Editörler : E.Kayı Han
23 Ocak 2010 12:42

Devlet Bahçeli askerlik yaptımı?

Devlet bahçelinin askerlik yapmadığı yönünde iddialar var ben epey araştırdım askerlik yaptığı veya askerlikle ilgili herhangi bir bilgiye ulaşamadım.eğer askerlik yapmadıysa bu çok tuhaf bir durum değilmi? şehtlerin kanı üzerinde siyaset yapacaksın ülkenin kurtarıcısı olarak en milliyetçi lider olarak kendini öne atacaksın herkesi hain ilan edeceksin ve kendin bu ülkenin kutsal görevi olan askerliğini yapmayacaksın.bu ne yaman çelişki!!

23 Ocak 2010 12:48

belgelerle konuşalım..

hemde kımseyi hain ilan etmiyoruz,hainler herzaman haindir..


testere3buçuk
Yasaklı
23 Ocak 2010 13:33

hüznün kızı askerliğini yapmayan herkes hain mi oluyor?

belki bahçelinin "mazeret"i vardı ve çürük almıştır,

olamaz mı...

ayağındaki düztabanlık yüzde 70, kafandaki kellik yüzde 85 oldu mu askere almıyorlar...

23 Ocak 2010 13:58

ben dedimki sayın Bahçeli; kimseyi hain ilan etmesine gerek yok zaten hain haindir ..kim kim değildir bilinmiyormu?bu başlığı açan arkadaş biyerlerden vurmaya çalışmış bahçeli herkesi hain ilan ediyormuş mış muş..


testere3buçuk
Yasaklı
23 Ocak 2010 14:05

yani bahçeli kimi hain ilan ederse,

hain o mudur?

ya da hain,

devlet bahçelinin ilan ettiği kişi midir?


selimi3
Kapalı
23 Ocak 2010 14:09

Bahçeli askerliğini nerede yaptı? Mehmet ALTAN [email protected] RSS

Önce pusu atmış... Ailenin dönüş için kullandığı güzergâhtaki yolu büyük bir kütükle kapatmış. Kim? 1,5 yıl önce Hakkâri?deki birliğinden terhis olan 22 yaşındaki Şafak Köksal...

Sonra... İlk olarak araçtan inerek kütüğü yoldan kaldırmak isteyen baldızları İlknur ve Zülfiye Köroğlu?nu...

Ardından da...

Zonguldak, Çaycuma İlçesi, Çayır Köyü?nde bir süredir eşiyle ayrı yaşamasından sorumlu tuttuğu kayınbabası Hüseyin Köroğlu ve kayınvalidesi Havva Köroğlu?nu tabanca ve pompalı tüfek kullanarak öldürmüş.

Bu yetmemiş... Katliamı gerçekleştirdiği yerden beş kilometre uzaklıktaki eşinin bulunduğu eve yürüyerek gitmiş.

Camı kırıp kapının kilidini açarak içeri girmiş, eşi Ayşe Köksal ve kayınbiraderi Aydın Köroğlu?nu da gene aynı şekilde ve aynı silahlarla vurarak öldürmüş. Köksal, 5 aylık oğlu Doğu?yu alarak yaşadığı eve gitmesinin ardından da jandarmaya kendini ihbar etmiş.

Dün sabah tüm Türkiye?yi sarsan ve Zonguldak?ta profesyonel bir soğukkanlılıkla gerçekleşen katliamın detayları bunlar.

***

Peki katliamın nedeni ne?

Görünür nedeni Şafak Köksal?ın eşiyle ayrı yaşamasından karısının ailesini sorumlu tutması. Ama olayı biraz kazıyınca altından başka gerçekler çıkıyor.

Şafak Köksal, yaklaşık 1,5 yıl önce Hakkâri?deki birliğinden terhis olmasından üç gün sonra Ayşe Köksal?ı ailesinin vermemesi üzerine anlaşarak kaçırmış. Ne yazık ki... İki genç arasında bir süre sonra anlaşmazlıklar artmış. Sürekli eşi Ayşe Köksal?ı hırpaladığı, hatta hamileyken bile eşini dövdüğü belirtilmekte... Şafak Köksal en son yaklaşık bir ay önce tekrar eşini dövmüş. Bunun üzerine kız tarafı durumu jandarmaya bildirmiş, Ayşe Köksal kocasının kendisini öldüreceğine yönelik suç duyurusunda bulunmuş.

Daha sonra çocuğunu alarak babasının evine gelmiş... Ancak, kocası cep telefonuyla ?senin aileni şöyle öldüreceğim, böyle öldüreceğim? türünden tehditlere devam etmiş.

Katliamı gerçekleştirdikleri de dâhil sürekli evde bulundurduğu 3-4 silahı varmış.

***

Televizyonda tanıkları izledim. Pusu kurarak eşinin ailesini ortadan kaldıran Şafak Köksal?ın Hakkâri?deki askerliğinin nasıl zor geçtiğini, yardıma gönderildiği ?Dağlıca Baskını?ndan nasıl etkilendiğini, terhis ertesinde psikolojisinin eskisi gibi olmadığını, sürekli baskın ve pusu konuştuğunu öğrendim.

***

Güneydoğu?da yaşanan acıların toplumsal etkilerinin tüm boyutlarını görmekten çok uzağız. Bölgeye ilk kez bundan yirmi yıl önce rahmetli Erdal İnönü ile gitmiştim.

Erdal Bey?in korumaları, bölgedeki savaşın bize daha sonra büyük bir toplumsal kâbus olarak geri döneceğini söylemişlerdi. Şimdi aynı Vietnam Sendromu gibi bunun ürkütücü ve üzücü sonuçlarını görmeye ve yaşamaya başlıyoruz galiba.

***

Güneydoğu?da yaşanagelenlerin yarattığı tahribatı, bunun toplumsal vicdan ve psikoloji üzerinde açtığı derin yaraları ve çözüme ulaşılması halinde bunların ne kadar zamanda aşılabileceğini hiç bilmiyoruz.

Zaten sorunu çözme noktasının da daha başındayız. Buna rağmen, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli?nin hükümetin ?açılım? çalışmalarını değerlendirme biçimini hayret ve şaşkınlıkla izliyorum.

MGK?nın da dün topluca arkasında olduğunu bir kez daha teyit ettiği ?demokratikleşme açılımı?, MHP Genel Başkanı Bahçeli için, ?yıllardır PKK adı altında terörle sonuç almaya çalışan ihanet odaklarının sahiplendiği bütün emellerin şimdi hükümet eliyle ve silahsız olarak sürdürülmesine yönelik bir yıkım projesi...?

Zonguldak?taki kanlı dram ve ardındakileri görünce Bahçeli?nin çıkışını anımsadım.

Güneydoğu?nun zorlayıcı atmosferindeki bir sürecin devamında atılan pusu, gerçekleştirilen katliam ?yıkıcı? değil de, bu süreci bitirip, bunun derin etkilerini zaman içinde tedavi etmeye yönelik arzu ve irade ?yıkıcı?... Anlaşılır gibi değil... Tabii kabul edilir gibi de değil...

***

Güneydoğu?da 25 yıldır süren durumun ağır tahribatının bilânçosunu henüz kimse yapmadı... Barışı sağlayabilirsek, Güneydoğu?nun toplumda açtığı ve tedavisi yıllarca sürecek derin yaralarını ancak göreceğiz.

Dün Zonguldak?tan gelen dehşet verici katliam haberi bunun hangi boyutlara ulaştığının küçük bir örneği...

MHP ve CHP, barış sürecine karşı çıkarken, dünkü olayı da unutmamalı...

Silahlar sussa bile, savaşın toplumsal psikoloji üzerine döktüğü kezzabın doğurduğu ölümler devam ediyor çünkü...


selimi3
Kapalı
23 Ocak 2010 14:15

ama;

Milletvekili Olma Şartları

1- 30 yaşını doldurmuş olmak.

2- En az ilk okul mezunu olmak

3- Askerlik hizmetini yapmış olmak

4-Kamu hizmetinden yasaklanmamış olmak

5 -Taksirli suçlar hariç 1 yıldan fazla hapis yatmamış olmak

6-Yuz kızartıcı suç islememek

7 -Devlet sırrını açığa vurmamış olmak

8 -İdeolojik ve anarşik suçlara katılmamak

9- Kısıtlı olmamak


---07ANTALYA07---
Genel Müdür
23 Ocak 2010 14:27

selim:))

cuk oturtmuş belgeyi:)))

sen bahçeliyle uğracana

abd burs alıp gariban! olanların

askercik 21güncüklerle uğraşşş


selimi3
Kapalı
23 Ocak 2010 14:30

antalya istemeden oldu:)..ama bizde doğruya doğrudur:)

sevsekte sevmesekte:)


selimi3
Kapalı
23 Ocak 2010 14:33

Eski bakanlardan bir Bahattin Şeker vardı..

Tevellüdü eski olanlar bilir ..Adamın milletvekili olduktan sonra tekrardan askerliğe alındığını biliyordum..Araştırdım yaptığı paralı askerliği nizami bulunmadığı için tekrardan alınmış..


"Misakçı"
Kapalı
23 Ocak 2010 14:34

ne garip işler yahu

lütfen bir daha ki sefere bahçelinin gayri meşru çocuğuyla ilgili haber koyun buraya..

komiksiniz hele bir tane var yalnız yaşamaktan kafayı yemiş bir üye,

paso senaryo yazıyor uzaktan için için acıyorum o zavallıya!!

neyse hadi bir daha ki sefere dediğim gibi gayri meşru çocukla gelin...

bu arada nedense bahçeliye hiç ısınamadım demek ki sebebi buymuş:DD


danisman
Yasaklı
23 Ocak 2010 14:38

Askerlik yapmamış olsa Milletvekili olamaz.

Ama herhangi bir özrü nedeniyle (askerlik kanununda belirtilen) askerlikten muaf ta olabilir.

Böyle şeyler "iddia içerikli" başlık haline getirilmemeli.

Eğer ortada isbatı belgeyle sağlanmış bir şey yoksa bu çamur atmak ya da şüphe uyandırmak amaçlı olur. Ya da öyle anlaşılır.

Bahçeliyi sevmek sevmemek değil mesele.

İnsanlara ve mevzulara doğru yakaşılmalı.

Ayrıca ister kabul edelim ister etmeyelim. Siyasi liderler sadece zatlarını temsil etmezler. Böyle bir iddia ya da şüphe belgesiz dillendirilirse o iddia ile beli bir vatandaş kesimi incinir.

Bizim siyaseti biraz daha "insanca" bir pencereden bakarak yürütmemiz şart.


asi--prenses
Daire Başkanı
23 Ocak 2010 14:42

pes yani sola atılan karalamalar iftiralar bitti şimdi sıra ülkücü camiayımı geldi bir kere millet vekili olabilmenin şartlarından biriside askerligini yapmış olmasıdır erkekler için:))


selcan_12
Kapalı
23 Ocak 2010 14:44

çevirin çevirin gelin bakalım.

belki bi tane bulursunuz açığını

gerçi,

Devlet Bey öyle dürüsttür ki işin biraz zor :))


testere3buçuk
Yasaklı
23 Ocak 2010 14:56

askeri hastanede yatan er ve arkadaşlarının malum uvuzları kopmuş,sebebini soranlara er devlet anlatıyor;

"el bombası talimi yapıyorduk,pimi çektikten sonra 10 a kadar saymamız emredildi,biz de parmaklarımızla saymaya başladık,bir, iki,üç,dört,beş...öbür ele geçmek için bombaları apuş arasına koyalım dedik,altı , yedi,sekiz,dokuz,bummmm!"


asi--prenses
Daire Başkanı
23 Ocak 2010 14:57

yemin ederim sizden korkulur akpliler siz insanı ipe verirsiniz yav her sorun bitti memleket her pislikten her türlü yolsuzluktan ayıklandı da sadece bahçelinin askerlik işi kaldı ona baılırsa ne insanlar tanıyorum ben siyasetin içindenaskerilgini yapmış vekil olmuş ama VATANI SATMAKTAN BİR AN BİLE TEREDDÜT ETMEMİŞ bunlarda düşünsen diyorum tertere valla bak buçuk olmak zor bak herşeyi buçuk anlayıp buçuk degerlendiğriyorsun tümden gelim ve tüme varımda bir hayli zorlanıyorsun:))


testere3buçuk
Yasaklı
23 Ocak 2010 14:58

Dursun Temel?e sormuş:?Uşağum oruçlu oruclu kaç hamsi yiyepiliyorsun??Temel-100 tane demiş.Dursun:?Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin ?demiş.Bu espiri Temelin hoşuna gitmiş.Yolda Devlet?i görmüş ve hemen sormuş:?Uşağım oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepiliyorsun ??Devlet:?50? demiş. Temel:?Ha uşağım 100 deseydun sana müthiş bir espiri yapacamtum?demiş

23 Ocak 2010 15:00

bu komik fıkralarda!!!! isim değişikliği yapabiliriz sanırım ....

saçma konularla uğraşacağına hatta askerlik yaptımı die kafalarını meşgul edenler; boşa vakit harcamasın milletvekilliği şartlarına baksınlar .....

hiçmi vatandaşlık dersi görmediniz? ortaokul bebesi bile biliyor.


testere3buçuk
Yasaklı
23 Ocak 2010 15:02

Çavuşluk sınavında bütün sorulara iyi kötü cevap veren devlet'e, albay da bir soru sormak ister:

-Oğlum devlet, rütbeleri asttan üste doğru bir saysana?

Cevap hemen gelir:

-Onbaşı, yüzbaşı, binbaşı, yarbaşı, albaşı...


testere3buçuk
Yasaklı
23 Ocak 2010 15:04

Teskere zamanı yaklaşmıştır. Aynı tertip askerlerden bazıları oturup bir karar alırlar. Bir daha saf asker devlet'e ayak işleri yaptırmayacaklardır. Kararı devlet'e açıklarlar. Bu habere çok sevinen devlet yine de doğrulatmak için tek tek sorar: - "Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi?" - "Evet." - "Sen Osman, benim sigaralarımdan otlanmayacaksın değil mi?" - "Otlanmayacağım." - "Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi?" - "Yıkattırmayacağım." Herkesten gerekli yanıtı alan devlet: - "İyi, ben de bundan sonra karavanaların içine tükürmiycem."


testere3buçuk
Yasaklı
23 Ocak 2010 15:07

Askeri birlikte teftiş için hazırlık yapılıyormuş..Bu arada bütün erlere birer diş fırçası dağıtılmış.Er devlet'te fırçayı göğüs cebine yerleştirmiş.Kıtayı denetleyen komutan sıra devlet'e gelince,cepteki fırçayı göstererek sormuş;

-"Bu ne bu?..

-"Teftiş fırçası gomutanım...

-------------------------

Yüzbaşı evin papağanına belli başlı kelimeleri ezberletmişti.devlet gel, devlet git, şunu yap, bunu yapma v.s...

Evde kimsenin bulunmadığı bir sırada.Evin yeni emir eri ortalığı silip süpürmekle meşgul görünüyordu.İçeriden "DEVLET" diyen sesi duyunca fırladı koştu :

-Buyur, dedi ama arkası gelmedi .

Tekrar işine daldı.Bir zaman sonra tekrar çağrıldı. Şaşırmıştı. Odada bu emri beklemeye karar verdi.Papağana gözü takıldığı anda da papağan "DEVLET" diye çağırmasın mı!Derhal hazır ol vaziyetine geçerek :

-Buyur komutanım, dedi.Kusura bakma seni guş sandımdı.

Toplam 83 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi