Uzmanlıklarla ilgili meslek yönetmeliklerini incelediğinizde görev tanımlarının daha çok soyut ifadeler çerdiğini görürsünüz. Bu soyut tanımlanan göreve; 1) Uzmanın üretkenliğinden istifade etmeyi bilmeyen özellikle uzmanlıktan bihaber idarecilerin atanması, 2) Görev alanı itibariyle somut çıktısı olmayan görevlerin ifa edilmesi, 3) Görece daha düşük nitelikli yahut meslek taassubunu sahip sıkıntılı idarecilerin atanması, 4) Kurumda uzman istihdam edilmesine rağmen aslında uzmandan uzmanlık beklenmemesi, gibi nedenler eklenince uzmanın zaten kendinden bekleneni yerine getirme şansı kalmıyor. Gerginlik ve sıkıntı istemeyen meslek mensupları da doğal olarak kabuğuna çekiliyor.
Bu tabloya bakıpta uzman ne iş yapar demek ne kadar insaflı bir bakış açısıdır, bu herkesin kendi vicdani meselesidir.. Kamuda çalışan herkes bilir ki sizin yapacağınız, üreteceğiniz iş, amiriminizin ve kurumun vizyonuyla sınırlıdır. Yani bu kadar yanlışlık varken sonuçta ortaya çıkanlardan bir tanesini almak ve bunun mesulü olarak uzmanları göstermektamamen algı bozmaya yöneliktir. Ortada bir yanlış, hata varsa bunun birinci derece sorumlusu ve düzeltecek olan idaredir, idarecilerdir, bunun aslında mağduru olan uzmanlar değildir, yukarıda özetlediğim durumu yaşayan hiçbir uzman "ben yatayım, 5 bin tl maaş alayım" diye düşünmez. İnsanlar üretmek ister, iş geliştirmeye çalışır, uğraşır, zorlar ancak her defasında bir kenara itilirse kendi de o saatten sonra bir tarafını yırtmaz çeker kenara oturur, burada suçlu olan yılmış, kenara çekilmiş o uzman değildir.
Maaş/performans kriterine baktığınızda ise birçok kurumda mesela genel müdür yardımcısı napar, genel müdür napar da 6-7 bin lira maaş alır, bunun sonu yoktur. Denetimin ise ülkemizdeki halini Soma'da olayında çok yalın bir şekilde gördük, tamamen konjonktürel ve kelle almaya yönelik yapılan işler, matbu raporları kopyala yapıştır yapmak, idarenin iyi polisi olmak kimseyi daha üretken kılmıyor maalesef.. Kaymakamların hali zaten işler acısı, yiyip, içip ağırlanıp caka satmaktan ibaret hala gelmiş neredeyse bir kaç ekstrem örnek dışında, verimlilik adına yapılan hiçbirşey yok.. Yani sorun geneldir, uzmanlara özgü değildir ve mevcut durumda dahi, iş odaklı değerlendidiğinizde uzmanların bunların birçoğundan iyi durumdadır.
Velhasılı kelam herkes çalışmaktan, üretmekten manyaklaşmış da uzmanlar yatıyor demek en iyi ihtimalle haksızlık, çoğunlukla da mesleki arızalardan, art niyetlerden kaynaklanıyor. Yapılan işle ilgili durum budur, kalldı ki kamudaki ücret direk işin değil, liyakatin ve kadronun karşılığıdır, bu açıdan uzmanların kaymakamlar, müfettişlerden çok daha nitelikli olduğu ortadadır.
Uzmanlıklarla ilgili meslek yönetmeliklerini incelediğinizde görev tanımlarının daha çok soyut ifadeler çerdiğini görürsünüz. Bu soyut tanımlanan göreve; 1) Uzmanın üretkenliğinden istifade etmeyi bilmeyen özellikle uzmanlıktan bihaber idarecilerin atanması, 2) Görev alanı itibariyle somut çıktısı olmayan görevlerin ifa edilmesi, 3) Görece daha düşük nitelikli yahut meslek taassubunu sahip sıkıntılı idarecilerin atanması, 4) Kurumda uzman istihdam edilmesine rağmen aslında uzmandan uzmanlık beklenmemesi, gibi nedenler eklenince uzmanın zaten kendinden bekleneni yerine getirme şansı kalmıyor. Gerginlik ve sıkıntı istemeyen meslek mensupları da doğal olarak kabuğuna çekiliyor.
Bu tabloya bakıpta uzman ne iş yapar demek ne kadar insaflı bir bakış açısıdır, bu herkesin kendi vicdani meselesidir.. Kamuda çalışan herkes bilir ki sizin yapacağınız, üreteceğiniz iş, amiriminizin ve kurumun vizyonuyla sınırlıdır. Yani bu kadar yanlışlık varken sonuçta ortaya çıkanlardan bir tanesini almak ve bunun mesulü olarak uzmanları göstermektamamen algı bozmaya yöneliktir. Ortada bir yanlış, hata varsa bunun birinci derece sorumlusu ve düzeltecek olan idaredir, idarecilerdir, bunun aslında mağduru olan uzmanlar değildir, yukarıda özetlediğim durumu yaşayan hiçbir uzman "ben yatayım, 5 bin tl maaş alayım" diye düşünmez. İnsanlar üretmek ister, iş geliştirmeye çalışır, uğraşır, zorlar ancak her defasında bir kenara itilirse kendi de o saatten sonra bir tarafını yırtmaz çeker kenara oturur, burada suçlu olan yılmış, kenara çekilmiş o uzman değildir.
Maaş/performans kriterine baktığınızda ise birçok kurumda mesela genel müdür yardımcısı napar, genel müdür napar da 6-7 bin lira maaş alır, bunun sonu yoktur. Denetimin ise ülkemizdeki halini Soma'da olayında çok yalın bir şekilde gördük, tamamen konjonktürel ve kelle almaya yönelik yapılan işler, matbu raporları kopyala yapıştır yapmak, idarenin iyi polisi olmak kimseyi daha üretken kılmıyor maalesef.. Kaymakamların hali zaten işler acısı, yiyip, içip ağırlanıp caka satmaktan ibaret hala gelmiş neredeyse bir kaç ekstrem örnek dışında, verimlilik adına yapılan hiçbirşey yok.. Yani sorun geneldir, uzmanlara özgü değildir ve mevcut durumda dahi, iş odaklı değerlendidiğinizde uzmanların bunların birçoğundan iyi durumdadır.
Velhasılı kelam herkes çalışmaktan, üretmekten manyaklaşmış da uzmanlar yatıyor demek en iyi ihtimalle haksızlık, çoğunlukla da mesleki arızalardan, art niyetlerden kaynaklanıyor. Yapılan işle ilgili durum budur, kalldı ki kamudaki ücret direk işin değil, liyakatin ve kadronun karşılığıdır, bu açıdan uzmanların kaymakamlar, müfettişlerden çok daha nitelikli olduğu ortadadır.