10 yıl önce aile baskısının da etkisiyle bulduğum ilk aday ile yıldırım nikahı yaparak evlendik. İnternet üzerinden tanışmıştık evlilik davetime icabet edip Türkiye' ye geldi ve 1 ay içinde nikah yaptık. Benden 10 yaş küçüktü.
İlk zamanlarda hiç tanımadığı bu ülkeye alışmakta zorluklar yaşadı. İlk iş olarak Türkçe öğrenmek için kursa gitti. Ehliyet için kursa gitti ve ehliyetini aldı. Doğal olarak kurs sayesinde arkadaş çevresi edindi. Ancak anlattığı bazı arkadaşlarını tasvip etmiyordum. Misal bu arkadaşlarından biri ülkesinde eşini ve çocuklarını bırakıp Türkiye' de bir erkekle beraber yaşıyordu. Ancak bu konuda ısrarcı değildim.
İlk çocuğu doğurduktan hemen sonra çocuğa bakma bahanesi ile ülkesinden annesini getirdi. Benim için bir sakıncası yoktu zira kendi annem yaşlı olduğundan onun genç annesinin daha iyi bakabileceğini biliyordum ve gerçekten de iyi idi.
Kendine daha fazla zaman kaldığı için işte bulamadığından gelişim kurslarına devam etti ben destek oldum diyebilirim. Ancak beni düşündüren gün içinde bomboş olduğu halde neden bu kurslara akşam vakitleri gidiyor ve geç saatlerde dönüyordu. Malum büyük şehir ve doğal olarak endişeleniyordum. Ancak bu konuda ona ısrarcı olmadım. Hatta güvenlik endişesi nedeniyle ona özel hususi araç satın aldım böylece kursa güven içinde rahatça gidebilecekti.
Bu ortamda herhangi ciddi bir sorunumuz yoktu. İlk çocuktan 3 sene sonra ikinci çocuğu doğurdu. İkinci çocuğu doğurduktan sonra çevrenin de etkisiyle (yaşanılan mahalle ve apartman komşuları) Müslüman oldu ve tesettüre girdi. Ben yine karşı çıkmadım. Neden karşı çıkayım ki.
Üçüncü çocuğu kısa bir sürede 2 yıl bile olmadan doğurdu. Üçüncü çocuğu 6 aylıkken sütten kesti ve yeni bir kursa kaydoldu. Bu seferki meslek edindirme kursuydu ve kurs bitince işi hazırdı. Nasılsa çocuklarla kayınvalide insan üstü bir çabayla ilgileniyordu. Ona da bol bol zaman kalıyordu. KKayınvalide ile zaman zaman çocukların bakımıyla ilgili kavga etseler de kadıncağız çocukları bırakıp gidemiyordu. Ben de elimden geldiğimce rahat ettirmeye çalışıyordum. Mesela annemi bir kez bile götürmediğim halde kayınvalideyi de alıp ailecek her yaz ultra herşey dahil otelde tatil yapardık.
Bir gün bana kursta yaşadığı bir olayı anlattı: Anlattığına göre kursta teneffüs verildiğinde sınıfta müzik açıp dans ederlermiş bizimki de bir kenarda oturup izlermiş. Bu esnada sınıftaki erkek öğrencilerden biri yanına gelip bunu dansa kaldırmak istemiş bu da hayır günah deyip red etmiş. Bunun üzerine herifte buna böyle inanç olmaz gibisinden laf etmiş. Bana hareketinin doğru olup olmadığını sordu. Ben garipsedim ama doğru bir hareket yaptığını söyledim ona.
Bu anlattığı kafama takılmış olacak ki aynı zamanda aile dostumuz olan bayan amirime olayı anlattım. Kadın bana "Senin derhal o kursa gidip görünmen gerekiyor" dedi. Ben de bunun üzerine hanımı da yanıma alıp kursa gittim. Yolda bizimkisi ne olur gitmeyelim beni orada rezil edeceksin deyip durdu.
Kursta herifi bulamadım bunun üzerine müdürün yanına çıktım. Bağıra çağıra durumu anlattım. Müdür Bey de "sakin olun, o herifin buna benzer başka olayları da olduğundan zaten kurstan attık ama siz de biraz eşinizi dinleyin" dedi.
Bu olaydan sonra içime iyice kuşku düştü. Bu yüzden hanımı takip ettirdim.
Bir cumartesi günü evdeyken su almak için mutfağa çıktım. O sırada bizimkisi mutfakta oturmuş telefonla görüşüyordu benim girdiğimi farkedince sesini düşürdü konuşmaya devam etti. Biraz dinleyince bir erkekle konuştuğunu anladım. Halen konuşmaya devam edince sinirlendim ve birşey söylemeden evden çıktım geç saatlerde döndüm.
Ancak şüphelerim ayyuka çıkınca telefonunu bir fırsat bulup kurcaladım son görüştüğü numaraya baktım. Sonra bu nu numaranınn sahibi aynı herifle kaydetmediği halde whatsapp yazışmalarını okudum.
Bu herife "Eşim seninle konuştuğumu farkedince sinirlenip dışarı çıktı, biliyorum içki alacak ve sarhoş eve dönecek, ben çok üzülüyorum" yazmış herifte buna "O seni seviyor her erkeğin böyle zamanları olabilir anlayış göster" gibisinden birşeyler yazmış.
Birkaç satırlık bu yazışmanın öncesi veya sonrası varsa da telefonda kayıtlı değildi.
Bu olayla ilgili kavga etmedik veya konuşmadık.
Başka bir haftasonu yine evdeydik ve şehir dışından misafir gelecek akrabayı bekliyorduk. Bu misafirin gelmesine 1 saat kala birden çocuğu gezdireceğim diyerek en büyük çocuğu alıp evden çıkdı. Çıkarken misafirin 1 saat içinde geleceğini gecikmemesini söyledim. Misafir geldi ama bu dönmedi. Üstelik telefonla defalarca aramama rağmen cevap vermedi. Misafir 2 saat bekledi baktı gelmeyecek kalkıp gitti. Ardından hava kararınca bu çocukla birlikte döndü. Kızdım ona ama kavga etmedik.
Onun kullandığı telefon hattı benim adıma kayıtlı olduğundan ayrıntılı fatura dökümü bana geliyordu. Dökümü incelediğimde o gün misafir gelmeden bu herif bunu arıyor 4-5 saniyelik bir görüşme oluyor. Bu çocuğu da alıp dışarıya çıktığında herifi arıyor ve 4-5 dakika konuşyorlar ne konuştuklarını bilmiyorum. Beni daha da şüphelendirecek başkaca bir hareketi yoktu.
Karşıma alıp konuştum. Böyle bir şeye niyeti varsa boşanmamız gerektiğini benim adımı kullanarak bunu yapamayacağını söyledim. Bana yanlış anladığımı heriften kurtulmak için konuştuğunu bir daha hiç konuşmadığını söyledi özür diledi. Ben de bu özürü kabul ettim.
Kurs bitti işe girdi çalışmaya başladı 6-7 ay sorunsuzdu.
Bir gün salonda oturmuş tv izlerken birden hiç yapmadığı bir şekilde salona gelip koltukta yanıma oturdu ve izlediğim filmi izlemeye başladı. Ben şaşkınlıkla ona bakarken yüzünde ciddiyetle karışık tebessüm vardı.
Bir süre sonra bana "Sana birşey anlatacağım ama kızma" dedi ben kızmam anlat deyince anlattı. Anlattığına göre o herif bu hiç karşılık vermediği halde sosyal medya üzerinden naber nasılsın şeklinde mesajlar atıyormuş. Ama o hiç cevap bile yazmıyormuş. Ben sosyal medya hiç kullanmam. Bana bunu neden anlattığını sordum, sonradan ona kızmamam için anlatmış. Ama ben aşırı kızdım ve tartıştık. Bana en çok koyan bunu anlatmadan yüzündeki o tebessüm, bu anı ömrüm boyunca unutmadım hep aklıma gelir.
Bu olay kuşkularımı arttırdı ancak somut birşey bulamıyordum bulsam zaten barındırmam. Takip olayını da amatörce de olsa gerçekleştirebiliyorum.
Çok sevdiği hatta ben ve akrabalarım asgari ücretle günde 10 saat haftada 6 gün çalışılır mı diye sürekli eleştirdiğimiz işini de 1 yıl olmadan sıkıldım diyerek bıraktı. Kısa bir süre sonra ailecek onun memleketine yaz tatiline gittik. Tatil dönüşü valizleri toplamışız havalimanına gitmemize saatler kalmış bir bahane ile kavga çıkardı ve bana "Biz burada kalıyoruz sen yalnız dön" dedi ve beni bir başıma gönderdi. Uçakta çocukların boş koltuklarını görünce sanki ölmüşler gibi derin elem yaşadım.
O moral bozukluğu ile Türkiye' ye döner dönmez eve bile uğramadan direkt uzak şehirdeki akrabanın yanına gittim çünkü boş bir eve dönmeye dayanamazdım.
Akraba yanında tatildeyken gece hayatına çıktım bir de sosyal medyada hesap açıp fotoğraflar paylaştım. Ama asla absürt paylaşımlar yapmadım.
Bir gün bana whatsapptan "Sen ilişki durumunu bekar yapmışsın madem öyle ben de boşanma dilekçesini buradaki hakime verdim onlar sana gönderecek" yazdı ben cevap bile yazmadım umrumda da değildi. Zira geldiğinden beri her kavga edişimizde boşanalım ülkene dön diyen bendim.
Ancak durumu öğrenen akraba araya girdi ve onu dönmesi konusunda ikna etti. O da benimle barışıp döneceğini söyleyince biletlerini aldım.
Onların dönmesine birkaç hafta varken eve döndüm. Bir gün evde sebepsiz yere daha önce hiç yaşamadığım bir şekilde şiddetli baş ağrısı çektim. Gözlerimden yaşlar geldi ve geçmesi saatler aldı. Ardından doktora gittim, tahlillerde birşey çıkmayınca doktor tansiyon ilacı yazdı ve tansiyonunu takiğ et dedi. Tansiyonumu takip ettiğimde ise daima 22-16 gibi yüksek değerler çıkıyordu. İlacı kullandıktan sonra düzene girdi. Ben bu yüksek tansiyonu yaşadığım bunun yüzünden yaşadığımderin eleme bağlıyorum.
Müslüman olduktan sonra beni "Neden namaz kılmıyorsun, neden oruç tutmuyorsun, halin vaktin yerindeyken neden hacca gitmiyoruz" şeklinde eleştirir dururdu, ben umursamaz davranırdım. Ülkeye geri dönme şartlarından biri de cuma namazlarına gitmemdi. Döndükten sonra onun gönlü olsun diye cuma namazlarına gittim. Hatta bana inanmadı da camide arkadaşla selfi çekip gönderdim.
Bir süre böyle sorunsuz devam etti.
Birkaç ay evvel belediyenin ücretsiz muhasebe kurslarına başladı. Kurs haftasonları sabah 09:00 dan öğleden sonra 13:00' e kadardı. Ama ben bunun yapamayacağını biliyordum çünkü o gece kursu sever.
Bu kurs bitmeden ingilizce kursuna para vererek kaydoldu. Kurs tam onun istediği saatlerde akşam 17:00 den 20:00' e kadar ve her gün var ve halen devam ediyor. Bu kursa başlar başlamaz ücretsiz muhabese kursunu da yarıda bıraktı.
Ancak en başından beri onun bu geç saatte dolaşma merakı beni aşırı derecede rahatsız ediyor.
Memur olduğum için ben akşam en geç 18:00 de evde olurken o benden 2 hatta 3 saat sonra eve dönüyor ve her gün böyle.
Hatta yazın hiçbir kursa gitmediği halde aparmanın kadınlarıyla kamelya sohbetleri adı altındaki apartman bahçesinde toplantılara gider (tarikat toplantısı olduğunu biliyorum) ve gece 22:00 den önce dönmezdi. Hatta bu yüzden ciddi bir şekilde ona boşanalım deyince ilk defa bana karşı nafaka kozunu kullandı: "İyi o halde sen bana nafaka verirsin bu evde biz yaşarız" dedi.
İşte evlilik bu halde...
Zaten bu kurslar olmasa
10 yıl önce aile baskısının da etkisiyle bulduğum ilk aday ile yıldırım nikahı yaparak evlendik. İnternet üzerinden tanışmıştık evlilik davetime icabet edip Türkiye' ye geldi ve 1 ay içinde nikah yaptık. Benden 10 yaş küçüktü.
İlk zamanlarda hiç tanımadığı bu ülkeye alışmakta zorluklar yaşadı. İlk iş olarak Türkçe öğrenmek için kursa gitti. Ehliyet için kursa gitti ve ehliyetini aldı. Doğal olarak kurs sayesinde arkadaş çevresi edindi. Ancak anlattığı bazı arkadaşlarını tasvip etmiyordum. Misal bu arkadaşlarından biri ülkesinde eşini ve çocuklarını bırakıp Türkiye' de bir erkekle beraber yaşıyordu. Ancak bu konuda ısrarcı değildim.
İlk çocuğu doğurduktan hemen sonra çocuğa bakma bahanesi ile ülkesinden annesini getirdi. Benim için bir sakıncası yoktu zira kendi annem yaşlı olduğundan onun genç annesinin daha iyi bakabileceğini biliyordum ve gerçekten de iyi idi.
Kendine daha fazla zaman kaldığı için işte bulamadığından gelişim kurslarına devam etti ben destek oldum diyebilirim. Ancak beni düşündüren gün içinde bomboş olduğu halde neden bu kurslara akşam vakitleri gidiyor ve geç saatlerde dönüyordu. Malum büyük şehir ve doğal olarak endişeleniyordum. Ancak bu konuda ona ısrarcı olmadım. Hatta güvenlik endişesi nedeniyle ona özel hususi araç satın aldım böylece kursa güven içinde rahatça gidebilecekti.
Bu ortamda herhangi ciddi bir sorunumuz yoktu. İlk çocuktan 3 sene sonra ikinci çocuğu doğurdu. İkinci çocuğu doğurduktan sonra çevrenin de etkisiyle (yaşanılan mahalle ve apartman komşuları) Müslüman oldu ve tesettüre girdi. Ben yine karşı çıkmadım. Neden karşı çıkayım ki.
Üçüncü çocuğu kısa bir sürede 2 yıl bile olmadan doğurdu. Üçüncü çocuğu 6 aylıkken sütten kesti ve yeni bir kursa kaydoldu. Bu seferki meslek edindirme kursuydu ve kurs bitince işi hazırdı. Nasılsa çocuklarla kayınvalide insan üstü bir çabayla ilgileniyordu. Ona da bol bol zaman kalıyordu. KKayınvalide ile zaman zaman çocukların bakımıyla ilgili kavga etseler de kadıncağız çocukları bırakıp gidemiyordu. Ben de elimden geldiğimce rahat ettirmeye çalışıyordum. Mesela annemi bir kez bile götürmediğim halde kayınvalideyi de alıp ailecek her yaz ultra herşey dahil otelde tatil yapardık.
Bir gün bana kursta yaşadığı bir olayı anlattı: Anlattığına göre kursta teneffüs verildiğinde sınıfta müzik açıp dans ederlermiş bizimki de bir kenarda oturup izlermiş. Bu esnada sınıftaki erkek öğrencilerden biri yanına gelip bunu dansa kaldırmak istemiş bu da hayır günah deyip red etmiş. Bunun üzerine herifte buna böyle inanç olmaz gibisinden laf etmiş. Bana hareketinin doğru olup olmadığını sordu. Ben garipsedim ama doğru bir hareket yaptığını söyledim ona.
Bu anlattığı kafama takılmış olacak ki aynı zamanda aile dostumuz olan bayan amirime olayı anlattım. Kadın bana "Senin derhal o kursa gidip görünmen gerekiyor" dedi. Ben de bunun üzerine hanımı da yanıma alıp kursa gittim. Yolda bizimkisi ne olur gitmeyelim beni orada rezil edeceksin deyip durdu.
Kursta herifi bulamadım bunun üzerine müdürün yanına çıktım. Bağıra çağıra durumu anlattım. Müdür Bey de "sakin olun, o herifin buna benzer başka olayları da olduğundan zaten kurstan attık ama siz de biraz eşinizi dinleyin" dedi.
Bu olaydan sonra içime iyice kuşku düştü. Bu yüzden hanımı takip ettirdim.
Bir cumartesi günü evdeyken su almak için mutfağa çıktım. O sırada bizimkisi mutfakta oturmuş telefonla görüşüyordu benim girdiğimi farkedince sesini düşürdü konuşmaya devam etti. Biraz dinleyince bir erkekle konuştuğunu anladım. Halen konuşmaya devam edince sinirlendim ve birşey söylemeden evden çıktım geç saatlerde döndüm.
Ancak şüphelerim ayyuka çıkınca telefonunu bir fırsat bulup kurcaladım son görüştüğü numaraya baktım. Sonra bu nu numaranınn sahibi aynı herifle kaydetmediği halde whatsapp yazışmalarını okudum.
Bu herife "Eşim seninle konuştuğumu farkedince sinirlenip dışarı çıktı, biliyorum içki alacak ve sarhoş eve dönecek, ben çok üzülüyorum" yazmış herifte buna "O seni seviyor her erkeğin böyle zamanları olabilir anlayış göster" gibisinden birşeyler yazmış.
Birkaç satırlık bu yazışmanın öncesi veya sonrası varsa da telefonda kayıtlı değildi.
Bu olayla ilgili kavga etmedik veya konuşmadık.
Başka bir haftasonu yine evdeydik ve şehir dışından misafir gelecek akrabayı bekliyorduk. Bu misafirin gelmesine 1 saat kala birden çocuğu gezdireceğim diyerek en büyük çocuğu alıp evden çıkdı. Çıkarken misafirin 1 saat içinde geleceğini gecikmemesini söyledim. Misafir geldi ama bu dönmedi. Üstelik telefonla defalarca aramama rağmen cevap vermedi. Misafir 2 saat bekledi baktı gelmeyecek kalkıp gitti. Ardından hava kararınca bu çocukla birlikte döndü. Kızdım ona ama kavga etmedik.
Onun kullandığı telefon hattı benim adıma kayıtlı olduğundan ayrıntılı fatura dökümü bana geliyordu. Dökümü incelediğimde o gün misafir gelmeden bu herif bunu arıyor 4-5 saniyelik bir görüşme oluyor. Bu çocuğu da alıp dışarıya çıktığında herifi arıyor ve 4-5 dakika konuşyorlar ne konuştuklarını bilmiyorum. Beni daha da şüphelendirecek başkaca bir hareketi yoktu.
Karşıma alıp konuştum. Böyle bir şeye niyeti varsa boşanmamız gerektiğini benim adımı kullanarak bunu yapamayacağını söyledim. Bana yanlış anladığımı heriften kurtulmak için konuştuğunu bir daha hiç konuşmadığını söyledi özür diledi. Ben de bu özürü kabul ettim.
Kurs bitti işe girdi çalışmaya başladı 6-7 ay sorunsuzdu.
Bir gün salonda oturmuş tv izlerken birden hiç yapmadığı bir şekilde salona gelip koltukta yanıma oturdu ve izlediğim filmi izlemeye başladı. Ben şaşkınlıkla ona bakarken yüzünde ciddiyetle karışık tebessüm vardı.
Bir süre sonra bana "Sana birşey anlatacağım ama kızma" dedi ben kızmam anlat deyince anlattı. Anlattığına göre o herif bu hiç karşılık vermediği halde sosyal medya üzerinden naber nasılsın şeklinde mesajlar atıyormuş. Ama o hiç cevap bile yazmıyormuş. Ben sosyal medya hiç kullanmam. Bana bunu neden anlattığını sordum, sonradan ona kızmamam için anlatmış. Ama ben aşırı kızdım ve tartıştık. Bana en çok koyan bunu anlatmadan yüzündeki o tebessüm, bu anı ömrüm boyunca unutmadım hep aklıma gelir.
Bu olay kuşkularımı arttırdı ancak somut birşey bulamıyordum bulsam zaten barındırmam. Takip olayını da amatörce de olsa gerçekleştirebiliyorum.
Çok sevdiği hatta ben ve akrabalarım asgari ücretle günde 10 saat haftada 6 gün çalışılır mı diye sürekli eleştirdiğimiz işini de 1 yıl olmadan sıkıldım diyerek bıraktı. Kısa bir süre sonra ailecek onun memleketine yaz tatiline gittik. Tatil dönüşü valizleri toplamışız havalimanına gitmemize saatler kalmış bir bahane ile kavga çıkardı ve bana "Biz burada kalıyoruz sen yalnız dön" dedi ve beni bir başıma gönderdi. Uçakta çocukların boş koltuklarını görünce sanki ölmüşler gibi derin elem yaşadım.
O moral bozukluğu ile Türkiye' ye döner dönmez eve bile uğramadan direkt uzak şehirdeki akrabanın yanına gittim çünkü boş bir eve dönmeye dayanamazdım.
Akraba yanında tatildeyken gece hayatına çıktım bir de sosyal medyada hesap açıp fotoğraflar paylaştım. Ama asla absürt paylaşımlar yapmadım.
Bir gün bana whatsapptan "Sen ilişki durumunu bekar yapmışsın madem öyle ben de boşanma dilekçesini buradaki hakime verdim onlar sana gönderecek" yazdı ben cevap bile yazmadım umrumda da değildi. Zira geldiğinden beri her kavga edişimizde boşanalım ülkene dön diyen bendim.
Ancak durumu öğrenen akraba araya girdi ve onu dönmesi konusunda ikna etti. O da benimle barışıp döneceğini söyleyince biletlerini aldım.
Onların dönmesine birkaç hafta varken eve döndüm. Bir gün evde sebepsiz yere daha önce hiç yaşamadığım bir şekilde şiddetli baş ağrısı çektim. Gözlerimden yaşlar geldi ve geçmesi saatler aldı. Ardından doktora gittim, tahlillerde birşey çıkmayınca doktor tansiyon ilacı yazdı ve tansiyonunu takiğ et dedi. Tansiyonumu takip ettiğimde ise daima 22-16 gibi yüksek değerler çıkıyordu. İlacı kullandıktan sonra düzene girdi. Ben bu yüksek tansiyonu yaşadığım bunun yüzünden yaşadığımderin eleme bağlıyorum.
Müslüman olduktan sonra beni "Neden namaz kılmıyorsun, neden oruç tutmuyorsun, halin vaktin yerindeyken neden hacca gitmiyoruz" şeklinde eleştirir dururdu, ben umursamaz davranırdım. Ülkeye geri dönme şartlarından biri de cuma namazlarına gitmemdi. Döndükten sonra onun gönlü olsun diye cuma namazlarına gittim. Hatta bana inanmadı da camide arkadaşla selfi çekip gönderdim.
Bir süre böyle sorunsuz devam etti.
Birkaç ay evvel belediyenin ücretsiz muhasebe kurslarına başladı. Kurs haftasonları sabah 09:00 dan öğleden sonra 13:00' e kadardı. Ama ben bunun yapamayacağını biliyordum çünkü o gece kursu sever.
Bu kurs bitmeden ingilizce kursuna para vererek kaydoldu. Kurs tam onun istediği saatlerde akşam 17:00 den 20:00' e kadar ve her gün var ve halen devam ediyor. Bu kursa başlar başlamaz ücretsiz muhabese kursunu da yarıda bıraktı.
Ancak en başından beri onun bu geç saatte dolaşma merakı beni aşırı derecede rahatsız ediyor.
Memur olduğum için ben akşam en geç 18:00 de evde olurken o benden 2 hatta 3 saat sonra eve dönüyor ve her gün böyle.
Hatta yazın hiçbir kursa gitmediği halde aparmanın kadınlarıyla kamelya sohbetleri adı altındaki apartman bahçesinde toplantılara gider (tarikat toplantısı olduğunu biliyorum) ve gece 22:00 den önce dönmezdi. Hatta bu yüzden ciddi bir şekilde ona boşanalım deyince ilk defa bana karşı nafaka kozunu kullandı: "İyi o halde sen bana nafaka verirsin bu evde biz yaşarız" dedi.
İşte evlilik bu halde...
Zaten bu kurslar olmasa