Öğretmenliği Sevmiyorum

Merhabalar öncelikle. Ben 3 yıldır sözleşmeli hemşire olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda örgün öğretim ilahiyat öğrencisiyim. Din kültürü öğretmeni olmak için çaba sarf ediyorum. O yüzden buradayım ve bazı şeyleri paylaşmak istedim. Sizin mantığınız ile yola çıkarak hastayı öğrenci, refakatçıyı veli yerine koydum kafamda. Hangisi daha kötüdür bilemiyorum yarış yapmak için de yazmıyorum ama inanın zannımca sağlık sektörü kadar rezalet bir kurum görmedim ve duymadım. Çalışma şartları, maaşı, izinleri, hakları tam kelime ile BERBAT. Üstüne bir de corona muhabbeti çıktı tabi. Hafta sonu 24 saat hafta içi 16 saat çalışıyorum. Bayram, hafta sonu, kar kış demeden üstün özveri isteyen bir meslek. Maaşı da cabası. İsteyenlere wp dan ss dahi atarım aldığım para tümüyle 3900. Her şeyi içinde. 24 saat evden uzak yogun bitkin bir hayat biçimi. Hastaneye giden her yol üstteki bir arkadaş tarif etmiş aynı şekilde yolu dikenli patika bir yol sanki benim için. İnsanın sevmediği işte çalışması kadar kötü bir durum bilmiyorum. İstemeyen çeksin gitsin yerinde olmak isteyen milyon tane insan var gibi laflar boş lakırtı sadece. Bu mesleği icra edebilmek için yemeden içmeden çalışırım gece gündüz. İnsan diyor ki her şey bunun için miydi. İşe başladıktan sonra o hayallerin koca bir boşluktan oldugunu anlıyor insan. Her şey zannedildiği gibi değil yani. Sevilmeden yapılan her iş insanı yiyip bitiren bir kurt gibi adeta. Üzgünüm.

Bir insanın aynı işi ömür boyu yapması çok saçma. 4 yıl öğretmenlik yaptın, 4 yıl da mühendislik yap bakalım. Böyle olsa çok eğlenceli olurdu.

ben her daim bir işin severek yapılması taraftarıyım ama Türkiye şartlarında gerek ekonomik faktörler gerekse diğer faktörler nedeniyle çoğu kişi sevmediği bir meslek grubunda çalışmak zorunda kalıyor.ha bu arada bende sevmiyorum ama sevmemek demek bu işin layıkıyla yapılmayacağı anlamı taşımıyor işe biraz daha profesyonel bakıyoruz

İki uç öğretmenlik var. Diğerleri bu iki uç arasında. Birincisi: merkezi, proje, fen lisesi, nitelikli gibi isimlendirlen okullarda bir şeyler öğrenmek isteyen öğrenciyle ve çocuğum okusun diye uğraşan maddi desteğini esirgemeyen (kitap deyince kitabını alan, kaynak deyince iki katını sağlayan, okula elinden geleni yapan) veliyle haşır neşir olmak. İkincisi: ucra köşelerdeki okullarda okumak istemeyen okula zorla gelen geldiğindede disiplin sorunu çıkartıp (hastanenizi mumla aratacağını düşündüğüm) öğrenciyle, okula bakış açısı okul açılsada şu çocuklardan kurtulsaktan ileri gitmeyen veliyele haşır neşir olunan öğretmenlik. Dediğim gibi diğer öğretmenlikler bu iki tip arasında. Ama gördüğüm kadarıyla yığılma ikinci tipe yakın tarafta. Maaşa gelince şimdi atansanız 4000 falan alırsınız. Sizinkinden çokta fazla değil yani. Hemşireliği bilmem amatahminim ikinci tip öğretmenliği yaparsanız, ki büyük ihtimalle böyle olur, hemşirelik çok daha kolaydı dersiniz. Birinci tipi yaparsanız birde seviyorsanız tadından yenmez. Benim düşüncem Problem: disiplin kuralları başta olmak üzere okul kurallarının çoğunun bu birinci tip öğrencileriçin uygun ikinci tip için yetersiz, aşırı humanist olması. Öğretmen olmak istediğinizi okuyunca bunlar yazdım.

ya adliye personeli ne yapsın hakimle savcıyla çalışmak kolay bir iş değil herkes adliyenin ne kadar zor olduğunu biliyor hadi onu geçtim özlük hak yok sosyal hak yok maaşı en düşük biz alyoruz sorumluluk çok

Öğretmenlik olarak bazı branşlar gerçekten çok çok rahatlar ( resim,beden) Ama diğer tüm branşların hakketen zamanla beyin küçülten etkisi oluyor.Özellikle fen , matematik , edebiyat,fkb ,ing,sınıf vd.

tamam arkadaşalar hepinizinki çok zor kavga etmeyin

Hocam öğretmen arkadaşlara saygım sonsuz ama cidden o kadar zor memuriyetler varken bence öğretmenliğe çok zor meslek denilmesini doğru bulmuyorum. Keza başta adalet bakanlığı olmak üzere sağlık bakanlığı, maliye gibi yerler çok riskli ve sıkıntılı yerler.

Hocam adalet bakanlığında katıp,ikm ile öğretmenliği neden kiyasliyorsunuz ki,ikm katıp mubasirlik lise mezunlari oluyor, öğretmenlio öyle mi ,atanana kadar ömür gidiyor.Bi de tüketen branslar o kadar yorucu ki 3 saat bile zordur.

Hocam adalet bakanlığında katıp,ikm ile öğretmenliği neden kiyasliyorsunuz ki,ikm katıp mubasirlik lise mezunlari oluyor, öğretmenlio öyle mi ,atanana kadar ömür gidiyor.Bi de tüketen branslar o kadar yorucu ki 3 saat bile zordur.

Hocam katip, ikm ve mübaşir lise mezunu alıyor diyorsunuz da içinde hiç önlisans lisans yok mu? taki atanamayıp da gelip bu bakanlık bünyesinde çalışan kardeşlerimiz var. Tamam öğretmenlikte atanmak zor lafımız yok ama ben bir yerde de kıyas yaparım. Adalet Bakanlığı bünyesindeki personel en çok ezilen personeller arasında. Bir hakim, savcıyla çalışmak kolay değil. Adam yeri geliyor duruşmada azarlıyor, bağırıyor çağırıyor milletin içinde sana iş yaptırmıyor. Seni gerginliğe sokunca da ister istemez sende yıpranıyorsun. Her gün böyle geçer mi hocam soruyorum ? Her yaptığın işte risk var, sıkıntı var, en ufak bir şeyde soruşturma yiyoruz. Kalem içerisinde bir dosya kaybolsun herkes soruşturma yiyor. Soruşturma iznini açılması için izin bile istenmiyor sizde böyle durum var mı ? Ben 2 sene boyunca sulh ceza hakimliklerinde çalıştım doğru düzgün 5'te çıkma durumu olmadı gece 10-11 den aşağı çıkamıyorduk ertesi gün sabah 8.30 yine mesai ve mesai ücreti yoktu? mesai ücreti yazılıyor diyorlar ya 3 ya da 6 ayda bir yatan maaş o da topu topu toplasan 200-300 TL ya var ya yok. Ben her Allah'ın günü sıkıntılı hakimlerle çalıştım, ağlattılar, soğuduk. Birde maaşlarda da dengesizlik var. Biz o kadar yıpranıyoruz ne yıpranma payı var ne de başka bir şey diyecek söz yok valla.

Hocam haklısınız kesinlikle işiniz çok zordur.Fakat öğretmenligin de kendine göre zorlukları vardır.Farklı meslekleri zorlukları açısından karşılaştırmak da mantıklı değildir.Öğretmenlik yıllar geçtikçe zihinsel anlamda yorucu geliyor.Eğer 2 ay tatil ve ara tatilleri olmasaydı emin olun bu mesleği seçen kişilerin sayısı çok az olurdu.

Hocam bende sana hak veriyorum. Bende diyorum ki her mesleğin kendine göre zorluğu var ama çok zor olan mesleği seçmektense daha az zorluğu olan mesleği tercih etmek isterim diyorum. Valla inan şu mesleğe girdim psikolojim bozuldu, işleri kafaya takmaktan benimde zihnim yoruluyor. Haliyle beden yorgunluğu da var ne yapacağımızı şaşırdık.

Çok zor sabır gerektiriyor saçıma ak düşürttü

içlerinde en rahatı halkla ilişkisi az olan memurluklar arkadaşlar.halkla ilişki kuran haşır neşir olan sağlık adalet eğitim gibi kurumlarda çalışıyorsanız ister istemez yıpranıyorsunuz. özellikle psikolojik olarak ben kendi tecrübemi aktarmak istersem memurluk(meb dışı) idarecilik ve öğretmenlik yaptım.en zoru öğretmenlik.en iyisi memurluktu.memurlukta işimiz olduğunda kendi aramızda paslaşarak birbirimizi idare ediyorduk.öğretmenlikte bu yok maalesef.bu yüzden anamı babamı hastaneye götüremediğim çok oldu.. arabam bozuldu götürmek için haftasonunu beklediğim vs.çok oldu.mazeret izni diyorsunuz ama onda da dilekçeyi en az üç gün önceden vermeniz lazım hastalık yada arıza aniden çıkıyor.rapor diyeceksiniz eskisi gibi raporda vermiyorlar annemi babamı hastaneye götürdüm deyince hiç vermiyorlar zaten..ama babamı amblansla götürdüler müdür allahtan ona bir şey demedi dersten ayrılıp gittim.

sevmiyorsanız bırakın ama bu ülkede kaç kişi sevdiği ya da mezun olduğu işi yapabiliyor bir düşünün bence.

sevmiyorsanız da bir müddet çalışıp para biriktirmeniz sonra kendi işinizi kurmanız daha iyi olur