski ve en çok yayılan halk edebiyatı mahsullerindendir. Sözlü geleneğe bağlı bu anonim eserler zaman ve mekân içinde milletin üzerinde önemli etkisi olmuş şahsiyetlerin menkıbevî ve hakiki hayatları etrafında teşekkül etmiş uzun didaktik hikâyelerdir.

Kırım Türklerinin destanlarının çoğu diğer Türk boylarında da vardır.

Destanlarda çok eski dönemlerde insanların adalet ve hakikat hakkındaki düşünceleri, zulme karşı mücadeleleri, nefret duyguları, hayat tecrübeleri, dünyaya bakışları, iyi bir hayat için gayretleri, kendi aralarındaki ve hükümran sınıflarla olan münasebetleri, halkın içtimaî ve siyasî hayatı tasvir edilmektedir. Bu eserlerde işlenen vakalara bakarak konu ve gayeleri, bediîliklerini itibara alarak destanları kahramanlık ve içtimaî hayat destanları olmak üzere iki grupta incelemek mümkündür.

Kahramanlık destanları içinde "Qoplandı Batır", "Ediğe", "Çorabatır", "Köroğlu" gibi destanlar; içtimaî destanların içinde ise "Tahir ve Zöhre","Aşıq Garip", "Nar Qamış" "Qozukürpeç ve Bayanslu", "Arzınen Ğamber" gibi destanlar alınabilir.


2.birbir.620
Yasaklı
24 Eylül 2009 08:01

*

Kırım Türklerinin destanları yüksek idealistlikleri ile, halk sevgisi ile, kahramanlarının doğruluk, adalet için zulme karşı verdikleri mücadeleler ile, insaniyet çizgisi ile diğer Türk boylarının destanları ile ortak özellikleri göstermektedir.

Destanlar çoğunlukla nesir veya şiirle süslenmişlerdir. Aslında onlar belli bir makamla söylenirler. Destanlarda yer alan ve tasvir edilen vakalar masal gibi değil de, yaşanan gerçek hadise gibi kabul edilir. Destanlardaki kahramanın adalet, doğruluk için yaptığı mücadele tasvir edilir ve bütün eser onun yaptığı kahramanlıklar üstüne kurulur. Bu eserlerde yaşanan hadiseler belli bir hanlık veya o dönemin mühim hadiseleri etrafında işlenir.

Destandaki baş kahramanın hareketleri bütün halkın yaptığı kahramanlıklarla şahıslandırılmıştır. Bu eserin baş kahramanları her zaman fakir fukarenin menfaati için, adalet için mücadele eder ve bu mücadele daima menfi müsbet kahramanın şahsî mücadelesi ile biter.

Destanların baş kahramanı mirzalara, zenginlere karşı verdiği mücadelede pek çok zorlukların altından kalkar ve galip gelir. Halk iyi bir hayat için ümid ve düşüncelerini, en iyi arzularını, halkın derdiyle bütünleşen kahramanına bağlar. Bu kahramanlar hakkında halk muhteşem eserler yaratır ve her zaman eseri kahramanın namı ile isimlendirir.

Kahramanlık ve içtimaî hayat destanları pek çok ortak noktada buluşsalar bile konu bakımından birbirlerinden farklıdırlar.

Kahramanlık destanlarında kahramanın yaptığı mücadele anlatılır.

İçtimaî hayat destanlarının esas mevzuu sevgidir. Bu sevgi devrinin örf âdetleri ve hayatı ile ilgilidir. Bu eserlerde tasvir edilen hadiseler hayata daha yakın, tipler ise daha realisttir. Bu tipler genellikle hayatta her zaman karşılaşılaşabilecek insanlar gibi davranırlar. Baş kahraman, sevgilisine kavuşmak için, cesur bir şekilde mücadele ederek, çeşitli zorlukların altından kalkar.

*

Toplam 830 mesaj
«30313233343536373839404142

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi