Editörler : E.Kayı Han
24 Mart 2010 13:30

Çözüm Bekleyen Sorunlar

Öncelik sırasına koymadan bence Adalet Bakanlığı çalışanlarının çözüm bekleyen ve bulunamayan sorunları.

1-Şimdilik en güncel olanı HAVUZ PROBLEMİ. Nasıl dağıtılacak, kim ne kadar alacak, denge tazminatından kesilecek mi v.s bir sürü soru ve yanıtsız cevaplar. Bence en güzeli her personelin çalıştığı dönemde bulunduğu adliye havuzunda biriken paradan kendine düşen kadarının ödenmesi. Ancak bu durumda büyük ve sürekli personel değişen adliyelerde hesap işleri KEY'den beter bir durum alır. Sonu ne olur bilemem.

2-Sesi çıkmayan mühlakat personelinin hiç duyuramadığı ve hala sinesine çektiği BONUS PROBLEMİ. Neden Vakıfbank olan yerlerdeki personel ile olmayan yerlerdeki personel arasında %50'ye yakın promosyon farkı olacak şekilde anlaşma yapılır anlayamıyorum. Hatta ve hatta Vakıfbank olmayan yerdeki personel zaten eriyip giden promosyonlarını bari maaşımız zamanında yatsın diye Vakıfbank ile anlaşmaz. Örneğin ben 5 yıldan fazla zamandır bu bakanlıkta çalışıyorum. Hala maaş promosyonu alamadım. Almadım. Çünkü vermediler. Çünkü ben mülhakatta çalışıyorum. Çünkü benim çalıştığım yerde Vakıfbank olmayacağı ihtimalinin bulunduğunu, o anlaşmayı imzalayanlar bilemiyor bile.

3-Belki Havuz Problemi ile yakın gibi duruyor ama bence ayrıca ele alınması gereken YOL HARCIRAHI problemi. Ya benim anlamadığım, devlet memuruna ne kadar yol harcırahı ödeneceği açıkca belirtilmiş. Ama nedense Adalet Bakanlığı çalışanları için ayrı ayrı kanunlar, yönetmelikler v.s. v.s. Yola giden memura 4. dereceye kadar ayrı, 4. dereceden sonra 1 TL gibi bir farkla ayrı ücret ödenir. Ama ne hikmettir ki bizim bakanlıkta Hakim Savcı, Zabıt Katibi, Mübaşir gibi sınıf ayrılıkları yapılıyor. Hadi sınıf ayrılıkları yapılıyor ve yolluk veriliyor. Bunun %10'una neden göz dikiliyor. Veya giden kişinin parasının yarısı diğer arkadaşlarına peşkeş çekilir gibi dağıtılıyor. Tamam az giden, çok giden meselesi var ama neden kaynak gene bizden karşılanıyor? ayrıca 10 dakikalık keşif ile 5 saatlik otopsi aynı kefeye konuluyor. O da bir, bu da bir.

4-Devlet imkanlarından bireylerine eşit olarak faydalandırmak zorunda olduğu halde, örneğin küçük adliyelerde yemek, servis gibi imkanlar sunulmamaktadır. Bu da bence saçma. Yani A adliyesinde çalışacaksın, yemekhane olacak, maaşından 2 TL kesilecek, kalanını devlet karşılayacak, öğlen yemeğini yiyeceksin. B adliyesinde çalışacaksın, dışardan yiyeceksin, kaç lira tutacak belli değil. Veya büyükşehirde çalışacaksın, yol parası vermeyeceksin, büyükşehir olmayan ilde veya ilçede çalışacaksın, gene otobüse, minibüse bineceksin, para vereceksin. bana çok saçma geliyor.

5-Bilgisayar ve yan donanım sorunları. Yani hakim savcıya zimmetle dizüstü bilgisayar dağıtacaksın, 5 sene sonra hibe edeceksin, yenilerini dağıtmaya başlayacaksın. Bana kalemde kullanmam için 2004 model Eksper veya daha eski Compaq zimmetleyeceksin. Yanında da 1710 yazıcıyla. Al da UYAP'tan çalış. Hem bana verdiğim bilgisayar benim de olmayacak. Ama ben ona kendi bilgisayarım gibi bakacağım, üstüne titreyeceğim. Çünkü onun artık bir ANTİKA değeri olabilir.

6-Bu biraz 5.in devamı gibi oldu ama. Yeni bilgisayar alacaksın, Ağır Ceza Merkezli Başsavcılıklara göndereceksin. Onlara da diyeceksin ki, bunları kurun, eskileri mühlakat ve cezaevlerine gönderin. Onlar da 2002 model bilgisayarları mühkalat ve cezaevlerine zimmetleyecekler. Halbu ki, ağır ceza merkezli adliyelerin çalıştığı kadar mülhakat adliyeler de çalışıyor. Başsavcılıklarda bilgi işlem büroları, teknik ofisler varken, mülhakatlarda işten anlar anlamaz Admin yetkisi verilen bir personel var. Yani başsavcılıklarda bilgisayar bozulduğu zaman anında müdahale edecek ve başka bir görevi olmayan görevliler varken, Mülhakatlarda bilgisayar bozulduğu zaman bakacak kişi ya duruşmada, ya ifadede ya da başka bir görevini birakıp gelmek zorunda olacak. Zaten anlamayacağı için gene o bilgisayarı kargoyla veya gelen giden avukatla falan başsavcılığa göndermeye çalışacak ve bilgisayarı bir hafta görmeyecek. Ne bileyim hep ters hep ters işler.

7-Adliyede çalışan ve Yargı'nın birer parçası olan bizler, en çok haksızlığa uğrayan kamu çalışanları veya bireyleri olmamıza rağmen, en az yargı yoluna başvuran kişileriz. Acaba bu bizlerin adalete olan güvensizliğimizden mi kaynaklanıyor. Sonuç mu göremiyoruz. Yani ne bileyim, biri hakaret etse, aman şikayet etsem ne olacak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması mı diye düşünüyoruz veya vatandaşla karşı karşıya gelmek istemediğimiz kadar adliye ile de mi karşı karşıya gelmek istemiyoruz. Bu konu hakkında da ayrıca çalışma yapılmasının gerektiğine inanıyorum.

8-UYAP da çözülmesi gereken başlı başına bir sorun. Yani özellikle son bir ayda öyle zamanlar oldu ki, hatta bir ara iki hafta nerdeyse durma noktasına gelmişti. Bugün gene aynı. Yarın ne olacağı belirsiz. Zaten stresli bir ortamda çalışıyoruz. UYAP'ın stresi bizi ayrıca geriyor. Ne olursa olsun daha hızlı olsun. Bizler bir komut verip on dakika beklemeye alışkın personeller değiliz.

9-EK MESAİ sorunu. Milli eğitim bakanlığı genelge yayınlıyor. 3 güne kadar sevkli olanın ek ders ücretini kesmeyin diye. Biz 1 gün izin alsak, hemen ek mesaimizden kesiliyor. Yani biz derken belki benim kesilmiyor ama arkadaşımın kesiliyor. Maddi durumu iyi olmayıp, güç kanaat geçindiğinden, ek mesai kesilmesin diye izin kullanmayan birçok arkadaşım var. Ayrıca bunu bir tehdit unsuruymuş gibi kullanmaya çalışan ve bunun ezikliği altında biz adalet personelini daha da ezen bir zihniyetin de elini daha da güçlendirmiş olan bir sistem.

10-Özellikle erkek arkadaşlar için ne iş yapıyorsun, sorusuna zabıt katibiyim deyince "ha yaz kızım" sın yani zihniyetinin de az veya çok yıkılması lazım gerektiğine inanıyorum. Gerçi gereken cevabı alıyor karşımızdaki ama ne bileyim gene de sıkıntılı durumlar ortaya çıkartıyor.

11-Gereksiz brokrasi de beni çok yoruyor. Yani birinden kaçak silah el koyuyorsun. El koymanın onayını alıyorsun Sulh Ceza Mahkemesinden. Emanet makbuzu hazırlayıp emanete alıyorsun, soruşturma, Dava açıyorsun, yargılama yapılıyor. Mahkeme kararını veriyor. adli emanetin 2009/1 sırasına kayıtlı şu marka, şu seri nolu, şu çaptaki silahın müsaderesine. Arkasına kesinleştirme yapıyorsun. bu karar şu tarihte kesinleşmiş diye. Emanete yazı yazıyorsun. 2009/1'in müsaderesine ilişkin karar yazımız ekinde gönderilmiş diye. Emanet götürüyor. Oradaki asker görevli. Neymiş efendim. Kesinleştirmede de yazacakmış silahın çapı zartı zurtu. Ayrıca emanete yazılan üst yazıda da yazacakmış silahın zartı zurtu seceresi. Yani koskoca devletin hakimi kararında yazmış. Daha nereye yazacak, neyi belirtecek. Aklıma bu örnek geldi ama daha bin tane yazarım. Ha mesela müsadere olan kenevirler. 100.000 kök keneviri ziraatçi nezaretinde daha müsadere bile etmeden imha edersin. numune alınan 10 kökü imha edene kadar karnın yarılır yani.

Benim aklıma gelen bunlar. Şu saat sorunu da olmasa daha yazacağım ama, bir de internete saatli girme sorunumuz var.


teknoemin
Şef
24 Mart 2010 15:18

abi sen çok dolmuşsun yaa.

ancak inancınız olsun adliyede yüz yüze görüştüğüm katip başka konuşuyor bu forumda başka konuşuluyor. Ben şu sonucu çıkarıyorum; adliyeden adliyeye fark var. O yüzden kimse kimseye onlar mesleğinin kıymetini bilmiyor çık desen çıkmazlar gibi cümleler kurmasın. Kendince haklılık meselesi...


BLOODMN
Şef
24 Mart 2010 16:50

Devamı geliyor.

12-UYAP sisteminin bizim işlerimizi rahatlattığı doğru. Ancak bizden çok başka kurumların işlerini rahatlatıyor. Araçlara tahditi UYAP'tan koy, yok tapuya UYAPTAN şerh düş, yarım saattir Baro'nun görevlendirmesi gereken müdafiiyi OCAS'tan görevlendirmeye uğraşıyorum. PTT desen keza bir tuşla bütün tebligat bilgilerini giriyor. Bizden çok başkalarına yaradı.


HAYAtınsınavı
Daire Başkanı
24 Mart 2010 17:12

Uyapta ufak tefek sorunlar dışında hiç bir sorun yaşamadım. Her zaman işimi daha kolaylaştırdı. arada bir donuyor bu başka sorunu yok.


teknoemin
Şef
24 Mart 2010 18:09

Ya biz uyap'ı dünyaya pazarlarken siz bu tarz sorunlardan bahsedince ben şok oluyorum. Her gün bir çok ülkeden gelen heyetlerin heyecanla inceledikleri bir sistem olarak biliyorum ben ulusal yargı ağı projesini ? Yoksa bize yanlış mı öğretiliyor ?


mrtsrky
Genel Müdür
24 Mart 2010 19:10

bahsetttiğin sorunlara sıra gelmesi için bi kere kuvvetler ayrılığı yetki iş bölümü gibi konuların bu ülkede çözümlenmesi lazım,düşüncelerin hepsinede hak veriyorum ancak ülkenin gündemi çok başka.

Toplam 5 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi