Editörler : supporters.
«363738394041424344454647»

Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
01 Haziran 2020 22:58

Yaşadım Artık Bitti ( Ziya Osman Saba)

Yaşadım aranızda, artık bitti, insanlar!

Fenaları tanıdım ve sevdim iyileri.

Kavgamız sona erdi, tükendi bütün günler.

İnsanlar! sıranızdan çıkan insanın biri.

Ben de taşıdım, akşam, bir eve bir ekmeği,

Yaşadım bir kenarda, habersiz Hintten, Çinden

Ömrümün bilmiyorum her an neresindeyim!

Fakat sesler geliyor gelecekler içinden.

Beni hep kucağına alıyor büyükbabam.

Karyolamın başında masal söylüyor dadım,

İlk defa tutuyorum sevgilimin elini.

Geçip gittiniz işte.. Ah, nedir ki hayatım!

Yarabbim! o günleri yaşamak istiyorum.

Bak içerim kanıyor o günleri anınca.

Tamamladım ömrümü dünyanızda, insanlar!

Nereyi göreceğim gözlerim kapanınca?


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
02 Haziran 2020 23:42

İrşad ( Kemalettin Kamu)

Sevgilim güvenme güzelliğine,

Senin de saçların tarumar olur;

Aldanma talihin pembe rengine,

Hayatın uzun bir intizar olur.

***

Sevgilim her insan doğarken ağlar,

Çiçeklerle açar, sularla çağlar,

Rehgüzarı olur bahçeler, bağlar,

Nihayet isimsiz bir mezar olur.

***

Sevgilim baksana bir yanda gülen,

Bir yanda gözünün yaşını silen,

Kimi benim gibi erir derdinden,

Kimi senin gibi bahtiyar olur.

***

Sevgilim senin de geçer zamanın,

Ne şöhretin kalır, ne hüsn-ü anın,

Böyledir kanunu kahpe dünyanın,

Dört mevsim içinde bir bahar olur!


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
03 Haziran 2020 23:23

Güneşi İçenlerin Türküsü ( Nazım Hikmet)

Bu bir türkü:-

toprak çanaklarda

güneşi içenlerin türküsü!

Bu bir örgü:-

alev bir saç örgüsü!

kıvranıyor;

kanlı; kızıl bir meş'ale gibi yanıyor

esmer alınlarında

bakır ayakları çıplak kahramanların!

Ben de gördüm o kahramanları,

ben de sardım o örgüyü,

ben de onlarla

güneşe giden

köprüden

geçtim!

Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi.

Ben de söyledim o türküyü!

Yüreğimiz topraktan aldı hızını;

altın yeleli aslanların ağzını

yırtarak

gerindik!

Sıçradık;

şimşekli rüzgâra bindik!.

Kayalardan

kayalarla kopan kartallar

çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.

Alev bilekli süvariler kamçılıyor

şaha kalkan atlarını!

Akın var

güneşe akın!

Güneşi zaptedeceğiz

güneşin zaptı yakın!

Düşmesin bizimle yola:

evinde ağlayanların

göz yaşlarını

boynunda ağır bir

zincir

gibi taşıyanlar!

Bıraksın peşimizi

kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!

İşte:

şu güneşten

düşen

ateşte

milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!

Sen de çıkar

göğsünün kafesinden yüreğini;

şu güneşten

düşen

ateşe fırlat;

yüreğini yüreklerimizin yanına at!

Akın var

güneşe akın!

Güneşi zaaptedeceğiz

güneşin zaptı yakın!

Biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk!

Güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız,

toprak kokuyor bakır sakallarımız!

Neş'emiz sıcak!

kan kadar sıcak,

delikanlıların rüyalarında yanan

o -an-

kadar sıcak!

Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak,

ölülerimizin başlarına basarak

yükseliyoruz

güneşe doğru!

Ölenler

döğüşerek öldüler;

güneşe gömüldüler.

Vaktimiz yok onların matemini tutmaya!

Akın var

güneşe akın!

Güneşi zaaaptedeceğiz

güneşin zaptı yakın!

Üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor!

Kalın tuğla bacalar

kıvranarak

ötüyor!

Haykırdı en önde giden,

emreden!

Bu ses!

Bu sesin kuvveti,

bu kuvvet

yaralı aç kurtların gözlerine perde

vuran,

onları oldukları yerde

durduran

kuvvet!

Emret ki ölelim

emret!

Güneşi içiyoruz sesinde!

Coşuyoruz,

coşuyor!..

Yangınlı ufukların dumanlı perdesinde

mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor!

Akın var

güneşe akın!

Güneşi zaaaaptedeceğiz

güneşin zaptı yakın!

Toprak bakır

gök bakır.

Haykır güneşi içenlerin türküsünü,

Hay-kır

Haykıralım!


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
04 Haziran 2020 23:53

Kalbim Dinamit Kuyusu ( Ahmet Arif)

Beni, gözlerin götürür

Gözlerin

Aşkla, acıyla..

Kuşatmışlar

Sesimi, soluğumu

Kesilmiş

Tuz-ekmek payım

Vurgunum

Ve darda,

Gözaltındayım.

Dal, kor keser

Penceremde açarsa

Kuş, vurulur

Üzerimden uçarsa.

Ve hal böyle böyle,

Yol bu yöndeyken

Gelir,

Ki her gelişinde

Daha da içten

Gelir,

Soluk soluğa

Benim olursun.

Amansız sarmasında

Kollarımın

Esrik,

Çığlık çığlığa

Erir, kar gibi vücudun...

Nicedir,

Kahpe ağzında

Bir salgın,

Bir deprem gibi künyemiz.

Nicedir,

Başımıza zindan dünyamız.

Biz ki

Yarınıyız halkın,

Umudu, yüzakıyız,

Hıncı, namusu...

Şafakları,

Taa şafakları

Hey canım,

Kalbim

Dinamit kuyusu...


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
05 Haziran 2020 23:36

Devrim Yeryüzüne Yalın Bir Bakıştır (Tarık Tufan)

Gözlerin alabildiğine uzakları görebilmeli baktığında.

Şehrin her bir köşesini ve her köşesinde başka bir hayata dönüşen gölgeleri fark edebilmeli. Sahici olan ne varsa ve içinde yaşamak adına bir giz taşıyan ne varsa fark edebilmelisin. Böylece zaman senin kollarında uzamalı. Bazen akrebi sımsıkı avuçlarında tutmalısın. Kimi zaman da bir yelkovanın sırtında savaşmalısın ara sokakların içinde.

Gözlerin alabildiğine uzakları görebilmeli her baktığında.

Gizli akıtılan gözyaşlarının, yarım kalmış hesabı hırslandırmalı yüreğini. Soğuk bir oda da, eskimiş bir yatağa uzanmış ve kısık yanan bir lambaya saatler boyunca bakan bir adamın incinmişliğine dikkat kesilmelisin. Onurlu bir adamın incinmişliğiyle pusulanmış sokaklarda yürüyüp, ihanetin ayak izlerinde okumalısın hayatın kaypak yüzünü.

Çekip giden bir kadının geride bıraktığı son hicaz hüzünleri özenle toplamalısın odanın içinde. Bir kristal bardağı tutuyormuşçasına özenle toplamalı ve mümkün olduğunca gözlerden uzakta tutmalısın.

Hırçın bir kuzey rüzgârı gibi esmeli bakışların kentin sokaklarında.

Bir kadının saçlarından ateşi çalmalı ve yoksul erkeklerin parmak aralarına salmalısın. Yoksul evlerin ocaklarından kaynayan yalancı tencereleri görmeli ve tahta altını yitirmiş çocuklarla yürümelisin savaş alanına. Vitrinlerden ganimet toplamalı çocuklar ve zengin korkulardan pay kapmalı gecekondu sokaklarına. Zengin düşlerden doldurmalılar kirli avuçlarına. Sen sokakların başını tutmalısın ve aynasızların sirenlerine kulak kabartmalısın.

Gözlerin alabildiğine uzakları görmeli baktığında.

Herkes el ayak çektiğinde sokaklardan yüksekçe bir yere çıkmalı ve Kudüs'ü izlemelisin gece yarılarında. Kayan her bir yıldıza selam durup, taş atan avuçlarını okşamalısın çocukların. Sonra Mekke'den gelen bir rüzgâra yüz sürmelisin. Eski zamanlardan kalma selamlar doluşmalı koynuna.

Taşın altındaki siyah adamın iniltilerine kulak kesilmelisin ve hayat her sabah yeniden yaratıldığında, sen yeniden ayaklarının altında kanayan yaralarını sarmalayıp yürümelisin.

Dik başlı yürüyüşlerin olmalı.

Her aşkı feda edebilecekmiş gibi duran çelik bir kalp taşıyormuş gibi asi, umarsız ve ifadesiz bakışlarla yürümelisin. Fakat hiç kimse bir yaprağa gözyaşı dökebilecek olmanı anlamamalı. Güçlü ve direngen yürüyüşlerin olmalı.

Gözlerin alabildiğine uzakları görmeli her baktığında.

Bir gece kimselere fark ettirmeden kimsesizler mezarlığına gömülen bir genç kızın cesedini görmelisin. Gözleri bağlanmış bir adamın, çığlıklar gelen bir odaya adım atarken irkilmesini görmelisin. İki adımlık bir voltanın ürküten yalnızlığına dikkat kesilmeli bakışların. Tecrit edilmiş hayatların kimselerin duyamadığı iç çekişlerine çevirmelisin bakışlarını.

Acıyı fark etmeli gözlerin.

Bir okulun önünde utanca dönük genç kız adımlarını fark etmeli.

Fabrika önünde üç kuruşluk boyun eğmeleri fark etmeli.

Hayata yalın bir bakış fırlatmalısın.

Ne varsa etrafında, şehri istila etmiş ne varsa.

Bir yaşama şahitlik etmenin yorgunluğuna aldırmadan, yalın bir bakış fırlatmalısın uzak yerlere bile. Senin fark etmediğin hiçbir soğuk ev kalmamalı.

Gözlerin alabildiğine uzakları görmeli.

"Ve devrim; yeryüzüne yalın bir bakıştır..."


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
06 Haziran 2020 23:31

Yavaşça Dokun Yaralarıma ( Tarık Tufan)

Yavaşça dokun yaralarıma.

Yavaşça.

Annesi dün ölmüş çocuklara dokunurcasına şefkatle.

Bin yıllık mushafın sayfalarına nasıl dokunursa insan, öyle dokun.

Ben kolayca incinirim bilirsin.

Kolayca hasta olur, kolayca vazgeçerim zor olan ne varsa.

Kolayca doğmuşum annem öyle söylüyor.


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
07 Haziran 2020 00:27

Sultan (Cahit Zarifoğlu)

Seçkin bir kimse değilim

ismimin baş harfleri acz tutuyor

Bağışlamanı dilerim

Sana zorsa bırak yanayım

Kolaysa esirgeme

Hayat bir boş rüyaymış

Geçen ibadetler özürlü

Eski günahlar dipdiri

Seçkin bir kimse değilim

İsmimin baş harflerinde kimliğim

Bağışlanmamı dilerim

Sana zorsa bırak yanayım

Kolaysa esirgeme

Hayat boş geçti

Geri kalan korkulu

Her adımım dolu olsa

İşe yaramaz katında

Biliyorum

Bağışlanmamı diliyorum


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
08 Haziran 2020 23:28

Bugün ve Bugün (Özdemir Asaf)

Öyle çabuk geçiyor ki günler

Hele sen de bir bak hayatına.

Daha dün doğmuşuz sanki

Yeni okula başlamışız

***

Yeni sevmişiz

Öyle çabuk geçiyor ki günler

Hele sen de bir bak hayatına

Yarın bitecek sanki her şey

Yarın ölecek gibiyiz.

