Editörler : E.Kayı Han


Kapalı
25 Ekim 2008 19:20

Hz. muhammed?in (sav) hz. ali (a.s) hakkında söyledikleri

1. Ali, benim ilmimin haznedarıdır.

2. Ali bendendir, ben de Ali?denim, kendi yerime ancak ben veya Ali eda edebilir.

3. Ali benden, ben de Ali?denim, kendisi de tüm müminlerin Veli?sidir.

4. Ali, benim ilmimin kapısıdır.

5. Ali benim bilgimin kapısıdır. Tebliğe memur olarak gönderdiğim şeyleri benden sonra ümmetime bildiren, açıklayan kişidir. O?nu dinleyin. O?na baş kaldırmak nifaktır.

6. Ali, benden sonra hak uğruna insanlara kılıç sallayacaktır.

7. Ali, dinin direğidir.

8. Ali hakladır, hak da Ali?yledir, ikisi Kıyamet Günü?nde havuz başına varana dek birbirinden asla ayrılmazlar.

9. Ali, ihtilaflar hakkında hüküm vermede insanların en bilgilisidir.

10. Ali, insanların ilim açısından en bilgili olanıdır.

11. Ali her hususta Kuran ile Beraberdir. O Kuran dışı bir söz söylemez. Ve bir iş işlemez. Kuran da Ali?den asla ayrılmaz.

12. Ali, Kur?an?ladır, Kur?an da Ali iledir.

13. Ali, müminlerin dilediği ve uyduğu kişidir. Mal ise münafıkların dilediği şey.

14. Ali, Peygamber ashabının en çok ilim sahibi olanıdır.

15. Ali, ümmet içerisinde Allah?ın indirdikleri hakkında en çok bilgi sahibi olan kimsedir

16. Ali bin Ebî Tâlib, sizin aranızda Allah?In hükmüyle hükmetmiştir.

17. Ali bin Ebî Tâlib, benden sonra ümmetimin en bilgilisi ve ihtilaf ettikleri konularda en iyi hüküm verenidir.

18. Ali bin Ebi Talib din kapısıdır. Her kim o kapıdan içeri geçerse mümin ve her kim o kapıdan dışarı çıkarsa kafir olur.

19. Ali?nin kapısından başka mescide açılan tüm kapıları kapatmaya emrolundum, aranızda konuşanlar oldu, Allah?a yemin olsun ki ben kendimden ne açtım, ne de kapattım, ben ancak emrolunduğum şeyi yerine getirdim.

20. Ali?ye sövmeyiniz, zira Ali, Allah?ın zatına sürülmüştür.

21. ALİ'Yİ ANMAK İBADETTİR.

22. Ali?den şikâyet etmeyin; zira o, Allah?ın zâtı hakkında katıdır ve müdâra ehli değildir.

***********************************************************

23. ?Ali?nin eti benim etimdir. Ali?nin canı benim canımdır. Ali?nin kanı benim kanımdır. Her kim ki Ali?yi severse, beni sever, Beni seven de Allahı sever. Her kim ki Ali?ye düşman olur, bana da düşman olur, Bana düşman olan da Allaha da düşman olur. Ali?nin dostluğunu kazanan benim dostluğumu, benim dostluğumu kazanan da Allahın dostluğunu kazanır? ?Veda Hutbesinden?.

**********************************************************

24. Ali?den üstün yiğit (feta), Zülfikar?dan üstün kılıç yoktur.

25. Al-i Muhammed?i tanımak Cehennem?den kurtuluştur; Al-i Muhammed?i sevmek Sırat Köprüsü?nden geçiştir; Al-i Muhammed?in velayetini kabul etmek azaptan emanda olmaktır.

26. Ali?nin dostu, benim dostum; Ali?nin düşmanı, benim düşmanımdır.

27. Ali?nin on sekiz özelliği var ki, bunların hiç biri bu ümmetten hiç kimsede yoktur.

************************************************************

28. Ali ve yandaşları Kıyamet gününde kurtulmuş olanlardır.

************************************************************

29. Ali?ye düşmanlık edene Allah düşmanlık etsin.

************************************************************

30. Ali?yi ancak mümin sever ve kendisini ancak münafık buğz eder.

31. Ali?yi sevmek iman, ona düşmanlık duymak nifaktır.

32. Ali?yi sevmek ateşten (Cehennemden) kurtuluştur, Ali?yi sevmek ateşin odunu yediği gibi günahları yer, Ali?yi sevmek nifaktan kurtuluştur.

33. Allah bana emretti ki, seni yaklaştırayım, sana ilim vereyim ki onunla dolasın.

34. Allah, meleklerine karşı her gün Ali?yle övünür.

35. Allahım, Ali?yi koruyanı sen koru, ona ikramda bulunana sen de ikramda bulun, onu hor göreni sen de hor gör.

36. Allahım. Dini kâmil ettiği, nimeti tamamladığı, benim peygamberliğime ve Ali?nin velâyet ve imametine razı olduğun için sana şükürler olsun.

37. Allah?ım, ben de kardeşim Musa?nın söylediğini söylüyorum: ?Allah?ım bana Ehlimden bir vezir kıl, kardeşim Ali?yi, onunla arkamı kuvvetlendir, onu işime ortak kıl, seni bol bol tesbih edelim, seni çok analım, şüphesiz sen bizi görmektesin.

38. Allah?tan istedim ki bu belleyip kavrayan kulak senin kulağın olsun.

39. Allah-u Teala, seni kendime yaklaştırıp asla uzaklaştırmamamı ve sana öğretmemi emretmiştir. Senin de belleyip kavraman gerekmektedir. Hiç kuşkusuz, Allah senin belleyip kavramanı sağlayacaktır.

40. Bana iman edip beni doğrulayana Ali bin Ebi Talib?in velayetini tavsiye ederim. Kim onu veli edinirse beni veli edinmiş olur, beni veli edinen de Allah?ı veli edinmiş olur, onu seven beni sevmiştir, beni seven de Allah?ı sevmiştir, onu buğzeden beni buğzetmiştir, beni buğzeden de Allah?ı buğzetmiştir.

41. Bana itaat eden Allah?a itaat etmiş olur, bana isyan eden ise Allah?a isyan etmiş olur. Ali?ye itaat eden ise bana itaat etmiş olur, ona isyan eden ise bana isyan etmiş olur.

42. Ben Adem oğullarının efendisiyim, Ali de Arapların efendisidir.

***********************************************************

43. Ben fıkıh şehriyim ve Ali de onun kapısıdır. O halde kim ilim isterse, kapıya gelsin.

44. Ben hikmet eviyim, Ali de kapısıdır.

***********************************************************

45. Ben hikmet eviyim; Ali de o evin kapısıdır.

46. Ben hikmet şehriyim ve Ali de onun kapısıdır. O halde kim hikmet isterse, kapıya gelsin.

47. Ben ilmin kentiyim, Ali de kapısıdır.

48. Ben ilmin şehriyim, Ali de kapısıdır.

49. Ben ilim şehriyim; Ali ise kapısıdır. İlmi isteyen kimse kapıdan girmelidir.

50. Ben ilmin şehriyim, Ali kapısıdır. İlmi isteyen kapıya gelsin.

51. Ben ilim şehriyim ve Ali onun kapısıdır. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: ?Evlere kapılarından girin. O halde, kim ilim istiyorsa, ona kapısından girsin.

