Peygamber (s.a.s.) bir hadisi şerifte. Ümmetinin 73 fırkaya ayrılacağını ve bunlardan 72 sinin cehennemde olacağını, kalan tek bir fırkanın ise kurtulacağını yani cennette olacağını haber vermektedir. Ashabı o kurtulan fırkayı sorduklarında ise Benim ve ashabımın bulunduğu yol üzerinde bulunanlardır demiştir.
Burdan şunu anlıyoruz ki Peygamber s.a.s. ve ashabının yolunu tutmak bizi cennete götürecektir.
Bu hadisi şimdi burda neden zikrettim? Din adına bişey yaparken hep bu hadisi anımsayın ve acaba benim bu din adına yaptığım ameli Peygamberimiz s.a.s. ve ashabı daha önce yapmışlarmıydı? diye bir düşünün.
Acaba salavat hatmi diye bir amel onlar tarafından uygulanmış mıdır?
el cevap: Hayır
Sual: Peki bunu yapmakta ne beis vardır. Sonuçta salavat bir ibadettir?
el cevap: İbadet vardır: Görünüşte Allah için yapılıyordur ancak kişi onu insanlar desinler diye yapıyor olabilir. İbadet vardır: kişi onu Allah için yapıyordur ama sünnette onun tatbiki hiç bulunmamaktadır. Bu nedenle ibadetlerin 2 önemli kabul şartı olduğunu İslam ümmetinin tüm ulemaları kabul etmektedir.
1. şart Yapılan ibadet Allah rızası için yapılacak
2. şart ise yapılan amel sünnette bulunacak( yani Peygamber bu ameli ya bizzat kendi uygulamış olacak ya da bunu tavsiye etmiş olacak)
Bu bilgiler ışığında şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Salavat hatmi diye bir ibadet islamda yoktur. Kişi sonradan icad edilen bu tür bidat amellerle sevap kazanmayı bırakın günah kazanır. Çünkü Allah'ın dini eksik değildir. Tamdır. Ayette bugün size dininizi ikmal ettim buyurmaktadır. Yani tamamladım. Tamamlanmış bir dine yeni bir ibadet şekli sokmaya çalışmak acaba Allah katında nasıl bir akıbeti doğurur varın düşünün.
Peki kişi sadece dilediğince salavat getirse ne olur?
Cevap: Bu elbette tavsiye edilen ve karşılığı Allah katında ecir olan bir ibadettir.
Allah hidayet etsin.
Peygamber (s.a.s.) bir hadisi şerifte. Ümmetinin 73 fırkaya ayrılacağını ve bunlardan 72 sinin cehennemde olacağını, kalan tek bir fırkanın ise kurtulacağını yani cennette olacağını haber vermektedir. Ashabı o kurtulan fırkayı sorduklarında ise Benim ve ashabımın bulunduğu yol üzerinde bulunanlardır demiştir.
Burdan şunu anlıyoruz ki Peygamber s.a.s. ve ashabının yolunu tutmak bizi cennete götürecektir.
Bu hadisi şimdi burda neden zikrettim? Din adına bişey yaparken hep bu hadisi anımsayın ve acaba benim bu din adına yaptığım ameli Peygamberimiz s.a.s. ve ashabı daha önce yapmışlarmıydı? diye bir düşünün.
Acaba salavat hatmi diye bir amel onlar tarafından uygulanmış mıdır?
el cevap: Hayır
Sual: Peki bunu yapmakta ne beis vardır. Sonuçta salavat bir ibadettir?
el cevap: İbadet vardır: Görünüşte Allah için yapılıyordur ancak kişi onu insanlar desinler diye yapıyor olabilir. İbadet vardır: kişi onu Allah için yapıyordur ama sünnette onun tatbiki hiç bulunmamaktadır. Bu nedenle ibadetlerin 2 önemli kabul şartı olduğunu İslam ümmetinin tüm ulemaları kabul etmektedir.
1. şart Yapılan ibadet Allah rızası için yapılacak
2. şart ise yapılan amel sünnette bulunacak( yani Peygamber bu ameli ya bizzat kendi uygulamış olacak ya da bunu tavsiye etmiş olacak)
Bu bilgiler ışığında şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Salavat hatmi diye bir ibadet islamda yoktur. Kişi sonradan icad edilen bu tür bidat amellerle sevap kazanmayı bırakın günah kazanır. Çünkü Allah'ın dini eksik değildir. Tamdır. Ayette bugün size dininizi ikmal ettim buyurmaktadır. Yani tamamladım. Tamamlanmış bir dine yeni bir ibadet şekli sokmaya çalışmak acaba Allah katında nasıl bir akıbeti doğurur varın düşünün.
Peki kişi sadece dilediğince salavat getirse ne olur?
Cevap: Bu elbette tavsiye edilen ve karşılığı Allah katında ecir olan bir ibadettir.
Allah hidayet etsin.
E.Kayı Han