***

Daha doymamışız yaşamasına

Günlerimiz dün bir, bugün iki

Sakın bir şey bırakma yarına

Yarın yok ki.


Nabay
Aday Memur
14 Haziran 2020 18:25

Seninle Olmanın En Güzel Yanı(Can Yücel)

Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?

Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.

Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?

?Seni seviyorum? sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.

Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?

Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek?

Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?

Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.

Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?

Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana? Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek? Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.

Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?

Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak? Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.

Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?

Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.

Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?

Nereden bileceksin?

Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi? Isırmazdım dilimin ucunu? Özlemezdim seni yanımdayken. Kıskanmazdım.

Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda? Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda sarhoş olmazdım.

Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize? Ve her kulaçta haykırırdım seni..

Ama sen hiç benimle olmadın ki?

Ya aklın başka yerlerdeydi ya yüreğin?

https://www.youtube.com/watch?v=g8dUpq8mgAA


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
14 Haziran 2020 22:25

09.06.2020

Bambaşka (Abdurrahim Karakoç)

Doktor, benim derdim bambaşka bir dert

Ağrıyan yerimi sorma boşuna.

Yazdığın reçete değer mi zahmet?

Kağıtla kalemi yorma boşuna.

Kerem eyle, fayda vermez yardımın

Tıp ilminde çaresi yok derdimin

Her tarafı gurbet olmuş yurdumun

Düşünceme tuzak kurma boşuna.

Gönlüm yığın yığın hasret yüklüdür

İçimde tarifsiz keder saklıdır

Sökemezsin yaralarım köklüdür

Merhem sürüp, sargı sarma boşuna.

Dost yolları nakışlandı kanımdan

Sevdiklerim vergi keser canımdan

Sükûta muhtacım, ayrıl yanımdan

İncitip günaha girme boşuna.

Aşk koymuşlar ıstırabın adını

Alamadım yaşamanın tadını

Yapacaksan eğer bana yardımı

Öldür kurtar, ilâç verme boşuna.


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
14 Haziran 2020 22:30

10.06.2020

Geçen Yaz (Yahya Kemal Beyatlı)

Rüya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle

Her anını, her rengini, her şi'rini hazdan.

Halâ doludur bahçeler en tatlı sesinle!

Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan

Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:

Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde;

Mehtap... iri güller... ve senin en güzel aksin...

Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde!


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
14 Haziran 2020 22:38

11.06.2020

Yalnızlık (Attila İlhan)

Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır

Yıldızlar, aydınlık fikirler gibi

tavanda salkım salkım

bu gece dağ başları kadar

yalnızım.

Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından,

dudaklarımda

eski bir mektep türküsü

karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim,

gözlerim, gözlerini arıyor durmadan;

nerdesin?


