Eylulde okullar açılır mı?

Hibrit Modeli Eğitim Sistemi Uygulanacak gibi görünüyor. Uygulmada aksaklıklar olursa revize edileceğini tahmin ediyorum. Zor bir eğitim süreci bizi bekliyor.

her durumda en büyük sorun küçük sınıflarda yaşanacak.Bu yıl il içi yer değiştirme ile yeni bir okula atandım. Büyük bir sürpriz olmazsa birinci sınıf okutacağım. Kara kara düşünüyorum. Uzaktan eğitimle birinci sınıf okutmak demek veliye bağımlılık demektir. Okuma yazma bilmeyen bir çocuk, EBA'ya nasıl girecek? Canlı ders uygulamasını nasıl kullanacak? Bu işleri illa ki veliler yapmak durumunda. Bu konuda sorumluluk alacak veliler olacağı gibi sürece katkıda bulunmayacak olanlar da çok olacaktır. Sonuçta yüz yüze eğitimde de bu velilerle uğraşıyorduk. Çocuğun ödeviyle soba yakan veli vardı yahu. Daha kırsal bölgelerdeki internet bağlantısı ya da cihazı bulunmayan aileleri saymıyorum.

Hibrit sistemde öğrenciler haftanın belli günleri okula gelecek. Dersler açısından bu belki yeterli olabilir ama kış ayları gelip grip sezonu başlayınca hibrit sistem de sürdürülebilir olmayacak.

Bu çocuklar okula gelince hijyen ve mesafe kurallarına da uyamayacaklar.

Bazı bölgelerde çıkacak tüm sıkıntıları öğretmenlere yıkacak tıynette yöneticiler olacaktır. Nöbet görevleri işkenceye dönecektir. Sadece öğretmen için değil öğrenci için de zor olacaktır. Çocuk arkadaşıyla teneffüste oyun oynamak isteyecek ama sürekli öğretmenden uyarı alacaktır mecburen. Küçücük çocuklar nasıl anlayacak virüsün toplumsal bir tehdit olduğunu.

Neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Bir de okuma yazma ve temel Matematik kavramları öğretilmek zorunda ki bu baskıyı daha fazla hissedeceğiz.

Öyle ya da böyle birileri bu sorumluluğun altına girecek. Üstelik yaşlı ve hasta anne babamı da düşünmek zorundayım. Kışları benim evimde kalıyorlardı. Şimdi kiraya çıkmayı düşünüyorlar. Gerçi Mart ayından beri "yattığımız" için bunları söyleyince linç ediyorlar. Öyle bir güruh var ki salgın başladığından beri aldığımız paralar,onların içinde kin ve nefret biriktirdi. Ve ancak birkaç öğretmen virüsü kapıp ölürse içleri soğuyacak.

Bakan Ziya Selçuk'tan "Okulların Açılması" Açıklaması

Bakan Selçuk'tan öğrenci ve velilere 'maske' uyarısı

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, çocukların birbirleriyle sosyal mesafesini korumak ve okulları sağlıkla açmak için gece gündüz çalıştıklarına işaret ederek, "Çocukları ve yetişkinleri bayramda denizde, plajda, parkta, sokakta bu kadar yakın temaslı maskesiz görmek üzücü. 'Okulları birlikte açacağız' diyoruz. Bunun için gerçekten çabalayamaz mıyız?" uyarısında bulundu.

Selçuk, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Sınıf mevcutlarını azaltmak, teneffüste çıkacak öğrenci sayısını ayarlamak, sabahçı ve öğlencilerin karşılaşmasını engellemek, çocukların ortak alanlarda aynı zamanda bulunmaması için planlama yapmak, sıralar arasında boşluk sağlamak. Kısacası çocuklarımızın birbirleriyle sosyal mesafesini korumak ve okullarımızı sağlıkla açmak için gece gündüz çalışıyoruz. Çocukları ve yetişkinleri bayramda denizde, plajda, parkta, sokakta bu kadar yakın temaslı maskesiz görmek üzücü. 'Okulları birlikte açacağız' diyoruz. Bunun için gerçekten çabalayamaz mıyız?"

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'dan okulların açılacağı tarih için çarpıcı açıklama! 31 Ağustos tarihi erken mi ?

