Sanatsal/Edebi Esere İsim Vermek

Şair,yazar arkadaşlar,sanatla uğraşan arkadaşlar neye göre yapıyorlar bunu,kriterleri neler mesela?

Abdulhak Hamid, eseri ortaya koyduktan sonra isim verme yoluna gidenlerdenmiş.Atmosfer ismi doğurur,doğrusu da bu diye düşünüyor kendisi.(Lüsyen'den)

Şair, yazar değilim.

Forumumuzda düzenlenen "şiir yarışması, fotoğraf yarışması"na katılan arkadaşlar, neye göre isim veriyorlar ben de bunu merak ediyorum. Çok hoş bir başlık, tebrik ederim sevgili Meylina.

İsim esere göre mi, fotoğrafa göre mi?

Yoksa;

Eser oluşur, fotoğraf çekilir sonra isim mi verilir?

Tabikii bu kişiden kişiye değişebilir.

Merak ettiklerim;

Sevgili şehb@l, Sn. siyah_karga şiirlerine önce mi sonra mı isim veriyorlar? Şiirleri isme göre mi yön buluyor yoksa şiirler mi ismi belirliyor? Hangisi önce? Niçin?

Sevgili fotoğraf severler,

Fotoğraf mı ismi belirliyor?

İsim mi önce oluşuyor?

Amatör bir fotoğraf sever olarak ben;

Fotoğrafı çekerken bir çok isim geçiyor aklımdan, net isim ise fotoğrafı aktarıp, değerlendirdikten sonra belirleniyor. Fakat önce isim oluşmadı şu ana kadar bende. Fotoğrafı incelerim sonrasında isim çıkar. Bazen isim bile bulamam açıkcası.:)

İsim vermek de kolay değil, yansıtmalı sunumu. Bir şeyler çağrıştırabilmeli, kompozisyonla uyumlu olabilmeli bence. Bir anlam katabilmeli içeriğe.

Bu konuda Abdulhak Hamid'e katılıyorum. Dediği gibi; "Atmosfer ismi doğurur,doğrusu da bu."

Sevgili cilginturk71 editim, sizin için önce hangisi oluşur?

Şiir ve fotoğraf yarışmasına katılan biri olarak şunları söyleyebilirim.

Şiir yazarken isim/başlık aklıma gelmez ilk etapta.Sadece yazarım.Kendime göre başlık ya da isim beni dizginler, içimdeki seslerin büyüsünü bozar, sınırlandırır.Şiirimin bittiğine kanaat getirdiğimde-şiirlerim hep yarım kalır genelde-:), bende ilk çağrışım yapan isim/başlık şiirimin adıdır.

Bu fotoğrafta da böyledir.Anı karelemek için, ilk etapta isim gelmez aklınıza.Fotoğrafı çekip tekrar tekrar baktığınızda, ve çekerken göremediğiniz ayrıntıları bir daha görme şansınız olduğundan, sonradan isim vermek daha mantıklıdır bana göre.

Tutupta ben ?hüznün? ya da ?mutluluğun? fotoğrafını çekeceğim diyemezsiniz.Anı yakaladığınızda, fotoğrafa bakarken sizde o an neyi çağrıştırıyorsa ismi o dur karenizin.

Sevgili İDAL,

Yazdığım bir şiire adını vermek işi en zor iş....

o yüzden şiiri yazdıktan sonra veririm isimini...

isimi veriken de şiir içinde en çok tekrar edilen ve vurgulanan kavram üzerinde dururum...

ya da son iki mısra olur şiirin adı...

ama kitap ismi için durum farklı....

Kitaba başlamadan koyarım adını,

çünkü kitap yazma kararı belli bir birikim elde ettikten sonra olacağı için,o birikimleri yansıtan bir isim arayışı başlar....

Bu isim kitap bitinceye kadar kitabın işaret ettiği ruh haline ve fikire göre değişiklikler gösterebiliyor...