Nabay
Aday Memur
15 Haziran 2020 15:58

Merhaba anne, yine ben geldimMerak etme okuldan çiktim da geldim.Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama,Ali okula gitmezsem annem çok kizar merak eder, demiştide onun için söylüyorum.Geçen hafta ögretmen sag elimde sarimsak,sol elimde sogan dedirte dedirteÖgretti sagimi solumu.Ben biliyorum artik anne, sagim neresi solum neresi,Agriyan yanimin neresi oldugunu simdi iyi biliyorum anneHani geçen geldigimde, suram aciyor, suram iste demistim de,Bir türlü söyleyememistim ya aciyan yanimi anne,Bak simdi söylüyorum.Suram iste sol yanim çok aciyor anne,Hem de her gün aciyor anne, her günDün sabah annesi Ayse;nin saçlarini örmüstü.Elinden tutup okula getirdi.Yakasi da danteldi. Zil çalinca öptü, hadi yavrum sinifa dediBende agladim Agladim iste utanmadim.Ögretmen ne oldu dedi. Düstüm dizim çok aciyor dedim.Yalan söyledim anne,Dizim acimiyordu ama, sol yanim çok aciyordu anne!Bu gün bende saçim örülsün istedim.Babam ördü ama onunki gibi olmadi.Dantel yaka istedim, babam ben bilmem ki kizim dediBari okula sen götür dedim.Kizim is dedi. Bende bana ne dedim agladim.Kizim ekmek dedi babam.Sustum ama , okula giderken yine agladim anne.Ha bide sol yanim yine çok acidi anneHerkesin çoraplari bembeyaz, benimkiler gri gibi.Zeynep annem beyazlara renkli çamasir katmadan yikiyormus dedi.Babam hepsini birlikte yikiyor,babam çamasir yikamasini bilmiyor mu anne?Of babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.Üzülmesin diye söylemiyorum ama,Arkadaslarim her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.E biliyorum babam pasta yapmasini bilmez anne.Hava karariyor, ben gideyim anne,Babam bilmiyor kaçip kaçip sana geldigimi?Duyarsa kizmaz ama, çok üzülür biliyorum.Kim bozuyor topragini, çiçeklerini kim kopariyor!izin verme anne, ne olur topragina el sürdürme!Eve gidince aklima geliyor, bide bunun için agliyorum anne.Bak kavanoz yanimda, topragindan bir avuç daha alayim.Biliyor musun anne, her gelisimde aldigim topraklarini,Su kavanozda biriktirdim,üzerine de resmini yapistirip bas ucuma koydum.Her sabah onu öpüyor, kokluyorum.Kimseye söyleme ama anne, bazen de konusuyorum onunla.Ne yapayim seni çok özlüyorum anne.Ha unutmadan! Ögretmen yarinanneyi anlatan bir yazi yazacaksiniz dedi.Ben babama yazdiracagim,ögretmen anlarsa çok kizar ama, bana ne,Kizarsa kizsin. Ben seni hiç görmedim ki, neyi nasil anlatacagim anne,Senin adin geçince, sol yanim aciyor anne, Hiçbir sey yutamiyorum.Bazen de dayanamayip agliyorum. Kagida da böyle yazamam ya anne.Ben gidiyorum anne, Topragini öpeyim, sende rüyama gel beni öp,Mutlaka gel anne. Sen rüyama gelmeyince,sol yanimin acisiyla uyaniyorum anneSol yanim açiyor anne. Iste tam surasi,Sol yanimÇok aciyor anne.Seni çok özledim, çok...anne

https://www.youtube.com/watch?v=zcp93XJSQCA


kare kod
Memur
16 Haziran 2020 10:33

Bu şiirimin mısraları'nı Sahi İstanbul'da dinler mi? Şiirlerimi senin gibi Martılar, vapur sesleri


kare kod
Memur
16 Haziran 2020 10:34

Bu şiirimin mısraları'nı

Sahi İstanbul'da dinler mi?

Şiirlerimi senin gibi

Martılar, vapur sesleri

Masmavi gökyüzü'de eşlik eder mi? bize

Yalnızlığım

kare kod, 4 yıl önce

Bu şiirimin mısraları'nı Sahi İstanbul'da dinler mi? Şiirlerimi senin gibi Martılar, vapur sesleri


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
17 Haziran 2020 22:25

12.06.2020

Romantizmin Yeniden Keşfi (İsmail Kılıçarslan)

saymadım. bu bilmem kaçıncısı olacak bu vişne tadını alışımın

bir kar yağacak, bir göle bakıp hisleneceğim

gece geç vakit acele acele bir şiir bulup unutacağım

böyle olacak romantizmi yeniden keşfim, böyle olacak vişnenin tadı

hem zaten ben sonbaharda doğmuş biri olarak

hep uzaktan sevmeyi hep uzağı sevmek sanarak

varıp gidip bir şeyh efendinin elini tutmadım mı

bir kaşık, bir çorba, yeterince ritmik yeterince tok

ve esnaftan biri olan babam bana hep romantizmi öğretmedi mi

öyleyse nedir keşfetmek istediğim

öyleyse nedir bu göle, bu karın yağışına bakıp

karın yağışı bende başlar: karın içinde bir şarklı şair gizli

şark dedim: oyuna yeniden başladım


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
17 Haziran 2020 22:27

13.06.2020

Aşk Şiiri (İsmail Kılıçarslan)