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, dünyayı saran pandemi ile mücadele sürerken Türkiye dahil tüm ülkelerde okulların açılmasına yönelik uygulamaların en zor karar olduğunu belirtti. Prof. Dr. Ceyhan, "Okullar için açılış tarihi olarak açıklanan tarih konusunda erken diyemiyoruz çünkü geç dediğiniz bir tarihte bundan daha iyi olacağının garantisi yok" dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı koronavirüs nedeniyle mart ayında eğitime ara verilen okulların, 31 Ağustos'ta tekrar açılacağını bildirdi. Okulların açılma tarihi belli oldu ancak koronavirüsün etkilerinin sürmesi ile uygulanacak sistem merak konusu oldu. Milli Eğitim Bakanlığı'nca yapılan açıklamalara göre, uygulamalar arasında en fazla öne çıkan konu ise karma eğitim oldu. Okullarda sosyal mesafenin korunmasına yönelik sınıflarda yapılacak düzenlemelerin yanı sıra bir kısım öğrencinin evde online eğitim alırken, bir kısmının ise yüz yüze eğitim göreceği değerlendiriliyor. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye'de dahil tüm ülkelerde okulların açılmasına yönelik uygulamaların en zor karar olduğunu belirtti, son yapılan araştırmalara göre 10-19 yaş grubunun virüs bulaştırma riskinin çok daha yüksek olduğunun belirlendiğini dile getirdi.

'ÇOCUKLARDA ÇOK VİRÜS YOK, SADECE ÇOK AKTİFLER'

Çocukların virüs alsa bile bulaştırmayacağı iddia edildiğini ancak son dönemde yapılan çalışmaların bunun doğru olmadığını gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, "Güney Kore'de yeni çıkan çalışmada bulaşların hangi yaş gruplarında ne kadar olduğuna bakıldı ve görülen en yüksek ev içi temasta en yüksek bulaş 10-19 yaş grubunda. Evin içinde virüsü taşıyan 10-19 yaş aralığında ise diğer yaş gruplarına göre daha çok bulaştırıyor ama dışarıda ev dışında arkadaş ortamında ise 20 yaş üstü daha riskli. İkisini kıyasladığında evde bir kişide virüs varsa bulaştırma ihtimali yüzde 11.8 iken, arkadaş ortamlarında virüs taşıyan biri varsa bulaştırma ihtimali sadece yüzde 1.9. O halde en büyük bulaş ev ortamında ve bunu en çok 10-19 yaş arasındaki çocuklar sağlıyor. Bu da çocuklarda çok virüs çıkıyor olarak anlaşılmamalı çok aktifler, evin içinde kontrolü sağlamak çok zor. Mesafeye dikkat etmeleri, evin içinde maske takmaları mümkün olmuyor gibi nedenlerle de bulaştırdıkları gösterildi" diye konuştu.

'ÇOCUKLAR GENELDE BELİRTİ VERMİYOR'

Çocuklarda genellikle virüsün belirti vermediğini ve bu nedenle hastalığı bulaştırdığında zaman konusunda bir dezavantaj yarattığını belirten Prof. Dr. Ceyhan, "Okullardaki dezavantaj bulaşan çocukların çoğu hafif ve belirtisiz geçirdiği için farkına varamıyorsunuz. O çocuk evde daha riskli ağır seyredebilecek, yaşı yüksek, kronik hastalığı olan birine bulaştırdığı zaman anlayabiliyorsunuz bu da tedbir almanızı geciktiriyor. Hangi okul olduğunu bulup tedbir aldığınızda bulaşın üzerinden ay geçmiş oluyor. O yüzden okulların açılması her ülkede en zor karar verilen konulardan biri. Bir ülkede salgın başladığında ilk kapatılan yerlerden biri okul oluyor. Türkiye'yi düşünürseniz 18 milyon kişiden bahsediyoruz. Bunları kontrol etmek kolay değil" dedi.

'SINIFLARDA 1,5 HATTA 2 METRE MESAFENİN KORUNMASI GEREK'

Okullar açıldığında sınıflarda alınması gereken tedbirlere de değinen Prof. Dr. Ceyhan, karma eğitimden söz edildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Belli tedbirler alınacaktır ancak bu tedbirleri almak da kolay değil. Sayın Milli Eğitim Bakanının konuşmalarından anladığım kadarıyla karma eğitim uygulanacak gibi görünüyor. Bilim Kurulu önerilerinde 1 metre bir mesafeden bahsediliyor. Bu hiç güvenli olmayan bir mesafe. 1.5 metreden aşağısı tehlikeli. Hele de bir de çocuk maskesini çıkaracaksa bu mesafenin 2 metre olması lazım. Sınıfların çok iyi bir şekilde havalandırılması lazım. Sınıflara giriş çıkışların çok iyi bir şekilde kontrol edilmesi lazım. Bu da ancak sınıfları ikiye, üçe bölerek karma eğitimde bir kısmı internetten bir kısmı okulda yüz yüze yapılabilir. Fakat anne baba çalışıyorsa o çocuklar okul saati dışında ne yapacağı belirsizleşiyor. Birçok zorluğu olan ve karar vermekte zorlanılan bir konu. Şu anda dünyada ülkelerin tartıştığı konular arasında birinci sırada."

EN ZOR KARAR OKULLARIN AÇILMASI

En zor karar verilecek konuların başında eğitim sistemi geldiğini belirten Prof. Dr. Ceyhan, "Okullar için açılış tarihi olarak açıklanan tarih konusunda erken diyemiyoruz çünkü geç dediğiniz bir tarihte bundan daha iyi olacağının garantisi yok. Virüsün mutasyon riski var. Salgının iki seneden önce bitme ihtimali çok yüksek. Bir dönem ara verilmesi de çok zor. Çocukları evde bırakacak olan çalışan anne ve baba açısından o da zor. Üzerine çok çalışılması gereken bir konu. Bunun için Milli Eğitim Bakanlığından, Sağlık Bakanlığından, Çalışma Bakanlığından eğitim ve tıp fakültelerinden grupların çok sıkı bir şekilde çalışıp bir arada karar vermesi gereken bir konu. Bence en zor karar verilecek konu bu" diye konuştu.

Sınıfların mevcudunun azaltılması, ders süresinin kısaltılması virüsün bulaşmasını engellemez ki! Bu virüs 1 dakika ders yapsan bile bulaşabilir, sınıfta 3-4 kişi olsa bile onlar birbirine temas ettiğinde, nefes alıp verirken vb. birisinde bile virüs olsa bulaşabilir, bunlar çözüm değil, bence bu işin tek çözümü; bütün öğrenci ve öğretmenlere sürekli test yapmak , aksi takdirde okullar açılamaz , eğer hiç bir tedavi bulunmamışken bu şekilde okullaraçılırsa her durumda virüs bulaşabilir ve insanların sağlığı tehlikeye girer

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. Hem açılmasın, hem açılsın diyesi geliyor insanın.

Vaka sayıları yine 1000 in üzerine çıktı, okulların açılması ne kadar mantıklı olacak ? Sanırım son dakikaya kadar bekleyecekler açıklama yapmak için

Şu anda bile bilinen vaka 1000'in üzerinde, kaldı ki bayram sonu bilinen vaka 2 bini, bilinmeyen filyasyon/asemptomatik vaka kaydı ise 5 bini aşacakken, uzaktan eğitim metodu dışında okullar her halukarda açılmaz. Bu mümkün değil. Uzaktan eğitimin de açıklamalarına katılıyorum ve kesinlikle açık öğretimden bir başka yolu yordamı kalmadığı meydanda... Fakat geç kalınıyor.. Çünkü Anadolu üniversitesinin uygulama tabanı baz alınarak acilen bazı taşlar yerine konulmak zorunda..

Hakikaten geç kalınıyor.. Yoksa bu gidişatla okulları açarak yeniden kapamanın altındaki sebepler, vatandaşı özel okul kayıtları için kandırmaktan başkaca bir ferasetsizlikle bağdaşmıyor.

İrade yok ortada, devlet aklı yok, yalnızca tek bir üst akıldan yola çıkılırsa olacağı budur veselam.

Hiç bir yorum yapamadan paylaştığım, bakanın veya enfeksiyon hastalıkları uzmanının açıklamalarına bile eksi atıyor bazı arkadaşlar. Onlar kimse ok komik oluyorlar.

Sağlık açısından bakarsak, sen istediğin kadar önlem al, uygulamada hiç birinin tutmayacağını, okulların açılmaması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Çoğu büyükler bile olayı artık ciddiye almazken o çocukların bu kurallara harfiyen uyacağını cidden düşünen var mı gerçekten? Hiç birbirimizi kandırmayalım. Lakin işin bir de ekonomik ve sosyal boyutu var. Özel okullar, servisçiler, kantinciler, kırtasiyeciler, çalışan anne babalar ve hatta artık evde canı sıkılmış olanlar... Tam bir aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumu var. Sorumlular inşallah doğru kararları alabilirler.

Okullar açılırsa facia ile karşılaşacağımıza eminim. Ben Urfa'da öğretmenlik yapıyorum şuan ve ortaokulda yarım gün olmasına rağmen (ikili sistem) öğrenci sayımız oldukça yüksek. Öğrencileri sınıflara ölmek vs. oldukça hayal olur. Kaldı ki Urfa'daki salgın durumu çoğu şehirden de oldukça yüksek. Okulların açılması durumunda risk çok yüksek bizde yani.

MEB istediği kadar önlem alsın ve öğretmenler bu önlemlere uysun (ki öğretmenlerin uyacağı konusunda büyük şüphelerim var; şuana kadar gördüğüm durum sınavlarda vs. hiç iç açıcı değildi) öğrencilerimiz çocuk. Kuralları 1 gün uygularlar, 2 gün uygularlar, 3. günde birbirlerinin üzerine binip oyun oynarlar. Kaçınılmaz bu.

Uzaktan eğğtim olmaz o öğretim olur..Bu şekilde nesil yok olur gider.Çok zor kararlar

Uzaktan eğitimi küçümsemeyiniz!, bence planlı ve doğru bir şekilde verilirse uzaktan eğitim de çok etkili olur, ama planlı olmazsa, örneğin 'hadi yarından itibaren canlı ders yapmaya başlıyoruz' diyerek öğrencilerin ve öğretmenlerin durumlarını, maddi manevi koşullarını dikkate almadan yapılırsa etkili olmaz ve herkesin eşit eğitim alamaması gibi birçok haksızlıklara yol açar

Uzaktan eğitim meselesi çok küçümseniyor. 2020 dünyasında uzaktan eğitimden faydalanan milyonlarca insan var. Son derece kullanışlı.

Prof. Dr. Mehmet Çilingiroğlu'nun görüşü:Bu virüs bu kadar yayılmış ve vakalarımız hızla artarken, inşallah bir yanlış daha yapıp biricik çocuk ve gençlerimizi illaki okula ve Üniversitelere göndereceğiz diye fiziksel olarak okula gitmelerine neden olup onların ve ailelerinin hayatlarını riske atmayız. On line eğitim

Okullar erken açılıyor diyemeyiz: İleride daha iyi olacağının garantisi yok

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Milli Eğitim Bakanlığı?nın okulların açılış tarihi olarak belirlediği 31 Ağustos için şunları söyledi: Okullar için açılış tarihi olarak açıklanan tarih konusunda erken diyemiyoruz, çünkü geç dediğiniz bir tarihte bundan daha iyi olacağının garantisi yok.

inşallah açılır çok doğru demiş zaten prof mehmet öz de açılması taraftarı yanlış bilmiyorsam

#okullarıbirlikteaçacağız

Bu pandemi bu şekilde 2-3 yıl sürdü diyelim. 2-3 yıl hiç okullar açılmayacak mı? Hep uzaktan eğitim nasıl olacak? Her türlü önlem alınıp haftada 3 gün ve azaltılmış sınıf şeklinde okullar açılmalı. Sizin çocuğunuz yok mu, onların eğitimden geri kalması sizi hiç mi rahatsız etmiyor? Benim gibi fikir belirtenleri hemen linç ediyorsunuz.

Virüs tehlikesi var ve artarak devam ediyor, ortada bulunan ne ilaç var ne de aşı, bir insanın sağlığı tehlikede olduktan sonra gerisinin hiçbir anlamı yok, insanlar haklı, hem sizin bu aceleniz ne? Sağlık tehlikesi ortadan kalktıktan sonra herkes ister iyi eğitim almayı, okula gitmeyi vb., virüsün herkese bulaşma riskini ortadan kaldıracak bir yöntem bulundu mu yoksa?

Acaba sınıfları bahçeye, parka taşımak mümkün olur mu? Sosyal mesafe kuralları çiğnenmeden, temiz havada. Güzel fikir gibi ama uygulanabilirliği tartışmalı.