52. Ben kimin efendisi isem, Ali de onun efendisidir. Allah?ım, Ali?ye dost olana dost ol, ona düşman olana da düşman ol.

************************************************************

53. Ben kimin mevlası isem Ali de onun mevlasıdır.

54. Ben kimin mevlası isem, bu Ali de onun mevlasıdır. Allah?ım! Ona dost olana dost ol ve ona düşman olana düşman ol.

*************************************************************

55. Ben, bildiğim her şeyi Ali?ye de öğrettim; o, benim ilim şehrimin kapısıdır

56. Ben Kur?ân?ın inişi üzerinde, onu kabul ettirmek için savaşmadayım; Ali ise onun te?vili için, hükmünün gereğini bildirmek için savaşır.

57. Ben, öğrendiğim her şeyi, mutlaka Ali?ye de öğrettim; o, benim ilim şehrimin kapısıdır.

58. Ben peygamberlerin Seyyidiyim, Ali de vasilerin Seyyididir. Benden sonra vasilerim 12 dir, birincisi Ali, sonuncuları el-Kaim Mehdi?dir.

59. Ben peygamberlerin sonuncusuyum, sen de ey Ali vasilerin sonuncususun.

60. Ben ve Ali, aynı ağaçtanız, insanlar ise çeşitli ağaçlardandırlar.

61. Ben ve Ali, Allah?ın yaratıklarına olan hüccetiyiz.

62. Benden sonra ümmetime ihtilâf ettikleri hususları açıklayacak olan sensin.

63. Benden sonra sünnete ve (yargılarda) hüküm verme hususunda, ümmetimin en bilgilisi Ali bin Ebî Tâlib?dir.

64. Benden sonra fitneler zuhur edecektir. O zamanı gördüğünüzde Ali bin Ebi Talib?i iltizam ediniz. Çünkü kendisi doğru ve yanlışı birbirinden ayırt edendir.

65. Benden sonra imam olarak halka doğru yolu göstermek üzere seni seçtim. Senden razı oldum.?Allah?ım O?nu seveni sev O? na düşman olana düşman ol.

66. Benden sonra fitne (huzursuzluk) olacaktır. Bu oldumu, Ebu Talip oğlu Ali tarafını tutun. Çünkü O bana ilk iman edendir. Kıyamettede benimle ilk dostluk edecek odur. O Sıddıık-ı Ekber? dir. O bu ümmetin Faruk?udur. O müminlerin ulusudur, reisidir.

*************************************************************

67. Ben kimin mevlası isem Ali?de onun mevlasıdır, özünüz doğru olarak O?na uyun...?. ?Allah?ım O?nu seveni sev. O? na düşman olana düşman ol?.

*************************************************************

68. Benden sonra fitneler olacaktır. Bunlar gerçekleştiğinde sizler iki şeye tutunun, Kuran?a ve Ali ibin Ebi Talib?e.

************************************************************

69. Bir kişi, Beyt-ül Haram?da Rükun ile Makam arasında devamlı zikir edip oruç tutsa dahi, Âl-i Muhammed?e kin duyduğu taktirde mutlaka Cehennem?e gidecektir

70. Biz Ehl-i Beyt?i ancak mü?min ve muttaki olan sever; ve bize ancak münafık ve şaki olan kin besler.

71. Biz Ehl-i Beyt?in sevgisine sarılın. Çünkü Allah?ın huzuruna bizi severek çıkan kimse, bizim şefaatimizle Cennet?e gider. Nefsimin elinde olduğu Allah?a yemin ederim ki, bizim hakkımızı tanımadıktan sonra hiçbir kulun ameli kendine bir fayda sağlamayacaktır.

72. Bu ümmetin uyarıcısı benim. Hidayete erişitiricisi de Ali?dir.

73. Bu sadıkların imamı, kafirlerin katilidir. Ona yardımcı olana yardım olunur, ondan yardımı esirgeyenden yardım esirgenir. (Hz. Muhammed, Hz. Ali?nin kolunu tutarak buyurmuşlardır.

74. Canımı elinde tutan Rabbime andolsun ki Ali ve ona uyanlar kıyamet günü kurtuluşa erenlerdendir.

75. Eğer Ali?nin Zülfekâr?ının darbesi olmasaydı, İslâm ayakta kalamazdı.

76. En iyi hüküm vereniniz Ali?dir.

77. Ey Ali, Allah senin rızana rıza, gazabına da gazap gösterir.

78. Ey Ali, ben Kuran?ın tenzili için savaştığım gibi sen de Kuran?ın tevili için savaşacaksın.

79. Ey Ali, ben ilmin şehriyim, sen ise onun kapısısın. Şehre ancak kapıdan varılır. Bir kimse beni sevdiğini söyleyip seni buğz ederse, beni sevmiyor ve yalancıdır. Zira sen bendensin ve ben de sendenim, senin etin etim, kanın kanım, ruhun ruhum, sırrıyetin sırriyetim ve senin adaletin benim adaletimdir. Sana itaat eden kişi ne saadetlidir ve sana karşı asi olan kişi ise ne bedhahtır. Seni Veliyyül emr kabul eden kazanır ve sana karşı çıkıp düşmanlık eden ise kaybeder. Sana iltizam eden kişi muradına erecektir ve seni terk eden kişi ise helak olacaktır. Senin ve senden gelecek evlatlarından olan imamların misali Nuh (as)?un gemisi gibidir. Her kim gemiye bindiyse kurtuldu ve her kim muhalefet ettiyse helak oldu. Sizin misaliniz de yıldızlar gibidir, bir yıldız kaybolduğunda Kıyamet?e kadar onun yerine başka bir yıldız (imam) doğacaktır.

80. Ey Ali, her kim sana karşı savaşırsa bana karşı savaşmıştır. Seni buğz eden, beni buğz etmiştir. Seni söven de beni sövmüştür. Çünkü sen benden nefsim gibisin. Senin ruhun ruhumdan ve tıynetin tıynetimdendir. Şanı Yüce olan Allah, seni ve beni nurundan yarattı. İkimizi seçip beni peygamberliğe ve seni de imamlığa tercih etti.

81. Ey Allahım, ondan (Ali?den) sıcak ve soğuğu gider.

82. Ey Ali, sen benim kardeşim, safiyim, vasim, vezirim ve eminimsin. Sen benden Harun?un Musa?ya olan menzilesindesin, ancak şu farkla ki, benden sonra peygamber yoktur. Her kim seni sevip ölürse, Allah o kişiye iman ve eman ile hatmedecektir. Her kim seni buğz edip ölürse, o kişiye İslam?dan bir nasip olmayacaktır.

83. Ey Ali, seni ancak mümin sever ve sana ancak münafık buğz eder.

84. Ey Ali, senin imamlığını inkar eden benim peygamberliğimi inkar etmiş olur. Ey Ali, sen benim vasim, varisim, çocuklarımın babası ve kızımın kocasısın. Senin emrin emrim ve senin nehyettiğin benim nehyettiğimdir. Beni peygamberlik ile gönderip, beni yaratılmışların en hayırlısı kılan Allah?a yemin olsun ki, sen yaratılmışların üzerine Allah?ın hüccetisin. Sen Allah?ın sırrına onun güvendiği ve yarattıkları üzerine onun halifesisin.

85. Ey Ali, ikimiz Allah?ın nurundan yaratıldık.

86. Ey Ali, razı olmaz mısın ki ben senin kardeşinim, sen de benim kardeşimsin.

87. Ey Ali, sen benden sonra ümmetin ihtilafa düseceği hususları beyan edecek kimsesin.

88. Ey Allah?ın kulları, Bu Ali?nin kanı benim kanımdır, teni benim tenimdir ve canı benim canımdır.

89. ?Ey Ansar halkı, ona tutunduğunuz müddetçe benden sonra asla sapmayacağınız bir şeyi sizlere tavsiye edeyim mi??. Hz. Muhammed bu soruyu Ensara soruyor. Onlar da ?Evet ey Resulullah? derler. Bunun üzerine Resulullah buyurur: ?Bu, Ali?dir, beni sevdiğiniz gibi onu seviniz ve bana ikramda bulunduğunuz gibi ona ikramda bulununuz. Size söylediklerimi Cebrail vasıtasıyla Allah bana emretti.

90. Ey insanlar, fazilet, şeref ve menzilet Allah Resulü?nün ve zürriyetinin velâyetini kabul etmektedir. Öyleyse, batıl yollar sizi kapıp almasın.

91. Ey insanlar! Allah benim mevlâmdır, ben de sizin mevlânızım ve ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır. Allah?ım, onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol, ona yardım edene yardım et, onu yalnız bırakanı yalnız bırak, onu seveni sev, ona buğzedene buğzet. Sonra şöyle buyurdular: ?Allah?ım, şahit ol!?

92. Ey halk! Biliniz ki; ben de insanım. Allah?ın daveti bana yakında gelecektir. Ben de onu kabul edeceğim. İşte size ben iki mühim ve en değerli emaneti miras bırakıyorum. Bunlardan birincisi Kuran, ikincisi benim Ehlibeytim. Allah?ın huzurunda size Ehlibeytimi tavsiye ediyorum. Allah?in huzurunda size Ehlibeytimi tavsiye ediyorum. Allah?ın huzurunda size Ehlibeytimi tavsiye ediyorum. ?Veda Hutbesinden?.

93. Ey Allah?ın kulları, bu Ali?nin kanı benim kanımdır, teni benim tenimdir ve canı benim canımdır. Her kim bu Ali?yi severse, beni sever beni seven de Allah?ı sevmiş olur. Ali?ye kim düşmanlık ederse bana düşmanlık etmiş olur.

94. Fatıma?yı Ali ile evlendirmemi Allah bana emretti.

95. Hayatım gibi yaşamak isteyen Ali?yi kendine Veli edinsin.

96. Hendek Savaşında Hz Ali ile Amr İbni Abdeved?in karşı karşıya geldikleri zaman ?İmanın bütünüyle şirkin bütünü karşı karşıyadır.? demiştir Hz Muhammed. Ve Hz Ali galip geldiğinde ?Senin bu zaferin, Muhammed ümmetinin amellerinin tümüyle kıyas edildiğinde, şüphesiz senin bu müthiş zaferin ağır gelecektir? diyerek Hz Ali?nin bu zaferinin ne derece önemli olduğunu belirtmiştir Hz. Muhammed.

97. Her kim Allah?ın gazabını söndürmek ve amelinin Allah?ın yanında kabul edilmesini istiyorsa Ali bin Ebi Talib?i sevsin. Çünkü onun sevgisi imanı arttırır, onun sevgisi ateşin kurşunları erittiği gibi kötülükleri eritir.

98. Her kim bu Ali?yi severse, beni sever beni seven de Allah?ı sevmişs olur. Ali?ye kim düşmanlık ederse bana düşmanlık etmiş olur.

99. Her kim halifelik için Ali ile savaşırsa onu öldürünüz.

100. Her kim rahmet ile yürüyüp, rahmet ile sabahlamayı severse, zürriyetimin en faziletli zürriyet olduğunu ve vasimin (Ali?nin) en faziletli vasi olduğunu hiçbir zaman kalbiyyen şüphe etmesin.

101. Benden sonra on iki halife gelecek. hepsi de Ben-i Haşim?dendir.

102. Hiç bir peygamber yoktur ki, onunla Ali gizli olarak gönderilmiş olmasın, benimle ise açık olarak gönderilmiştir. Arapça Meali: ?Me min nebi illâ ve büisa meahü Ali bâtinen ve mai zâhiren?

103. Hikmet, on parçaya bölündü, dokuzu Ali?ye verildi, kalanı da diğer insanlara pay edildi.

104. Hidayet önderi sensin ya Ali! Benden sonra hidayet arayanlar seninle hidayeti bulacaklar.

105. İçinizde bu benim kardeşimdir, vasiymdir, halifemdir, artık O?nu dinleyin ve O?na itaat edin. (Hz. Muhammed, Ebu Talib ?in evindeki bir toplantıda, ellerini Ali?nin omuzlarına koyarak bunları söyler).

106. İmanın bütünüyle sirkin bütünü karşı karşıyadır. Hz. Muhammed, Hendek Savaşında Hz. Ali ile Amr İbni Abdevedin karşı karşıya geldikleri zaman bu sözü Hz. Ali için söylemiştir. Ve Hz Ali galip geldiginde de ?Senin bu zaferin, Muhammed ümmetinin amellerinin tümüyle kıyas edildiğinde, şüphesiz senin bu müthiş zaferin ağır gelecektir? buyurmuşlardır.

107. İnsanların en hayırlısı geldi. (Ne zaman Hz. Ali gelse, Hz. Peygamber söylüyorlardı.: Kaynak: Taberî Tefsiri, Suyutî, Hadisi ed-Dürr?ül-Mensur, es-Savaik?ul-Muhrika, s. 96, Nur?ul-Ebsar, s. 70 ve 101.)

108. Kıyamet Günü?nde Ali bin Ebi Talib, Cennet?in yüksekliklerinde olan Firdevs Dağı?nın üzerinde bulunacak, o dağın üstünde Alemlerin Rabbinin arşı ve altında kol kol akan Cennet?in içine akan nehirler vardır, kendisi nurdan bir kürsüye oturup elinde tesnim (içecek) olacak, onun ve Ehl-i Beyt?inin velayetini kabul etmeyenler, Sırat?ın üstünden geçemeyecek. Ali o gün, sevenlerini Cennet?e, buğz edenlerini de Cehennem?e geçirecektir.

109. Kıyamet Günü olunca, kul bir adım atmadan dört şeyden sorgulanacaktır. Ömrünü nasıl tükettiğinden, bedenini nerede eksilttiğinden, malını nereden kazanıp nerede harcadığından ve biz Ehl-i Beyt?in sevgisinden.

110. Kim azminden dolayı Nuh?a, ilminden dolayı Adem?e, hilminden dolayı İbrahim?e, zekasından dolayı Musa?ya ve zühdünden dolayı İsa?ya bakmak isterse, Ali bin Ebu Talib?e baksın.

111. Kim benim hayatımı yaşayıp, benim ölümüm gibi ölmeyi istiyor ve Rabbimin diktiği Cennet?te mesken edinmeyi arzu ediyorsa, benden sonra kendine veli olarak Ali?yi seçsin, ona sadık kalanlara sadık kalsın. Benden sonra Ehl-i Beyt?ime uysun, onları kendine örnek alsın. Çünkü onlar benim soyumdurlar, benim tıynetimden yaratılmışlar ve benim ilim ve kavrayışımı kazanmışlardır. Ümmetimden onların faziletini yalanlayanlara, onlarla bağımı kesenlere yazıklar olsun. Allah onlara şefaatimi nasip etmesin.

112. Kim benim gibi yaşayıp, benim gibi ölmeyi ve bana Allah?ın va?dettiği ebedi Cennet?e gitmeyi istiyorsa, Ali ve ondan sonraki zürriyetini kendine veli edinsin. Çünkü hiçbir zaman onlar sizi hidayet kapısından çıkarıp dalalet kapısına yöneltmezler.

113. Kim, benim hayatımla yaşamayı, benim ölümümle ölmeyi ve Rabb?imin bana vadettiği Huld cennetine girmeyi arzuluyorsa, benden sonra Ali?yi, ondan sonra da zürreyitini sevmelidir. Çünkü onlar, sizi hidayet kapısından çıkarmaz ve sapıklık kapısına da sokmazlar.

114. Kuran ve Ehlibeyt ikizdir.

115. Merhaba Müslümanların efendisi, takva sahiplerinin önderi. Allah bana emretti ki, seni yaklaştırayım, sana ilim vereyim ki onunla dolasın (Hz. Muhammed bu sözü Hz. Ali?yi selamlayarak söylemiştir)

116. Mevki açısından bana oranla Harun?un Musa?ya olan mevkisine sahip olmak istemiyor musun? Ancak benden sonra peygamber olmayacaktır. Seni kendi yerime halife kılmadan gitmem doğru olmaz.

117. Müjde olsun ey Ali, hayatın ve ölümün benimle beraberdir.

118. Mümin tahifesinin ünvanı Ali?ye olan sevgisidir.

119. Müslümanlar?ın efendisi, muttakilerin (çekinenlerin) imamı hoş geldin.

120. ?O?nun, bey?atınden dönenlerle, gerçekten sapıp zulmedenlerle ve ok yaydan çıkar gibi dinden çıkanlarla savaşacağım? Hz. Ali bunu Hz. Muhammed?in kendisi için söylediğini rivâyet etmiştir.

121. Onlar, Ali bin Ebi Talib?in velayetinden sorguya çekileceklerdir. (Hz. Muhammed, ?Durdurun onları, onlar sorguya çekileceklerdir? (Saffat: 24) ayeti indiğinde beyan etmiştir.

122. Öyle bir kişiyi göndereceğim ki, Allah onu hiçbir zaman mağlup etmez. Allah ve Resulü?nü sever, Allah ve Resulü de onu severler.

123. Sen benden sonra her mü?min erkek ve kadının velisisin.

124. Sen dünya ve ahirette benim Velimsin.

125. Senin bu zaferin, Muhammed ümmetinin amellerinin tümüyle kıyas edildiğinde, şüphesiz senin bu müthiş zaferin ağır gelecektir. Hz. Muhammed, Hendek Savaşında Hz. Ali ile Amr İbni Abdevedin karşı karşıya geldikleri zaman bu sözü Hz. Ali için söylemiştir.

126. Sırat?a en sabit olanınız Ehli Beyt?imi en aşırı seveninizdir.

127. Sırrımın sahibi Ali bin Ebi Talib?tir.

128. Sizin, (yargılarda) en iyi hüküm vereniniz Ali?dir.

129. Uyarıcı-Korkutucu benim, hidayete eriştiren de Ali?dir. Ey Ali, hidayete varmak isteyenler, ancak seninle hidayeti bulurlar.

130. Ümmetimin en ileri ve gerçek hüküm vereni Ali?dir. Allah?ım O nereye dönerse, nereye varırsa O?nunla beraber ol....?

131. Vasim, varisim, borcumu ödeyen ve vad ettiğimi yerine getiren Ali bin Ebi Talib?dir.

132. Yâ Ali, kâlellâhu li, be?astü Aliyyen me?al enbiyâi batinen ve me?ak zâhiren? Meali: ?Ey Ali, Allah bana buyurdu ki: Ben Ali?yi peygamberlerle gizli olarak, seninle de açık olarak beraber gönderdim?

133. Ya Ali, benim Ehlibeytim Nuh un gemisine benzer. O gemiye binen kurtulur. Ve kim Ehlibeytime buğgz ederse helak olur

134. Ya Ali, de ki: Allah?ım, benim için kendi katında bir ahit kıl ve müminlerin kalbinde bana karşı bir sevgi bırak.

135. Ya Ali benden sonra yola gidenler, Senin gösterdin yoldan giderlerse selamete ererler.

136. Ya Ali. Kur?an da sözü edilen kişiler, mümin kişiler sen ve seni sevenlerdir.?

137. Ya Ali, sen benim dünyada ve ahirette sancaktarımsın.

138. Ya Ali, mümin sana düşman olmaz ve münafık seni sevmez.

139. Ya Ali, doğumuna şahit olmasaydım, hikmetinin sırrına akıl erdiremezdim.

140. Ya Ali, Üstünlükte insanların en ilerisindesin.

141. Yarın sancağı öyle bir kimseye veririm ki, Allahü Teala onu sever. Ben de, onu çok severim. (Hz. Muhammed bu sözü Hayber Kalesinin fethi öncesi söylemiş ve ertesi günü sancağı Hz. Ali?ye devretmiştir)


iskefiyeli
Kapalı
25 Ekim 2008 19:25

Allah razı olsun..muhtemelen arada sahih hadisler de vardır..kaynaklarıyla olsa daha iyi olurdu:)...bu haliyle hadis noktasında bir itminan vermiyor..elbetteki nuteber hadis kitaplarında sahih ve hz aliyi öven hadisler olduğu gibi diğer halifeleri de öven yüzlerce hadis vardır..

**

hz ömer hakkındaki hadisleri de yazarsanız bu akşamın ve de bu ayın başlık açma başarısı olacak benim nazarımda:)


'Multi
Kapalı
25 Ekim 2008 19:28

Sayın hocam, bu başlığı mezhep yada inanç tartışması yada halifeler arası yarış için açmadım. Halifelerin hepsine saygım var.. Ama tabiki gönlümüzde Hz. Ali'nin yeri bambaşkadır, Allah için yine gözlerim doldu. zaten sizde eminim Hz. Ali 'yi seviyorsunuz, o bakımdan sizin içinde bu yazılanların bir sorun teşkil edeceğini sanmıyorum aksine eminim memnun olmuşsunuzdur..

