Editörler : crops35


Yasaklı
16 Ocak 2005 22:28

DİLEKÇE ÖRNEĞİ

                              Merhaba arkadaşlar.

            Bilmem SİCİL NOTLARI konusu ile ilgilenir misiniz ?

Hani şu idarecilerin tek taraflı, subjektif değerlendirmeleri ile ( doğrusu insaflarına kalmış) belirledikleri notlar.

Şimdiye kadar HUKUK DEVLETİ İLKESİYLE hiçbir şekilde bağdaşmayacak bir tutum ile gizli-saklı tutulan, çalışanın kendi hakkındaki hükmü bilmediği raporlar.

Bu haksızlığın-hukuksuzluğun artık tarihe karışmasının zamanı, gelmedi mi? Bence geldi de geçiyor bile.

Bu konuda bazı araştırmalar yapıp,  hukukçulara danıştım. 24.04.2004 tarihi itibari ile yürürlüğe giren, 4982 sayılı ?BİLGİ EDİNME KANUNUNA? dayanarak aşağıdaki dilekçeyi hazırladım.

İlgilenen arkadaşlar, kendilerine göre düzenleyip, çalıştığı kuruma verebilir.

 

ESENLİKLER DİLİYORUM

 

 

 

 

 

 

 

 

 

               SİCİL NOTLARININ ÖĞRENİLMESİ TALEBİ İÇİN

                                            DİLEKÇE ÖRNEĞİ

 

 

 

 

 

 

          ???????????????????????..MÜDÜRLÜĞÜNE

                                                                                                                             İZMİR

 

      ????????.. Müdürlüğünde,???Sicil numarası ile???... Kadro/ Unvanıyla ??..yılından buyana görev yapmaktayım.

             Bilindiği üzere 4982 sayılı ?BİLGİ EDİNME KANUNU? 09.10.2003 tarihinde,  TBMM?de kabul edilerek 24.04.2004 tarihi itibari ile yürürlüğe girmiştir. Ayrıca, 23. 01.2004 tarihli 2004/12 sayılı Başbakanlık Genelgesinde de, bu kanunun amacı ve uygulamasına ilişkin hususlara açıklık getirilmiştir.

       Tabi bulunduğumuz, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun  112, 113, 114. maddelerine göre düzenlenen, SİCİL RAPORLARI ve bu raporlardaki, puanlama  ve değerlendirme notları hakkında bilgi sahibi olmak, bu yasaya göre yasal bir hak olmuştur.

      İlgili 4982 sayılı yasanın; 1,2,3,4,5,6,10,11. maddeleri ve bu yasaya ilişkin, 2004/12 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile 1.11.1984 tarihli ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanuna istinaden,

         Bu yasal hakkın gereği olarak , kurumunuzda göreve başladığım günden buyana, şahsımla ilgili düzenlenmiş bulunan,  SİCİL RAPORLARININ bir örneğinin veyahut onaylı kopyasının, tarafıma verilmesini talep ediyorum.    

Gereğinin yapılması hususunu, 

       

                Bilgilerinize arz ederim.

                           

                 Saygılarımla

 

 

                                                                                                                       (S:????)

                                                                                                                 ????????..

                                                                                                            ??????????...

ADRES:


santiegose
Yasaklı
19 Ocak 2005 22:37

T.C.
BİLGİ EDİNME DEĞERLENDİRME KURULU

Karar Tarihi : 25/10/2004
Karar Sayısı : 2004/141

Başvuru Sahibi Kurum veya Kuruluş: Dışişleri Bakanlığı

Kurula Başvuru Tarihi: 15/10/2004 (Kurula intikal: 19/10/2004)

K A R A R

Dışişleri Bakanlığı'nın, bir personelinin "sicil amirlerinin hakkında doldurdukları düşünce ve açıklamaların ve özlük dosyasında bulunmaması gereken bilgi ve belgelerin var olup olmadığı ile sicil notlarının bildirilmesini" talep ettiğinden bahisle, Kurulumuzun 05/07/2004 tarihli ve 2004/12 sayılı emsal kararı uyarınca, "sicil raporları hakkında bilgi talep eden memurun talebinin ne şekilde ve hangi ölçüde karşılanacağı, sicil raporlarının örneklerinin memura verilip verilmeyeceği, memura sicilinin "çok iyi", "iyi", "orta" veya "olumsuz" olarak tekemmül ettiğinin belirtilmesinin yeterli olup olmayacağı, sicil notlarının veya sicil amirlerinin memur hakkındaki değerlendirmelerinin bildirilmesinin gerekip gerekmeyeceği hususunda tereddüt hasıl olduğundan, izlenecek uygulama esasları hakkında" Kurulumuzun görüşünü talep eden başvurusu hakkında, Kamu görevlilerince sicil raporlarının suretinin talep edilmesi halinde, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun "Bilgi veya belgeye erişim" başlıklı 10 uncu maddesi ile Bilgi Edinme Hakkı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmeliğin 19 uncu maddesi gereğince sicil raporunun tasdikli bir suretinin "GİZLİ ve KİŞİYE ÖZEL" bir yazı ile ilgiliye verilmesinin uygun olacağı, hususunun Dışişleri Bakanlığı'na bildirilmesine, oybirliği ile karar verilmiştir.-----------------------------------------------------------------------------------------------------------

T.C.
BAŞBAKANLIK
BİLGİ EDİNME DEĞERLENDİRME KURULU

Sayı : B.02.0.BHİ.B.08.1.KYK.0.00.00.00/796.001/170
Konu: Görüş talebiniz hk.

YÜKSEK ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

İlgi: 13/09/2004 tarihli ve B.08.1.KYK.0.71.00.02/4090/338-5267 sayılı yazınız.

İlgide kayıtlı yazınızda bir personelinizin sicil raporlarının ayrıntılı dökümünü yıllar bazında öğrenme talebinde bulunduğundan bahisle, ilgilinin talebinin yerine getirilip getirilmeyeceği, getirilmesi halinde sicil notlarının puanlama esasına göre bildirilip bildirilmeyeceği hususunda tereddüte düşüldüğünden uygulamaya esas olacak Kurulumuz görüşü talep edilmektedir.

Konu ile ilgili olarak daha önce İçişleri Bakanlığı'nın talebi üzerine alınan 05/07/2004 tarihli ve 2004/12 sayılı Kurul Kararının bir sureti uygulamaya esas teşkil etmesi bakımından ilişikte gönderilmektedir.

Diğer taraftan, başvuru sahibinin talep ettiği bilgi ve belgeye hangi şekillerde erişiminin sağlanacağı 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun 10 uncu maddesi ile Bilgi Edinme Hakkı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmeliğin 19 uncu maddesinde belirtilmekte olup, buna göre bahse konu talebin karşılanmasının, sicil raporlarının onaylı suretlerinin başvuru sahibine verilmesi yoluyla gerçekleştirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

Bilgilerini rica ederim.

T.C.
BİLGİ EDİNME DEĞERLENDİRME KURULU

Karar Tarihi : 25/10/2004
Karar Sayısı : 2004/139

Başvuru Sahibi Kurum veya Kuruluş: Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu Genel Müdürlüğü

Kurula Başvuru Tarihi: 18/10/2004

K A R A R

Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'nün, ??? ????.. isimli personelin Genel Müdürlüklerine başvurarak "13 yıllık sicil notları ile soruşturma ve ceza raporlarını öğrenme" talebinde bulunduğundan bahisle, talep edilen bilgilerin adı geçene verilip verilmeyeceği hususunda tereddüte düşüldüğünden, bu hususta Kurulumuzun görüşünü talep eden başvurusu hakkında,

1- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi personel için bağlayıcı olan söz konusu Kanunun sicillerle ilgili "Bölüm 6" da (109 ila 123 üncü maddeler arası) özlük dosyaları ile sicil dosyalarının "gizli" gizlilik dereceli olacağına dair hiçbir hüküm bulunmadığı halde, bu Kanunun 121 inci maddesi uyarınca Bakanlar Kurulunca çıkarılan "Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği"nde söz konusu dosyaların "gizli" olacağının 26, 27 ve 28 inci maddelerinde düzenlemiş olduğu, 657 sayılı Kanunun 117 inci maddesinde yer alan ve olumsuz sicil alan memura yapılacak uyarı yazısının "gizli olacağı"nı düzenleyen hususun ise ilgili memurun diğer memurlara karşı kişilik haklarını korumak bakımından duyulan bir ihtiyaçtan kaynaklandığı,

- Çağdaş kamu yönetimi anlayışının hakim olduğu ülkelerdeki uygulamalara bakıldığında, kamu görevlileri için düzenlenen sicil raporu benzeri dosyaların üçüncü kişilere karşı gizli tutulduğu, dosyanın ilgilisine karşı ise açık olduğunun görüldüğü; 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun da bu yönde atılmış bir adım olduğu, nitekim 4982 sayılı Kanunun konuyla ilgili olarak, 15 inci maddesindeki "Yargı denetimi dışında kalan idari işlemlerden kişinin çalışma hayatını ve mesleki onurunu etkileyecek nitelikte olanlar, bu Kanun kapsamına dahildir....", 18 inci maddesindeki "Sivil ve askeri istihbarat birimlerinin görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır. Ancak, bu bilgi ve belgeler kişilerin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise, istihbarata ilişkin bilgi ve belgeler bilgi edinme hakkı kapsamı içindedir.", 25 inci maddesindeki "Kurum ve kuruluşların, kamuoyunu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeler hakkındaki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkının kapsamı dışındadır. Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarının bilgi edinme hakları saklıdır." şeklindeki hükümlerinin de, kurum ve kuruluşların kendi personeli hakkında sahip oldukları bilgi ve belgelerin üçüncü kişilere karşı gizli tutulması, ancak bu bilgi ve belgeler ilgili kişinin çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte ise o kişiye açık olması, bir başka deyişle bilgi edinme hakkı kapsamında ilgili personelin kendisiyle ilgili bilgi ve belgelere erişim hakkının bulunduğu şeklinde anlaşılması gerektiği,

- 657 sayılı Kanunun 111 inci maddesi gereğince "Devlet memurlarının ehliyetlerinin tesbitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye çıkarma veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde özlük ve sicil dosyalarının başlıca dayanak olduğu" göz önünde tutulursa, sicil dosyalarının Devlet memurlarının "çalışma hayatını ve meslek onurunu etkileyecek nitelikte" bulunduğunun açık olduğu,

hususlarını ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz." amir hükmünü göz önünde bulunduran Kurul, 4982 sayılı Kanun ile çelişen Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasında (özlük dosyaları ve) sicil raporlarının üçüncü kişilere karşı yine gizlilik prensibi içinde muhafazasının gerektiği, ancak ilgili kamu görevlisine karşı 4982 sayılı Kanun çerçevesinde açık olmasının gerektiği, bu çerçevede 4982 sayılı Kanunun "Bilgi veya belgeye erişim" başlıklı 10 uncu maddesi gereğince tasdikli bir suretinin "GİZLİ ve KİŞİYE ÖZEL" bir yazı ile ilgiliye verilmesinin uygun olacağı,

2- Personelin kendisiyle ilgili soruşturma ve ceza raporlarının ise, 4982 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri uyarınca, varsa üçüncü kişilere ait bilgiler çıkarıldıktan sonra ilgiliye tasdikli birer suretinin verilmesi gerektiği, hususlarının Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'ne bildirilmesine, oybirliği ile karar verilmiştir.

 


profsedat
Şef
20 Mayıs 2005 23:14

peki bu dilekçeyi kullanabilirmiyiz?

santiegose
Yasaklı
02 Eylül 2005 14:05

Merhaba arkadaşlar.

Bugünlerde onlarca İFP li arkadaşımızın, açtıkları davaları kazanarak bankaya geri döndüklerini ve ardından bazı arkadaşlarımızın kendi istedikleri kuruma tayinlerini yaptırdıklarını görüyor, duyuyor ve biliyoruz.

Onlar bu onurlu HUKUKSAL MÜCADELEYİ en başından beri yürüten ve zaferle sonuçlandıran arkadaşlarımızdır.

Kendilerini kutluyor darısı bizlerin ve diğer arkadaşlarımızın başına diyoruz.

Şayet sizde şu ana kadar dava açmadıysanız ve bu yaşanan gelişemlerden sonra dava açmak isterseniz , bir akaç arkadaşımız bunu yaptı.

Onlar için hazırladığım çalıştıkları bankaya gönderecekleri ve süreci başlatacak İLK dilekçeyi, burada yayınlayarak sizlerlede paylaşmak istiyorum. Artık gerisi sizin bileceğiniz, yani dava açıp açmamak sizin kendi hür iradenizdir.

İŞTE DİLEKÇE ÖRNEĞİ:

T.C ZİRAAT BANKASI A.Ş GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

ANKARA

Danıştay 5. Dairesinin 2003 / 2471 sayılı ?düzenleyici? kararını basın-yayın yoluyla öğrenmiş bulunmaktayım. Bu kararda, Bankanızın Yönetim Organları Tüzüğünün 4.23 ve 17.16 ?ıncı maddeleri iptal edilmiş olup, ayrıca Bankanızca yapılan ve şahsımın da dahil olduğu, İ.F.P. İşlemleri için, ?YETKİSİZ ORGANLAR TARAFINDAN YAPILAN? ve ?HUKUKA UYARLILIĞI BULUNMAYAN İŞLEM? değerlendirilmesi yapılmış ve bu gerekçe ile, anılan dava konusu işlemin, yürütmesi durdurularak, iptaline karar verilmiştir. Şahsımla ilgili yapılan İ.F.P işlemleri de aynı şartları taşımaktadır.

T.C Ziraat Bankası ?? Şubesinde, 399 sayılı KHK ye tabi ????unvanıyla (S:??.) çalışmakta iken, ?Kamu Bankalarının Yeniden Yapılandırılmak Suretiyle Özelleştirilmesi? amacıyla çıkarılan, 4603, 4684 ve 4743 yasalar neticesinde, tarafıma sunulan, İş Kanununa tabi Belirsiz Süreli Hizmet Sözleşmesini kabul etmemem dolayısıyla, TC ZİRAAT BANKASI AŞ. İşe alma ve Kariyer Planlama Dairesi Başkanlığının .....2002 tarih ve ??? sayılı işleminin yazısında, İstihdam Fazlası Personel (İFP) olarak belirlenerek Genel Müdürlük emrine alındığımı öğrendim. Daha sonra, Devlet Personel Başkanlığına ismen bildirildim. Akabinde ise Devlet Personel Başkanlığınca, ?????..Müdürlüğünün ???. kadrosuna atamam yapılmıştır.

Halen bu kurumda görev yapmakta olup, Bankanızın anılan İFP işlemi ve devamındaki atama işlemleri nedeniyle, sosyal, psikolojik ve ekonomik olarak mağdur edilmiş bulunmaktayım.

Danıştay 5. Dairesinin 2003 / 2471 sayılı kararının gerekçesinde de açıkça belirtildiği üzere, ?YETKİSİZ ORGANLAR TARAFINDAN YAPILAN? ve ?HUKUKA UYARLILIĞI BULUNMAYAN? şahsıma yönelik bu İ.F.P işleminin, geri alınarak kaldırılmasını ve böylece Bankanızdaki eski görevime iade edilmemi, şahsımla ilgili Bankanız İFP işleminin neden olduğu, mevcut mağduriyetimin giderilmesi açısından, ehemniyetle talep ediyorum.

Gereğinin yapılması hususunu bilgilerinize arz ederim.

Saygılarımla.

adı soyadı

???????.

Adres:

?????..

????????.

Ek: Şahsımla ilgili Bankanız İ.F.P. işleminin ve Devlet Personel Başkanlığınca yapılan atama işleminin yazıları


havaci
Aday Memur
02 Eylül 2005 14:50

sayın santıegose arkadaş daha önce yayınlanan dilekçeden zaten binlerce arkadaşımız gönderdi cevaplar gelmeye başlamış benimki henüz gelmedi geldiğinde mahkemeye başvuracağım BÇS mahkeme başvuru dilekçesi yayınlayacaktı mahkeme başvuru dilekçelerini bian önce burada yayınlanırsa iyi olur çünkü şuandan itibaren iki dava açmamız gerekecek galiba bir dilekçenin iptali ikinciside maddi kayıpların telafisi maaşımızın güncellenmesi yazılan yazılardan ben bunu anladım BÇS nin ve ayhan çivi beyin açıklaması 31 ağustosta olacaktı göremedim.


havaci
Aday Memur
02 Eylül 2005 15:05

BAĞIMSIZ BÜRO ÇALIŞANLARI SENDİKASI

(Ziraatli İFP liler için DİLEKÇE ÖRNEĞİ)

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş.

GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

ULUS/ANKARA

Bankanızda görev yapmakta iken Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü Yönetim Organları Tüzüğü ile verilen yetki çerçevesinde Murahhas Üye tarafından istihdam fazlası personel olarak belirlenerek başka kamu kurumlarına atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirildim. Bu nedenle de, Devlet Personel Başkanlığınca yapılan atama sonucu halen ............................... da görev yapmaktayım.

Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü Yönetim Organları Tüzüğünün; 4603 sayılı Yasanın Banka Yönetim Kuruluna verdiği istihdam fazlası personelin belirlenmesi ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesi yetkisini Murahhas Üye?ye devrine ilişkin 4.23 ve 17.16 maddeleri hukuka aykırı bulunarak Danıştay 5.Dairesinin 12.4.2005 tarih ve Esas no: 2003/2471 , Karar no: 2005/1960 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Bu nedenle, hukuka aykırı yapılan bankanız işlemlerinin geri alınarak bankanızdaki görevime başlatılmamı, bankadaki görevimden ayrı kaldığım sürece oluşan maddi ve manevi zararımın karşılanmasını arz ederim. .../..../2005

Adres: İmza

Adı-Soyadı

ayhancivi


EmekçiTavır
Yasaklı
11 Kasım 2005 21:14

10 Soruda Sendika

21 Ağustos 2005 -

1-NEDEN ÖRGÜTLENMEK GEREKİR ?

2-SENDİKA NEDİR?

3-SENDİKALARIN YAPISI VE İŞLEYİŞİ NASILDIR?

4-NEDEN SENDİKALI OLMALIYIZ?

5-HER İSTEDİĞİMİZ SENDİKAYA ÜYE OLABİLİR MİYİZ?

6-NASIL BİR SENDİKA SEÇMELİYİZ?

7-DÜNYADA SENDİKALARIN KISA TARİHÇESİNİ ÖZETLER MİSİNİZ?

8-TÜRKİYE'DE SENDİKALARIN KISA TARİHÇESİ ÖZETLER MİSİNİZ?

9-KAMU ÇALIŞANLARI (MEMUR) SENDİKALARININ KISA TARİHÇESİNİ ÖZETLER MİSİNİZ?

10-İŞ KOLLARINA GÖRE İŞÇİ VE MEMUR SENDİKALARINI LİSTELEMEK MÜMKÜN MÜ?

CEVAPLAR

1-NEDEN ÖRGÜTLENMEK GEREKİR?

Türkiye`nin çeşitli bölgelerinde, çeşitli semtlerindeki işyerlerinde çalışıyoruz.

Belki farklı görüşlere inanıyor, farklı siyasi partileri destekliyoruz.

Ancak hepimizin ortak bir noktası var:

Yaşamak için çalışmak ve emek-gücümüzü satmak zorundayız.

İster fabrikalarda ya da bürolarda, ister devlet işletmelerinde, ister özel şirketlerde, isterse belediyelerde, kooperatiflerde olsun, hayatımızı yalnızca ücretle kazanıyoruz.

Dertlerimiz aynı, sorunlarımız ortak

İş garantisi istiyoruz!

Çünkü bizim için işsizlik açlık demektir.

Ücret zammı istiyoruz!

Çünkü patronlar, hergün herşeye zam yaparak, zaten düşük olan ücretlerimizi sürekli eritiyorlar.

Çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyoruz!

Çünkü her yıl binlercemiz iş kazalarında ölüyor. Gürültü, zehirli gazlar, sakatlanmak ve ölmek tehlikesi olmadan çalışmak bizim en doğal hakkımızdır.

Çalışma sürelerinin kısaltılmasını istiyoruz!

Çünkü kendimize ve ailemize daha fazla zaman ayırmak, okumak, gezmek, eğlenmek bizim de hakkımız. Biz, sürekli üretim içinde olan bir makina değil, insanız.

Sosyal haklar istiyoruz!

Çünkü yıllarca ödediğimiz pirimlerin ve vergilerin karşılığını almak, bizim en doğal hakkımızdır. Vergi ve primlerimizin patronlara ucuz kredi olmasını değil; ucuz konut, hastane, bakımevi ve okul olarak bize dönmesini istiyoruz.

Kısacası Biz,

Bütün zenginlikleri ve değerleri üretenler olarak, bu değerlerden, refah ve gelişmeden hakkımız olan payı istiyoruz

Peki alabiliyor muyuz?

Hayır!

Anayasa ve yasalardaki haklarımızı, toplu sözleşme haklarımızı kullanabiliyor muyuz?

Hayır!

Peki Ama Neden?

Çünkü önemli yanlışlar yapıyoruz

Peki yanlışlarımız neler?

Yasaların bizi koruyacağını sanıyoruz. Yasalar yeterli değil.

Ayrıca, patronlar tarafından kolayca çiğneniyor.

Sorunlarımızın çözümünü `bizi düşündüğünü` söyleyen patronlardan, `sendika da olsa daha fazla veremem` diyen işverenlerden bekliyoruz.

Ya da tek başımıza hak aramaya kalkıyoruz.

Aynı koşullarda yaşıyor, birlikte üretiyoruz.

Ama haklarımızı tek başımıza elde etmeye çalışıyoruz.

Başaramıyoruz.

Neden?

Çünkü Örgütlü Değiliz

Patronların dernekleri, sendikaları, birlikleri ve siyasi partileri var.

Patronların, bizim kafamızı karıştıran, gerçekleri bizden gizleyen gazeteleri, radyoları ve televizyonları var.

Patronlar, hem ekonomiye hem de siyasete egemen.

Patronlar güçlü

Çünkü Onlar Örgütlü

Bütün zenginlikleri biz üretiyor, Biz Yaratıyoruz.

Ama payımızı alamıyoruz.

Haklarımızı almak ve geliştirmek için güçlü olmamız gerek.

Patronlar karşısında güçlü olmanın yolu, en az onlar kadar örgütlü olmaktan geçer.

ÖRGÜTLENMEK, ortak çıkarlar temelinde, ortak hedefler için birleşmek demektir.

Yüzlerce, binlerce işçi YENİLMEZ BİR GÜÇTÜR.

--------------------------------------------------------------------------------

2-SENDİKA NEDİR?

İşçilerin, çalışma yaşamına ilişkin sorunlarını çözmek, ortak çıkarlarını ve haklarını korumak, geliştirmek için kurdukları örgütlere sendika denir.

Sendika, diline, dinine, rengine, siyasi görüşüne bakmaksızın bütün işçileri kapsayan bir kitle örgütüdür.

Sendika, çalışanların ortak hak ve çıkarlar uğruna birliğinin ifadesidir.

Sendika, işçilerin ekonomik ve demokratik örgütlerdir.

Sendika, sadece işçilerin örgütü olduğu için bir sınıf örgütüdür.

Sendika, devlete, siyasi iktidara, partilere karşı bağımsız bir örgüttür.

Daha genel biçimde ifade edersek ;

Sendika, işçinin birliğini etkin bir güce dönüştüren mekanizmalardır.

Yukarı

--------------------------------------------------------------------------------

3-SENDİKALARIN YAPISI VE İŞLEYİŞİ NASILDIR?

Sendikaların işleyişi ve organları, genel kurullarca saptanan tüzüklerine göre düzenlenir. 12 Eylül yasaları sendikaların tüzüklerini özgürce belirleme hakkını tanımamaktadır. Yasa sendikanın tüzüğünün hemen tamamını belirlemiştir. Bu anlamda bir sendika özgürlüğünden söz etmek de mümkün değildir.

Sendikalarda çalışmalar; 1- Genel Merkez, 2- Bölge ve/veya Şube Merkezi ve 3- İşyeri Temsilciliği eliyle yürütülmektedir.

Sendikalardaki temel organlar ise; 1- Genel Kurul, 2- Yönetim Kurulu, 3- Denetim Kurulu ve 4- Disiplin Kurulu?ndan oluşmaktadır..

Aşağıdan yukarıya sendikalar:

1- İşyeri (sendika) Temsilcisi;

Mevcut yasaya göre işyeri temsilcisi, yasadaki adıyla işyeri sendika temsilcisi, sendika genel merkezi tarafından atanır.

Kimi sendikalar işyeri temsilcilerinin belirlenmesi için seçim yapmaktadır. Bir bakıma sendikanın üyelerinin iradesine saygısının sınandığı ilk yerdir. Eğer gerçekten bu iradenin özgürce konulabildiği ortam mevcut ise.

2- Bölge ve Şube Merkezleri:

İkinci basamaktaki sendika organı Sendika Şubesi?dir. Bir şubenin hangi koşullarda oluşacağı sendika tüzüğünde belirtilmektedir. Çoğunlukla 500 ve üzerinde üyeyi kapsayacak şekilde bir veya birden çok işyerinden oluşturulur. Şube Genel Kurulu, işyerlerindeki üyeler arasından seçilerek gelen delegeler ile şube yöneticilerinin katılımıyla toplanır.

Şube Genel Kurulu, yeni dönemin yöneticileri (yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyeleri) ile Genel Merkez Genel Kurulu?nun delegelerini seçer.

Kimi yaygın örgütlenmeye sahip sendikalarda şubelerin üzerinde Bölge Şube Merkezleri de bulunmaktadır.

3- Genel Merkez

Sendikanın asıl karar ve yürütme yapısı genel merkezdir. Burada da en önemli organ Genel Kurul?dur. Genel Kurullar, doğal ve seçilmiş delegelerin katılımıyla toplanır. Doğal delegeler, bir önceki genel kurulda seçilmiş yöneticilerden, seçilmiş delegeler ise şube ve varsa bölge genel kurulundan seçilerek gelen delegelerden oluşmaktadır.

Bölge veya şubesi olmayan sendikaların genel kurul delegeleri ise doğrudan işyerinden seçilmektedir.

Genel Merkez Genel Kurulu, sendikanın tüzüğünü, bütçesini, yürütülecek politikalara ilişkin kararlarını belirler ve yeni yöneticilerini seçer.

Yönetim Kurulu, tüzük hükümleri doğrultusunda sendikanın genel kurulunda alınan kararları hayata geçirmekle yükümlüdür. Genel Kuruldan sonra sendikanın en yetkili karar ve yürütme organıdır.

Yönetim Kurulu bir başkan, bir genel sekreter ve tüzükte belirtilen sayıda üyeden oluşur.

Denetim Kurulu sendika yönetim kurulu çalışmalarının yasa, tüzük ve genel kurul kararlarına uygun bir biçimde yürütülmesini Genel Kurul adına denetler. Denetim idari ve mali olmak üzere iki ayı biçimde yapılır. Denetim Kurulu saptadığı eksikliklerin düzeltilmesini yönetim kurulundan isteyebilir, bir suç unsuruna rastlaması halinde ilgili makamlara başvurabilir.

Disiplin Kurulu, gelen başvurular üzerine sendika üye ve yöneticilerinin tüzük hükümlerine uygun davranıp davranmadığı denetler. Üyelikten çıkarma, geçici ihraç gibi kararlar alabilir. Disiplin Kurulunun aldığı kararlar Genel Kurul tarafından onaylanmak zorundadır.

Sendikalar, başta Başkanlar ve Temsilciler kurulları olmak üzere çeşitli danışma organları kurabilirler.

Başkanlar Kurulları sendikaların bölge ve şube başkanlarının katılımıyla toplanır. Temsilciler Kurulu ise işyeri temsilcileri, şube yöneticilerinin katılımıyla bir araya gelir. Sendika Yönetim Kurulu, her iki danışma kurulunun da üyeleridir.

Yukarı

--------------------------------------------------------------------------------

4-NEDEN SENDİKALI OLMALIYIZ?

Çalışma sürelerinin kölelikten farklı olması için sendikalı olmalısın.

Sosyal haklara sahip olmak istiyorsan sendikalı olmaktan başka yol yok?. İşverenler sosyal hakları ancak kendileri ile özel işbirliği yapan yada kendilerine yaltakçılık yapan, yalvaran işçilere verirler. Onurlu bir işçinin ise buna ihtiyacı yoktur. Onurlu bir işçi çalışma arkadaşları ile birlik olur, hakkı olanı ister ve kazanmasını bilir.

Sendikalı değilsen sosyal güvenlik hakların yok demektir:

Eşit işe eşit ücret ve insanca yaşanacak bir ücret almak sendikalı olmakla gerçekleşir... İşçilerin sendikalı olmadığı işyerlerinde ücret artışlarının ne zaman yapılacağı, ne oranda yapılacağı da belli değildir. Oysa işçiler sendikalı ise, herkesin ücreti sözleşme ile belirlenir. Eşit iş yapan herkes eşit ücret alır. Kimseye farklı muamele yapılmaz, yapılamaz.

İşçi sendikasız ise, herhangi bir şekilde iş bırakarak hak aramak isterse, işveren onu işten atabilir. Hem de beş kuruş tazminat vermeden. Bu nedenle hak aramanın en iyi ve güvenilir yollarından biri sendikalı olmaktır.

Sendikalı olmak işçiler için bir koruma kalkanına sahip olmak demektir. İşçiler ne kadar sıkı bir birlik kurmuşlarsa, bu kalkanın zırhı o kadar sağlam demektir.

Sendikalı olmak işyerinde çeşitli konularda söz sahibi olmak demektir... Sendikalı olmaları sayesinde işçiler işyerinde ezik, başları önde olmak yerine, işleri hakkında söyleyecek sözleri olan, işyerinde olup bitene müdahale edebilen saygın birer işçi olurlar.

Yukarı

--------------------------------------------------------------------------------

5-HER İSTEDİĞİMİZ SENDİKAYA ÜYE OLABİLİR MİYİZ?

1982 Anayasası?nın 51. maddesine ve 2821 sayılı Sendikalar Yasasının 22. Maddesine göre; işçilerin ?izin almaksızın? sendikalara üye olma hakları vardır.

Bu hakkını kullanmasına karşı çıkmak suç teşkil eder.

Her istediğimizde sendikalara üye olabiliriz. Ama Üyelik bazı yasal formalitelere bağlanmıştır.

Birinci koşul,

İşkolu koşuludur. Örneğin metal işkolunda çalışıyorsanız, metal işkolunda faaliyet gösteren bir sendikaya üye olabilirsiniz. Yasa, 28 işkolu belirlemiştir.

İkinci koşul,

Noter koşuludur. İşçilerin sendika üyeliği ancak noterde yapılması koşulu ile geçerlilik kazanabilir.

Üçüncü koşul,

Birden çok sendikaya üye olmak yasaktır. Birinden istifa ederek bir diğerine üye olabilirsiniz.

Toplu sözleşmeye ulaşmak için bu kadarı da yetmez.

Dördüncü koşul,

Üye olduğunuz sendika ülke çapında işkolu için gerekli % 10 barajını geçen bir sendika olmalıdır.

Beşinci koşul,

Sendika işyerinde çalışanların en az yarıdan bir fazlasını üye yapmalı, yani çoğunluğu sağlamalıdır.

Altıncı koşul,

Üyelik formları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na gönderilerek ?Çoğunluk tespiti? yapılmalıdır.

Yedinci koşul ise,

Çoğunluk tespiti yapıldıktan sonra Yetki Belgesinin alınmasıdır. Yetki belgesiyle sendika, işveren ile toplu pazarlık masasına oturma ve üyeleri adına görüşme yapma hakkı elde etmiş olacaktır.

Görüldüğü gibi, hak elde etmek, korumak ve geliştirmek mücadelesi zorlu-yasal bir sürecin de disiplin, karalılık ve sabırla göğüslenmesini gerekli kılmaktadır.

Yukarı

--------------------------------------------------------------------------------

6-NASIL BİR SENDİKA SEÇMELİYİZ?

Herhangi bir sendikaya üye olmak, sorunlarımızı çözmez.

İşkolumuzdaki sendikalardan hangisini seçeceğiz?

Üyesi olacağımız sendika, nasıl bir sendikadır?

Bu soruları da düşünmemiz gerek.

Kimi patronlar, bizim gücümüzü bölmek ve kırmak için işçi sendikaları kurar ya da bazı sendikaları destekleyebilirler.

İşçi haklarını savunur görünen, ancak patronların ekmeğine yağ süren, sermayedarların kontrolünde olan, demokratik işleyişe sahip bulunmayan sendikalara sarı sendika denir.

Sarı sendikalarda yöneticiler, tehditler ve kongre oyunlarıyla, patronların isteklerine göre belirlenirler. Mevcut yasalar da bu oyunlara uygun zemini sağlamaktadır.

Sarı sendikalar, toplu sözleşmeleri işçilerin bilgisi dışında hazırlar ve imzalarlar. Sarı sendikalar, bizim sosyal haklarımızı savunmaz, bilinçlenmemizi sağlayacak eğitimler düzenlemezler.

Bütün bu ve diğer nedenlerden dolayı sarı sendikalar, bizim önümüzde aşılması gereken ciddi bir tuzaktır. Bu tuzağa düşmemek, sendikamızı doğru seçmek zorundayız.

Yukarı

--------------------------------------------------------------------------------

7-DÜNYADA SENDİKALARIN KISA TARİHÇESİNİ ÖZETLER MİSİNİZ?

Sendikalar işçi sınıfı hareketinin bir parçası olarak, Sanayi Devrimi?nden sonra ortaya çıktılar.

1650?li yıllara doğru İngiltere?de Sanayi Devrimi ortaya çıktı. Buhar enerjisinin üretimde kullanılmasıyla ortaya çıkan bu dönüşüm Kapitalist Üretim Sistemi olarak adlandırılan yeni bir üretim sisteminin de habercisiydi.

Sanayi Devrimi yeni teknolojik gelişmelerin de hazırlayıcısı oldu. Zanaatkarın, köylünün artık geçinemeyerek kentlerde kurulan fabrikalara akarak işçileşme sürecine girdiler.

Çalışma ve yaşama koşullarının gittikçe ağırlaşması işçi hareketlerinin doğmasına neden oldu.

Fabrika sisteminin aynı anda çok sayıda kişinin yan yana çalıştığı bir sistem olması işçilerin biraraya gelişini kolaylaştırıyordu.

Başlangıçta işçi eylemleri örgütsüz biçimde kendiliğinden gelişiyordu. Genellikle ağır çalışma koşullarına karşı anlık öfkeler biçimindeydi.

İş koşullarının daha da kötüleşmesi, kadın ve çocuk emeğinin ağır ve tehlikeli işlerde de sınırsızca kullanılması tepkilerin daha da büyümesini sağladı. İşçilerin olumsuz olan ve giderek olumsuzlaşan koşullara ilk tepkisi, makina kırıcılığı biçiminde ortaya çıktı.

Sonuç alınamaması üzerine yardımlaşma dernekleri kuruldu.

Bunlar, işçilerin örgütlü biçimdeki çözüm arayışlarıydı. Aynı mesleğe sahip işçilerin kendi aralarında kurdukları örgütlenmeler oluştu. Adına birlik denilen bu yapılar, bugünkü anlamdaki sendikaların çok gerisinde, yardımlaşma sandıklarıydı.

Bu sandıklarda çalışma koşulları nedeniyle hastalanan, iş göremez hale gelenlere yardımlar yapılırdı. Zaman içinde yardım sandıkları grev ve direnişleri de örgütlemeye başladı. İşçi hareketi giderek güç kazandı. İşçi sınıfı yardımlaşma sandıkları şeklinde başlattığı örgütsel deneyimini geliştirerek sendikal yapıları oluşturdu.

Bugünkü sendikalara benzer özellikte bilinen ilk sendikal örgütlenmeler 1700?lü yılların başında İngiltere?de ortaya çıktı. Bunların çoğunluğu meslek sendikalarıydı.

İşçi sınıfı yasal anlamda sendikalarına kavuşmak için uzun yıllar mücadele etti. Sendikal birlikler şeklinde kurulan ilk örgütlenme çalışmalarının üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra 1820 yılında yine İngiltere?de ilk yasal sendika kuruldu.

Yukarı

--------------------------------------------------------------------------------

8-TÜRKİYE'DE SENDİKALARIN KISA TARİHÇESİ ÖZETLER MİSİNİZ?

Türkiye?de sendikalar Batı?daki örneklerine göre çok ileri tarihlerde ortaya çıktı.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde belli üretim dalları dışında sanayileşme yaşanamadığından işçi sınıfının ortaya çıkışı gecikmişti. Buna bağlı olarak sendikaların ortaya çıkması da batıdaki örneklere göre ileri tarihlerde oldu.

İmparatorluk döneminde bilinen ilk işçi hareketleri 1830'lu yıllarda tarım işçilerinde görüldü. Bunlara karşı İmparatorluğun çıkardığı "nizamnameler" oldukça sertti. Üretimin durdurulması (grev) vatan hainliği olarak değerlendirilerek ölümle cezalandırılıyordu.

Kasımpaşa Tersanesi İşçileri ve Beyoğlu Telgrafhanesi İşçileri tarafından 1872 yılında gerçekleştirilen grevler de ilk grevler olarak kabul edilmektedir.

1871 yılında kurulan ?Ameleperver Cemiyeti? (İşçi Severler Derneği) kimi araştırmacılar tarafından ilk sendika olarak tanımlansa da asıl olarak yardımlaşma sandığı işlevine sahip bir örgütlenmeydi.

İmparatorluğun son yıllarına doğru işçi hareketi ve sendikal faaliyet bakımından bir hareketlenme gözlendi. 1908 yılında II. Meşrutiyetin ilanını izleyen günlerde, varolan siyasal hareketlilikten etkilenerek Anayasaya örgütlenme hakkıyla ilgili hükümler konulması üzerine, başta İstanbul ve Selanik olmak üzere çeşitli işkollarının geliştiği bölgelerde çok sayıda sendika kuruldu. Yaygın grevlere gidildi.

Siyasi iktidar değişse de, grevlere karşı tutumun değişmediği İttihat Terakki'nin uyguladığı sert yöntemlerden anlaşıldı.

Cumhuriyet sonrası işçi hareketi ve sendikacılığın gelişmesinde sanayileşme hareketlerinin büyük etkisi oldu.

Osmanlı?dan alınan güçlü bir sanayileşme ve kitlesel anlamda işçi bulunmuyordu.

Sanayileşme alanında asıl atılım 1930 sonrasında başladı. İzleyen yıllarda kurulan Şeker fabrikaları, Sümerbank, Kömür işletmeleri, Karabük Demir çelik, Türk Petrolleri, Kağıt fabrikaları devlet eli ile oluşturulan sanayi girişimleriydi.

Bunları diğer işletmeler izledi.

İmalat sanayinde yeni yeni fabrikaların kurulmasıyla işçi sayısında büyük artışlar oldu. Ancak çalışanların "sınıf" temelinde birleşmeleri yasaktı.

Dolayısıyla sendikaların kuruluşu yasaktı.

İşçi-işveren ilişkilerini düzenleyen bir yasa kaçınılmaz hale geldi.

1936 yılında ilk İş Kanunu çıkartıldı.

İkinci Dünya Savaşı?nın bitiminde dünyada demokrasi rüzgarları esiyordu. Türkiye'de bu etki ile süratle ?çok partili? düzene geçti.

1945/46 yıllarında Çalışma Bakanlığı, İş bulma Kurumu ve İşçi Sigortaları Kurumu kuruldu.

Sendikasız bir demokrasi olamazdı...

1947 yılında ilk Sendikalar kanunu çıkartıldı ve ilk kez yasal zeminde sendikalar kuruldu ve faaliyet gösterme çabasına girdiler.

?Çabası? diyoruz çünkü toplu iş sözleşmesi ve grev yasası çıkarılmadı.

Toplu sözleşme ve grev hakkı vaadini yerine getirmeyen siyasi iktidara karşı, işçi sendikaları 1952 yılında birleşerek TÜRK-İŞ?i kurdular.

Sendikaların varlığına karşı grevsiz ve yetersiz toplu pazarlık hakkıyla faaliyet gösterdiğinden işçi haklarının korunmasında yeterince etkin olunamadı.

1961 Anayasası?nda ilk kez "grev hakkına" yer verildi.

1963 Kavel grevinde, grev hakkının Anayasada bulunmasının yeterli olmadığı, grev hakkının uygulama esas ve koşullarını gösterecek bir "Grev Yasası" ihtiyacı çarpıcı bir şekilde ortaya çıktı.

1963?ün 24 Temmuzu?nda 274 Sayılı yeni bir Sendikalar Kanunu ile 275 sayılı Toplu Sözleşme Grev Yasası çıkartıldı.

1966'da yaşanan Paşabahçe grevine dayanışma gösterilmesi konusunda Türk-İş'e bağlı sendikalar arasında görüş ayrılığı çıktı.

Dayanışma göstermek isteyen sendikalar; Sendikalar Arası Dayanışma (SADA) biçiminde birleşerek, greve sahip çıktılar.

Türk-İş bu sendikaların üyeliklerini askıya aldı.

13 Şubat 1967 tarihinde, bu sendikalardan T. Maden-İş, Lastik-İş, Basın-İş, Gıda-İş ve Zonguldak Maden İşçileri Sendikaları DİSK'i kurdular.

1960-1980 arası dönemde ülkedeki siyasal yaşamın da zenginliğine bağlı olarak çok sayıda sendika kuruldu. Uzun ve etkili grevler, direnişler yaşandı.

51 yıl aradan sonra ilk kez 1976 yılında 1 mayıslar kutlanmaya başlandı.

Yaygın ve uzun süreli kitlesel grevlerle 1980'lere gelindi.

Yukarı

--------------------------------------------------------------------------------

9-KAMU ÇALIŞANLARI (MEMUR) SENDİKALARININ KISA TARİHÇESİNİ ÖZETLER MİSİNİZ?

"Takrir-i Sükun" (1925) yasaklarını izleyen yasakçı "tek parti yönetimi" zamanında varlık gösteremeyen memur örgütleri 1946'da yeniden boy vermeye başladılar. Mahalli düzeydeki öğretmen dernekleri 1946'da "Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu" nu kurdular.

1961 Anayasası'nın 46. maddesi sendikalaşma hakkını işçilerle birlikte memurlara da tanımıştı. Anayasanın bu hükmü uyarınca, 1965'te çıkarılan 624 sayılı "Devlet Personeli Sendikaları Kanunu" toplu sözleşme ve grev haklarını içermiyor, öte yandan işyeri, meslek ve statü (kademe) temelinde örgütlenmeye olanak veriyordu. Bu durum, tam bir sendika enflasyonuna neden oldu ve 1971'e kadar devam eden bu ilk sendikalaşma döneminde 600 civarında memur sendikası kuruldu. Birleşen bazı sendikalar "Türkiye Kamu Personeli Sendikaları Konfederasyonu" ve "Türkiye Devlet Teşekkül ve Teşebbüsleri Personel Sendikaları Konfederasyonu" adıyla üst örgütlenmeler yarattılar. Söz konusu dönemde oldukça cılız ve etkisiz olan memur sendikaları içinde TÖS ve T. İLK-SEN 15-19 Aralık 1969'da gerçekleştirdikleri 4 günlük "genel öğretmen boykotu" ile dikkati çekmektedir. 160 bin civarında öğretmenin çalıştığı 1969 Türkiye'sinde 110 bin civarında öğretmenin katıldığı bu boykot, işçi sınıfı tarihinin önemli grevlerinden biri olarak "meşru mücadele" anlayışının oluşmasında kritik bir rol oynamıştır.

12 Mart 1971 darbesinin ardından, 20.09.1971 tarihli Anayasa değişikliği ile Anayasanın 46. maddesindeki 'çalışanlar' ibaresi yerine 'işçiler' ibaresinin konulmasıyla ve 119. maddesinin de 'memurlar? siyasi partilere ve sendikalara üye olamazlar' biçiminde değiştirilmesiyle memurların sendikalaşma hakkı ortadan kaldırılmıştır. Anayasanın geçici 16,. maddesiyle de daha önce kurulmuş olan memur sendikalarının faaliyetlerinin sona erdirildiği hükme bağlanmıştır.

1971'de sendika hakkının böylece ortadan kaldırılmasının ardından memurlar 1980'e kadar sürecek olan yeni bir dernekleşme sürecine girdiler. TÖS ve T.İLK-SEN'in yerine TÖB-DER kuruldu. (1971) Tüm-Der, Mem-Der gibi tüm memurları kapsamayı amaçlayan memur derneklerinin yanı sıra TRT-DER, GENEL-DER, EGO-DER, DDY-DER, TEK-DER, SAYIŞTAY-DER gibi işyeri eksenli memur dernekleri ile daha genel ve kapsayıcı nitelikteki TÜS-DER, POL-DER, ENERJİ-DER, TÜM SAĞLIK-DER, TÜMAS, TÜM-ÖD gibi mesleki temelde dernekler kuruldu. 1971-1980 döneminde de tıpkı sendikalı dönemde (1965-1971) olduğu gibi, emekçilerin birliğini ve gücünü bölmeye dönük örgütler ortaya çıkmıştı. POL-BİR, Akıncı Memurlar Derneği, Ülkücü Kamu Görevlileri Güç Birliği Derneği gibi.

12 Eylül darbesi tüm işçi ve emekçi örgütlerine olduğu gibi, memur derneklerine de ağır darbeler vurdu, dernekler kapatıldı. Binlerce memur örgütsel faaliyetlerinden ötürü cezaevlerine dolduruldu, baskıya uğradı. Derneklerin mal varlıklarına el konuldu. 1982 Anayasasının 51. maddesi sendika hakkını sadece işçilere ve işverenlere tanımış ama memurlara yasaklamamıştı.

1986'da eski TÖS, T.İLK-SEN ve TÖB-DER yönetici ve üyelerince çıkarılmaya başlanan "abece dergisi" örgütlenme arayışlarını başlatmış, 1988'de çalışan öğretmenlerin üye olamadığı ama "fahri üye" olabildiği EĞİT-DER kurulmuştu. Yerel yönetimler, ulaştırma, sağlık vb. sektörlerde de yaygınlaşan dernekler, sendikalaşmanın "bir laboratuar çalışması" olarak önemli işlevler gördüler. 1989'da EĞİT-DER'in düzenlediği "Uluslararası Kamu Çalışanları Sendikal Haklar Kurultayı" ile sendikalaşma arayışları yeni bir evreye, "girişim evresine" taşındı. Bu gelişmede işçi sınıfının 12 Eylül yıllarında uğranılan hak kayıplarını telefai etmeye dönük "1989 Bahar Eylemleri"nin ve 1990'daki "madenci yürüyüşü"nün önemli bir itici rol oynadığı bilinmektedir. 28.05.1990'da Ankara'da kurulan ilk memur sendikası EĞİTİM-İŞ'i Temmuz 1990'da İstanbul'da KAM-SEN, 13.11.1990'da İstanbul'da EĞİT-SEN izledi. Kendilerine artık "kapıkulu zihniyetini" çağrıştıran "memur" yerine "kamu çalışanı" ya da "kamu emekçisi" diyen kamu görevlilerinin sendikalaşması çığ gibi büyümeye başladı.

Tüm Maliye-Sen, Tüm Sağlık-Sen, Tarım-Sen, Hava-Sen, Tüm Haber-Sen, Enerji-Sen, Yapı Yol-Sen, Turizm-Sen, Tüm Sosyal-Sen, Tüm Yargı-Sen, Tüm Enerji-Sen, Kültür-Sen, Banka-Sen, Emekli-Sen, ÖES, Tüm Ray-Sen, Demiryol-Sen vb. Bu sendikaların pek çoğu güç ve eylem birliği yaparak "Kamu Çalışanları Platformu"nu, daha sonra da "Kamu Çalışanları Sendikaları Platformu"nu oluşturdular. Eğitim-İş'in başını çektiği bir kısım sendika ise "Eşgüdüm Komitesi"ni oluşturdular. Kamu emekçilerinin her türlü baskıcı ve yasakçı politikalara karşın bağımsız bir doğrultuda gelişen ve hızla kitleselleşen sendikal hareketini bölmeye ve baskı altına almaya dönük girişimler gecikmedi. Kamu emekçilerinin "hak verilmez, alınır" şiarıyla sendikalarını kurduğu, sendikaların kapılarına vurulan mühürleri söktüğü günlerde sendika hakkının anayasada bulunmadığını, sendikaların illegal olduğunu savunan "Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı" ve çevresi hiçbir yasal ya da anayasal değişiklik olmadığı halde 1992'de birdenbire T.KAMU-SEN adıyla bir konfederasyon ve bağlı sendikalarını kuruverdiler. Devlet güdümlü, aşırı milliyetçi çizgideki bu sendikaların kuruluşunun ardından, bu kez de 1995'te Memur-Sen adında fundamentalist çizgide bir konfederasyon oluşturuldu.

Pek çok sendikayı bünyesinde toplayan KÇSP, bir çok fiili ve meşru eylemden sonra 3 Temmuz 1991'de %18'lik zamlara karşı fiili yürüyüş gerçekleştirdi. Kamu emekçilerinin mücadele çizgisi giderek güçlenmeye başladı. Bunun üzerine 14.09.1991 tarihinde EĞİT-SEN genel merkezi valilik tarafından mühürlendi. Kamu çalışanları sendikalarına sahip çıkarak mühürleri söktü. 15.01.1992 tarihinde Ankara'da, 26.01.1992 tarihinde İstanbul'da grevli, toplu sözleşmeli sendika talebiyle ilk yasal mitingler düzenlendi. 21 Aralık 1992'de Başbakanlığa tüm ülke kamu emekçilerinin katılımı ile yürüyüş gerçekleştirildi. 13 Mayıs 1992 tarihinde ücret yetersizliğini ve tek yanlı belirlemeleri protesto amacıyla bordro yakma eylemi yapıldı. Kamu çalışanlarının hak arayışı ve demokrasi mücadelesi yetkililer tarafından baskı, sürgün ve cezalarla karşılansa da bu mücadeleler sürecinde Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 87 ve 151 sayılı sözleşmeleri TBMM'nde onaylandı. 15 Haziran 1993'te bölge mitingleri, 27 Haziran 1993'te beş koldan Ankara yürüyüşü organize edildi. Kamu emekçilerinin bu yeni sendikacılık anlayışı geleneksel tarzda oluşmuş işçi sendikalarını da hareketlendirdi. 03.01.1994 tarihinde "tüm çalışanların ortak genel grevi" yapıldı, %5 ek zam alındı. 20 Nisan 1995'de yeni bir eylem dalgası geliştirildi. 16-17 Haziran 1995 tarihinde Türkiye'nin her yerinden gelen kamu emekçileri Kızılay meydanını iki gün boyunca işgal ederek, grevsiz, toplu sözleşmesiz bir sendika yasasını kabul etmeyeceklerini açıkladılar. TBMM de ele alınan yasa tasarısının görüşmeleri ertelendi.

13.07.1995 tarihinde Anayasanın 53 maddesinde yapılan değişiklikle kamu emekçilerinin sendikalaşma hakları anayasal düzeyde tanındı.

Kamu emekçilerinin KÇSP ve Eşgüdüm Komitesi etrafında kümelenmiş olan sendikaları bir yandan birlik görüşmelerini yürütür ve aynı işkolunda örgütlü sendikalarını birleştirirken, öte yandan da 08.12.1995'te KESK'i (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) kurdular. Kamu emekçilerinin toplu pazarlık ve grev haklarını tanımak istemeyen ve sendikaların bağımsız, fiili ve meşru gelişimini kabul edemeyen siyasal iktidar ve yönetenler, sendikaları denetim altına almaya dönük yasa tasarısını 1998 Mart'ında TBMM gündemine getirdiler. Kamu emekçilerinin 4-5 Mart 1998'de Ankara'da ve izleyen günlerde pek çok yerleşim yerinde gerçekleştirdikleri direniş ve eylemlerle "sahte yasa tasarısı" püskürtüldü.

Ne var ki, KESK'in ve kamu emekçilerinin tüm direniş ve karşı koyuşuna rağmen, sendikaları denetim altına almayı amaçlayan, grev ve toplusözleşme hakları gibi temel sendikal hak ve özgürlüklerden yoksun 4688 sayılı "Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu" 25.06.2001'de TBMM'nde kabul edildi.

Yukarı

--------------------------------------------------------------------------------

10-İŞ KOLLARINA GÖRE İŞÇİ VE MEMUR SENDİKALARINI LİSTELEMEK MÜMKÜN MÜ?

2821 Nolu Sendikalar Kanununa Göre İşçi Sendikaları

(İşkollarındaki İşçi Sayıları ve Sendikaların Üye Sayılarına İlişkin 2005 Ocak Ayı İstatistikleri Hakkında Tebliğ'den) Tarım ve ormancılık, avcılık ve balıkçılık işkolu

ORMAN - İŞ Türkiye Orman İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

TARIM ? İŞ Türkiye Orman Toprak Su, Tarım Ve Tarım Sanayii İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

ÖZ TARIM?İŞ Türkiye Öz Tarım Toprak, su Ve Orman Sanayii İşçileri Sendikası (Hak-İş?e Bağlı Sendika)

EMEK TARIM?İŞ Orman, Topraksu, Tarım Ve Tarım Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

TARIM ORMAN İŞ Tarım, Orman, Avcılık , Balıkçılık İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Madencilik işkolu

TÜRK MADEN-İŞ Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

GENEL MADEN?İŞ Türkiye Genel Maden İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

DEV MADEN-SEN T. Devrimci Maden Arama ve İşletme İşçileri Sendikası (DİSK?e

Bağlı Sendika)Petrol, kimya ve lastik işkolu

PETROL-İŞ Türkiye Petrol, Kimya, Lastik İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

LASTİK-İŞ T.Petrol,Kimya ve Lastik San.İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

İLKİM?İŞ İlaç, Kimya, Petrol Ve Lastik Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

ÖZ PETROL-İŞ Petrol, Kimya, Lastik, Plastik İşçileri SendikasıGıda sanayi işkolu

TEK GIDA ? İŞ Türkiye Tütün, Müskirat, Gıda Ve Yardımcı İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

GIDA-İŞ T.Gıda Sanayii İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

ÖZ GIDA?İŞ Öz Tütün Müskirat Ve Gıda Sanayii Yardımcı İşçileri Sendikası (Hak-İş?e Bağlı Sendika)

GIDA-İŞ Gıda Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

FINDIK?İŞ Türkiye Fındık, Çikolata, Gıda Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Şeker işkolu

ŞEKER?İŞ Türkiye Şeker Sanayii İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)Dokuma işkolu

TEKSİF Türkiye Tekstil, Örme Ve Giyim Sanayii İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

TEKSTİL Tekstil İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

ÖZİPLİK?İŞ Tüm Dokuma, İplik, Triko Ve Giyim Sanayii İşçileri Sendikası (Hak-İş?e Bağlı Sendika)

GİYİM?İŞ Dokuma, Giyecek, Konfeksiyon, İplik, Ütü, Boya Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

DOKU ÖR?İŞ Dokuma Ve Örme İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

TÖBGİS Trikotaj, Örme, Boyama Ve İplik Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

BATİS Bağımsız Tekstil İşçileri Sendikası

DOKUMA?İŞ Dokuma, Örme, Boyama, Trikotaj Ve Giysi İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

TEKSTİL-SEN Tekstil, Dokuma, Örme, Trikotaj, Boyama İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Deri işkolu

T. DERİ - İŞ Türkiye Kundura Sanayii Deriden Yapılan Eşya Debegat İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)Ağaç işkolu

AĞAÇ?İŞ Türkiye Ağaç Sanayii İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

ASİS Ağaç Sanayii İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

ÖZ AĞAÇ?İŞ Ağaç, Mantar, Sunta Ve Mobilya Sanayii İşçileri Sendikası (Hak-İş?e Bağlı Sendika)

YAPSAN?İŞ T. Yapım, Ağaç, Prefabrik Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Kağıt işkolu

SELÜLOZ?İŞ Türkiye Selüloz, Kağıt Ve Mamülleri İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

TÜMKA-İŞ Tüm Kağıt Selüloz İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

ÖZ KAĞIT-İŞ Kağıt Ambalaj ve Selüloz İşçileri SendikasıBasın ve yayın işkolu

BASIN?İŞ Türkiye Basın, Yayın, Grafiker Ve Ambalaj Sanayii İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

BASIN-İŞ Türkiye Basın İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)Banka ve sigorta işkolu

BASS Banka Ve Sigorta İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

BASİSEN Banka Ve Sigorta İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

BANK-SEN T.Devrimci Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

BANKSİS Banka Ve Sigorta İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

BANKSİSEN Banka Ve Sigorta İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Çimento, toprak ve cam işkolu

T. ÇİMSE ? İŞ Türkiye Çimento, Seramik, Toprak, Cam Sanayi İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

KRİSTAL - İŞ Türkiye Çimento, Cam, Seramik Ve Toprak Sanayii İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

CAM KERAMİK-İŞ T.porselen,Çimento,Cam Tuğla ve Toprak Sanayii İşçileri

Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)Metal İş Kolu METAL Türkiye Metal, Çelik, Mühimmat,

Makine, Metalden Mamul Eşya, Oto Montaj Ve Yardımcı İşçileri Sendikası (Türk-İş?e

Bağlı Sendika)

BİRLEŞİK METAL- İŞ Birleşik Metal İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

ÇELİK?İŞ Demir, Çelik, Metal Mamulleri İşçileri Sendikası (Hak-İş?e Bağlı Sendika)

METSAN?İŞ T. Metal Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

KALIP?İŞ Makine Ve Kalıp Yapımı İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

TEK METAL?İŞ Demir, Çelik, Metal Ve Oto Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

ÇESAN Türkiye Çelik Yapı İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Gemi işkolu

DOK GEMİ-İŞ Türkiye Liman, Dok, Gemi Sanayi İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

LİMTER-İŞ Liman,Tersane Gemi Yapım-Onarım İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)İnşaat işkolu

YOL ? İŞ Türkiye Yol, Yapı, İnşaat İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

DEVRİMCİ YAPI-İŞ Devrimci Yapı İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

EVRİM?İŞ Türkiye Emekçi İnşaat Ünitesi, Yol, Baraj Genel Yapı Montaj Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

İNSAN?İŞ T. İnşaat Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

YAPI?İŞ İnşaatçılık Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Enerji işkolu

TES?İŞ Türkiye Enerji, Su Ve Gaz İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

ENSAN?İŞ Enerji Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

YENİ BES-İŞ Baraj, Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar işkolu

KOOP-İŞ Türkiye Kooperatif Ve Büro İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

TEZ KOOP ? İ Ş Türkiye Ticaret, Kooparatif, Eğitim, Büro Ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

SOSYAL-İŞ T.Sosyal Sigortalar, Eğitim, Büro, Ticaret, Kooperatif ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

SİNE-SEN Türkiye Sinema Emekçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

BİL?İŞ Bilgi İşlem İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Kara taşımacılığı işkolu

TÜMTİS Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

NAKLİYAT?İŞ Türkiye Devrimci Deniz Ve Kara Nakliyat İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

KARSAN-İŞ Taşımacılık ve Kargo Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Demiryolu taşımacılığı işkolu

DEMİRYOL?İŞ Türkiye Demiryolu İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)Deniz taşımacılığı işkolu

T. DENİZ-İŞ Türkiye Denizciler Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)Hava taşımacılığı işkolu

HAVA?İŞ Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

ULU EMEK?İŞ Ulusal Hava Taşıma İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

ULAŞSAN-İŞ Türkiye Hava Taşımacılığı Sanayi İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Ardiye ve antrepoculuk işkolu

LİMAN - İŞ Türkiye Liman, Kara, Tahmil ve Tahliye İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

DENİZ-İŞ Seyyar, Tahmil ve Tahliye İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Haberleşme işkolu

TÜRKİYE HABER ? İŞ T. Posta, Telgraf, Telefon, Radyo, Televizyon İşçileri Ve Hizmetlileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)Sağlık işkolu

SAĞLIK ? İŞ Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

DEV SAĞLIK-İŞ Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

SIHHAT?İŞ Tüm Sağlık Hizmetleri İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Konaklama ve eğlence yerleri işkolu

TOLEYİS Türkiye Otel Lokanta Ve Dinlenme Yerleri İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

OLEYİS T.Otel,Lokanta ve Eğlence Yerleri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

MÜZİK?SEN Müzik Ve Sahne Sanatçıları Sendikası (Bağımsız Sendika)

TURKON?İŞ Turizm Konaklama Ve Eğlence Sanayii İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)Milli savunma işkolu

TÜRK HARB?İŞ Türkiye Harb Sanayii Ve Yardımcı İşkolları İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)Gazetecilik işkolu

TGS Türkiye Gazeteciler Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

MEDYA-SEN Medya, İletişim, Basın-Yayın İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)Genel işler işkolu

BELEDİYE?İ Ş T. Belediyeler Ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Türk-İş?e Bağlı Sendika)

GENEL-İŞ T.Genel Hizmet İşçileri Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

HİZMET?İŞ Tüm Belediye Ve Genel Hizmet İşçileri Sendikası (Hak-İş?e Bağlı Sendika)

KAPI?SEN Tüm Belediye Kapıcılar Ve Genel Hizmetliler İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

KONUT?İŞ Tüm Belediye Ve Konut İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

TEK GENEL-SEN Belediye, Temizlik ve Genel Hizmet İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

YENİ EMEK-İŞ Tüm Belediye ve Konut İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

TEM-İŞ SEN Temizlik İşçileri Sendikası (Bağımsız Sendika)

Üyesi olmayan veya üye bildiriminde bulunmayan sendikalara bu istatistikte yer verilmemiştir.

Diğer Sendikalar

EMEKLİ-SEN Türkiye Emekliler Sendikası (DİSK?e Bağlı Sendika)

4688 Nolu Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununa Göre Memur Sendikaları Büro, bankacılık ve sigortacılık hizmetleri

BES Büro Emekçileri Sendikası (KESK?e Bağlı)Eğitim, öğretim ve bilim hizmetleri

EĞİTİM-SEN Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (KESK?e Bağlı)Sağlık ve sosyal hizmetler

SES Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (KESK?e Bağlı)Yerel yönetim hizmetleri

TÜM BEL-SEN Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (KESK?e Bağlı)Basın, yayın ve iletişim hizmetleri

HABER-SEN Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (KESK?e Bağlı)Kültür ve sanat hizmetleri

KÜLTÜR SANAT-SEN Kültür ve Sanat Emekçileri Sendikası (KESK?e Bağlı)Bayındırlık, inşaat ve köy hizmetleri

YAPI YOL SEN Yol Yapı Altyapı Bayındırlık ve Tapu Kadastro Kamu Emekçileri Sendikası (KESK?e Bağlı)Ulaştırma hizmetleri

BTS Birleşik Taşımacılık Sendikası (KESK?e Bağlı)Tarım ve ormancılık hizmetleri

TARIM ORKAM SEN Tarım, Ormancılık ve Hayvancılık İş Kolu Emekçileri Sendikası (KESK?e Bağlı)Enerji, sanayi ve madencilik hizmetleri

ESM Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (KESK?e Bağlı)Diyanet ve vakıf hizmetleri

DİVES Diyanet ve Vakıf Emekçileri Sendikası (KESK?e Bağlı)


salim010
Aday Memur
12 Kasım 2005 01:52

Yazdıklarınızın tamamına yakın bölümüne katlıyorum.

Ancak, Sendikalar, yönetsel kişisel çıkarlardan kurtulup tamamen aidat ödeyen sendika üyelerinin yasal çıkarlarını korumaya başladıkları zaman sendikalara güven başlayacaktır.

İşte o zaman SENDİKA denildiği zaman herkes kendisine çeki düzen vermek zorunda kalacaktır.

Bugünkü şartlarda sendikaların, üyelerin sorunlarına çözüm getirmesi sistemin elverdiği ölçüde sıfıra yakındır.

Burada şunu vurgulamak istiyorum; bunun yegane suçlusu sendikalar değil, Türkiye deki sistemin buna elverişli olmamasıdır.

Örgütlenmeye her zaman ve özellikle bu zor günleri yaşadığımız bu dönemde daha çok ihtiyacımız var,

Ama, yukarıda anlattığım gerekçelerden dolayı Sendikalar kusura bakmasın.

Ola ki davasını kazanan herkes bireysel mücadelesinden ve hukukun üstünlüğünden dolayı kazanıyor.

Hakkını aramayı bilmeyenlerin vay haline.

Dostça kalın . . .


profsedat
Şef
15 Kasım 2005 01:37

insan önce kendi haklarını bilecek

kimsenin hakkını yemeyen aynı zamanda hakkını kimseye yedirmeyecek bir insan saygıyı hak eden insandır

sendikalar ise bu bilince sahip insanlardan oluşmalıdır


santiegose
Yasaklı
05 Ocak 2006 00:28

Danıştay Memura 'Grev'in Yolunu Açtı 20.07.2005

Danıştay Onikinci Dairesi, memur sendikacılığı tarihi açısından çok önemli bir karar vermiştir. İki gündür yazılı medyada yer alan mahkeme kararı bugün sitemize ulaşmıştır. Danıştay Onikinci Dairesinin bu önemli kararına göre sendikanın aldığı karar uyarınca işe gelmeyen memura disiplin cezası verilmesi 4688 sayılı Kanuna ve uluslararası sözleşemlere aykırı görülmüştür. Kararın tam metni için başlığa tıklayın.

--------------------------------------------------------------------------------

MEMURLAR.NET'İN NOTU: Aşağıdaki karar Eğitim-Sen'e üye bir öğretmenin açtığı davaya ilişkindir.

T.C.

DANIŞTAY

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No :2004/4643

Karar No : 2005/313

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): Ali Akiş

Vekili : Av.Bayram Nüzket, Peker Mah. Belediye Cad.64/1 MANİSA

Karşı Taraf : Salihli Kaymakamlığı

İstedin Özeti: Manisa İdare Mahkemesinin 24.9.2004 günlü, E:2004/451, K:2OÖ4/862 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen İncelenerek bozulması İsteminden ibarettir.

Savunmanın özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : Safiye Coşkun

Düşüncesi : İdare Mahkemesince verilen Karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savası: Erkan Cantekin

Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen İncelenerek, bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir,

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince Işın gereği düşünüldü:

Öğretmen olarak görev yapan davacı, 11.12.2003 tarihinde özürsüz olarak bir gün göreve gelmediğinden bahisle 657 sayılı Yasa'nın 125/C-b maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali ve aylıktan kesilen miktarın kesinti tarihinden itibaren yasal faizi ile iadesi istemiyle dava açmıştır,

Manisa idare 'Mahkemesinin 24.9.2004 günlü, E:2004/451, K:2004/862 sayılı kararıyla; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin C/b bendinde; "özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek" fiilinin aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayıldığı, dosyasının incelenmesinden davacının üyesi bulunduğu sendika ve bu sendikanın bağlı olduğu konfederasyon kararı uyarınca 11.12.2003 tarihinde bir gün süre ile göreve gelmediğinin anlaşıldığı, hukuken geçerli sayılabilecek bir özrü olmaksızın iş saatleri içinde göreve gelmeyen davacının aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasında Türkiye'nin de imzaladığı Avrupa İnsan Hakları ve Temel özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme ile diğer İlgili milletlerarası sözleşmelere ve 4688 sayılı Kanunun 18. maddesi ile 657 sayılı Yasa'nın 125/C-b maddesine aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Davacı, Anayasa ve diğer mevzuat hükümleri, ve uluslararası sözleşmeler ile güvence altına alman sendikal hakların kullanılması niteliğindeki eylemin disiplin cezasını gerektirmediğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını İstemektedir.

657 sayılı Yasanın 125/C-b maddesinde, özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

Olayda, davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan, üretimden gelen güçlerini kullanma çağırışına uyarak 11.12.2003 tarihinde göreve gelmediği anlaşılmış olup, davacının sendikal faaliyet kapsamında göreve gelmemesi fiilinin mazeret olarak kabulünün gerektiği dolayısıyla 657 sayılı Yasanın 125/C-b maddesi anlamında özürsüz olarak göreve gelmemek fiilinin sübuta ermediği görülmüştür.

Bu durumda, disiplin suçu teşkil etmeyen eylem nedeniyle davacı hakkında tesis olunan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dâvanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacı temyiz talebinin kabulü ile Manisa İdare Mahkemesince verilen 24.9.2004 günlü, E;2004/4515 K:2004/862 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 9.2.2005 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi,

Başkan Üye Üye Üye Üye

Gülsen Sabriye Yücel Kenan Zeynep

YENİŞEHİRLİ KÖPRÜLÜ IRMAK ATASOY KAVLAK

(X)

(X)KARŞI OY

Öğretmen olan davacının üyesi olduğu sendikanın yetkili kurullarınca alınan karara .uyarak yapılan eyleme katılmak için 11.12.2003 tarihinde göreve gelmemesi nedeniyle maaş kesimi cezasıyla cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle bozma yolundaki çoğunluk kararına karşıyım.

Üye

Kenan ATASOY

AÖ/11.2.2005


nertuk
Aday Memur
20 Şubat 2006 10:41

ARKADAŞIM ZATEN ŞEFFAFLIK VARDI NE OLDU HERKES İSTEDİĞİ ZAMAN SİCİLİNİ ÖĞRENEBİLECEKTİ NE OLDU BUNLAR

Toplam 10 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi