Niğde ili Çiftlik İlçesi/Kula Köyü/Kula İlkokulu’nda) görev yapmaktayım. 15 Yıldır zorunlu (11 yıl Şanlıurfa + 4 yıl Niğde’nin Çiftlik İlçesi’nin köyü ) hizmet bölgesinde görev yapan bir sınıf öğretmeniyim. Kayseri iline gitmek istiyorum ama hala gidemedim.Birçok Sendikanın verdiği destekle 2010 mayıs ayında bir zorunlu hizmet affı getirdiler. Sonucunda zorunlu hizmet bölgesinde görev yapan öğretmenler olarak mağdur olduk. Kimileri hiç zorunlu hizmet bölgesi görmeden yerlerinde kaldılar.
Bu şekilde zorunlu hizmet bölgelerinde çakılı kalan öğretmenler, normal olarak yer değiştirememeleri nedeniyle, bu bölgelerden kaçmak için şu yollara başvuruyorlar:
1. Evleniyorlar.
2. Sahte nikâh yapıyorlar.(Yer değiştirmeden sonra boşanıyorlar)
3. Çalışmayan eşine sigorta yatırıyorlar.
4.Sırf tayin için yüksek lisansa başvuruyorlar. (Yüksek lisansın 1. taksitini yatırıp tayini çıktıktan sonra devam etmiyorlar.)
Biz de hakkımızla gitmeye çalışıyoruz. Adalet mi bu...Sendikalar rotasyona karşı çıkıyor. Aslında olmalı. Bizim hakkımız ne olacak. İsteğe Bağlı İller Arası Tayin döneminde birçok il sınıf öğretmenlerine ya hiç açılmamakta ya da 3-5 tane göstermelik köy okulu açılmakta. Ama ne hikmetse peşinden açılan özür grubu atamalarında aynı illerde 70-80 veya daha fazla okul açılmakta.Özür tayinlerde sınıf öğretmenleri 15-20 puanla istedikleri illere giderken ben 260 puanla Kayseri’ye gidemedim. Sadece ben değil bir çok sınıf öğretmeni 150-200 puanla zorunlu hizmet bölgelerinde çakılı kaldı. Hani tayinler hizmet puanı üstünlüğüne göre yapılıyordu. Artık alay konusu olmaya başladık. Siz puan biriktirmeye devam edin daha çok gidersiniz diyorlar.
İsteğe bağlı iler arası tayinlerde Kayseri ilinde ; 2009 yılında 10 , 2011 yılında 11 , 2012 yılında 0 okul açıldı. 2013 şubat ayı özür grubu tayinlerinden önce Kayseri’de 75 tane sınıf öğretmeni açığı vardı. Şubat tayinlerde Kayseri’den 4 sınıf öğretmeni giderken , 78 sınıf öğretmeni geldi. Tüm kadrolar doldu. Şimdi 2013 isteğe bağlı iller arası atamaya Kayseri’de hiç boş okul kalmadı. Bakanlığın tüm boş kadroları açık göstermesi, bizleri düşünmediğini gösteriyor. Bu uygulama Anayasanın eşitlik ilkesine ters bir uygulamadır. Bu nedenle ben ve benim gibi birçok sınıf öğretmeni mağduruz. Neymiş aileler bölünmesin. Biz aile değil miyiz? Benim de eşim var. Benim de çocuğum var. Suçum özrümün olmaması ve ya eşimin çalışmıyor olması mı? Zorunlu hizmet bölgelerindeki sıkıntıları sadece biz mi çekeceğiz. Nerde kaldı adalet. Benim aile huzurum kalmadı. Bu nedenle kendimi öğrencilerime , eğitim- öğretime veremiyorum. Aile bütünlüğümün ve benim psikolojik durumumun bozulursa tek sebebi Milli Eğitim Bakanlığı’nın yukarıdaki yanlış uygulamalarıdır. 15 yıl zorunlu hizmet bölgesi , dile kolay değil mi. Vatansa herkesin vatanı. Bizlerde iyi yerlerde görev yapmak istiyoruz.Bağlı olduğum Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2012 yılı Ağustos dönemi il dışı yer değiştirme işlemleri için açmış olduğu başvuru sayfasında ( http://ikgm.meb.gov.tr/www/2012-...-basvuru-ekrani/icerik/36) 7 il ve 84 okulun ( Kontenjanın ) açık olduğunu gördüm ve tüm hayallerim yıkıldı.
1.Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamaları sonucu 4+4+4 eğitim sistemine geçiş ile hiçbir öğretmenin norm fazlası durumda olmayacağı sayın bakanımız Ömer DİNÇER tarafından birçok defa dile getirilmiş ve güvence verilmiştir. Ancak görüyoruz ki yapılan uygulama sonucu binlerce öğretmen norm fazlası duruma düşmüştür. Öte yandan İl içi yer değiştirmek isteyen norm fazlası olmayan öğretmenler de başvuruda bulunmuşlardır. Bu açıdan bakıldığında bir çok öğretmen kurum değiştirecek ve yine öğretmen açığı olacaktır. Bu açık kontenjanlar belirlenmeden il dışı yer değiştirme işlemlerinin tamamlanmaya çalışılması, bu durumda olan öğretmenlerimiz için büyük bir haksızlık olacaktır.
2.2010 Yılında zorunlu hizmet affı getirilerek binlerce öğretmene kolaylık sağlanmış, diğer yandan bu öğretmenlerin bulunduğu illere il dışı yer değiştirmek isteyecek öğretmenler kontenjanların dolu olması nedeniyle yine mağdur edilmiş ve hakları ellerinden alınmıştır. 2010 yılında yayınlanan atama yönetmeliğinde il içi ve il dışı tayinleri birleştirmişlerdi. Gerçekten ilk kez güzel bir şey oldu demiştim.O yıl birçok öğretmen yer değiştirdi. Ama temmuz ayında yönetmelikteki maddeyi değiştirerek il içini ve il dışını tekrar ayırdılar.
3.2011 yılında il dışı yer değiştirme başvuruları sırasında açılan kontenjan sayıları tüm öğretmenleri hayal kırıklığına uğratırken, kontenjanları açılmayan illerde ücretli öğretmen çalıştırılmak suretiyle o illerin açığı kapatılmaya çalışılmıştır.
4.2011 yılı il dışı yer değiştirme işlemleri, özür grubu yer değiştirme işlemlerinden önce yapılmıştır. Burada dikkat çeken en önemli unsur özür grubunda belirlenen kontenjan sayılarının il dışı yer değiştirmek isteyen öğretmenlere sunulan kontenjanlardan kat be kat fazla verilmesidir.
Burada sağlık özrü,eğitim özrü, eş durumu özrü olan öğretmenlerin mağduriyetinin giderilmesi tabii ki çok önemlidir. Ancak; yukarıda da belirttiğim gibi ücretli öğretmen çalıştırılması özür grubu yer değiştirme işlemlerinden sonra bile hala illerimizde öğretmen açığının göstergesidir.Bu durum anayasada belirtilen “ölçülülük” ilkesine doğrudan aykırıdır.
Anayasamızın çalıma ve insan hakları üzerine yazılmış birkaç maddesine bakmak gerekirse devletin görevleri daha iyi anlaşılabilecektir.
Madde 49 - Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.
Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır.
Devlet, işçi-işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır.
Anayasanın 5. maddesinde; “... kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamak” devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır
23. maddesinde “Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Anayasanın 13. maddesine göre temel hak ve özgürlükler ancak, Anayasanın özüne ve ruhuna uygun olarak, Yasa ile sınırlanabilir. Anayasanın temel insan hak ve hürriyetlerinden olan çalışma hürriyetinin, Yasa ile sınırlanması sırasında da, kamusal gereklilikler ile temel insan hak ve özgürlükleri yönünden “ölçülülük” ilkesi gözetilerek düzenleme, yapılması esastır.
MEB in yaptığı tüm bu yanlış uygulamalardan dolayı çok büyük üzüntü içerisindeyim. İnsanların elinden ümitlerini de almaya yönelik bu yanlış uygulamalarından dolayı mağduriyetimin giderilmesi konusunda yardımlarınızı bekliyorum. Lütfen sesimizi duyun.
Ziya MACİT
Sınıf Öğretmeni
Niğde ili Çiftlik İlçesi/Kula Köyü/Kula İlkokulu’nda) görev yapmaktayım. 15 Yıldır zorunlu (11 yıl Şanlıurfa + 4 yıl Niğde’nin Çiftlik İlçesi’nin köyü ) hizmet bölgesinde görev yapan bir sınıf öğretmeniyim. Kayseri iline gitmek istiyorum ama hala gidemedim.Birçok Sendikanın verdiği destekle 2010 mayıs ayında bir zorunlu hizmet affı getirdiler. Sonucunda zorunlu hizmet bölgesinde görev yapan öğretmenler olarak mağdur olduk. Kimileri hiç zorunlu hizmet bölgesi görmeden yerlerinde kaldılar.
Bu şekilde zorunlu hizmet bölgelerinde çakılı kalan öğretmenler, normal olarak yer değiştirememeleri nedeniyle, bu bölgelerden kaçmak için şu yollara başvuruyorlar:
1. Evleniyorlar.
2. Sahte nikâh yapıyorlar.(Yer değiştirmeden sonra boşanıyorlar)
3. Çalışmayan eşine sigorta yatırıyorlar.
4.Sırf tayin için yüksek lisansa başvuruyorlar. (Yüksek lisansın 1. taksitini yatırıp tayini çıktıktan sonra devam etmiyorlar.)
Biz de hakkımızla gitmeye çalışıyoruz. Adalet mi bu...Sendikalar rotasyona karşı çıkıyor. Aslında olmalı. Bizim hakkımız ne olacak. İsteğe Bağlı İller Arası Tayin döneminde birçok il sınıf öğretmenlerine ya hiç açılmamakta ya da 3-5 tane göstermelik köy okulu açılmakta. Ama ne hikmetse peşinden açılan özür grubu atamalarında aynı illerde 70-80 veya daha fazla okul açılmakta.Özür tayinlerde sınıf öğretmenleri 15-20 puanla istedikleri illere giderken ben 260 puanla Kayseri’ye gidemedim. Sadece ben değil bir çok sınıf öğretmeni 150-200 puanla zorunlu hizmet bölgelerinde çakılı kaldı. Hani tayinler hizmet puanı üstünlüğüne göre yapılıyordu. Artık alay konusu olmaya başladık. Siz puan biriktirmeye devam edin daha çok gidersiniz diyorlar.
İsteğe bağlı iler arası tayinlerde Kayseri ilinde ; 2009 yılında 10 , 2011 yılında 11 , 2012 yılında 0 okul açıldı. 2013 şubat ayı özür grubu tayinlerinden önce Kayseri’de 75 tane sınıf öğretmeni açığı vardı. Şubat tayinlerde Kayseri’den 4 sınıf öğretmeni giderken , 78 sınıf öğretmeni geldi. Tüm kadrolar doldu. Şimdi 2013 isteğe bağlı iller arası atamaya Kayseri’de hiç boş okul kalmadı. Bakanlığın tüm boş kadroları açık göstermesi, bizleri düşünmediğini gösteriyor. Bu uygulama Anayasanın eşitlik ilkesine ters bir uygulamadır. Bu nedenle ben ve benim gibi birçok sınıf öğretmeni mağduruz. Neymiş aileler bölünmesin. Biz aile değil miyiz? Benim de eşim var. Benim de çocuğum var. Suçum özrümün olmaması ve ya eşimin çalışmıyor olması mı? Zorunlu hizmet bölgelerindeki sıkıntıları sadece biz mi çekeceğiz. Nerde kaldı adalet. Benim aile huzurum kalmadı. Bu nedenle kendimi öğrencilerime , eğitim- öğretime veremiyorum. Aile bütünlüğümün ve benim psikolojik durumumun bozulursa tek sebebi Milli Eğitim Bakanlığı’nın yukarıdaki yanlış uygulamalarıdır. 15 yıl zorunlu hizmet bölgesi , dile kolay değil mi. Vatansa herkesin vatanı. Bizlerde iyi yerlerde görev yapmak istiyoruz.Bağlı olduğum Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2012 yılı Ağustos dönemi il dışı yer değiştirme işlemleri için açmış olduğu başvuru sayfasında ( http://ikgm.meb.gov.tr/www/2012-...-basvuru-ekrani/icerik/36) 7 il ve 84 okulun ( Kontenjanın ) açık olduğunu gördüm ve tüm hayallerim yıkıldı.
1.Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamaları sonucu 4+4+4 eğitim sistemine geçiş ile hiçbir öğretmenin norm fazlası durumda olmayacağı sayın bakanımız Ömer DİNÇER tarafından birçok defa dile getirilmiş ve güvence verilmiştir. Ancak görüyoruz ki yapılan uygulama sonucu binlerce öğretmen norm fazlası duruma düşmüştür. Öte yandan İl içi yer değiştirmek isteyen norm fazlası olmayan öğretmenler de başvuruda bulunmuşlardır. Bu açıdan bakıldığında bir çok öğretmen kurum değiştirecek ve yine öğretmen açığı olacaktır. Bu açık kontenjanlar belirlenmeden il dışı yer değiştirme işlemlerinin tamamlanmaya çalışılması, bu durumda olan öğretmenlerimiz için büyük bir haksızlık olacaktır.
2.2010 Yılında zorunlu hizmet affı getirilerek binlerce öğretmene kolaylık sağlanmış, diğer yandan bu öğretmenlerin bulunduğu illere il dışı yer değiştirmek isteyecek öğretmenler kontenjanların dolu olması nedeniyle yine mağdur edilmiş ve hakları ellerinden alınmıştır. 2010 yılında yayınlanan atama yönetmeliğinde il içi ve il dışı tayinleri birleştirmişlerdi. Gerçekten ilk kez güzel bir şey oldu demiştim.O yıl birçok öğretmen yer değiştirdi. Ama temmuz ayında yönetmelikteki maddeyi değiştirerek il içini ve il dışını tekrar ayırdılar.
3.2011 yılında il dışı yer değiştirme başvuruları sırasında açılan kontenjan sayıları tüm öğretmenleri hayal kırıklığına uğratırken, kontenjanları açılmayan illerde ücretli öğretmen çalıştırılmak suretiyle o illerin açığı kapatılmaya çalışılmıştır.
4.2011 yılı il dışı yer değiştirme işlemleri, özür grubu yer değiştirme işlemlerinden önce yapılmıştır. Burada dikkat çeken en önemli unsur özür grubunda belirlenen kontenjan sayılarının il dışı yer değiştirmek isteyen öğretmenlere sunulan kontenjanlardan kat be kat fazla verilmesidir.
Burada sağlık özrü,eğitim özrü, eş durumu özrü olan öğretmenlerin mağduriyetinin giderilmesi tabii ki çok önemlidir. Ancak; yukarıda da belirttiğim gibi ücretli öğretmen çalıştırılması özür grubu yer değiştirme işlemlerinden sonra bile hala illerimizde öğretmen açığının göstergesidir.Bu durum anayasada belirtilen “ölçülülük” ilkesine doğrudan aykırıdır.
Anayasamızın çalıma ve insan hakları üzerine yazılmış birkaç maddesine bakmak gerekirse devletin görevleri daha iyi anlaşılabilecektir.
Madde 49 - Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.
Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır.
Devlet, işçi-işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler alır.
Anayasanın 5. maddesinde; “... kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamak” devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır
23. maddesinde “Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Anayasanın 13. maddesine göre temel hak ve özgürlükler ancak, Anayasanın özüne ve ruhuna uygun olarak, Yasa ile sınırlanabilir. Anayasanın temel insan hak ve hürriyetlerinden olan çalışma hürriyetinin, Yasa ile sınırlanması sırasında da, kamusal gereklilikler ile temel insan hak ve özgürlükleri yönünden “ölçülülük” ilkesi gözetilerek düzenleme, yapılması esastır.
MEB in yaptığı tüm bu yanlış uygulamalardan dolayı çok büyük üzüntü içerisindeyim. İnsanların elinden ümitlerini de almaya yönelik bu yanlış uygulamalarından dolayı mağduriyetimin giderilmesi konusunda yardımlarınızı bekliyorum. Lütfen sesimizi duyun.
Ziya MACİT
Sınıf Öğretmeni