Akademisyenler neden eş durumundan tayin olamıyor?

Merhaba

Kimse bu başlıkta bir imtiyaz talep etmiyor. Yalnız kadro dağılımının siyasetçilerin akrabalarına, rektörlerin, dekanların aile bireylerine ya da o bölgenin insanına aitmiş gibi yapılması malumunuz. gerekli şartları fazlası ile sağlamış, karı koca ayrı üniversitede olan evlilere kolaylık sağlanması isteğimiz var. Becayiş olur, geçici görevlendirme olur, kadro taşıma olur. Ancak bunları talep ettiğiniz an yukarıdan tanıdık istiyorlar. 1 yıldan fazla evli kalma, en az 5 yıl aynı yerde çalışma gibi özel şartlarla bu kolaylıklar sağlanabilir. Akademisyenliği biliyoruz ama ben, eşimle sempozyumlara katılmak beraber akademik çalışma gerçekleştirmek istiyorum. Beraber yaşamayı, çocuk büyütmeyi katmadım bile. O yüzden bu durumda olmayanların Özdeşleşim sağlamadan yorum yapması sağlıklı ve faydalı olmuyor.

Siz eş durumu tayini ile görevlendirmeyi karıştırıyorsunuz sanırım. Görevlendirme olanağı zaten mevcuttur. Zorunlu durumlarda YÖK'e başvurarak, kadronuz eski üniversitede kalmak koşulu ile bir başka üniversiteye birkaç yıllığına görevlendirilebilirsiniz. Dolayısıyla kalıcı bir eş durumu tayini beklemeyin. Sistem buna izin vermez. Hukuken olanaksızdır.

Diğer yandan, üniversitelerin kadro alım koşulları birbirinden farklı olduğundan da bu durum olanaksız olur. Yani siz 80 YDS puanı isteyen İngilizce eğitim veren merkezdeki bir üniversiteye, hiçbir koşulu olmadan atandığınız bir taşra üniversitesinden geçemezsiniz.

Ek olarak, kaç imzanın toplandığı fark etmez. Sorun hukukidir. İmza toplandı diye değişiklik olacak anlamına gelmiyor. Sizin sorununuz vardır, doğrudur. Ancak bunun çözümü bu değil. Yani ya görevlendirmeyle geçici çözümler bulunabilir ya da eşlerden biri daha esnek bir kuruma geçmeyi düşünebilir. Ordu olsun, bakanlıklar olsun, akademisyen yer değiştiremediği için eş durumu tayini yapabiliyor. O kurumlar bu tayini yapmalıdır. Ancak akademisyenin böyle bir durumu yok. Eşlerden her ikisinin de akademisyen olması dışında çözüm, diğer eşte tayin ile aranmalı. Sistem böyle ve danıştığınız hukukçular ne derse desin, özerklik bunu gerektiriyor.

Geçerli nedenler ile geçici görevlendirmeler yapılabiliyor. Nitekim sağlık durumu, eğitim durumu, vb. gibi nedenlerle geçici görevlendirme ile başka üniversitelerde sorun çözülene dek görev yapanlar var. Örneğin çocuğu hasta olduğu için, o hastalık da bulunduğu ilde yeterli koşullarla tedavi edilemeyeceği için imkan olan ilde görevlendirilen tanıdığım akademisenler var. Eş durumu, bu kapsama alınabilir. Ancak geçici süreyle... Yani o durum ortadan kalkana kadar. Siz özerk bir kurumda bir kadro alıp, başka bir üniversitede kalıcı olamazsınız. Bu durumun kötüye kullanılması gibi bir sorun oluşur. Örnek veriyorum:

Bir kişi ODTÜ veya Boğaziçi gibi ağır koşullarla akademisyen alımı yapan bir yere giremeyip, girdiği taşra üniversitesinden eş durumu ile oralara geçmeye çalışabilir. Bu durum, o yasanın suitimaine neden olur.

Bir diğer durum da şudur: Bir üniversiteye girdiniz diyelim. o üniversitenin kadro hakkını kullandınız. Daha sonra da başka üniversiteye eş durumu ile geçtiniz. Bu durumda o üniversite durup dururken kadro hakkından olacak.

Kısacası, ya başka üniversitedeki kadroya başvuracak, ya da görevlendirme gibi geçici çözümlere başvuracaksınız. Diğer durumlarda yapılacak değişiklikler, sistem içinde sorunlara ve suistimallere gebedir. Sizin dediğiniz gibi bir şeyin olması için tüm ssitem değişmeli. Bu da özerklikten gelen kazanılmış hakları kaybetmek anlamına gelir.

Yorum ve değerlendirmeleriniz için teşekkürlerimi sunuyorum.

Tek tek cevaplayayım ve görüşlerimizi paylaşalım.

Öncelikle, görevlendirme ve tayini karıştırıyorsunuz gibi bir yorum yapmışsınız bu yanlış. Daha önce yazılanları okuyun lütfen. "Ya Kurumlar arası geçici görevlendirme" yönetmeliğine örneğin, eşi orduda çalışanlar için bir ek madde konulmalı ya da Yök kanununa Üniversitelerin özerklik hakları saklı kalmak koşuluyla, "giriş koşulları eşdeğer kurumlar arasında kadro geçişi" içerikli bir ek madde, ya da Yök ve Ordu gibi kurumlar arasında bir atama protokolü olsa aileler 15 yıl ayrı kalmak zorunda kalmayabilir diye fikirler öne sürdük.

Ek koşullar da koyularak sistemi bozmadan bu mümkün olabilir diye düşünüyorum. Takdir elbette yetkili kurumların.

Ordu gibi kurumlar akademisyen ile uyumlu atama yapmıyor.Sıralı garnizonu ise uygunsa verir eşinin yanına. Yök ile aramızda atama protokolü yok diyor. Asker eşi, ancak Vali, kaymakam, hakim savcı ise bu eşlerin de kurumlarının atamayı kabul ettiği bir ile askeri atıyor.

Akademisyen statik, Ordu personeli sürekli rotasyon görüyor. Bu durumda aileler dağılıyor en özet şekilde durum bu.

Asker eşleri için sistemi bozmadan bir ek madde düzenlemesi olsa Üniversiteler yıkılmaz ve suistimal olacak kadar çok sayıda yer değişikliği durumu olmaz diye düşünüyorum.

Canı pahasına çalışan ailelerin dağılmaması için benim hukukçular ile istişare ederek sunabildiğim önerilerim bunlar...

Düşündüğünüz suistimal ve sistem aksamaları olmaması için ek koşullar ile "eş değer kurumlar arası aile birliği gerekli rotasyon imkanı" kapsamlı bir düzenleme olmasını temenni ediyorum. Çok değerli görüşleriniz için de şükranlarımı sunuyorum.

Saygı ve selamlar

kötü niyetli insanlar olacaktır ama bu durum mevcut diye 2-3 senedir ayrı eşlerin de hiçbir haktan faydalanamaması acımasızlık. çözüm istenirse çok:

-iki tarafında doktora mezunu olması beklenir. görev yapılan üniversiteye denk yeni kurulan bir üniversiteye ihtiyaç dahilinde gönderilebilir eşler. becayiş ile olabilir bu.

- 5-6 sene doğuda görev yapan eşlerden biri eşinin yakın olduğu bir ile 40b ile görevlendirilebilir. ancak şunu atlıyorsunuz: neredeyse hiçbir doğudaki üniversite rektörü sizi bırakmayacaktır. çok örneğini gördüm. ihtiyacımız var derler ama sana ne kadronu verirler ne görevlendirme haklarını kullanabilirsin.

genellikle üniversitelerde anlayış şu: puana bakılmaksızın kadro kendi elemanımıza açılır, dekanın, rektör yardımcısının akademik geçmişi olmayan akrabasına kadro açılır anlayışı mevcut.

-burada derdini yazanlar zaten torpili olmayan hak isteyen 2-3 yıldan fazladır evli olan insanlar. yoksa kimse gelip de burada usülsüz şeyler beklemez. işini yapan bir şekilde yapar.

bunları doktorasını 18 ay önce bitirmiş, doçentliğini almak üzere olan biri olarak yazıyorum. beklediğim kadro dekanımızın sevgili eşine açıldı. kardeşi de aynı bölümde aile üniversitesi kavramına kızıyorsanız önce bunlara sesinizi çıkartmalısınız. ben 7-8 yıl önce eşimle akademisyen olmuş biri olarak yazıyorum bunları. memuriyet geçmişi olmayan eşimi iyi bir yere yamamaya çalışan, daha iyi bir yere geçmeye çalışan biri olarak değil. daha da anlatayım isterseniz. üniversitem 2 ayrı uzak ilde düğünüm olmasına rağmen balayı iznimi (mazeret) kabul etmeyen ve kınadan 1 gün önce yola çıktığı için hakkımda soruşturma açan adil bir üniversite. biz kötü niyetliyiz tabi tüm sülalesini kendi! üniversitesine dolduran tepeden inme rektörler melek.

Türkiye gerçeklerinden bihaber olduğunuz çok belli. Eş durumu için yardım bekleyen insanlara afaki yorumlar yapıyorsunuz ancak minimum puanlarla taşradaki bir üniversiteye torpille yerleşip doktorayı bitirdikten sonra yine minimum hatta olmayan yayınlarla torpilini bulup batıdaki büyük üniversitelere kapak atanlar esas sorunu teşkil ediyor.

Keskin bir dille, sistem müsade etmez, suistimal edilir, öyle şey olmaz, sorununuz varmış o zaman esnek kuruma geçiverin diyerek 'eş durumu' temalı bütün başlıklara itinayla ailevi yani hayati mağduriyetlerini paylaşan ve çözüm bulunsun diye sesini duyurmaya çalışan hocalara azarlar üslupla yaklaşma durumunu şaşkınlıkla okudum.

Eş durumu gerekçeli rotasyonun gerekliliğinin mutlaka farkedileceğini ve istenirse uygun bir düzenlemeyle bu mağduriyetin çok kolaylıkla giderilebileceğini içtenlikle temenni ediyorum.

Akademisyenlerin aile birliği problemlerinin gündeme gelmesi gerekiyor. Akademisyen-Akademisyen evliliğinde, Akademisyen-Asker evliliklerinde çoğunlukla, Anayasa'da geçmekte olan aile birliği ne yazık ki uygulanamıyor.

Böyle bir sorun yokmuş gibi devam edilmemesini, bunun göz ardı edilmemesini bekliyor ve konuyu takip etmeyi asla bırakmıyorum.

Akademisyen-Asker evliliklerindeki sorunu çözmek adına; iki kurum Yök ve Tsk arasında bir atama protokolü olması durumunda, askeri akademisyene göre atayabilirler. Şuanda bunu yapmıyorlar. Askerin bir sıralı garnizon zorunluluğu var. Anlaşması olduğu kurumlar ile istişare ediyor, protokolü yoksa, o kurumla eş birleştirme yapamıyorum diyor. Yer değişikliği gerektiğinde bu protokole dayandırarak Kurumlar arası geçici görevlendirme kolaylaştırılabilir akademisyen için. Böylece bir rotasyon kolaylığı olabilir.

Dilerim bu konu Yök kurul üyesi hocalarımızın dikkatinden kaçmaz. Çabalarımız ve dualarımız bunun için.

Yanlıştan örnek olmaz. Çıkıp da abuk subuk adamların, torpille yaptığı saçmalıkları örnek göstermeyin. Onlar zaten akademisyenliğin yüz karası. Onlara doğru diyen yok. Sorununuz varsa bunun içim izma toplamak vs. çözüm getirmez. Bu ülkede çözüm getiren şey bu olmadı hiçbir zaman. Çözüm açıktır: Dava açarsınız, mahkemeyi kazanırsınız, atamanız yapılır. Yoksa siyaset olsun, bürokrasi olsun, kendi sorunu olmayan hiçbir işe el atmaz. Onlar zaten yasal olmayan yollardan hallediyor o işi. Onların derdi değil. Üniversitelerin özerkliğine müdahale etmek için bahane yaratmayın birilerine. Onu diyorum. Varsa sorununuz, açın davanızı kazanın. Emsal olsun. Diğer türlü, birilerine bahane verirsiniz, başka da hiçbir işe yaramaz. Adamlar zaten üniversiteleri nasıl babamızın çiftliği yaparız, nasıl akademisyenlerin sesini keser, onalrı kukla yaparız diye bahane arıyor.

Katılmıyorum.

Bence dünyada hiç bir kurum mükemmel değil ve biliyoruz ki her iş manuel ilerliyor. Dile getirilmeyen bir sorun çözülemez ki ..

Örnek: Bir dönem bir bölümden hem önlisans hem lisans vardı ve mezunlarının iş bulma imkanları aynıydı. Bunu ÜAK toplantısında gündem yaptı bir rektör ve çözdü. Çünkü bir bölüme dair bu durum bilinmiyordu, dikkat çekmemişti.

Asker eşi akademisyenlere kurumlar arası geçici görevlendirme kolaylığı gelmesini ya da yök kanununa eklenen bir madde ile eş durumu rotasyon imkanı verilmesini, bu konuda ailelerin gerçekten çok mağdur olduğunu samimiyetle tekrar hatırlatıyorum.

Hepimiz alanlarımızı geliştirmek için akademisyen olduk, kurumlarımıza güvenimiz tam ve samimiyetle mevcut sıkıntıyı dile getirmek gerekçesini sunmak çözüm kapısını hayırlısı ile açacaktır.

Saygıyla

Siz niye Üniversitelerin özerkliğine saldırıyormuşuz gibi konuşmaktasınız bunu açıklarmısınız ?

Kanunu, şartları bilmiyor mu burdaki doktorlar ?

Aile birliği sorunu var diyoruz. Kanun çıktığında ülke şartları üniversite sayısı ve dolayısıyla akademisyen sayısı farklıydı. Güncelleme gerekiyor diyoruz.

Ailem dağılıyor diyor insanlar. Hayretle okuyorum.

Bilhassa asker eşlerine kurumlar arası rotasyon imkanı verilmelidir değerli hocalarım.

Dilerim çözülür bu durum.

Hocam merhaba. bizim hikayemiz de benzer. ben çorum, eşim balıkesir de görevliyiz (12 saatlik mesafe). 5 yıllık evlilik ve babasından ayrı büyümek zorunda kalan 2 yaşında bir çocuk.

ögeder in yardım etmesi gerek.

change org kampanyası hedefe ulaşamadı.

sosyal medyada bunu nasıl duyursak?

kesinlikle ben de aynı fikirdeyim. bikaç öğretim üyesinin bunu yaptığına şahidim.

ancak arş gör lilerine aynı hak tanınmıyor ne yazık ki.