Ben o yasaları kuralları pek bilmediğim için yazdığınız iyi oldu. Öncelikle teşekkür ederim. Eminim diğer arkadaşlar da bilmiyordur. Öğrenmiş oldular. Bilen varsa özür dilerim haksızlık etmeyeyim.
Eğitimde fırsat eşitliği sizin sağlayacağınız, sağlayabileceğiniz bir nokta değil. Siz sadece kendi adınıza eşitliği sağlayabilirsiniz. Bu eşitliği de iki ayrı noktadan değerlendirebilirsiniz. Birincisi:kendi okulunuz. Tüm öğrencilerinize eşit davranırsanız eşitliği sağlamış olursunuz. İkinci kısmı: ülke geneli başarı değerlendirmesi açısından. Eğer siz ülkenin geneli için hazırlanmış bir planı uygulamaya koydu iseniz en başından hata yapmışsınız demektir. Siz durumu kötü diye bir öğrenciyi geçirirken diğer tarafta aynı durumda bir öğrenci ülke geneli alınmış kurala uyarak bırakırsa o kalan çocuk için eşitlik ortadan kalkar. Dolayısı ile en başından bu maddeye itiraz etmeli idiniz? Ettiniz mi? Etmemişseniz bu noktada önem verdiğiniz fırsat eşitliği noktasında kendinizle çelişkiye düşmüş olursunuz.
Ayrıca siz bunlardan bağımsız olarak sınıfta bırakılan 60 çocuktan 30'u ile çalışmışsınız. Diğer 30'unun böyle bir durumda olmadığına dair bir raporunuz bir çalışmanız bir bilginiz yok. Ayrıca sınıfta kalacak kadar gerilemiş 60 çocuğun diğer yarısı ile neden görüşmediniz? Rehberlik hizmetlerinden yararlanma konusunda pek de eşitlikçi bir tavra benzemiyor. Yıl içinde sınıf seviyesinden geri kalmış öğrencilere yönelik bir plan ya da çalışma talebiniz olmadı mı?
Ben düşmanlığım yok derken siz bana öyle dediniz diye değil sizin yazdıklarınıza cevap verdiğim için kendimi ifade etmek adına söyledim.
Bununla beraber ilköğretimini tamamlamamış bir çocuk çalıştırılamaz. Kanunda açık ve net bir şekilde yazar. Bunu bildirmeli ve üzerinize düşeni yapmalı ondan sonra nerede kaldığı noktasında dururdunuz. Evrakta kalmaması için ise CİMER gibi kanallara başvurabilirsiniz.
Başa dönmek gerekirse eğitimde fırsat eşitliğini sağlayamayız. Bunda hem fikir isek buna göre hareket edemeyiz de. Fakir bir çocuğun başarısını zengin bir çocuğun başarısızlığı ile kıyaslayamayız. Böyle bir dünya yok. Bir çocuğun durumuna göre daha iyi performans göstermesi kendi kişisel başarısıdır. 0'dan 40'a çıkması iyidir ama başarılı olması için 50'yi geçmesi gerekir. Bu bakış açısı ile o çocuğu tıp fakültesinden mezun ederiz.
Bakın ben bilmem siz daha iyi bilirsiniz eğitimci olarak. Yanlış hatırlamıyorsam bir öğretmenden duymuştum bizim sistemimiz sarmal bir yapıdadır. Her sene bir önceki senenin tekrarı ve onun üzerine koyulması ile devam eder. 1. Sınıf sayılar, 2 sınıf o sayıların toplanması, 3 sınıf o sayıların birden fazlasının toplanması, 4. Sınıf o sayıların çok fazlasının toplanması şeklindedir. Yani bu açıdan da bir seviyeyi kazanamamışsa üzerine koyamaz.
Siz biraz fazla üzülmüşsünüz çocuğa. Duygularınıza fazla kapılmak beraberinde yanlışları getirir.
Ben o yasaları kuralları pek bilmediğim için yazdığınız iyi oldu. Öncelikle teşekkür ederim. Eminim diğer arkadaşlar da bilmiyordur. Öğrenmiş oldular. Bilen varsa özür dilerim haksızlık etmeyeyim.
Eğitimde fırsat eşitliği sizin sağlayacağınız, sağlayabileceğiniz bir nokta değil. Siz sadece kendi adınıza eşitliği sağlayabilirsiniz. Bu eşitliği de iki ayrı noktadan değerlendirebilirsiniz. Birincisi:kendi okulunuz. Tüm öğrencilerinize eşit davranırsanız eşitliği sağlamış olursunuz. İkinci kısmı: ülke geneli başarı değerlendirmesi açısından. Eğer siz ülkenin geneli için hazırlanmış bir planı uygulamaya koydu iseniz en başından hata yapmışsınız demektir. Siz durumu kötü diye bir öğrenciyi geçirirken diğer tarafta aynı durumda bir öğrenci ülke geneli alınmış kurala uyarak bırakırsa o kalan çocuk için eşitlik ortadan kalkar. Dolayısı ile en başından bu maddeye itiraz etmeli idiniz? Ettiniz mi? Etmemişseniz bu noktada önem verdiğiniz fırsat eşitliği noktasında kendinizle çelişkiye düşmüş olursunuz.
Ayrıca siz bunlardan bağımsız olarak sınıfta bırakılan 60 çocuktan 30'u ile çalışmışsınız. Diğer 30'unun böyle bir durumda olmadığına dair bir raporunuz bir çalışmanız bir bilginiz yok. Ayrıca sınıfta kalacak kadar gerilemiş 60 çocuğun diğer yarısı ile neden görüşmediniz? Rehberlik hizmetlerinden yararlanma konusunda pek de eşitlikçi bir tavra benzemiyor. Yıl içinde sınıf seviyesinden geri kalmış öğrencilere yönelik bir plan ya da çalışma talebiniz olmadı mı?
Ben düşmanlığım yok derken siz bana öyle dediniz diye değil sizin yazdıklarınıza cevap verdiğim için kendimi ifade etmek adına söyledim.
Bununla beraber ilköğretimini tamamlamamış bir çocuk çalıştırılamaz. Kanunda açık ve net bir şekilde yazar. Bunu bildirmeli ve üzerinize düşeni yapmalı ondan sonra nerede kaldığı noktasında dururdunuz. Evrakta kalmaması için ise CİMER gibi kanallara başvurabilirsiniz.
Başa dönmek gerekirse eğitimde fırsat eşitliğini sağlayamayız. Bunda hem fikir isek buna göre hareket edemeyiz de. Fakir bir çocuğun başarısını zengin bir çocuğun başarısızlığı ile kıyaslayamayız. Böyle bir dünya yok. Bir çocuğun durumuna göre daha iyi performans göstermesi kendi kişisel başarısıdır. 0'dan 40'a çıkması iyidir ama başarılı olması için 50'yi geçmesi gerekir. Bu bakış açısı ile o çocuğu tıp fakültesinden mezun ederiz.
Bakın ben bilmem siz daha iyi bilirsiniz eğitimci olarak. Yanlış hatırlamıyorsam bir öğretmenden duymuştum bizim sistemimiz sarmal bir yapıdadır. Her sene bir önceki senenin tekrarı ve onun üzerine koyulması ile devam eder. 1. Sınıf sayılar, 2 sınıf o sayıların toplanması, 3 sınıf o sayıların birden fazlasının toplanması, 4. Sınıf o sayıların çok fazlasının toplanması şeklindedir. Yani bu açıdan da bir seviyeyi kazanamamışsa üzerine koyamaz.
Siz biraz fazla üzülmüşsünüz çocuğa. Duygularınıza fazla kapılmak beraberinde yanlışları getirir.
aypdr06 , 3 yıl önce
Ayrıca sunu belirtmek isterim bakış aciniz adına, bu bakış acisi vardır, Kohlberg Ahlak Gelişimine göre 2. Geleneksel Düzeyde Kanun ve Düzen Eğilimi olarak adlandırılan ahlaki evre vardır. Bu sözleriniz buna çok güzel uyuyor. İnsanlar için elbette adalet önemli bir kavramdır. Bazen adaleti sağlamak için insanlar baraj performanslar belirler ve geçen geçer, geçemeyen başarısız kabul edilir. Ancak eğitimde başarıyı konuşacaksak eğitimde fırsat eşitliği sağlanmadan çocukları bu baraja tabi tutar ve bir değerlendirme yaparsak ve o çocuğun olduğu şartları yok sayarak bir kaldı geçti notu verirsek o çocuğa bir haksızlık olmuş oluyor. Bir yandan her türlü imkan karşısında 46 alan bir çocuk, bir yanda her türlü olumsuzluğa karşı 44 alabilmiş bir çocuk. Sizin bakış acısına gore kestirilip atılabilir ki öyle yapıldı ancak ben sizin gibi bakamıyorum. Eğitimciler olarak biz fırsat eşitliğini sağlamamız lazım. Ayrıca bu kaldı geçti olayı yalnızca o okulda uygulanıyordu. Tüm ülkede sınıfta kalma yokken bu okulda uygulandı. Söyleyeceklerime ek olarak Bir de 3. Gelenek Sonrası Düzey Toplumsal Sözleşme Eğilimi ile Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi evreleri varki olaya sizin bakış acınıza göre baya farklı bakıyor. Ben daha çok bu bakış acısındayım.