seni çok iyi anlıyorum, diğer yazanların yazdıklarını zerre kadar umursamıyorum, bilen bilir, çalışanlar olarak bu durumu bizzati içinde yaşayarak tecrübe etmiş bulunuyoruz.
arkadaş o kadar eksik yazmış ki, neresini tamamlasam bilemedim.
siz adaylar olarak bunları okuyorsunuz ancak kendinizce rakip elemeye çalışıldığını sanıyorsunuz, eğer ki sizleri elemek niyetinde olsaydı arkadaş mutlaka gelin, hepiniz girin diye söylerdi, keşke elimizde olsa da sizin hepinizi alsak.. çünkü bizzat yaşayıp öğrenmeniz gerekiyor.
moralini hiç bozma arkadaşım, yıllardır bu kurumdayım, bir gün düzeldiğini görmedim, istifa eden arkadaşlarım oldu, mobbingin en kralı, ego tatmini, fırçalama vs...
sizlere kısa bir örnek vereyim de, psikolojinizi ona göre adapte edin en azından.
çalıştığım birimdeki amirim çok namlıdır, bana karşı hiç bir zararı olmamıştır, olamazda, yapı olarak altta kalan bir yapım yok, deli deliyi görünce sopasını saklar misali, o bir bağırırsa ben iki bağırıyorum bana karşı sessiz kalıyor...
bu amirim geçenlerde başka bir mahkemeye görevlendirildi. duruşmaya çıkacak katip arkadaşı o andan itibaren diken üstüne aldı, odaya çağırmalar, azarlamalar, bağırmalar falan.. duruşma günü (arkadaş 12 yıllık duruşma katibi) gelip, duruşmalar bittiğindeki sabah bizim arkadaş sabah inme inmesiyle birlikte acile kaldırıldı.. halen toparlanamadı.. diğer bir arkadaşımız bakıcısı aniden terk ettiğinden dolayı, 1.5 ve 2.5 yaşındaki çocukları mecburi olarak kaleme getirdi.. izin alamayacağını bile bile.. sabah çocukları görmesiyle başlayan bağırtı, özel güvenliğe varana kadar herkesin hakime saldırı oluyor diye kapının önüne toplandığı, durumun anlaşılmasıyla diğer savcı veya hakimlerin "biz bakarız çocuklara " gibi söylemleri insanlığın ölmediğinin işaretini verdi bana.. kızcağız kavga döğüş ortamında zar zor izin alabildi.. (o küçük çocuklar yaprak gibi titriyordu korkudan) bunu yapan bir amir gençler ve karşısında mağdur bir çalışan.. dünyanın hiç bir yerinde yanında küçük bebekleri olan anneye bu şekilde davranılmıyor.. ve bu duruma komisyon, savcılar, hakimler, polisler ve biz personeller olarak şahitiz.. hiç kimse bir şey yapmıyor..
psikolojiniz eğer evet kaldırırım diyorsa, buyrun gelin, inanın sizlerin gelmesini dört gözle bekliyoruz, işleri biran önce ocakcı usulü öğretip (tüm riskleri üzerinize vererek) bizlerde rahat nefes almak istiyoruz...
seni çok iyi anlıyorum, diğer yazanların yazdıklarını zerre kadar umursamıyorum, bilen bilir, çalışanlar olarak bu durumu bizzati içinde yaşayarak tecrübe etmiş bulunuyoruz.
arkadaş o kadar eksik yazmış ki, neresini tamamlasam bilemedim.
siz adaylar olarak bunları okuyorsunuz ancak kendinizce rakip elemeye çalışıldığını sanıyorsunuz, eğer ki sizleri elemek niyetinde olsaydı arkadaş mutlaka gelin, hepiniz girin diye söylerdi, keşke elimizde olsa da sizin hepinizi alsak.. çünkü bizzat yaşayıp öğrenmeniz gerekiyor.
moralini hiç bozma arkadaşım, yıllardır bu kurumdayım, bir gün düzeldiğini görmedim, istifa eden arkadaşlarım oldu, mobbingin en kralı, ego tatmini, fırçalama vs...
sizlere kısa bir örnek vereyim de, psikolojinizi ona göre adapte edin en azından.
çalıştığım birimdeki amirim çok namlıdır, bana karşı hiç bir zararı olmamıştır, olamazda, yapı olarak altta kalan bir yapım yok, deli deliyi görünce sopasını saklar misali, o bir bağırırsa ben iki bağırıyorum bana karşı sessiz kalıyor...
bu amirim geçenlerde başka bir mahkemeye görevlendirildi. duruşmaya çıkacak katip arkadaşı o andan itibaren diken üstüne aldı, odaya çağırmalar, azarlamalar, bağırmalar falan.. duruşma günü (arkadaş 12 yıllık duruşma katibi) gelip, duruşmalar bittiğindeki sabah bizim arkadaş sabah inme inmesiyle birlikte acile kaldırıldı.. halen toparlanamadı.. diğer bir arkadaşımız bakıcısı aniden terk ettiğinden dolayı, 1.5 ve 2.5 yaşındaki çocukları mecburi olarak kaleme getirdi.. izin alamayacağını bile bile.. sabah çocukları görmesiyle başlayan bağırtı, özel güvenliğe varana kadar herkesin hakime saldırı oluyor diye kapının önüne toplandığı, durumun anlaşılmasıyla diğer savcı veya hakimlerin "biz bakarız çocuklara " gibi söylemleri insanlığın ölmediğinin işaretini verdi bana.. kızcağız kavga döğüş ortamında zar zor izin alabildi.. (o küçük çocuklar yaprak gibi titriyordu korkudan) bunu yapan bir amir gençler ve karşısında mağdur bir çalışan.. dünyanın hiç bir yerinde yanında küçük bebekleri olan anneye bu şekilde davranılmıyor.. ve bu duruma komisyon, savcılar, hakimler, polisler ve biz personeller olarak şahitiz.. hiç kimse bir şey yapmıyor..
psikolojiniz eğer evet kaldırırım diyorsa, buyrun gelin, inanın sizlerin gelmesini dört gözle bekliyoruz, işleri biran önce ocakcı usulü öğretip (tüm riskleri üzerinize vererek) bizlerde rahat nefes almak istiyoruz...