Âşık isen sâki gelir bâde verir,
Bâde gönle elem verir, gam verir,
Aşka giden yolu bâ de verir, sin de verir,
Ey Hak! Kalpte lam'ı ayn yüceltir; bâ devirdir.
.
.
.
.
" Bak Müfit, üçüncü satırda demiş ki:
"Aşka giden yolu bâ de verir, sin de verir,"
Çocuğun dört cümlede üstünde durduğu şey "bâ". Yani Osmanlıca harf. Bu satırda "bâ"dan sonraki hece ile "sin"den önceki heceyi çıkarınca geriye üç hece kalıyor: "bâ,vav,sin" şeklinde, bak bakalım ne çıkıyor: Buse! Aşka giden yol Buse, diyor!"
.
.
.
Son satıra bak. Osmanlıcada "lam" harfinin başına "ayn" harfi koyarsan "âlâ" okursun yani yüce manasında; "ayn" lam'ı yüceltir. Ama aynı "lam" başına "bâ" koyarsan belâ olur.
Kalpteki "lam"ı bir kez daha okuyalım: kalb-i âlâ yüce kalp ve ya kalb-i belâ, belalı kalp. Hem bunları tanımlıyor hem de ya ben yücelirim ya da bela olur, karşılık bulamam devrimisin diyor.
"Ey Hâk, yanıyorum, benim için Buse'yi ne yapacaksın? Yüce kalp mi, yoksa bela mı?"
.
.
Kafkas Ruleti II - Selman Kayabaşı
Âşık isen sâki gelir bâde verir,
Bâde gönle elem verir, gam verir,
Aşka giden yolu bâ de verir, sin de verir,
Ey Hak! Kalpte lam'ı ayn yüceltir; bâ devirdir.
.
.
.
.
" Bak Müfit, üçüncü satırda demiş ki:
"Aşka giden yolu bâ de verir, sin de verir,"
Çocuğun dört cümlede üstünde durduğu şey "bâ". Yani Osmanlıca harf. Bu satırda "bâ"dan sonraki hece ile "sin"den önceki heceyi çıkarınca geriye üç hece kalıyor: "bâ,vav,sin" şeklinde, bak bakalım ne çıkıyor: Buse! Aşka giden yol Buse, diyor!"
.
.
.
Son satıra bak. Osmanlıcada "lam" harfinin başına "ayn" harfi koyarsan "âlâ" okursun yani yüce manasında; "ayn" lam'ı yüceltir. Ama aynı "lam" başına "bâ" koyarsan belâ olur.
Kalpteki "lam"ı bir kez daha okuyalım: kalb-i âlâ yüce kalp ve ya kalb-i belâ, belalı kalp. Hem bunları tanımlıyor hem de ya ben yücelirim ya da bela olur, karşılık bulamam devrimisin diyor.
"Ey Hâk, yanıyorum, benim için Buse'yi ne yapacaksın? Yüce kalp mi, yoksa bela mı?"
.
.
Kafkas Ruleti II - Selman Kayabaşı