Editörler : E.Kayı Han

Yol Gösteren
Daire Başkanı
28 Şubat 2022 00:55

GEREKÇELİ KARAR HAKKI İHLALİ İÇİN MAHKEME KARARINI GÖRMEDEN BİR ŞEY DİYEMEM..

Anayasa nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak gerekçeli karar hakkından açıkça söz edilmemiştir. Bununla birlikte Anayasa nın 36. maddesine adil yargılanma ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Sözleşmenin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının kapsamına gerekçeli karar hakkının da dâhil olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin birçok kararında vurgulanmıştır. Dolayısıyla Anayasa nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsadığının kabul edilmesi gerekir (Abdullah Topçu, B. No: 2014/8868, 19/4/2017, § 75).

Anayasa nın 141. maddesinin üçüncü fıkrasında da Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. denilerek mahkemelere kararlarını gerekçeli yazma yükümlülüğü yüklenmiştir. Anayasa?nın bütünlüğü ilkesi gereği anılan Anayasa kuralı da gerekçeli karar hakkının değerlendirilmesinde gözönünde bulundurulmalıdır (Abdullah Topçu, § 76).

Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamaktadır. Bu hak, tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve demokratik bir toplumda kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gereklidir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34).

Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği, davanın niteliğine ve koşullarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir. Aksi bir tutumla mahkemenin davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında ilgili ve yeterli bir yanıt vermemesi hak ihlaline neden olabilecektir (Sencer Başat ve diğerleri, §§ 35, 39).

Makul gerekçe davaya konu olay ve olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, olay ve olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı gösterecek nitelikte olmalıdır (İbrahim Ataş, B. No: 2013/1235, 18/6/2013, § 24).

YigitOsman1, 2 yıl önce

Mufettisin aldigi sozlu ifadenin disinda idare tarafindan savunmam alinmadan kinama cezasi aldim. Yerel mahkeme ve istinaf gerekceli kararinda savunma alinmamasi yer almadi, bu hususta inceleme yapmadi. Anayasa mh bireysel basvuru yaptim. 129/2 savunma hakki ihlali ve 141 gerekceli karar hakki ihlali olarak. Ek olarak devlet memurlari disiplin yonetmeligine ve yerlesik danistay iddk kararina aykiri karar verildigini dusundugumden hakkaniyete uygun yargilanma hakkinin ihlal edildigini belirttim . Sizce lehime ihlal karari cikma olasiligi var mi?


YigitOsman1
Aday Memur
28 Şubat 2022 08:42

Beni kirmayip yorum yaptiginiz icin tesekkurler. Bu danistay kararini biliyorum. Fakat bu karardan yillar sonra yanlis hatirlamiyorsam gecen sene nisan ayinda Devlet memurlari disiplin yonrtmeligi cikti bildiginiz uzere. Orada net bir sekilde "muhakkik, idarenin savunma alma ve ceza verme hakki haric butun yetkilerine haiz olup..." maddesi eklendi. Bu danistay karari ile yonetmelik celisiyor. Mahkemelerin lehe olan hükmü uygulamalari gerekmez mi sizce. Saygilarimla üstad.

Yol Gösteren, 2 yıl önce

...soruşturmacının davacıya isnat edilen eylemlerle yedi günden az olmamak üzere süre tanıyarak savunmasını aldığını, gerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 130 uncu maddesinde gerekse 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 53/A maddesinde savunmanın soruşturmayı yapan tarafından da alınabileceği belirtildiği gibi soruşturma sürecinin tamamlanmasından sonra disiplin amiri tarafından ayrıca savunma alınmasının zorunlu olduğuna dair bir düzenleme de bulunmadığından, disiplin soruşturması sırasında davacının usulüne uygun olarak savunmasının alındığı gerekçesiyle İdare Mahkemesinin kararını bozmuştur.

Soruşturmacı Tarafından Alınan Savunma Yeterli Midir? - Memurlar.Net


poldayxx
Aday Memur
05 Mart 2022 17:25

sayın hocam selamun aleyküm

ben ailevi bir nedenden ötürü bi anlık tahrikle telefonda birine küfür hakaret ettim. ses kaydına aldıysa şikayet edecektir muhtemelen. görevle vs alakası yok görevdede değildim. ne gibi bir ceza alabilirim, memuriyetime nasıl bir etkisi olur. sicilim vs temiz herhangi bir cezam falan yok.


Yol Gösteren
Daire Başkanı
05 Mart 2022 19:54

Devlet memurluğuna alınmada aranan ve DMK 48/A bendi ile düzenlenen genel şartlardan ?Kamu haklarından mahrum bulunmamak? (48/A-4) ve yine aynı bentte düzenlenen ?Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak? (23.1.2008 tarih ve 5728/317. madde ile değişik 48/A-5) gerekmektedir. Dolayısıyla kamu haklarından yasaklı olanlar ya da 5. alt bentte sayılan şartları taşımayanlar memur olamazlar.

YUKARIDA HANGİ SUÇLARIN MEMURLUĞA ENGEL OLDUĞU BELLİ... HAKARET SUÇU MEMURLUĞA ENGEL DEĞİLDİR... BAŞKA BİR ANLATIMLA MEMUR OLAN BİRİ HAKARET SUÇUNDAN CEZA YERSE MEMURLUĞA ETKİSİ YOKTUR... ANCAK HAKARET ETTİĞİN KİŞİ GÖREV YAPTIĞIN ASTIN VEYA ÜSTÜN VEYA DENGİN BİR MEMUR İSE FARKLIDIR... VEYA GÖREVLE İLGİLİ BİR KONUDAN DOLAYI VATANDAŞA HAKARET ETTİN İSE FARKLIDIR..

ANLATTIĞIN KADARIYLA İDARİ YÖNDEN BİR CEZA ALMAZSIN.. ADLİ YÖNDEN ALABİLİRSİN.. ADLİ YÖNDEN ALACAĞIN CEZA İSE 1 YILI GEÇMEYECEĞİNDEN İDARİ YÖNDEN SIKINTI OLMAZ... KAL SAĞLICAKLA...

poldayxx, 2 yıl önce

sayın hocam selamun aleyküm

ben ailevi bir nedenden ötürü bi anlık tahrikle telefonda birine küfür hakaret ettim. ses kaydına aldıysa şikayet edecektir muhtemelen. görevle vs alakası yok görevdede değildim. ne gibi bir ceza alabilirim, memuriyetime nasıl bir etkisi olur. sicilim vs temiz herhangi bir cezam falan yok.


poldayxx
Aday Memur
05 Mart 2022 20:19

yok hocam tamamen ailesel konu görevle veya normal vatandaşla hicbir alakası yok. 1yildan fazla ceza verirse bunuda para cezası yada hagb yaparsa ne olur


Yol Gösteren
Daire Başkanı
05 Mart 2022 20:29

bir şey olmaz rahat ol....

poldayxx, 2 yıl önce

yok hocam tamamen ailesel konu görevle veya normal vatandaşla hicbir alakası yok. 1yildan fazla ceza verirse bunuda para cezası yada hagb yaparsa ne olur


poldayxx
Aday Memur
05 Mart 2022 21:28

tamam hocam çok teşekkür ederim cevabınız için içimi rahatlattiniz


Memur2022
Aday Memur
10 Mart 2022 09:42

Merhaba, istinafta dosyam var. Görevimde açıktayım. Dün akşam sibil polsgelip bu adreste oturup oturmadığımı teyit edip not alıp gitti. Adres teyidi neden yapılır bilgisi olan var mı?


Yol Gösteren
Daire Başkanı
10 Mart 2022 23:48

Hangi kurumda olduğun veya neden görevden uzaklaştırıldığın önemli olmamakla birlikte...(POLİS ve JANDARMA hariç.. polis ve jandarma izinsiz il dışına çıkamaz..)

657 sayılı Devlet memurları Kanunun İkamet mecburiyeti başlıklı mülga ek 20 inci maddesinde Devlet memurlarının görev yaptıkları kurum ve hizmet birimlerinin bulunduğu yerleşme merkezlerinde (mücavir alanları dahil belediye ve köy hudutları içerisinde) ikamet etmeleri esastır.

Devlet memurlarının görevini aksatmamak kayıt ve şartıyla birinci fıkrada belirlenen hudutlar dışında ikamet etmelerine mensup oldukları kurumun yetkili amirince izin verilebilir.

Devlet memurları, ikamet ettikleri il hudutlarını tatillerde ancak yetkili amirin izniyle terk edebilirler. ifadesi yer almakta idi.

657 sayılı Devlet memurları Kanunun "İkamet mecburiyeti" başlıklı ek 20 maddesi, 13/02/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanunun 117 inci maddesinin (g ) bendi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde

1-Devlet memurlarının hafta sonu veya izinli iken il dışına çıkışlarını düzenleyen kanun hükmü bulunmamaktadır.(polis ve jandarma hariç)

2-Görevden uzaklaştırılan memurlar hakkında da il dışına çıkma ile ilgili kanun bulunmamakla birlikte, memuriyet durumunun devam etmesi mesai saatleri içinde idarece çağrılabileceğiniz düşünüldüğünde mesai günlerinde il dışına çıkmamanızın iyi olacağı düşünmekteyim.

Polisten adres araştırması istenmesi usulü

T.C

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Emniyet Genel Müdürlüğü

Sayı : B.05.1.EGM.0.11.49761 25/12/2012

Konu: Adres Tespiti İşlemleri

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI GENELGE NO: 2012/?3

EGM GENELGE NO : 2012/113

İlgi: a) 21/05/2008 tarihli ve 26882 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2008/8 nolu ve "Adres Kayıt Sisteminin Uygulanması" konulu Başbakanlık, genelgesi.

b) Adalet Bakanlıgı'nın, Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına muhatap 21/01/2008 tarihli B.03.0.HIG.0.00.00.03.647.03.02.7.2005-1742 sayılı ve "Adres ve Kimlik Bilgileri" konulu yazısı.

Resmi Gazete'de yayımlanan 24703/2006 tarihli ve 2006710316 sayılı E-Devlet Kapısının Kurulması, İşletilmesi ve Yönetilmesine ilişkin Karar çerçevesinde devlet kurumlarına sistemi kullanmaları için yükümlülük getirilmiştir.

Polisin görevleri, basta 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu (PVSK) olmak üzere ilgli mevzuatlarda düzenlenmiştir. Genel güvenliğin sağlanması kamu düzeninin korunması, suç önleme ve soruşturma hizmetleri esastır. Geçmişten günümüze kadar yerleşik ve yanlış bir uygulama olarak, belirtilen görev alanları ile doğrudan ilgili olmayan birtakım adres tespiti işlemlerinin de polisten talep edildiği görülmektedir.

Adres tespitini de düzenleyen 7201 Tebligat Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 1959 yılında. Ülkemizde özellikle iletişim olanaklarının ve posta hizmetlerinin sınırlı olduğu, bunun yanında yerleşim alanlarına devlet görevlilerinin ulaşması ve kamu hizmetlerinin götürülmesi yönüyle sorunlar yaşandığı bilinmektedir. Dönemin koşulları ve posta hizmetlerinin sınırlılığı nedeniyle o dönemde dahi polise "belirli bir alana" münhasır olmak üzere tebligat ve adres tespiti görevi verilmiştir. Günümüzde ise adrese dayalı kimlik paylaşım sistemine geçilmiş, hak ve özgürlüklerin kullanımı bakımından kişilerin yerleşik adres bilgilerim yetkili kamu makamlarına bildirme yükümlülüğü getirilmiş ve buna ilişkin birtakım idari yaptırımlar öngörülmüştür.

Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde taraflardan biri de vatandaş olduğundan bireylerin kayıtlı bulundukları adreslere İlişkin bilgiler de büyük önem taşımaktadır. Oluşturulan Kimlik Paylaşımı Sistemi ile bu alanda çağdaş bir hizmet anlayışı yaşama geçirilmiştir. Ancak bunun birçok kurum ve kuruluş tarafından kullanılmadığı görülmektedir.

İcra müdürlükleri başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlardan polis birimlerine yapılan adres tespiti talepleri, polisin asli görevlerini yapmasını engelleyecek derecede iş yüküne sebep olmaktadır. Adres tespiti işlemlerinin polis tarafından yürütülmesi para, zaman, iş gücü kaybına neden olarak, polisin asli görevi olan kamu düzeninin sağlanması ve suçla mücadele hizmetlerinin yürütülmesinde aksamalara sebebiyet vermektedir.

Adres tespiti işlemleri, yetkili kurum ve kuruluşların görevli bulunduğu ve doğrudan polis görev sahasında yer almayan hizmetlerdir. Konu ile ilgili mevzuatta açık hükümler bulunmaktadır.

1. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun SO'nci maddesine göre adres bildirimlerini kayda geçirmekten nüfus müdürlükleri, sorumlu tutulmuştur. "Adres bilgilerine erişilmesi, adreslerin doğruluğunun sağlanması ve her turlu adli ve idari hizmetin etkinliğinin artırılması" bakımından Kanunun "Adres bilgilerinin kullanımı" başlıklı 52'nci maddesinin bir, üç ve dördüncü fıkralarında;

(1) Bakanlık, talepleri halinde kurumlara, usül ve esasları Bakanlıkça tespit edilmek üzere adres bilgilerini elektronik ortamda Adres Paylaşımı Sistemi ve Kimlik Paylaşımı Sistemi çerçevesinde verebilir.(2), (3) Kuramlar, yürütecekleri is ve işlemlerde Genel Müdürlükle tutulan adres bilgilerini esas alırlar. (4) Adrese İlişkin bilgi ve belgeler nüfus müdürlüklerinden, Adres Paylaşımı Sisteminden veya Kimlik Paylaşımı Sistemine bağlanarak bu sistemdeki kayıtlara uygun belge üretebilen muhtarlıklardan temin edilebilir. Bu şekilde üretilen belgelerin güvenliği Bakanlığın tespit ettiği usül ve esaslara göre sağlanır." hükümleri yer almaktadır.

2. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun ilgili hükümlerinde, adres tespitinin nasıl yapılacağı düzenlenmiştir. Kanunun 28'inci maddesinde, tebligat yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamayan kimsenin adresinin meçhul sayılacağı ve adresin meçhul olmasına bağlı olarak nasıl tespit edileceği belirlenmiştir. Maddenin üçüncü fıkrası, "Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir. (Değişik cümle; 19/03/2003 - 4829 S.K/9. md.) Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir." hükmünü amirdir.

25 Ocak 2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmî Gazeıe'de yayımlanarak yürürlüğe giren

25 Ocak 2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in "Adresin meçhul olması" başlıklı 48 inci maddesinde;

(1) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti İçin tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır.

(2) Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmi veya özel kurum ve

dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır,

(3) Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır,

(4) İlanen tebligat, bu maddedeki usuller izlendikten sonra başvurulacak son çaredir. hükmü yer almaktadır.

3. 15 Aralık 2006 tarihli ve 26377 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 15/08/2007

tarihinde yürürlüğe giren Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği'nin "Adres bilgilerinin kullanılması" başlıklı 21'inci maddesinde de, "(1) Kurumlar ve diğer kişiler, iş ve İşlemlerinde MERNİS veri tabanındaki adres bilgilerini esas alırlar.. (2) İlgili kurum, hizmet sunumunda Kimlik Paylaşımı Sisteminde yer alan yerleşim yeri ve diğer, adres bilgilerine göre işlem tesis eder. Kişinin beyan ettiği adresle Kimlik Paylaşımı Sistemindeki adresin farklı olması durumunda: mevzuatın engel teşkil etmemesi halinde, kişiye adres beyan formu doldurularak hizmet sunumu gerçekleştirilir. Formu alan kurumca 11 'inci maddede belirtilen şekilde İşlem tesis edilir." hükümlerine yer verilmiştir.

4. Adres bilgilerine erişilmesi ve kullanılması ile ilgili olarak Başbakanlık tarafından 2008/8 nolu ilgi (a) genelge yayımlanmıştır. Genelgede aşağıdaki tedbirlerin alınması istenmiştir;

a) Kamu kurum ve kuruluşları yaptıkları işlemlerde MERNİS veri tabanında yer alan ve TC. kimlik numarası üe ilişkilendirilmiş bulunan "Kimlik Paylaşımı Sisteminden (KPS) temin edecekleri yerleşim yeri ve diğer adres bilgilerini esas alacaklardır. Henüz KPS'ye bağlanmayan kamu kurum ve kuruluşları ise hazırlıklarını en kısa sürede tamamlayarak KPS'yc bağlanacaklardır.

b) Kırtasiyeciliğin ortadan kaldırılması Hükümetimizin öncelikli hedeflerindendir. Bu bağlamda, kamu korum ve kuruluşlarınca yürütülen İş ve işlemlerde, nüfus müdürlüklerinden veya vatandaşlarımızdan yerleşim yeri ve diğer, adres belgesi (İkametgah ilmühaberi) ile nüfus kayıt örneği istenmeyecek, bu belgeler, ilgili kuruluş tarafından doğrudan KPS'den elde edilecektir

c) Kurumlar, her türlü İş ve işleminde, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından

belirlenen (TS EN 14142-1) adres standardına uyacaklardır

5. Adalet Bakanlığı'mn adres ve kimlik bilgilerinin belirlenmesine ve temin edilmesine İlişkin olarak Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği ilgi (b) yazıda ise: maliyet ve zaman kaybının önlenmesi yönünden adres ve kimlik bilgilerinin mahkeme veya icra müdürlüklerinin bulunduğu yer nüfus müdürlüğünden temin edilmesi İçin keyfiyetin yargı çevrelerindeki Cumhuriyet savcılıkları ile icra ve iflas müdürlüklerine ve bilgileri bakımından mahkemelere duyurulması istenmiştir.

Yukarıda belirtilen esaslar dahilinde adres tespiti konusunda polise doğaldan bir görev verilmemiştir. İlgili yasal hükümler doğrultusunda kişilerin adres tespitinde, ilgili kurum ve kurulukların da paylaşımı ve kullanımına açılan Adres Kayıt Sisteminin kullanılması gerekmektedir.

Bu çerçevede polis birimlerince adres tespiti ve teyidi taleplerinin yerine getirilmesinde, aşağıdaki esaslara uyulacaktır:

1. Tebligata ilişkin adres araştırması görevi Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 48/1 maddesi hükmü ile tebliği çıkaran mercie ait bir görevdir. Yönetmelik'te bunun nasıl yapılacağı belirli bir sıralamaya tabi kılınmıştır. Buna göre; (l)Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmi veya özel kurum ve dairelerden, (2} Bunlardan sonuç alınamadığı takdirde koltuk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir, (3)Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır.

2. Kişilerin adresi öncelikle Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü il ve İlçe birimleri ile diğer İlgili kurumlar nezdinde araştırılacaktır, Gerçek kişiler tarafından polis birimlerine yapılan adres tespiti taleplerinin yetkili nüfus müdürlüklerine yönlendirilmesi sağlanacaktır.

3. İlgili mevzuat gereğince her türlü adres tespitinde, Kimlik Paylaşımı Sistemi'nde yer alan bilgilerin kullanılması ve polisten bu yönde talepte bulunulmasının önlenmesi yönünde mülki idare amirlerimizce gereken tedbirler alınacaktır.

4. İlgili kurumlardan araştırma yapılmaksızın veya Kimlik Paylaşımı Sistemi

kullanılmaksızın, polisten yerine getirilmesi istenilen adres tespiti talepleri, açıkça yukarıda, belirtilen mevzuat hükümlerine aykırı olduğundan, bu talepler İşleme konulmaksızın yetkili mülki idare amirinin imzası ile talepte bulunan kuruma iade edilecektir.

5. 7201 sayılı Kanunun'un 28/3 maddesi ve Yönetmelik hükmüne göre; kişinin adresi, resmi veya hususi kurumlar ve dairelerden,.ilgili mevzuat dahilinde yetkili nüfus müdürlüklerinden tespit edilememiş ve Kimlik Paylaşımı Sistemi'nde yet almıyor veya belirlenen adresler yanlış ise adres tespiti isteyen kurumun nerelerde araştırma yaparak sonuca ulaşamadığını gerekçelendirerek en son çare olarak adresin araştırılması için polisten talepte bulunulabilecektlr. Kimlik Paylaşımı Sistemi'nde bilgisi yer alan kişinin adresinin tespit ve teyidi için ayrıca polis görevlendirilmemesi için gereken tedbirler alınacaktır.

Adres tespiti işlemlerinin belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülmesini, Yönetmelik hükümlerine ve Başbakanlık genelgesine uygun hareket edilmesinin sağlanması yönünde bütün kurum ve kuruluşların bilgilendirilmesi ve koordinenin .sağlanmasını;

Arz ve rica ederim.

İçişleri Bakanı

Gelen Polislere sorsaydın.. Neden adres tespiti yapıyorsunuz veya evde olup olmadığımı araştırıyorsunuz.. diye...

KAL SAĞLICAKLA...

Memur2022, 2 yıl önce

Merhaba, istinafta dosyam var. Görevimde açıktayım. Dün akşam sibil polsgelip bu adreste oturup oturmadığımı teyit edip not alıp gitti. Adres teyidi neden yapılır bilgisi olan var mı?

07 Mayıs 2022 18:39

Idare mahkemesine dava açma süresi nasıl durur.


Hukukseverr
Aday Memur
27 Mayıs 2022 23:57

Güzel yazı. Tebrik ederim. Benim tecrübelerim yukarıda yazılanların aynısı. Mesleğimin 8. Yılında birim sorumlusu olduğum için birimimden bir bayanı başka birime gönderdim. Çalışmadığı için. Aleyhimde 3 sayfa ifade verip yalan deliller uydurup cinsel taciz iddiası ile soruşturma başlatıldı. Aklanmam 2 sene sürdü. Benim kötü bir niyetim olsa amirlerime bu kadını neden şikayet edeyim, odamdan neden göndereyim şeklinde beyanlarım tanık ifadeleri ile desteklenince, eşimde duruşmada olduğunu onun bile inanmadığını hakim görünce verdi beraati. Açığa alındım, kadın koruma kanunu vs durumu biliyorsunuz. Şuanda görevde yükselme ile müdür yardımcısı oldum . Allah hepimizi başta iş arkadaşımızın şerrinden, gölgesinden korkan insanlardan adli ve idari soruşturmalardan kovuşturmalardan uzak eylesin.

Faint
Aday Memur
29 Mayıs 2022 12:15

Amin :) Zor süreç geçirmişsin müdürüm. Allah iftiradan korusun hepimizi...

Hukukseverr, 2 yıl önce
Güzel yazı. Tebrik ederim. Benim tecrübelerim yukarıda yazılanların aynısı. Mesleğimin 8. Yılında birim sorumlusu olduğum için birimimden bir bayanı başka birime gönderdim. Çalışmadığı için. Aleyhimde 3 sayfa ifade verip yalan deliller uydurup cinsel taciz iddiası ile soruşturma başlatıldı. Aklanmam 2 sene sürdü. Benim kötü bir niyetim olsa amirlerime bu kadını neden şikayet edeyim, odamdan neden göndereyim şeklinde beyanlarım tanık ifadeleri ile desteklenince, eşimde duruşmada olduğunu onun bile inanmadığını hakim görünce verdi beraati. Açığa alındım, kadın koruma kanunu vs durumu biliyorsunuz. Şuanda görevde yükselme ile müdür yardımcısı oldum . Allah hepimizi başta iş arkadaşımızın şerrinden, gölgesinden korkan insanlardan adli ve idari soruşturmalardan kovuşturmalardan uzak eylesin.
Toplam 32 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi