Bu konuda bir kaç sefer yazdım ama tekrarlamak istiyorum.
Hani halinize şükretmiyorsunuz diyen bir grup var ya özellikle onlara sesleniyorum, lütfen iyi okuyun.
Halinize şükretmiyorsunuz diyen tayfanın ya tuzu kurudur yani belki kendisi memurdur ama anne babasının apartmanında beraber otururlar, market masraflarını babası görür, elektrik suyu vs baba karşılar, parası bitince harçlığını verir, o maaşıyla geçindiğini sandığı için bizim gibi geçinemiyoruz diyenlere nankör, şükürsüzler der,
Diğer bunun haricinde yine maaşıyla geçinmeye çalışıp bizlere şükretmiyorsunuz diyenler de nankörün en büyük nankörüdür, azıcık utanma olsa böyle yazamaz, sorsan en büyük karakterli kişiler kendileridir ama bir gruba yaranmak için böyle yazarlar, akıllarınca kendilerini gösterecekler.
Şimdi konuya gelirsek, ben her zaman aldığım nefes için, sağlığım için, ailemin sağlığı ve huzuru için aklıma geldikçe şükrederim, bu ayrı bir şeydir.
Hani bu şükürsüzler diyen grubun beğenmediği Avrupa var ya işte orada çalışan arkadaşlar burada zenginlerin bile zor gördükleri araçları gayet rahat alıyorlar, bizim gibi kasaba gidip (yeri geldiğinde üç harfli marketler, carfur vs. en ucuz olan yerlerden) yarım kilo kıyma almıyorlar, antrikot ve pirzola gibi etlerini 1-2 kilo alıyorlar. Yine o beğenmediğiniz Avrupada çalışan arkadaşlar her sene başka ülkelerde (Türk olanları ayrı, yerlilerini ayrı değerlendiriyorum) en az 10 gün izin yapıyorlar ve bu izin için Devlet onlara bir maaş izin ikramiyesi veriyor. Yurt dışında çalışan Türklerin buraya geldiklerinde yaşadıkları hayatı hepiniz biliyorsunuz tekrar anlatmaya gerek yok, bu şükürsüz diyenler onlar gibi yaşayabiliyormu?
İşte bu şükürsüz diyen arkadaşlar aramızdaki fark bu, biz yatlar katlar alalım demiyoruz, ama insanca yaşamak istiyoruz, bu ay kredi kartının asgarisini ödeyebilecekmiyiz derdinden kurtulmak, senede bir hafta bırak beş yıldızlı otelleri pansiyonda ailece bir tatil yapmak istiyoruz.
Emekli olmadan oturacak evimi almayı istiyorum, binilebilecek 3-5 yaşında bir araç almak istiyorum. Oğlumun/kızımın düğününü borca girmeden yada kolayca ödeyebilecek şekilde borçlanarak yapmak istiyorum.
Sen Avrupayı beğenme, açlıktan ölüyorlar de, Amerikayı beğenme, marketlerde bir şey kalmamış acından ölecekler de, bak onlar ne kötü durumda de, de de kazın ayağı öyle değil, şükürcüler bir anket yapsanıza aynı çalıştığınız kurumdaki şartlarla Avrupada çalışmak istermisiniz diye, bakın memlekette memur, işçi kalıyormu (SİZLER DE DAHİL)
Boş yapmayın lütfen, insanın aklıyla oynamayın, unutmayın bu memlekette bir akıllı sizler değilsiniz, az buçuk bizimde bir takım şeylere aklımız eriyor, bazı şeyleri görebilecek zekamız var.
Hadi gidin kumda oynayın.
Bu konuda bir kaç sefer yazdım ama tekrarlamak istiyorum.
Hani halinize şükretmiyorsunuz diyen bir grup var ya özellikle onlara sesleniyorum, lütfen iyi okuyun.
Halinize şükretmiyorsunuz diyen tayfanın ya tuzu kurudur yani belki kendisi memurdur ama anne babasının apartmanında beraber otururlar, market masraflarını babası görür, elektrik suyu vs baba karşılar, parası bitince harçlığını verir, o maaşıyla geçindiğini sandığı için bizim gibi geçinemiyoruz diyenlere nankör, şükürsüzler der,
Diğer bunun haricinde yine maaşıyla geçinmeye çalışıp bizlere şükretmiyorsunuz diyenler de nankörün en büyük nankörüdür, azıcık utanma olsa böyle yazamaz, sorsan en büyük karakterli kişiler kendileridir ama bir gruba yaranmak için böyle yazarlar, akıllarınca kendilerini gösterecekler.
Şimdi konuya gelirsek, ben her zaman aldığım nefes için, sağlığım için, ailemin sağlığı ve huzuru için aklıma geldikçe şükrederim, bu ayrı bir şeydir.
Hani bu şükürsüzler diyen grubun beğenmediği Avrupa var ya işte orada çalışan arkadaşlar burada zenginlerin bile zor gördükleri araçları gayet rahat alıyorlar, bizim gibi kasaba gidip (yeri geldiğinde üç harfli marketler, carfur vs. en ucuz olan yerlerden) yarım kilo kıyma almıyorlar, antrikot ve pirzola gibi etlerini 1-2 kilo alıyorlar. Yine o beğenmediğiniz Avrupada çalışan arkadaşlar her sene başka ülkelerde (Türk olanları ayrı, yerlilerini ayrı değerlendiriyorum) en az 10 gün izin yapıyorlar ve bu izin için Devlet onlara bir maaş izin ikramiyesi veriyor. Yurt dışında çalışan Türklerin buraya geldiklerinde yaşadıkları hayatı hepiniz biliyorsunuz tekrar anlatmaya gerek yok, bu şükürsüz diyenler onlar gibi yaşayabiliyormu?
İşte bu şükürsüz diyen arkadaşlar aramızdaki fark bu, biz yatlar katlar alalım demiyoruz, ama insanca yaşamak istiyoruz, bu ay kredi kartının asgarisini ödeyebilecekmiyiz derdinden kurtulmak, senede bir hafta bırak beş yıldızlı otelleri pansiyonda ailece bir tatil yapmak istiyoruz.
Emekli olmadan oturacak evimi almayı istiyorum, binilebilecek 3-5 yaşında bir araç almak istiyorum. Oğlumun/kızımın düğününü borca girmeden yada kolayca ödeyebilecek şekilde borçlanarak yapmak istiyorum.
Sen Avrupayı beğenme, açlıktan ölüyorlar de, Amerikayı beğenme, marketlerde bir şey kalmamış acından ölecekler de, bak onlar ne kötü durumda de, de de kazın ayağı öyle değil, şükürcüler bir anket yapsanıza aynı çalıştığınız kurumdaki şartlarla Avrupada çalışmak istermisiniz diye, bakın memlekette memur, işçi kalıyormu (SİZLER DE DAHİL)
Boş yapmayın lütfen, insanın aklıyla oynamayın, unutmayın bu memlekette bir akıllı sizler değilsiniz, az buçuk bizimde bir takım şeylere aklımız eriyor, bazı şeyleri görebilecek zekamız var.
Hadi gidin kumda oynayın.