KEŞKE O'NA LAYIK OLABİLSEM...


iskefiyeli
Kapalı
25 Ekim 2008 19:28

belki o kadar vukufiyetiniz yoktur...o olmasa hz alinin dilinden hz ömer de olabilir.


hakanank84
Kapalı
25 Ekim 2008 19:47

Multi hocam her şey çok güzel bilirsin ben peygamber efendimizden sonra sahabe efendilerimizden en çok hz. Ali(r.a.) severim.Bu benim şahsi düşüncemdir.Kadınlar için de tabi hz. Meryem'in yeri hepsinden farklıdır ama hz. Hatice anemizin kızı hz. Fatima'ya da hayranım.Sadece gözüme batan hz. Ali'den sonra a.s kullanmışsın ama bildiğim kadarıyla bu peygamber ve meleklerden sonra genelde kullanılır.sahabelerde r.a. kullanılır.bilmiyorum belki de istemeden böyle yazdın.benim de bu başlığa inşallah katkım olacak.


iskefiyeli
Kapalı
25 Ekim 2008 20:10

- MEVZU HADÎSLER VE UYDURMA SEBEPLERİ

Mevzu' hadîs, yalancıların uydurduğu ve iftira ederek Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'e nîsbet ettiği haberdir. [956]Bu uydurma işi, çoğu zaman, uyduranın bizzat hazırladığı sözler ve düzüp-koştuğu senedlerle meydana gelmektedir. Birtakım müfteriler, hadîs uydurmak için geniş hayâller kuramadıklarında, Rasûlullah (s.a.v.)'a kadar varan uydurma senedlerle, onun ağzından parlak hikmetler, özlü sözler yahut vecîz misâller elde etme yoluna başvururlar. [957]

Abdullah b. el-Mübârek'e, bu uydurma hadîsler için ne dersiniz? diye sorulduğunda şu cevâbı verdi:

"Hadîs mütehassısları ne güne duruyor; onlar bunun için yaşarlar. Muhakkak ki Kur'ân-ı

Biz indirdik. Onu koruyacak olan da biziz biz. [958] Gerçekten de müte­hassıslar bunun için yaşadı. Sahîh rivayeti, uydurmasından ayıracak ilmî ve hassas ölçüler hazırladılar. Bu ölçülerin esâsları çok olmakla beraber, en meşhurları aşağıdaki beş maddedir. Bir haberin uydur­ma olduğuna hükm etmek İçin, bunlardan birinin bulunması dahî kâfidir.


iskefiyeli
Kapalı
25 Ekim 2008 20:18

hadiste önemli problemlerden biri uydurma hadislerin varlığıdır..bunlarla ilgili çok çalışma var..hadis uydurmanın bir sebebi de mezheb ihtilaflarıdır.ibni teymiye el mülteka adlı eserde bunlar cevap verir..ne acısdırki uydurma çalışmaları öyle noktaya varmışki hz alinin evini hz ömere yaktırma-tekmletme ve hz fatımanın çocuğunu düşürmesine sebep olmasına inamaya kadar vardırılmıştır..oysaki cesaretiyle ve hayber kalesini eline kalkan yapmasıyla efsane bildiğimiz hz aliyi aynı bozuk zihniyet tüm bu haksızlığa sadece seyirci makamında algılamıştır..hadis ilmine hiç girmeden mantıki sorgulamayı diri tutarak bile burdaki yanlışları sezmesi çok kolaydır..bir örnek olarak:"Ali, dinin direğidir. " hadis diye söylenmesi hiç mümkünmüdür..Hz muhammed bile yanıldığında kuran tarafından hayatteyken düzeltilmiş ve tüm ümmet ordaki zelleden haberdar olmuşken hz ali yanıldığı zaman kim düzeltecek..2. olarak hz muhammedin zellesi bile varken hz alinin yokmudur?3. olarak hangi kul dinin direği olduki hz alide dinin direği olsun???Allah rızası için biraz daha hüşyar olalım.


iskefiyeli
Kapalı
25 Ekim 2008 20:22

(düzeltme :hayber kalesinin kapısını)bir diğer içime sindiremediğim ve başkalırınında sindirmesini istemediğim bir mesele takiyye meselesidir...vede bunu ta hz aliye indirgemeleri bir müslüman olarak beni o kadar huzursuz ediyorki..o yüce şahsiyeti böyle bir basitlikten tenzih ederim.

**

Çünkü diyorlar ki, "Hazret-i Sıddık ile Hazret-i Ömer (r.a.) haksız oldukları halde, Hazret-i Ali (r.a.) onlara mümâşât etmiş, Şîa ıstılahınca takiyye etmiş, yani onlardan korkmuş, riyâkârlık etmiş." Acaba böyle kahraman-ı İslâm ve "Esedullah" ünvanını kazanan ve sıddıkların kumandanı ve rehberi olan bir zâtı riyâkâr ve korkaklıkla ve sevmediği zatlara tasannukârâne muhabbet göstermekle ve yirmi seneden ziyade havf altında mümâşât etmekle, haksızlara tebaiyeti kabul etmekle muttasıf görmek, ona muhabbet değildir. O çeşit muhabbetten Hazret-i Ali (r.a.) teberrî eder.


iskefiyeli
Kapalı
25 Ekim 2008 20:29

yazdığınız sözlerden belki de en meşhuru olan "47. Ben ilmin kentiyim, Ali de kapısıdır. " sözü hakkında :

"Ben hikmetin eviyim; Ali de onun kapısıdır." şeklinde rivayet etmiş ve "Bu hadis, garîb-münkerdir." demiştir.

Aliyyu?l-Karî hadis hakkında şu açıklamayı yapar:

Tirmizî: Bu hadis münkerdir, dedi. Buharî?nin de kanaati budur, o der ki: Yalan olup, aslı yoktur. Ebu Hâtim ve Yahya b. Said de böyle dediler.

İbnu?l-Cevzî bunu Mevzuat?ına aldı. Zehebî ve diğerleri de buna katıldılar.

İbn Dakiku?l-Iyd dedi ki: Bu hadis sabit değildir ve batıl olduğu söylenmiştir.

Darekutnî de: Sabit değildir, demiştir.

Hafız Askalânî?ye bu hadis hakkında sorulduğunda şöyle demiştir: Hasendir, ne Hâkim?in dediği gibi sahihtir ne de İbnu?l-Cevzî?nin dediği gibi mevzudur. Bunu Suyutî zikretmiştir.

Zerkeşî?nin zikrettiğine göre de Hafız Ebu Said el-Alâî: Ne sahih ne de zayıftır, hasendir, demiştir.

Şevkânî ise: "Ben ilmin şehriyim; Ali de onun kapısıdır. İlim isteyen kapıya gelsin." şeklindeki hadisin bütün yollarını vermiş ve müttehem, hadis uyduran, yalancı ve kendisiyle ihticacın caiz olmadığı ravilerine dikkat çekmiştir.

İbn Teymiye de der ki:

Hadis, zayıf ve dayanaksızdır. Tirmizî rivayet etmişse de, hadis marifet ehline göre yalan ve uydurmadır.

Hadisi Hâkim?den başka sahih kabul eden yoktur. Tehânevî onun hakkında demiştir ki:

Hâkim, tashih hususunda mütesâhil (gevşek)dir. Zehebî, Müstedrek?ini hülâsa eder ve birçok hadisi zayıf ve münker bulur. Bunda geçen mevzu hadisler için de müstakil bir cüz tertipler. Bu cüzde yüze yakın hadis mevcuttur.

Hâkim için İbn Teymiye de şöyle der:

Hâkim, hadis hususunda vukufu olan zevata göre tamamen uydurma olduğu hâlde, bir takım hadisleri sahih saymaktadır.

Buharî?nin hadis hakkındaki kanaatini yukarıda naklettik.

Buharî ise, hadiste derin idrak kabiliyeti yanında, insanlar içinde hadise ve illetlerine en ziyade vukuf sahibi olanıdır. Tirmizî "ilel" konusunda ondan daha bilgili bir kimse görmediğini ifade eder.

Biz; Buharî, Darekutnî, Ebu Hâtim, Tirmizî, İbnu?l-Cevzî, İbn Dakiku?l-Iyd, Zehebî ve İbn Teymiye?nin bu hadis hakkındaki sözlerinden sonra, hadisi "hasen" görenlere iştirak edemiyoruz.

Hadisi, bir de metin yönünden inceleyelim. İbn Teymiye demiştir ki:

Bunun yalan olduğu bizzat metninden anlaşılır ve senedine bakmaya ihtiyaç bırakmaz. Resulullah ilim şehri ise, bu şehrin ancak bir kapısı olur ki, Resulullah?tan tebliği sadece bir kişinin yapmış olmasını düşünmek caiz değildir. Aksine, hazır olmayanlar için kesin ilim ifade edecek tevatür derecesinde kişilerin ondan tebliğ yapmış olması vaciptir. Bir kişinin rivayeti ancak başka karinelerle beraber ilim ifade eder. Bu işaretler de ya mevcut değildir veya insanların çoğuna gizlidir. Böylece Kur'an?a ve mütevatir Sünnete dair bilgiler meydana gelmemiş olur. Hâlbuki, mütevatir nakil böyle olmayıp ilim, avama da havasa da onunla hâsıl olur.

Bu hadisi, övgü yaptığını sanan cahil veya zındık biri uydurmuştur. Ashaptan sadece bir kişinin tebliğ ettiğini söylemek, din ilmini iptal etmek için zındıkların başvurduğu bir yoldur.

Sonra bu, tevatürle bilinenlere aykırıdır. Şüphesiz Resulullah?tan, bütün Müslüman şehirlere Ali (r.a.)?den başka yollarla ilim ulaşmıştır. Mekke ve Medine halkı için bu apaçıktır. Şam ve Basra halkı için de durum böyledir. Bunlar, Hz. Ali?den ancak çok az şey rivayet etmişlerdir. Hz. Ali?nin ilminin çoğu Kûfe halkı arasındaydı. Bununla beraber Kur'an?ı ve Sünneti, Hz. Ali?nin hilâfet zamanı bir yana, Hz. Osman?ın hilâfetinden önce öğrenmişlerdi.

Medine ehlinin en fakih ve en âlimleri dini, Hz. Ömer?in hilâfetinde öğrenmişlerdi. Yemen?de bulunduğu süre içinde Muaz İbn Cebel?den öğrendikleri gibi, kendisinden öğrenenler dışında Hz. Ali?den daha önce kimse bir şey öğrenmemiştir. Muaz İbn Cebel?in Yemen halkı arasında ikâmeti ve onlara öğretmesi, Hz. Ali?nin onlar arasında ikâmeti ve öğretmesinden daha çoktur. Onun için Yemen halkı, Hz. Ali?den ve Şurayh?tan rivayet ettiklerinden çok daha fazlasını Muaz?dan rivayet etmişlerdir. Tâbiînin büyüklerinden başkaları da fıkhı Muaz?dan öğrenmişlerdir.

Hz. Ali Kûfe?ye geldiğinde Şurayh, daha önceden orada kadı idi. Hz. Ali?nin hilâfetinde kadı yine Şurayh ve Ubeyde es-Selmanî olmuştur ki, ikisi de fıkhı Muaz?dan öğrenmişlerdir.

İslâm ilmi Hicaz, Şam, Yemen, Horasan, Mısır ve Mağrib gibi İslâm şehirlerinde Hz. Ali Kûfe?ye gelmeden önce yayılmış ve Kûfe?ye geldiğinde sahip olduğu bütün ilme başka sahabîler de sahip olmuştur. Hz. Ali bir ilmi sadece kendisi tebliğ etmişse, ondan başkaları bunun daha fazlasını tebliğ etmiştir.

Velâyetle Ebu Bekir, Ömer ve Osman için hâsıl olan umumî tebliğ, Hz. Ali için hâsıl olandan çok daha fazladır. Hususî tebliğde ise, İbn Abbas?ın fetvaları, Ebu Hureyre?nin de rivayetleri onunkinden daha çoktur. Hâlbuki, Hz. Ali ikisinden de daha âlimdir. Nitekim Ebu Bekir, Ömer ve Osman da o ikisinden daha âlimdir. Şüphe yok ki, raşit halifeler, insanların daha çok muhtaç oldukları ilmin umumî tebliğini, hususî ilmi tebliğ edenlerin tebliğinden daha çok gerçekleştirmişlerdir.

İbn Teymiye?nin zikrettiklerine katılmamak elde değildir. Nitekim, bu hadisi uyduranların niyetlerini şu münker rivayet göz önüne sermektedir:

"Ben ilmin şehriyim; Ebu Bekir, Ömer ve Osman surlarıdır. Ali ise kapısıdır. İlim isteyen kapıya gelsin."

Mevdudî de şöyle demiştir:

Bu hadisin kelimelerini doğru kabul edersek, o zaman bunun Hz. Peygamber?in pek çok buyruğu ve hayatı boyunca yaptığı hareket ve davranışları ile çatıştığını ve çeliştiğini görürüz. Hz. Peygamber birçok sahabîsini kendi hayatında ordunun başına komutan tayin ederek önemli işler için göndermişti. İslâm memleketinin çeşitli bölgelerine memur olarak, görevli olarak göndermiş, zekât toplamakla görevlendirmiş, namaz kıldırma görevini vermişti. Eğitim ve öğretimle birlikte İslâmı anlatmak için etrafa bir çok sahabî göndermişti.

