Herkese merhaba,
Öncelikle şunu belirtmek isterim. Bir kalemde, ki mübaşirler mevzubahis olduğu için ekseriyetle mahkeme kalemlerini kast ediyorum, en önemli şey uyum, huzurlu çalışma , destek olma, dayanışmadır. Genellikle -istisnaları ve az orandakileri ayrı tutmakla birlikte- yazı işleri müdürleri yalnızca sevk ve idare ile görevli olduklarından dolayı iş yükünün büyük kısmı zabıt kâtiplerinin ve mübaşirlerin omuzundadır. Dolayısıyla bir mahkeme kaleminde mübaşirin işi ile zabıt kâtibinin işi yeri geldiğinde birbirine karışmaktadır. elbette bir mübaşir yazı işleri ile ilgili, uyap ekranlarından yapılan işlerle ilgili işlerde fazla bir şey yapamaz ve fakat bu hiçbir şekilde yapamayacakları veya yapmadıkları anlamına da gelmemektedir.
Zabıt kâtibinin klavye sınavına girmesi önemli değildir, önemli olan yapılan iştir. Dolayısıyla iki meslek mensuplarının ast-üst olarak karşılaştırılması zannımca doğru değildir.
Temel olarak imza yetki/sorumluluğunun bulunmaması mübaşirliğin en önemli ayrıcalığıdır. Her ne olursa olsun zabıt kâtibinin sorumluluğu çok daha fazladır velakin mübaşir olmadan da bir mahkeme işlerini asla yürütemez. Canlı örneklerini çoook görmüşümdür, mübaşir olmadığı zaman 3 zabıt kâtibi dahi işleri gerektiği gibi yürütememektedir zira ıvır-zıvır görülen evrak açma, yerleştirme gibi işler kesinti kabul etmeyen, anlık/günlük süreklilik içinde yapılması gereken işlerdendir.
iki meslek mensuplarının karşılaştırılmasında zabıt kâtibinin sorumluluğunun tartışmasız fazla ve ağır olduğu gerçeği ile bütün evrak açma, takma, dosya çıkarma, takip, hukuk mahkemelerinde para çekme-yatırma, pul-posta gibi işlerin uzaktan basit gibi görünmesine rağmen ifası sırasında ne kadar zaman geçtiği ve aynı anda birçok işin yapılması zorunluluğu gibi ağır yükümlülüğün mübaşirlerin omuzlarında olduğu gerçeğini unutmamak gerekir.
Maaş konusuna gelince;
Zabıt kâtipliği ile mübaşir arasında bir miktar maaş farkının olması normal ve doğaldır zira yapılan ve yapılması gereken işler ile sorumluluk düşünüldüğünde buna kimse itiraz etmemelidir. Fakat mübaşirler ile zabıt kâtiplerinin maaş farkının çok fazla olmasını beklemek veya istemek kesinlikle hakkaniyete uygun değildir diye düşünüyorum.
Zira kâtip iken "keşke mübaşir olsaydım" diyen birçok kişi mevcuttur. Fakat mübaşir iken "keşke kâtip olsaydım" diyen mübaşir sayısı çok azdır veya mesleğe yeni başlamıştır, toydur.
Mübaşir, mahkemenin bel kemiğidir; olmazsa olmaz; işini savsaklarsa olmaz; işini eksik yaparsa olmaz; herkes sıkıntıya girer. Bire bir örneğini gördük, yaşadık.
Zabıt kâtibi ile mübaşirin kardeşlik içinde çalışması, en azından vicdan ve kafa rahatlığı açısından elzemdir. Haydi kardeşlik fazla gelmiş olsun, en azından uyumlu ve hoşgörülü çalışmaları gerekir, yoksa cehennem azabı olur.
Günümüzün zorlu koşullarında mübaşirlerin maaşlarının düşürülmesini istemek, beklemek, öne sürmek insan onur ve haysiyetiyle bağdaşmaz. Zira alınan maaşların zaten yeterli gelemediği açıktır.
dolayısıyla hiçkimsenin zoruna gitmesin maaş farkı, kimse de kendisini dev aynasında görmesin.
Statü olarak astsubay çavuş ile uzman çavuş arasındaki kadar dahi fark yoktur.
İşini yapmayan, savsaklayan, sallayan, iş yapıyormuş gibi görünen, arkadaşı iş yükü arasında ezilirken ayağında şıpıdık terlikle sağda solda gezen zabıt kâtipleri ve mübaşirler vardır, her meslekte olduğu ve olabileceği gibi.
ve fakat "aynı gemide olunduğunu ve su alınırsa batılacağını bilen" herkes meslek hayatında daha nice sıkıntıları birlikte göğüsleyeceği iş arkadaşlarının iki kuruşluk maaş farkını düşünmez, düşünmemelidir.
Çekin Besmeleyi, yapın işinizi; komşu komşunun külüne muhtaçtır, ki kâtip il emübaşir komşu dahi değil aynı evin sakinleridirler.
vesselâm.
Herkese merhaba,
Öncelikle şunu belirtmek isterim. Bir kalemde, ki mübaşirler mevzubahis olduğu için ekseriyetle mahkeme kalemlerini kast ediyorum, en önemli şey uyum, huzurlu çalışma , destek olma, dayanışmadır. Genellikle -istisnaları ve az orandakileri ayrı tutmakla birlikte- yazı işleri müdürleri yalnızca sevk ve idare ile görevli olduklarından dolayı iş yükünün büyük kısmı zabıt kâtiplerinin ve mübaşirlerin omuzundadır. Dolayısıyla bir mahkeme kaleminde mübaşirin işi ile zabıt kâtibinin işi yeri geldiğinde birbirine karışmaktadır. elbette bir mübaşir yazı işleri ile ilgili, uyap ekranlarından yapılan işlerle ilgili işlerde fazla bir şey yapamaz ve fakat bu hiçbir şekilde yapamayacakları veya yapmadıkları anlamına da gelmemektedir.
Zabıt kâtibinin klavye sınavına girmesi önemli değildir, önemli olan yapılan iştir. Dolayısıyla iki meslek mensuplarının ast-üst olarak karşılaştırılması zannımca doğru değildir.
Temel olarak imza yetki/sorumluluğunun bulunmaması mübaşirliğin en önemli ayrıcalığıdır. Her ne olursa olsun zabıt kâtibinin sorumluluğu çok daha fazladır velakin mübaşir olmadan da bir mahkeme işlerini asla yürütemez. Canlı örneklerini çoook görmüşümdür, mübaşir olmadığı zaman 3 zabıt kâtibi dahi işleri gerektiği gibi yürütememektedir zira ıvır-zıvır görülen evrak açma, yerleştirme gibi işler kesinti kabul etmeyen, anlık/günlük süreklilik içinde yapılması gereken işlerdendir.
iki meslek mensuplarının karşılaştırılmasında zabıt kâtibinin sorumluluğunun tartışmasız fazla ve ağır olduğu gerçeği ile bütün evrak açma, takma, dosya çıkarma, takip, hukuk mahkemelerinde para çekme-yatırma, pul-posta gibi işlerin uzaktan basit gibi görünmesine rağmen ifası sırasında ne kadar zaman geçtiği ve aynı anda birçok işin yapılması zorunluluğu gibi ağır yükümlülüğün mübaşirlerin omuzlarında olduğu gerçeğini unutmamak gerekir.
Maaş konusuna gelince;
Zabıt kâtipliği ile mübaşir arasında bir miktar maaş farkının olması normal ve doğaldır zira yapılan ve yapılması gereken işler ile sorumluluk düşünüldüğünde buna kimse itiraz etmemelidir. Fakat mübaşirler ile zabıt kâtiplerinin maaş farkının çok fazla olmasını beklemek veya istemek kesinlikle hakkaniyete uygun değildir diye düşünüyorum.
Zira kâtip iken "keşke mübaşir olsaydım" diyen birçok kişi mevcuttur. Fakat mübaşir iken "keşke kâtip olsaydım" diyen mübaşir sayısı çok azdır veya mesleğe yeni başlamıştır, toydur.
Mübaşir, mahkemenin bel kemiğidir; olmazsa olmaz; işini savsaklarsa olmaz; işini eksik yaparsa olmaz; herkes sıkıntıya girer. Bire bir örneğini gördük, yaşadık.
Zabıt kâtibi ile mübaşirin kardeşlik içinde çalışması, en azından vicdan ve kafa rahatlığı açısından elzemdir. Haydi kardeşlik fazla gelmiş olsun, en azından uyumlu ve hoşgörülü çalışmaları gerekir, yoksa cehennem azabı olur.
Günümüzün zorlu koşullarında mübaşirlerin maaşlarının düşürülmesini istemek, beklemek, öne sürmek insan onur ve haysiyetiyle bağdaşmaz. Zira alınan maaşların zaten yeterli gelemediği açıktır.
dolayısıyla hiçkimsenin zoruna gitmesin maaş farkı, kimse de kendisini dev aynasında görmesin.
Statü olarak astsubay çavuş ile uzman çavuş arasındaki kadar dahi fark yoktur.
İşini yapmayan, savsaklayan, sallayan, iş yapıyormuş gibi görünen, arkadaşı iş yükü arasında ezilirken ayağında şıpıdık terlikle sağda solda gezen zabıt kâtipleri ve mübaşirler vardır, her meslekte olduğu ve olabileceği gibi.
ve fakat "aynı gemide olunduğunu ve su alınırsa batılacağını bilen" herkes meslek hayatında daha nice sıkıntıları birlikte göğüsleyeceği iş arkadaşlarının iki kuruşluk maaş farkını düşünmez, düşünmemelidir.
Çekin Besmeleyi, yapın işinizi; komşu komşunun külüne muhtaçtır, ki kâtip il emübaşir komşu dahi değil aynı evin sakinleridirler.
vesselâm.