Hılful Fudul Cemiyeti; Erdemliler İttifakı; 58o li yıllarda Arap kabileleri arasında süregelen savaşlar sonucunda ortaya çıkan, anarşi ortamında can ve mal güvenliğinin sağlanması, zayıf ve güçsüzlerin korunması, zulmün önlenmesi gibi amaçlarla, toplumda sözü geçen saygın ve iyi niyetli kişilerin önderliğinde kurulan ve Hz.Muhammed'in de bir ara toplantılarına katıldığı barış cemiyetidir,
anlaşmayı gerçekleştirenlerin bazılarının adları fadl ile başladığından fadl bin haris,fadl bin veda'a,fadl bin fudale gibi,bu anlaşma hılfu'l fudul olarak adlandırılmıştır,
islamdan evvel cahiliye devrinde araplar arasında cinayetlerin, kanlı çarpışmaların,şiddet olaylarının, hırsızlık ve yolsuzlukların, kan davalarının ardı arkası kesilmiyordu,kalpler şevkatten merhametten uzaktı, sosyal hayatları hak ve hukuktan uzak cemiyetlerden başka türlü ne beklenebilirdi,
muharrem, recep, zilkade ve zilhicce ayaları eskiden beri araplarca kutsal sayılıyordu, her türlü kötülüğün işlenmesi, haksızlığın yapılması, kan dökülmesi yasaktı; bu yüzden bu aylara haram aylar deniliyordu,
işte bu aylarda ficar muharebeleri meydana geldi ve iki taraf arasında büyük haksızlıklar yapıldı,
ficar muharebeleri 4 kez meydana gelmiştir,1.muharebe de Hz.Muhammed 10 yaşındaydı,
çok basit sebeplerden bu savaşlar çıkıyordu,
son ficar muharebesinde çok kişi hayatını kaybetmişti, mekkede dışarıdan gelen yabancılar için, can mal ve namus güvenliği kalmamaıştı,acz ve güçsüzler her türlü zulme maruz kalıyorlardı,
bardağı taşıran damla;yemenin zebid kabilesinden birinin bir deve yükü malının, şehrin ileri gelenlerinden As bin Vail tarafından gasbedilmesi olmuştur,
zebidli, kimseden yardım görmüyordu,sonunda ebu kubeys dağına çıkarak, uğradığı zulüm ve hakareti kureyşlilere yüksek sesle bildirmeyi denedi ve böylece şehir halkını yardıma çağırdı,
bu davet uzun zamandan beri halkın perişan haline kafa yoranları harekete geçirdi,biran evvel bu gayrimeşru hareketlere son verilmeliydi,
bu konuda başı çeken mekkenin hatırı sayılır büyüklerini biraraya getirmeye teşebbüs eden ilk isim peygamberimizin amcası Zübeyr oldu,Haşim, Muttalip, Zühre, Esed, Haris, Teymoğullarının ileri gelenlerinden birçoğunun katılımı ile mekkenin en zengin itibarlı ve yaşlısı sayılan Abdullah bin Cuda'nın evinde toplanıldı ve ''hılful fudul cemiyeti'' kuruldu,
hılful fudul cemiyetinde alınan kararlar şuunlardı;
-mekkede ister yerlisinden, ister dışardan zulme uğramış kimse bırakılmayacaktır,
-bundan sonra mekkede asla zulme meydan verilmeyecek,zalime asla müsamaha gösterilmeyecekti
-mazlumlar zalimlerden hakkını alıncaya kadar mazlumlarla beraber hareket edilecektir
ve cemiyet üyeleri bu kurallara uyacaklarına dair şöyle yemin ettiler,''denizlerin bir kıl parçasını ıslatacak suları kalmayıncaya, hira ve sebir dağı yerlerinden silinip gidinceye kadar, kabede istilam ibadeti (kabenin tavafı sırasında Hacerü-l Esved'e el sürülmesi ve izdiham dolayısıyla bizzat el sürülemiyorssa uzaktan selamlama işaretinin yapılması) ortadan kalkıncaya kadar bu ahdimizde sebat edeceğiz''
peygambermizde henüz yirmi yaşında olmasına rağmen yaşlılardan oluşan bu cemiyete katılmıştır,bu O'nun genç yaşlarda dahi zulme karşı çıktığının ve daha o zamanlarda dahi olgun düşüncelerde olduğunun,ayrıca o erdemliller cemiyetinde bulunmasının kendi kavmi ve kabilesi arasında büyük bir itibara layık görüldüğünün ifadesidir,
Hz.Muhammed bu toplantıda şöyle konuşmuştur : '' yerli yabancı, hür veya köle, kim olursa olsun Mekke dolaylarında zulme ve saldırıya uğrayan herkesi korumak, kollamak, hakkını zalimlerden alıp iade etmek üzere ittifak yapalım,bir grup oluşturalım, zayıf ve kudretsiz olanları kurtaralım'' peygamberimizin bu etkili konuşması ürününü vermiştir ve cemiyet ahitlerine hira ve sebit dağları yerinde durdukca bağlı kalacaklarına yemin ettiler