Hiç kimsenin inkâr edemeyeceği tarihî birer gerçektir bunlar. Bütün bu hizmetler, din ilmi, İslâm bilgisi olmadan yerine getirilebilir mi? Bütün bu sahabîler Hz. Peygamber?in değil de Hz. Ali?nin mi talebesiydi, onun tarafından mı yetiştirilmiş kimselerdi? Eğer bunlar yanlış ise, o zaman doğru olan sadece şu olabilir: Bu sahabenin hepsi de ilim şehrinden veya hikmet yurdundan doğrudan doğruya ilim ve hikmet almıştır ve bunların hepsi de Hz. Ali (r.a.) gibi hikmet yurdunun ve ilim şehrinin kapılarıydılar.

Sonra, Hz. Peygamber?in tertemiz hayatını bir kere okumuş olanlar bile bilirler ki, Hz. Peygamber peygamberlikle görevlendirildikten hayatının son saatine kadar sadece dini öğretmeye, yaymaya çalıştı. Kim olursa olsun din hakkında bir şey öğrenmek, bir şey sormak istediğinde, doğrudan doğruya Hz. Peygamber?den sorar, öğrenirdi. Hz. Peygamber kendisine Allah?tan gelen emir ve hükümleri sadece Hz. Ali?ye öğretmiş de bunu bütün dünyaya yaymakla, bu emir ve hükümleri ulaştırmakla yalnızca onu görevlendirdiği vaki olmuş mudur? Veya Hz. Peygamber?den biri bir şey öğrenmeye geldiğinde Hz. Peygamber "Git, Ali?den sor, öğren!" veya "Benim yanıma Ali aracılığı ile gel!" buyurduğu olmuş mudur? Eğer yirmi üç senelik peygamberlik süresi boyunca böyle bir şey olmamışsa, artık bu hadisin ne manası vardır? Bu sözün İslâm?da yeri artık ne olabilir?...

***

YİNEDE TÜM BU TENKİTLERLE BERABER BEN BUNU HADİSİ ŞERİF OLARAK VERİRİM.EĞER YANLIŞIMIZ VARSA ALLAH AFFETSİN..EVET EN MEŞHURU BU..BİZİM BURDAN BAKILINCA GÖRÜLEN VAAZİYET BÖYLE...TABİKİ ORDAN BAKINCA FARKLI GÖRÜLÜYOR..DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR.


hakanank84
Kapalı
25 Ekim 2008 21:26

Ravi: Enes İbnu Malik

Tanım: Resulullah (sav) pazartesi günü gönderildi. Hz. Ali (ra) da salı günü namaz kıldı.

Kaynak: Tirmizi, Menakıb,

Ravi: İbnu Ömer

Tanım: Resulullah (sav) Ashabının arasını kardeşlemişti. Hz. Ali (ra) yanına geldi ve: "Ashabmızın arasını birbirleriyle kardeşlediniz, ama beni kimseyle kardeşlemediniz!" dedi. Bunun üzerine (sav): "Sen dünyada da ahirette de benim kardeşimsin" buyudular.

Kaynak: Tirmizi, Menakıb,

Ravi: Zeyd İbnu Erkam

Tanım: Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Ben kimin dostu (mevlası) isem, Ali de onun dostudur."

Kaynak: Tirmizi, Menakıb,

Ravi: Sa'd İbnu Ebi Vakkas

Tanım: Resulullah (sav) Tebük seferine çıkınca Hz. Ali'yi geride (Medine'de) bırakmıştı. "Ey Allah'ın Resulü, siz beni çocukların ve kadınların arasında mı bırakıyorsunuz?" dedi (kalmak istemedi). Bunun üzerine Resulullah (sav): "Sen, Hz. Harun'un Hz. Musa yanında aldığı yeri, benim yanımda almaktan razı değil misin? Şu farkla ki benden sonra peygamber yok!" buyurdular.

Kaynak: Buhari, Megazi 78, Fezailu'l-Ashab 9; Müslim, Fezailu'l-Ashab, 31, (2404); Tirmizi, Menakıb, (3731)

Ravi:

Tanım: Müslim ve Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) Hayber günü buyurdular ki: "Yarın sancağı öyle bir kimseye vereceğim ki, O, Allah'ı ve Resulünü sever, Allah ve Resulü de onu sever." Ravi devamla der ki: "Bu söz üzerine (beni mi seçer ümidiyle, Resulullah (sav)'a görünmek için) boyunlarını uzattılar. Ama o: "Bana Ali (ra)'yi çağırın!" buyurdular. Ali getirildi ama gözlerinden rahatsız idi. Hemen gözlerine tükürdü ve sancağı ona verdi. Allah Teala Hazretleri onun eliyle fethi müyesser kıldı." Ravi devamla der ki: Şu ayet indiği zaman "Gelin, oğullarınızı ve oğullarımızı çağıralım..." (Al-i İmran 61) Resulullah (sav) hemen Ali'yi, Fatıma'yı, Hasan ve Hüseyin'i (ra) çağırdı ve: "Allahım, bunlar benim ailemdir" buyurdu.

Kaynak: Müslim, Fezailu'l-Ashab 32, (2404); Tirmizi, Menakıb, (3726)

Ravi: Zirr İbnu Hubeyş

Tanım: Hz. Ali (ra)'nin şöyle söylediğini işittim. "Daneyi açan, canlılan yaratan Zat-ı Zülcelal'e yeminle söylüyorum: Ümmi peygamberim (sav), bana şu hususu garantiledi: "Beni mü'min olan sevecek, münafık olan da bana buğzedecektir."

Kaynak: Müslim, İman 131, (78); Tirmizi, Menakıb, (3737); Nesai, İman 20, (8,117)

Ravi: Cabir

Tanım: Resulullah (sav) Taif günü Hz. Ali (ra)'ı çağırdı ve onunla hususi konuşma yaptı. (Bu görüşme o kadar uzadı ki) halk: "Resulullah (sav) amcasının oğluyla görüşmesini uzattı" dedi. (Resulullah bunu işitince): "Onunla hususi görüşmeyi ben (kendi arzumla) yapmadım. Allah(ın arzusu ve emri ile Resulü) yaptı" açıklamasmda bulundu.

Kaynak: Tirmizi, Menakıb, (3728)

Ravi: Enes

Tanım: Resulullah (sav) Beraet (Tevbe) süresini, (Arafat'ta haçlılara tebliğ edilmek üzere) Hz. Ebu Bekir (ra)'i göndermişti. Sonra onu çağırarak: "Bunun, ehlimden olmayan bir kimse ile tebliğ edilmesi muvafık değil!" buyurdu. Hz. Ali (ra)'yi çağırarak sureyi, (Arafat'ta okuması için) ona verdi.

Kaynak: Tirmizi, Tefsir, Tevbe, (308

25 Ekim 2008 21:59

Bu sayfa bir takım rivayet edebiyatçısının beyin jimnastiği yaptığı meydana dönmüş.....

Hiç bir faydası olmayan şeylerden Allaha sığınırım.


iskefiyeli
Kapalı
25 Ekim 2008 23:35

kendi sözlerinden Allaha sığın öyleyse.bizde edebiyat değil ilim talebi/araştırması var..kompozisyon sizde.


iskefiyeli
Kapalı
25 Ekim 2008 23:43

aybaroğlu tam tersi olarak ne kadar sevilse o kadar da sevilecek bir imamdır hz ali.çünkü sevgide fren zordur..şuraya kadar seveyim de daha fazlasına girmeyeyim de olmaz..hele sevilen hz aliyse..burda ölçü ve sınır şudur: "muhabbetten gelen tafdili, Hulefa-i Raşidîn'in zemmine ve düşmanlığına gitmemek şartıyla ve usûl-i İslâmiyenin haricine çıkmamak kaydıyla "


iskefiyeli
Kapalı
25 Ekim 2008 23:46

hadiste kastedilen ifrat-ı muhabbet ise dinin cevaz verdiği sınırların haricine çıkan(örneğin gulat-ı şiada olduğu gibi)ve yukardaki ölçüyü ihlal eden sevmelerdir..


iskefiyeli
Kapalı
25 Ekim 2008 23:50

kurmay eskiden güzel yorumların vardı.artık sen susmuşsun gözlerin konuşuyor.biraz fikir beyan et..senin fikirlerin değerlidir nazarımızda:)


iskefiyeli
Kapalı
25 Ekim 2008 23:53

yanlış yere kopyalamışım .


'Multi
Kapalı
26 Ekim 2008 00:27

Arkadaşlar bu başlığı mezhep yada inanç çatısması olsun diye açmadım bunu öncelikle ve özellikle belirtmek isterim tekrardan..

HZ. ALİ'Yİ {PEYGAMBER YADA ALLAH} (HAŞA) OLARAK GÖREN SAPIK, DİNSİZ İMANSIZ ALLAHSIZ KİTAPSIZDIR..

-------------------------------------

Bugün ortada dolaşan hadislerin birçoğu uydurmadır, uydurma hadisler özellikle emeviler döneminde çıkmıştır. zaten islamiyete en büyük darbeler o dönemde vurulmuştur..


'Multi
Kapalı
26 Ekim 2008 00:31

ALLAH?IN ASLANI

Hz. Ali?den dersler

Övünmeye değer şeyler güçlü akıl, utanma, nefsinden sakınma ve eğitimdir.

Sözün gümüş olsa da, ey nefs sükut (suskunluk) altındır.

Şerefine düşkün olan kötü cevap almaktan kendini sakınır. İnsanların davranışlarını düşünerek ve gözeterek onlarla uyum içinde yaşayan kendi kişiliğinide korur.

Halka saygınlık veren kişi, saygın tutulmuştur. Halkı küçümseyenlerse saygı görmemişlerdir.

Seviyesiz insanların bana cahilce sözlerine karşılık vermekten tiksinti duyarım.

İnsanların vefat eden akraba ya da dostları için feryatlarla ağlamalarına şaşırıyorum.

Oysa ölüm cebimizde bize hep eşlik etmektedir, neden cahiller de feryadla karşılanır, ölüm neden böyle şaşkınlık yaratıyor.

İnsanın dilekleri kendisine yakındır. Her şey den çok insana yakın olansa ölümdür.

Ey Allah?ım, kaç evin önünden geçtiğimde zevk ve yapay mutlulukla şenlenmişti.

Ya siz bizi yok edersiniz ya da, biz sizi yok ederiz. Ya da barışı daha uygun görürsünüz.

Kişinin karşılaşacağı bütün sorunların kolay olması beklenemez, bazılarının kolay olmasının yanında bazıları zor olacaktır.

Zaman bana karşı maske takındı, beni tanımazlıktan -görmemezlikten geldi, bilmedi ki ben güne saygılıyım ve talihsizliklerin en korkulusunu bile kolay şeymiş gibi karşılarım.

Yaşamın tecrübeleri doğru karar verebilmeyi öğretti, öyleki artık beni bitirmeye -yok etmeye gelen şeyleri ben bitirip- yok ettim.

Kişinin yapısını oluşturan öz iyi değilse, o kişinin ağzından iyi sözler çıkmaz.

Öyle bir devir ki hiçbir arkadaşın senden hoşnut değil. Ve öyle bir devir ki hiçbir dostun sana dürüst ve gerçek dost değil.

Mal mülk toplayıp biriktirme kime topladığın bilinmez.

Ey karamsar; bilmelisin ki, bu devranın değişmeyen tek bir kanunu var o da değişmektir.

İlim bayrağımdır, nereye gitsem benimledir kalbim onun ilmiyle doludur, sanma ki boş bir sandıktır.

Bütün varımızı sunarız sadece, ekmek ve sirke olsa da.

Bırak bu içindeki ikililiği atıl ateşe, sönmeye yüz tutsa da onu alevlendir.

Eziyet etme, eziyete engel ol. Diline sahip ol, can feda olsun sana yardımcı olan dost arkadaşlığına.

Yanlışını gününde görüp nefsine sitem edersen yanlışın faydaya dönüşür. Dünde kalan yaşam geçmişle yok olur gider.

Mükemmel insan eksiklerini ve kusurlarını bilendir. En kötüsü ise

insanların doyumsuz isteklerinin ve hırsının peşine düşendir.

Huzur ve barışcıllığı arkadaş edinmişe yakınlaş, arkadaşlığından mutlu olmadığın kişiden uzak ol.

Çalışmak kadar dinlenmeyi de görev bil ihmâl etme. Sağlığınıza eza etmeyin, sağlığın bozulması kolaydır da onu elde etmek zor.

Yumuşak huyluluğun bitmez tükenmez kaynağı ol. Kimseye asla eziyet etme, yaptığın şeyin sonuçlarını görür ve duyarsın.

Üç şeyi kendinizde tutup saklayın: cesaretiniz, bilginiz ve malınız. İnsanlar bu üç sahip olduğunuz şeye düşmandır ve o insanları ancak bu üç şeyi kaybetmeniz sevindiri ve razı eder.

Aşağılık insanlarla yakınlaşmaktan kaçın, onlar ki yapmacık sevgilerini gösterip içlerinde kötülüğü sakladılar. Onları hoşnut tuttuğun sürece sana sevgi duyarlar verili olmaktan geri kalırsan sana zehirlerini akıtırlar.


iskefiyeli
Kapalı
26 Ekim 2008 00:32

uydurma hadislerle ilgili kitaplar ve hangi hadisin sıhhat dercesinin ne olduğu ortadadır..her hadis binlerce ve hatta milyonlarca işin ehlinin nazarından geçti..binlerce defa elendi ve elendi..sonunda mesela kütub-i saitte gibi muteber hadis kaynakları ortaya çıktı..daha da işkilliyim deniliyorsa sahih-i buhari sahih-i müslim tavsiye edilir..burdaki hadisler en acımasızına ve en tenkitçisine kadar gözden geçirildi..Elhamdülillah bunlar bizim yolumuzun aydınlığıdır.


iskefiyeli
Kapalı
26 Ekim 2008 00:35

olurmu?:)


'Multi
Kapalı
26 Ekim 2008 00:37

iskefiyeli,

hep seninkilere doğru dersen bir yere varamassın ! Hiçbir kaynakta şu mezhep doğrudur diye geçmez, geçemez..

Toplam 155 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi