Ben durumumu ifade edeyim..
Bundan 2 sene önce hane halkı gelirimiz 11.000 TL idi. Tasarrufumuz da 3.000-4.000 TL arası olurdu. O Dönem 1.000 TL kadar da otomobil kredi borcum vardı. O da olmasa 4.000-5.000 arası bir tasarrufum olurdu. Doya doya da yaşardık, BİM daha uygun diye BİM'e gideyim demezdim mesela, yolumun üzerinde Migros varsa düşünmeden oraya girerdim, alacaklarımı alır çıkardım.
Şu an 16.000 hane halkı gelirimiz var. Tasarrufumuz 2.500-3.000 TL arası bir yere düştü. Kredi borcum da yok. Doya doya yaşama durumumuz da yok. BİM daha uygun diye hayatta Migros'a filan girmiyorum.
Hane halkı gelirimiz nominal anlamda %50 ye yakın artmasına rağmen, tasarrufumuz da %50 ye yakın azalmış görünüyor. Bu dönemde neler mi oldu? Mesela iki sene önce normal sıgara içerken, şu an daha uygun diye tütün içiyorum, evde kendim sarıyorum aylık 300 lira oradan tasarruf ediyorum. Alkolüm yok, kumarım yok, tek zevkim lüksüm termosa kahve yapıp parkta yürüyüş yapmak (ki buna lüks denirse).
Memura verilen zamlar böyle devam ederse, 2 sene sonra muhtemelen şunu yazacağım :
"Hane halkı gelirim 20.000 TL, tasarrufum yok, sonunda tütünü de bıraktım, tek lüksüm termosa sıcak suyla şekeri karıştırıp koyup parkta yürüyüş yapmak".
Memurun bu kadar alenen ve şiddetli yoksullaştığı ve ardından küfreder gibi %2-3 zamlarla aptal yerine konulduğu bir dönem görülmüş müdür bilemiyorum.
Zaten geçen seneden %2 kaybımız var, malum zam %3 iken, biz enflasyon zammını %4 ve üzeri için aldık ilk ve ikinci altı ayda. İlk 6 ay için en az %12-13 zam yapılması gerekiyor.
Yok "memur dediğinin arabası evi mi olurmuş, kıt kanaat yaşasın geçinsin" diye düşünenler varsa, kendine her çalışanın hakkı olan bu gibi şeyleri lüks gören varsa, bu da onların kendi bileceği iş. Devlet memurunun (VHKİ, müdür yardımcısı, müdür, öğretmen, daire başkanı, uzman, müfettiş, denetmen, denetçi, kontrolör unvanı ne olursa olsun) hak ettiği yaşam standardı dünyanın neredeyse hiçbir yerinde bu değil.
Yukarıda anlattıklarım kimsenin bilmediği, sır olan şeyler değil. Sizler de ben de bu durumu yaşayarak tecrübe ettik, ediyoruz.
Peki bunu tecrübe etmeye devam edecek miyiz? Dik durup, bizlerin de bir baskı grubu olduğumuzu bizi yönetenlere hatırlatmazsak, bunu tecrübe etmeye devam ederiz tabi...
Ben durumumu ifade edeyim..
Bundan 2 sene önce hane halkı gelirimiz 11.000 TL idi. Tasarrufumuz da 3.000-4.000 TL arası olurdu. O Dönem 1.000 TL kadar da otomobil kredi borcum vardı. O da olmasa 4.000-5.000 arası bir tasarrufum olurdu. Doya doya da yaşardık, BİM daha uygun diye BİM'e gideyim demezdim mesela, yolumun üzerinde Migros varsa düşünmeden oraya girerdim, alacaklarımı alır çıkardım.
Şu an 16.000 hane halkı gelirimiz var. Tasarrufumuz 2.500-3.000 TL arası bir yere düştü. Kredi borcum da yok. Doya doya yaşama durumumuz da yok. BİM daha uygun diye hayatta Migros'a filan girmiyorum.
Hane halkı gelirimiz nominal anlamda %50 ye yakın artmasına rağmen, tasarrufumuz da %50 ye yakın azalmış görünüyor. Bu dönemde neler mi oldu? Mesela iki sene önce normal sıgara içerken, şu an daha uygun diye tütün içiyorum, evde kendim sarıyorum aylık 300 lira oradan tasarruf ediyorum. Alkolüm yok, kumarım yok, tek zevkim lüksüm termosa kahve yapıp parkta yürüyüş yapmak (ki buna lüks denirse).
Memura verilen zamlar böyle devam ederse, 2 sene sonra muhtemelen şunu yazacağım :
"Hane halkı gelirim 20.000 TL, tasarrufum yok, sonunda tütünü de bıraktım, tek lüksüm termosa sıcak suyla şekeri karıştırıp koyup parkta yürüyüş yapmak".
Memurun bu kadar alenen ve şiddetli yoksullaştığı ve ardından küfreder gibi %2-3 zamlarla aptal yerine konulduğu bir dönem görülmüş müdür bilemiyorum.
Zaten geçen seneden %2 kaybımız var, malum zam %3 iken, biz enflasyon zammını %4 ve üzeri için aldık ilk ve ikinci altı ayda. İlk 6 ay için en az %12-13 zam yapılması gerekiyor.
Yok "memur dediğinin arabası evi mi olurmuş, kıt kanaat yaşasın geçinsin" diye düşünenler varsa, kendine her çalışanın hakkı olan bu gibi şeyleri lüks gören varsa, bu da onların kendi bileceği iş. Devlet memurunun (VHKİ, müdür yardımcısı, müdür, öğretmen, daire başkanı, uzman, müfettiş, denetmen, denetçi, kontrolör unvanı ne olursa olsun) hak ettiği yaşam standardı dünyanın neredeyse hiçbir yerinde bu değil.
Yukarıda anlattıklarım kimsenin bilmediği, sır olan şeyler değil. Sizler de ben de bu durumu yaşayarak tecrübe ettik, ediyoruz.
Peki bunu tecrübe etmeye devam edecek miyiz? Dik durup, bizlerin de bir baskı grubu olduğumuzu bizi yönetenlere hatırlatmazsak, bunu tecrübe etmeye devam ederiz tabi...