1) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (Urat/Türkiye Kararı, B.No: 53561/09 ve 13952/11, 27/11/2018, P.58), idare mahkemesinde görülen bir disiplin davasının gerekçeli kararında henüz kesinleşmemiş olan ağır ceza mahkemesinin kararındaki bazı hususlara atfen ve idari yargılama neticesinde elde edilen bilgiler yerine bu karardaki bilgilerden hareketle başvurucunun terör örgütü üyesi olduğunu belirten ifadelere yer verilmesini masumiyet karinesine aykırı bulmuştur.
2) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM?in Çelik (Bozkurt)/Türkiye Kararı, B.No: 34388/05, 12/7/2011), ceza gerektiren herhangi bir suç isnat edilen kişiye ilişkin bir hukuki kararın, şahsın yasaya göre suçu kanıtlanmadan önce suçlu olduğu yönünde bir görüşü yansıtması halinde ihlal edilmiş olacağını belirterek idare mahkemesi tarafından başvuranın masumiyet karinesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
3) Anayasa Mahkemesi B.S. (B.No: 2020/8344) ve Osman Işın (B.N: 2020/27943) başvurularında; idare mahkemelerinin ?kesinleşmemiş mahkumiyet kararlarını? esas alarak verdiği kararların ?masumiyet karinesini? ihlal ettiğine karar vermiştir.
4)Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/503 E., 2022/1323 K. Sayılı kararında;
?Disiplin suçuna ve ceza yargılamasına konu eylemlerin aynı olduğu hallerde disiplin soruşturmasıyla ilgili uyuşmazlıklarda, fiilin sübutuyla ilgili olarak ceza mahkemesinin ulaştığı kanaate saygı gösterilmesi ve bunu sorgulayacak ifadelerin kararlarda kullanılmaması gerekmektedir (AYM, 02/07/2020 tarih ve Başvuru No:2016/13566 sayılı karar).
Olayda, davacının ceza yargılaması sonucunda .Mahkemesinin E:., K:.sayılı kararıyla, üzerine atılı resmi belgede sahtecilik, rüşvet almak suçlarını işlediğine dair mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle beraatine karar verilmişse de, bu kararın henüz kesinleşmediği görülmektedir.
Bu durumda, davacıya uygulanan disiplin cezasına ve ceza yargılamasına konu fiillerin aynı olmasından dolayı, davacının adalet hizmetinin sunumunda üstlendiği görev de göz önünde bulundurulduğunda, bu davada ceza yargılamasında verilen kararın kesinleşmesi beklenerek bir karar verilmesi gerektiğinden, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.?
1) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (Urat/Türkiye Kararı, B.No: 53561/09 ve 13952/11, 27/11/2018, P.58), idare mahkemesinde görülen bir disiplin davasının gerekçeli kararında henüz kesinleşmemiş olan ağır ceza mahkemesinin kararındaki bazı hususlara atfen ve idari yargılama neticesinde elde edilen bilgiler yerine bu karardaki bilgilerden hareketle başvurucunun terör örgütü üyesi olduğunu belirten ifadelere yer verilmesini masumiyet karinesine aykırı bulmuştur.
2) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM?in Çelik (Bozkurt)/Türkiye Kararı, B.No: 34388/05, 12/7/2011), ceza gerektiren herhangi bir suç isnat edilen kişiye ilişkin bir hukuki kararın, şahsın yasaya göre suçu kanıtlanmadan önce suçlu olduğu yönünde bir görüşü yansıtması halinde ihlal edilmiş olacağını belirterek idare mahkemesi tarafından başvuranın masumiyet karinesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
3) Anayasa Mahkemesi B.S. (B.No: 2020/8344) ve Osman Işın (B.N: 2020/27943) başvurularında; idare mahkemelerinin ?kesinleşmemiş mahkumiyet kararlarını? esas alarak verdiği kararların ?masumiyet karinesini? ihlal ettiğine karar vermiştir.
4)Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2022/503 E., 2022/1323 K. Sayılı kararında;
?Disiplin suçuna ve ceza yargılamasına konu eylemlerin aynı olduğu hallerde disiplin soruşturmasıyla ilgili uyuşmazlıklarda, fiilin sübutuyla ilgili olarak ceza mahkemesinin ulaştığı kanaate saygı gösterilmesi ve bunu sorgulayacak ifadelerin kararlarda kullanılmaması gerekmektedir (AYM, 02/07/2020 tarih ve Başvuru No:2016/13566 sayılı karar).
Olayda, davacının ceza yargılaması sonucunda .Mahkemesinin E:., K:.sayılı kararıyla, üzerine atılı resmi belgede sahtecilik, rüşvet almak suçlarını işlediğine dair mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle beraatine karar verilmişse de, bu kararın henüz kesinleşmediği görülmektedir.
Bu durumda, davacıya uygulanan disiplin cezasına ve ceza yargılamasına konu fiillerin aynı olmasından dolayı, davacının adalet hizmetinin sunumunda üstlendiği görev de göz önünde bulundurulduğunda, bu davada ceza yargılamasında verilen kararın kesinleşmesi beklenerek bir karar verilmesi gerektiğinden, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.?