kendisi islam gelmeden evvel de görüldüğü üzere zulme karşı durmuş yardıma ihtiyacı olanlara yardım etme gayretini göstermiştir,islma geldikten sonra da bu cemiyete katılmış olmanın memnuniyetini şu şekilde ifade etmiştir
''Abdulah Cuda'nın evinde yapılan yeminleşmede ben de bulundum, bence o yeminleşme kırmızı tüylü develere sahip olmaktan daha sevimlidir,ben ona islamiyet de bile çağrılsam icabet ederim'' demiştir
Erdemliller İttifakı; birçok zulme anında müdahele etmiştir;
Yemenli bir tüccarın güzel kızına el koyan güçlü bir adamın evinden genç kız hılful fudul elemanlarının sayesinde kurtulmuştur,kızın babasıyla güvenlice dönüşü sağlanmıştır,
peygamber efendimize vahiy geldikten sonra aynı kararlılıkla mazlumun hakkını savunmuştur;
bir gün şöyle bir olay meydana gelmiştir '' yabancı bir adam ebu cehile mal sattı,ebu cehil malı aldı parayı da ödemedi,
parasını isteyen adamı da tehdit etti,araya girenleri de kovdu adam çaresizce dolaşırken peygamberimize gitmesini söylediler ,peygamberimize giden adam durumu O'na anlattı,peygamberimiz müslüman olmayan bu adamı yanına alıp ebu cehilin kapısına gittiler,kapıyı açan ebu cehile peygamberimiz tek bir cümle söyledi ''bu mazlumun parasını ver'' ebu cehil sözü tekrar ettirmeden parasını verdi,müşrikler ebu cehile adama direnmesine rağmen neden peygamberin tek sözü üzerine parayı iade ettiğini sordular,''Muhammed'in arkasındaki deveyi gösrseydiniz, azgın bir deve bana bakıyordu vallahi biraz direnseydim deve beni parçalardı, korktum ve parayı verdim '' demiştir''
evet Hılful Fudul Erdemliler Dayanışması, kısaca açıklaması yaşananlar durumlar böyledir,günümüzcede alınacak çokca mesaj vardır; hiçbir ırk, din, mezhep, inanç, meşrep farkı gözetmeksizin her mazlumun yanında olacak bu tür uluslararası sivil seslere ihtiyaç vardır,kimsenin güdümünde olmayan hiçbir düşüncenin alanına girmeden yaradılanı yaradan adına korumak kolamak için akıl ve vicdanla karar verecek sivil oluşumlara ihtiyaç vardır...
Hılful Fudul Cemiyeti; Erdemliler İttifakı; 58o li yıllarda Arap kabileleri arasında süregelen savaşlar sonucunda ortaya çıkan, anarşi ortamında can ve mal güvenliğinin sağlanması, zayıf ve güçsüzlerin korunması, zulmün önlenmesi gibi amaçlarla, toplumda sözü geçen saygın ve iyi niyetli kişilerin önderliğinde kurulan ve Hz.Muhammed'in de bir ara toplantılarına katıldığı barış cemiyetidir,
anlaşmayı gerçekleştirenlerin bazılarının adları fadl ile başladığından fadl bin haris,fadl bin veda'a,fadl bin fudale gibi,bu anlaşma hılfu'l fudul olarak adlandırılmıştır,
islamdan evvel cahiliye devrinde araplar arasında cinayetlerin, kanlı çarpışmaların,şiddet olaylarının, hırsızlık ve yolsuzlukların, kan davalarının ardı arkası kesilmiyordu,kalpler şevkatten merhametten uzaktı, sosyal hayatları hak ve hukuktan uzak cemiyetlerden başka türlü ne beklenebilirdi,
muharrem, recep, zilkade ve zilhicce ayaları eskiden beri araplarca kutsal sayılıyordu, her türlü kötülüğün işlenmesi, haksızlığın yapılması, kan dökülmesi yasaktı; bu yüzden bu aylara haram aylar deniliyordu,
işte bu aylarda ficar muharebeleri meydana geldi ve iki taraf arasında büyük haksızlıklar yapıldı,
ficar muharebeleri 4 kez meydana gelmiştir,1.muharebe de Hz.Muhammed 10 yaşındaydı,
çok basit sebeplerden bu savaşlar çıkıyordu,
son ficar muharebesinde çok kişi hayatını kaybetmişti, mekkede dışarıdan gelen yabancılar için, can mal ve namus güvenliği kalmamaıştı,acz ve güçsüzler her türlü zulme maruz kalıyorlardı,
bardağı taşıran damla;yemenin zebid kabilesinden birinin bir deve yükü malının, şehrin ileri gelenlerinden As bin Vail tarafından gasbedilmesi olmuştur,
zebidli, kimseden yardım görmüyordu,sonunda ebu kubeys dağına çıkarak, uğradığı zulüm ve hakareti kureyşlilere yüksek sesle bildirmeyi denedi ve böylece şehir halkını yardıma çağırdı,
bu davet uzun zamandan beri halkın perişan haline kafa yoranları harekete geçirdi,biran evvel bu gayrimeşru hareketlere son verilmeliydi,
bu konuda başı çeken mekkenin hatırı sayılır büyüklerini biraraya getirmeye teşebbüs eden ilk isim peygamberimizin amcası Zübeyr oldu,Haşim, Muttalip, Zühre, Esed, Haris, Teymoğullarının ileri gelenlerinden birçoğunun katılımı ile mekkenin en zengin itibarlı ve yaşlısı sayılan Abdullah bin Cuda'nın evinde toplanıldı ve ''hılful fudul cemiyeti'' kuruldu,
hılful fudul cemiyetinde alınan kararlar şuunlardı;
-mekkede ister yerlisinden, ister dışardan zulme uğramış kimse bırakılmayacaktır,
-bundan sonra mekkede asla zulme meydan verilmeyecek,zalime asla müsamaha gösterilmeyecekti
-mazlumlar zalimlerden hakkını alıncaya kadar mazlumlarla beraber hareket edilecektir
ve cemiyet üyeleri bu kurallara uyacaklarına dair şöyle yemin ettiler,''denizlerin bir kıl parçasını ıslatacak suları kalmayıncaya, hira ve sebir dağı yerlerinden silinip gidinceye kadar, kabede istilam ibadeti (kabenin tavafı sırasında Hacerü-l Esved'e el sürülmesi ve izdiham dolayısıyla bizzat el sürülemiyorssa uzaktan selamlama işaretinin yapılması) ortadan kalkıncaya kadar bu ahdimizde sebat edeceğiz''
peygambermizde henüz yirmi yaşında olmasına rağmen yaşlılardan oluşan bu cemiyete katılmıştır,bu O'nun genç yaşlarda dahi zulme karşı çıktığının ve daha o zamanlarda dahi olgun düşüncelerde olduğunun,ayrıca o erdemliller cemiyetinde bulunmasının kendi kavmi ve kabilesi arasında büyük bir itibara layık görüldüğünün ifadesidir,
Hz.Muhammed bu toplantıda şöyle konuşmuştur : '' yerli yabancı, hür veya köle, kim olursa olsun Mekke dolaylarında zulme ve saldırıya uğrayan herkesi korumak, kollamak, hakkını zalimlerden alıp iade etmek üzere ittifak yapalım,bir grup oluşturalım, zayıf ve kudretsiz olanları kurtaralım'' peygamberimizin bu etkili konuşması ürününü vermiştir ve cemiyet ahitlerine hira ve sebit dağları yerinde durdukca bağlı kalacaklarına yemin ettiler
kendisi islam gelmeden evvel de görüldüğü üzere zulme karşı durmuş yardıma ihtiyacı olanlara yardım etme gayretini göstermiştir,islma geldikten sonra da bu cemiyete katılmış olmanın memnuniyetini şu şekilde ifade etmiştir
''Abdulah Cuda'nın evinde yapılan yeminleşmede ben de bulundum, bence o yeminleşme kırmızı tüylü develere sahip olmaktan daha sevimlidir,ben ona islamiyet de bile çağrılsam icabet ederim'' demiştir
Erdemliller İttifakı; birçok zulme anında müdahele etmiştir;
Yemenli bir tüccarın güzel kızına el koyan güçlü bir adamın evinden genç kız hılful fudul elemanlarının sayesinde kurtulmuştur,kızın babasıyla güvenlice dönüşü sağlanmıştır,
peygamber efendimize vahiy geldikten sonra aynı kararlılıkla mazlumun hakkını savunmuştur;
bir gün şöyle bir olay meydana gelmiştir '' yabancı bir adam ebu cehile mal sattı,ebu cehil malı aldı parayı da ödemedi,
parasını isteyen adamı da tehdit etti,araya girenleri de kovdu adam çaresizce dolaşırken peygamberimize gitmesini söylediler ,peygamberimize giden adam durumu O'na anlattı,peygamberimiz müslüman olmayan bu adamı yanına alıp ebu cehilin kapısına gittiler,kapıyı açan ebu cehile peygamberimiz tek bir cümle söyledi ''bu mazlumun parasını ver'' ebu cehil sözü tekrar ettirmeden parasını verdi,müşrikler ebu cehile adama direnmesine rağmen neden peygamberin tek sözü üzerine parayı iade ettiğini sordular,''Muhammed'in arkasındaki deveyi gösrseydiniz, azgın bir deve bana bakıyordu vallahi biraz direnseydim deve beni parçalardı, korktum ve parayı verdim '' demiştir''
evet Hılful Fudul Erdemliler Dayanışması, kısaca açıklaması yaşananlar durumlar böyledir,günümüzcede alınacak çokca mesaj vardır; hiçbir ırk, din, mezhep, inanç, meşrep farkı gözetmeksizin her mazlumun yanında olacak bu tür uluslararası sivil seslere ihtiyaç vardır,kimsenin güdümünde olmayan hiçbir düşüncenin alanına girmeden yaradılanı yaradan adına korumak kolamak için akıl ve vicdanla karar verecek sivil oluşumlara ihtiyaç vardır...