Mesela,

Dilsiz Şehir kitabının il adı İllet-i Seher idi...

sonradan bu illetin müsebbibinin yaşadığım şehir olduğuna inanmışlığım kitabın adını değiştirdi...

yani ilk isimle son isim arasındaki değişken ruh halleri benim için...

ki sen de bilirsin;benim ruh halim saat saat değişiklik gösterir...:)

Eser sahipleri eserlerine çocuğum gibi derler ya,birbirinden ayırt etmezler.Hangisini daha çok seviyorsunuz dediğinizde klasik bir cevap alırsınız çocuklarımdan ayrım yapamam gibi.

Ama esere isim vermek çocuğa isim vermeye benzemiyor.

Başlık için sevgili Meylina'ya,soru içinse sevgili İDAL'e teşekkürlerimi sunuyorum.

Gelelim soruya; bu konuda Abdulhak Hamid'e katılmamak mümkün değil."Atmosfer ismi doğurur."

Çektiğim fotoğraflar benden birer eserdir.Mimarlar binalarıyla,yazarlar kitaplarıyla eser sahibi olurlar.Ben de fotoğraflarımla...

Bu bağlamda şunu diyebilirim ki; fotoğrafı yakalayıp çekme anı bazen çok kısıtlıdır.Birden bire karşınıza öyle bir kadraj çıkar ki,o esnada isim bulup o isme uygun kadraj ayarlamak zamanlama bakımından geç olabilir.O nedenle önce fotoğrafı çeker sonra kompozisyona en uygun ismi vermek icap eder.Ben işte böyle yapıyorum.Fotoğrafı çekerken içimde hâkim olan duyguları bir kenara not ettiğim için,baskıdan ya da bilgisayara aktarımdan sonra fotoğraflara geniş bir pencereden bakmanın da verdiği avantaj sayesinde anlatmaya çalıştığım hikâyeyi "kısa ve öz" bir şekilde ifade etmeye çalışırım verdiğim isimlerle...

Bazen tek kelimeyle yaparım bunu bazen de üç,dört kelimeyle...Tek ya da iki kelimelik isimleri daha çok severim.Kısa ve öz konuşmayı sevdiğimden olsa gerek...

Fotoğraflara verdiğim isimlerin 'başlık' addedilmemesine, izleyiciyi kompozisyona yönlendiren birer ipucu olmalarına dikkat ederim.Yani fotoğrafı doğru okumak için izleyiciye sunulmuş anahtarlardır tabir-i caizse...(İstanbulut,Basamak,Masal Mavi vb.)

Sırf ismine bakarak kitap almışlığım vardır.Sırf ismine bakarak şiir okumuşluğum vardır.

Çok önemli aslında eserlerin isimleri.

Eser oluşturulmadan önce de, eser ortaya konduktan sonra da olabilir..

Bu kişinin ilhamına ve sürece bağlı olarak değişebilir..

Esere adını önceden vermek onu bir proje konumuna sokar. O yüzden şiir, tablo, fotoğraf, roman ya da hangi edebiyat ve sanat dalı olursa olsun; adını veren eserin kendisi olmalı.

Esere isim vermek içindekileri bi nevi özetlemek anlamlandırmak demektir. Edebi eserin ismini veren yazar eserin kısa ve öz tanımını yapar diyebiliriz.

yazdıklarımın çoğunun isim babası benim. bazılarını anneleri koyar.

bazılarının annesi dilsiz ve sağırdır onların yerine onlardan bir parça isim koyarım.

dert yapıp içime attıklarımla , bana dert diye bırakılan şeyler hepsi benim içimde, onları ayrı yatırmam ama bazen başkasına onun ismi diye çağırırım. çağırdığım derdim aslında içimden daha çok gelen. ayrımcılık bir yanılsama ya da onda başkasını görme olarak olabilir. Ama isim olarak dışa dökümde olur. hepsi babasının annesinin evlatları bir yakının bıraktıkları ve sahipsiz bırakılanlardır.

Yazı bittikten sonra isim koymam çoğuna, hepsini bir diye çağırırım. Albümlerine isim koyarım. bu onun hatırası diye.