Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre; "Hüküm", beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkümiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür (Md. 223/1). "Hükmün açıklanması", duruşma sonunda, duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır. Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir. Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hal varsa bu da bildirilir. Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Hüküm fıkrasında, verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir (Md. 231, 232 ve 223). Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar (Md. 231/11). "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması", kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder (Md. 231/5). Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar (Md. 231/8,9,10,11). Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanık hakkında bir hüküm kurulmuş olmakla beraber, açıklanması geri bırakıldığından, bu hüküm, sanık açısından mahkümiyete ilişkin herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Dolayısıyla, sanık hakkında kesinleşen bir hüküm olmadığından sanık hükümlü olmayacaktır. Mahkümiyet hükümlerinin sonuçları, haklarında kurulan hükümaçıklanmayan sanıklar açısından geçerli olmayacaktır. Sanık hakkında herhangi bir mahkümiyet hükmü verilmemiş gibi sonuç doğuracaktır. Sanık açısından öngörülen tek sonuç ise, sanığın denetim süresine tabi kılınması ve bu denetim süresi içinde, mahkemece belirlenmişse yükümlülüklerine uygun davranması olacaktır. Ayrıca, sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde, hüküm açıklanacağından, daha dikkatli olmak ve yeni bir suç işlememek için gerekli gayreti göstermek zorunda kalacaktır (Sökmen, 2009:82-83). Taksirle işlenen bir suçtan mahküm olan kimse hakkında süresi ne olursa olsun, hükmolunan hapis cezası ile ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi halinde bu karar, denetim süresinin sonunun beklenmesine gerek olmaksızın bu kimsenin memur olmasına engel teşkil etmez. Bu kimse memur ise görevine son verilemez (Pınar, 2008:553). Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıldan az hapis cezası ile mahküm olan bir kimse hakkında hükmolunan hapis cezası hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile geri bırakıldığı takdirde, bu kimse memur olabilir. Bu kimse memur ise görevine son verilemez (Pınar, 2008:553). Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası ile mahküm olanlarla, Kanunda tek tek sayılan suçlardan mahküm olanlar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde bunların memur olması için denetim süresinin sonunun beklenmesine gerek bulunmadığı gibi memur olanların da görevlerine son verilemez (Pınar, 2008:555). Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile mahkümiyet hükmü açıklanmadığından ve denetim süresini de başarı ile geçirdikten sonra dava düştüğünden ortada bir mahkümiyet kalmamakta ve adli cezanın geçmiş ve geleceğe yönelik hak yoksunluklarının kişi hakkında tatbiki söz konusu olmamaktadır. Bu uygulama kişinin memur olması halinde memuriyetinin sona erdirilmemesi sonucunu doğurduğu gibi kişi memur değilse açıklanmayan mahkümiyet memuriyete alınmasına engel teşkil etmemektedir (Durmuş, 447). Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olan kimselerin henüz kesinleşmiş bir mahkümiyeti olmadığından ve yine denetim süresini iyi halle geçirmiş olan kimseler hakkında da açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verileceğinden bu kimselerin memur olmaları mümkün olduğu gibi memur olan kimse hakkında da memuriyet görevi sona ermeyecektir (Karaarslan, 2009:108). Sonuç olarak, ister Kanunda tek tek sayılan suçlardan olsun, isterse sayılmayan suçlardan olsun, yargılama sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş ise mahkümiyet hükmü verilmemiş gibi sonuç doğuracağından ve Devlet Memurları Kanunu'na göre mahküm olmamış olmak şartını muhafaza edeceğinden herhangi bir şartsızlık da söz konusu olmayacaktır.
Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre; "Hüküm", beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkümiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür (Md. 223/1). "Hükmün açıklanması", duruşma sonunda, duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak gerekçesi ana çizgileriyle anlatılır. Hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresi bildirilir. Beraat eden sanığa, tazminat isteyebileceği bir hal varsa bu da bildirilir. Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Hüküm fıkrasında, verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir (Md. 231, 232 ve 223). Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar (Md. 231/11). "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması", kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder (Md. 231/5). Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulur. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar (Md. 231/8,9,10,11). Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, sanık hakkında bir hüküm kurulmuş olmakla beraber, açıklanması geri bırakıldığından, bu hüküm, sanık açısından mahkümiyete ilişkin herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Dolayısıyla, sanık hakkında kesinleşen bir hüküm olmadığından sanık hükümlü olmayacaktır. Mahkümiyet hükümlerinin sonuçları, haklarında kurulan hükümaçıklanmayan sanıklar açısından geçerli olmayacaktır. Sanık hakkında herhangi bir mahkümiyet hükmü verilmemiş gibi sonuç doğuracaktır. Sanık açısından öngörülen tek sonuç ise, sanığın denetim süresine tabi kılınması ve bu denetim süresi içinde, mahkemece belirlenmişse yükümlülüklerine uygun davranması olacaktır. Ayrıca, sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde, hüküm açıklanacağından, daha dikkatli olmak ve yeni bir suç işlememek için gerekli gayreti göstermek zorunda kalacaktır (Sökmen, 2009:82-83). Taksirle işlenen bir suçtan mahküm olan kimse hakkında süresi ne olursa olsun, hükmolunan hapis cezası ile ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi halinde bu karar, denetim süresinin sonunun beklenmesine gerek olmaksızın bu kimsenin memur olmasına engel teşkil etmez. Bu kimse memur ise görevine son verilemez (Pınar, 2008:553). Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıldan az hapis cezası ile mahküm olan bir kimse hakkında hükmolunan hapis cezası hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile geri bırakıldığı takdirde, bu kimse memur olabilir. Bu kimse memur ise görevine son verilemez (Pınar, 2008:553). Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezası ile mahküm olanlarla, Kanunda tek tek sayılan suçlardan mahküm olanlar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde bunların memur olması için denetim süresinin sonunun beklenmesine gerek bulunmadığı gibi memur olanların da görevlerine son verilemez (Pınar, 2008:555). Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile mahkümiyet hükmü açıklanmadığından ve denetim süresini de başarı ile geçirdikten sonra dava düştüğünden ortada bir mahkümiyet kalmamakta ve adli cezanın geçmiş ve geleceğe yönelik hak yoksunluklarının kişi hakkında tatbiki söz konusu olmamaktadır. Bu uygulama kişinin memur olması halinde memuriyetinin sona erdirilmemesi sonucunu doğurduğu gibi kişi memur değilse açıklanmayan mahkümiyet memuriyete alınmasına engel teşkil etmemektedir (Durmuş, 447). Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olan kimselerin henüz kesinleşmiş bir mahkümiyeti olmadığından ve yine denetim süresini iyi halle geçirmiş olan kimseler hakkında da açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verileceğinden bu kimselerin memur olmaları mümkün olduğu gibi memur olan kimse hakkında da memuriyet görevi sona ermeyecektir (Karaarslan, 2009:108). Sonuç olarak, ister Kanunda tek tek sayılan suçlardan olsun, isterse sayılmayan suçlardan olsun, yargılama sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş ise mahkümiyet hükmü verilmemiş gibi sonuç doğuracağından ve Devlet Memurları Kanunu'na göre mahküm olmamış olmak şartını muhafaza edeceğinden herhangi bir şartsızlık da söz konusu olmayacaktır.