ben uzun yeni harmandım, sen tekinsiz bir bakış

sen haldun tanerin duvar dibiydin, ben bodrum katta öğrenci evi

sen yanlış alarmdın, ben sızlayan on yedi

böylece karar verdim aşk şiiri yazmaya

fazla tutkulu, fazla türk, fazla bilmem ne

kızkulesi-üsküdar, üsküdar-kızkulesi

arada boşluk yok, arada hiçbir şey

fazla yakın, fazla tehlikeli

dersten kaçınca içimdeki geri dönme isteği

belki de tırnaklarımı yerken utanmamla ilgili

belki mezar taşlarına bakarken nesneyim

belki ben dün gece öldüm, farkında değilim

ve cebimdeki çek yapımı makine

bana en çok erkek olduğumu

şimdi ben bunları düşünmesem

kimsesiz kalmaktan korkuyorum iyi mi

o kızı bir daha görememekten

kul vefasızsa kader ne yapsın diyememekten

korkuyorum Allah'ım ve görünürde bir yorgan yok

yani durum son vapuru kaçırmak kadar tehlikeli


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
17 Haziran 2020 23:28

14.06.2020

Deli Kuş (Ahmet Telli)

Deli kuş bilir misin nedir

türküler kadar sevdalanmak

duyabilmek yüreğinde

bir depremin uğultusunu

Suya düşen bir karanfilse yüreğin

bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm

vursun seni o taştan bu taşa

o çağlayandan bu çağlayana

Kavgadan uzak kalmışsan

sevdadan da uzaksın demektir

devinmez yüreğinin mağması

çatlamaz sabrın kara taşı


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
17 Haziran 2020 23:43

15.06.2020

Sana Bulaşmış Olmalıyım (Meryem Coşkunca)

atomların arasındaki boşluğu tam üç yılda açtım.

sesinin dalgalarını kulaklarıma bir bir taşıdım.

zor oldu. dalga beni dışına taşırdı.

dışarıyı da aldım dalgalı taşıdım.

insan katıyken boşluğu azdır, dedim.

katı halini sıvı halinden tam üç yılda ayırdım.

kaşlarını çat dedim çat kaşlarını.

çıtt kır her şeyi. çıtt önce beni.

burası ova. beş ev bir kapı.

bir kapı beşş bin sess.

katı haldeyken boşluk daha az.

çat kaşları ve konuş ve çat kaşları.

hah! sesin maddeye çarptı.

maddeden geçti sesin -nasıl olur- sesime çarptı.

içe sinmek ne demek tam üç yılda anladım.

oh dedim! işte sana en az bir defa ulaşmış olmanın sevinci.

oh dedim! dünyanın ritmini içime çektim.

dünyaya bulaşan sözcük sert düşermiş.

-nasıl olur- ses de burkulurmuş.

seni seviyorum. bahçeyi yarıladım diyecekken dedim:

-seni evsiyorum. bahçeyi yaraladım.

sonra kalktım kendimi yaraladım.

bunları tam üç yılda anladım.

meçhul olan anlamı dağıtır.

kalktım.

dağıttım.


Metallurgist
Başbakan Müsteşarı
17 Haziran 2020 23:56

16.06.2020

Ağustos Çıkmazı (Attila İlhan)

Beni koyup koyup gitme, n'olursun

Durduğun yerde dur

Kendini martılarla bir tutma

Senin kanatların yok

Düşersin yorulursun

Beni koyup koyup gitme, n'olursun

Bir deniz kıyısında otur

Gemiler sensiz gitsin bırak

Herkes gibi yaşasana sen

İşine gücüne baksana

Evlenirsin, çocuğun olur

Beni koyup koyup gitme, n' olursun

Elimi tutuyorlar ayağımı

Yetişemiyorum ardından

Hevesim olsa param olmuyor

Param olsa hevesim

Yaptıklarını affettim

Seninle gelemeyeceğim Attilâ İlhan

Beni koyup koyup gitme, n'olursun.

Toplam 1076 mesaj
«363738394041424344454647»

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi