Editörler : F16 Gökçen
07 Eylül 2008 11:29

Ramazan İle İlgili Kavramlar Sözlüğü

Arapça kökenli bir sözcük olan "Ramazan", "Ramaza" (çok sıcak olma) kökünden gelir. Bunun nedeni muhtemelen Ramazan orucu ibadeti ilk uygulanmaya başlandığında yaz aylarına tekabül ediyor olmasıdır. Bazı Arap ülkelerinde Ramazan yerine "Fitr" sözcüğü kullanılır. Fitr, Arapça kahvaltı demektir. Hicri takvime göre yılın dokuzuncu ayı. İslamiyet'te Ramazan, oruç tutma ayıdır ve kutsal kabul edilir. Hicri Takvim bir ay takvimi olduğu için yıllar, miladi takvimden 11 - 12 gün kısadır. Bunun sonucu olarak Ramazan ayı her sene miladi takvimde öne kayar. Yaklaşık olarak her 32 senede bir, Ramazan ayı aynı tarihlere denk gelir.

"O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayırt eden, hidayet ve deliller halinde bulunan Kur'an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diliyor, zorluk dilemiyor. Bir de o sayıyı tamamlamanızı ve size gösterdiği doğru yol üzere kendisini yüceltmenizi istiyor. Umulur ki, şükredesiniz!" (Bakara 185)

Oruç,

Sahur,

İmsak,

İftar,

Mukabele,

Teravih namazı,

Fitre

Mahya

Kadir gecesi


Barboros54
Genel Müdür
07 Eylül 2008 11:33

İslam'ın şartlarından ve beş temelinden biri Ramazan ayında oruç tutmaktır. Oruç da namaz gibi bir farz-ı ayındır. Hicret'in ikinci senesinde Medine'de farz kılınmıştır.

Oruç, Kur'an'a göre "Niyetlenip, gündoğumundan önceki alacakaranlıktan (tan yeri ağarmaya başlamasından) günbatımından sonraki alacakaranlığa değin katı-sıvı hiçbir şey yememek, içmemek ve cinsel ilişkide bulunmamak" demektir. [Bakara Suresi, 187] Oruç, fıkıhçılara ve hadisçilere göre, niyetlenip Güneş'in ufuktan 12 derece altta bulunduğu andan (astronomiye göre alacakaranlık) akşam günbatımına dek, bir şey yeyip içmemek, cinsel ilişkide bulunmamaktır.


Barboros54
Genel Müdür
07 Eylül 2008 11:37

Orucun Çeşitleri

Farz olan oruçlar: Ramazan ayı orucu ve Ramazan ayı orucunun kazası farzdır.

Vacip olan oruçlar: Başlanmış nafile orucun bozulması halinde kazasının tutulması vacip olur. Adak orucunu tutmak ve bozulursa kaza etmek vaciptir.

Sünnet olan oruçlar: Muharrem ayının 9. ve 10. günlerinde veya 10. ve 11. günlerinde yani Aşure gününden 1 gün önce veya 1 gün sonra ekleyerek oruç tutmak sünnettir.

Müstehab olan oruçlar: Her ayın (Hicri takvime göre) 13,14 ve 15. günlerinde oruç tutmak çok sevaptır.

Mekruh olan oruçlar: Yalnız aşure günü için bir gün yan 10 Muharremde tutulan bir günlük oruç mekruh oruçtur.

Haram olan oruçlar: Ramazan bayramının 1. günü ve Kurban bayramının 4 gününde oruç tutmak haramdır.

Nafile olan oruçlar: Yukarıda sayılan maddeler dışında tutulan oruçlar nafile oruçlardır.


Barboros54
Genel Müdür
07 Eylül 2008 11:39

Insan nefsinin asiri isteklerine ve ihtiraslarina engel olur. Oruc tutanlar daha sabirli ve metin olurlar. Peygamberimiz: "Oruç sabrin yarsidir." buyurmustur ve ayni zamanda: ?Sabir imanin yarisidir." hadis-i serifleriyle orucun, imanin dörtte biri oldugu sâbit olmustur.

Senenin diger aylarinda devamli calisan ve yorulan mide oruc araciligiyla dinlenme imkâni bulur.

Oruc, toplumun ahlâki hayatini degistirir, iyiye ve güzele götürür.

Zenginler, oruc sayesinde fakir ve yoksullarin durumunu daha iyi anlar. Böylece bireyler arasinda yardimlasma, acima, sefkat ve merhamet duygulari gelisir.

Ilâhi bir emir oldugu icin ramazanda kendisine helâl olan seyleri yapmayan kimse haramlara hic yaklasmaz.


Barboros54
Genel Müdür
07 Eylül 2008 11:41

Hz. Ebu Hüreyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ademoglunun her ameli katlanir. (Zira Cenab-i Hakk'in bu husustaki sünneti sudur:) Hayir ameller en az on misliyle yazilir, bu yediyüz misline kadar çikar. Allah Teâla Hazretleri (bir hadis-i kudside) söyle buyurmustur: "Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sirf benim içindir, ben de onu (diledigim gibi) mükâfaatlandiracagim. Kulum benim için sehvetini, yiyecegini terketti."

"Oruçlu için iki sevinç vardir: Biri, orucu açtigi zamanki sevincidir; digeri de Rabbine kavustugu zamanki sevincidir. Oruçlunun agzindan çikan koku (halüf), Allah indinde misk kokusundan daha hostur.''


Barboros54
Genel Müdür
07 Eylül 2008 11:44

SAHUR : Ramazan ayında oruç tutan Müslümanların gün doğmadan, sabah ezanının ilk okunacağı vakte (imsak vaktine) kadar yedikleri yemek. Buna göre sahur; hem oruç için gece yenilen yemeğin hem de bu yemeğin vaktinin adıdır.Oruç tutmak için sahura kalkmak şart değildir. Geçmişten günümüze gelen bir gelenek üzere Davul ile insanlar Sahur'a uyandırılır [hz.Muhammet sav.] "Sahurda yemek yiyiniz, çünkü sahur yemeğinde bereket vardır." demiştir.


Barboros54
Genel Müdür
07 Eylül 2008 11:48

İMSAK : İmsak Ramazan ayında oruç tutacak Müslümanların sahur sonrasında sabah ezanı ile birlikte başlayan yeme ve içmeyi bırakma anlarıdır. Kelime manası, kendini tutmak, bir şeyden el çekmekdir. Bazı takvimlerde, imsakın günlere ve illere göre başlama saatleri belirtilir.İmsakın zıttı iftardır. İmsak vaktinin başlangıcı, tan yerinin ağarmasıyla başlar. Bu vakit, takvimlerde imsak vakti olarak gösterilmektedir


Barboros54
Genel Müdür
07 Eylül 2008 12:10

İFTAR : Ramazan ayında Müslümanların oruçlu geçirdikleri günün sonunda akşam ezanı okunduktan sonra yenilen yemeğe iftar denir.

İftar duası

"Allah'ım! Senin için oruç tuttum, sana inandım, sana dayandım, Senin verdiğin rızıkla orucumu açtım. Yarının orucuna da niyet ettim, benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla."


Barboros54
Genel Müdür
07 Eylül 2008 12:15

MUKABELE : Bir başkasının Kur'ân-ı Kerîm'i okuyuşunu takip etmek ve bu suretle hatim indirme anlamında kıraat terimi.

Sözlükte "iki şeyi birbiriyle karşılaştırmak" anlamına gelen mukabele, üç aylarda ve bilhassa ramazanlarda cami, mescid ve evlerde daha çok sabah, öğle, ikindi namazları öncesinde hafızlar tarafından okunan Kur'an'ı takip etmek suretiyle hatim indirme geleneğine ad olmuş, zamanla hafızların bu okuyuşları için de aynı terim kullanılmıştır. Bu gelenek, Cebrail'in ramazan aylarında her gece Hz. Peygamber'e gelerek o ana kadar nazil olan âyet ve sûreleri karşılıklı okuyup kontrol etmelerine dayanır (bk. ARZA). Kur'an'ın ramazan ayında nazil olmaya başlaması, bu ayda yapılan amellerin diğer zamanlara göre daha faziletli kabul edilmesi de geleneğin yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Resûl-i Ekrem'in vefatından önceki son ramazanda mukabele iki defa gerçekleşmiştir

Toplam 8 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi