Editörler : E.Kayı Han

Özkan47
Daire Başkanı
23 Eylül 2012 12:41

iyide ben günümüzde yanlış yapanları yanlışlarını mezhebe sünnete mal edenleri savunmuyorum ki tabiki hurafe inançlar türemişitir bu tür yanlış itikatlara sahip insanlar vardır...ama bunun ne sünnetle ne mezhep imamları ile bir alakası yoktur...aynı yanlışı yapanlar işlerine gelince Kuranı bile çarpıtyorlar bu forumda bile çok görüyoruz bunu.. her şey insanın ilminde bitiyor.. zaten yazıyı dikkatli okumuşsanız bir insanın bir mezhep imamamının görüşünü kabul etmesi için o görüşü dellileri ile bilmesi gerekir dellilerini görüp uygun olduğunu düşünmüyorsa o görüşe uyması haramdır diyor..bunu yapmıyorsa o imama uyması zaten doğruda değildir..kaç insan bunu yapıyor ki..bizde mezhepçilik biraz taklitçilik olmuş ama bu büyük alimlerin yanlış söylediklerini hak olmadıklarını göstermezki herkesin yanlışı doğrusu kendisine..biz sünneti içtihadı yanlış yorumluyorsak bu sünnetin içtihadın yanlış olduğunu mu gösterir.aynı şekilde biz Kurandan yanlış hüküm çıkarıyorsak haşa bu onun yanlış olduğunumu gösterir..

evet bende düşünemiyorum bana Kurana aykırı tek bir sünnet söyleyin Kuranın helal dediğine haram diyen veya haram dediğine helal diyen eğer öyle bir hadis varsa ve bunla ilgili 4 büyük mezhepte tek bir hüküm varsa dediğinizi bende kabul ediyorum bunu bütün samiyetimle söylüyorum...tabiki kesinlikle refaransımız Kuran olacaktır..ama Peygamber efendimiz(S.A.S) kendi şahsi fikirlerini söylemiyorki Kuranla çelişsin kendi kafasına göre konuşmuyorki..Kuranda geçiyor doğru söylediği doğru konuştuğu zaten bütün peygamberlerin sıfatıdır bu..bakın zaten hadis alimleri Kuranın hükümleri ile çelişen hadisleri almamışlardır sahih değildir diye..onun dışında Kuranın bildirmediği yasakları helalleri tabiki peygamber efendimiz(S.A.S) bildirecek..

ayrıca fırka kavramını hala kullanıyorsunuz ya demek benim yazıyı hiç okumamışsınız sizin kadar sabit fikirli olanı daha görmedim Allah ıslah etsin..

4 mezhep imamı da kaynak olarak sünneti ve Kuranı alıyorsa sizde buna farklı fırkalar diyorsanız diyecek bir şey yok..

bakınız bunlardan başka haram varsa ne yapacaksınız diyorsunuz..bende size soruyorum biri bir denize veya göle işerse sen o gölden veya denizden Kurana göre abdest alırmısın alamazmısın sadece bu soruya cevap verebilirmısın..madem tek kaynak Kuranı kerim eminim bunada Kurandan bir cevabın vardır..


az-çok
Müsteşar
23 Eylül 2012 18:01

Selam.

Rivayet olarak aktarılan bir sorgulamayı size sktarayım.Doğru ve yanlışlığını bilmiyorum.

H.z Ayşe annemize sormuşlar.Peygamberimiz ne bıraktı diye? O da Kuran'ı göstererek iki kapağı arasındakileri. demiş

Eğer söz doğruysa rivayetleri Kuran açıklamaları anlaşılması için gerekli görenler yanılıyor.Eğer aktarılan rivayet yanlış ise rivayetler peygamberimiz ve yakınları için bile uydurma şeyleri aktarıyor.

Sizin sorunuza gelince.Suyla abdest alınır,pis olan şeyler ise yasaktır.eğer suyun durumunu öğrenmek istersen.Tahlil ettirebilirsin.


Özkan47
Daire Başkanı
23 Eylül 2012 18:43

ya Allah aşkına verdiğin cevap bumu demek tahlil ettireceğim suyu.... eski insanlar ne yapacaktı peki söylermisiniz bana böyle cevap mı olur ya tahlil ettirmekte ne demek..peki su deniz suyu değil su birikintisi olsa ne olacak gene temizmidir..Kurana göre gölle su birikintisi arasındaki fark nedir ölçüsü nedir söylermisiniz bana bir su birikintisinin içine afedersiniz biri işerse size göre gene temizmidir değilmidir..bütün müslümanlar her suyu tahlil mi edecek köyde çölde kırsalda dağda şehirde herkes bulduğu suyu temizmi diye tahlil mi ettirecek ettiripte ne yapacak içinde ne arayacak haramlığın ölçüsüne kaç mg idrar varsa haram sayılacak böyle bir mantık varmı ya.

ayrıca ben size bütün hadisler doğrudur demedim ki bende size tam tersi olan bir sürü hadis gösterebilirim...

Hadis No : 0051

Ravi: İmam Malik

Tanım: İmam Malik'e ulaştığına göre, Hz. Peygamber (sav) şunu söylemiştir: "Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetçe asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitab'ı ve Resulünün Sünneti."

Kaynak: Muvatta, Kader 3, (2, 899)

Hadis No : 0052

Ravi: Yezid İbnu Erkam

Tanım: Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: "Size, uyduğunuz takdirde benden sonra asla sapıtmayacağınız iki şey bırakıyorum. Bunlardan biri diğerinden daha büyüktür. Bu, Allah'ın Kitabı'dır. Semadan arza uzatılmış bir ip durumundadır. (Diğeri de) kendi neslim, Ehl-i Beytim'dir. Bu iki şey, cennette Kevser havuzunun basında bana gelip (hakkınızda bilgi verinceye kadar) birbirlerinden ayrılmayacaklardır. Öyleyse bunlar hakkında, ardımdan bana nasıl bir halef olacağınızı siz düşünün."

Kaynak: Tirmizi, Menakıb 77, (3790)

Hadis No : 0053

Ravi: İrbaz İbnu Sariye

Tanım: Bir gün Resulullah (sav) bize namaz kıldırdı. Sonra yüzünü cemaate çevirerek çok beliğ, çok manidar bir vaazda bulundu. Öyle ki dinleyenlerin gözleri yaşla, kalpleri de heyecanla doldu. Cemaatten biri: "Ey Allah'ın Resulü, sanki bu, bir veda konuşmasıdır, bize ne tavsiye ediyorsunuz?" dedi. "Size, buyurdu, Allah'a karşı takvada bulunmanızı, başınızda Habeşli bir köle olsa bile emirlerini dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Zira, sizden hayatta kalanlar benden sonra nice ihtilaflar görecek. Öyle ise size sünnetimi ve hidayet üzere olan Hülefa-i Raşidin'in sünnetini hatırlatırım, bunlara uyun ve dört elle sarılın. Sonradan çıkarılan şeylere karşı da son derece dikkatli ve uyanık olun. Zira (sünnette bulunana zıt olarak) her yeni çıkarılan şey bir bid'attır, her bid'at de dalalettir, sapıklıktır."

Kaynak: Tirmizi, İlim 16, (2678); Ebu Davud, Sünne 6, (4607)

Hadis No : 0054

Ravi: Mikdam İbnu Ma'dikerib

Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin: "Bizimle sizin aranızda Allah'ın kitabı vardır. Onda nelere helal denmişse onları helal biliriz. Nelere de haram denmişse onları haram addederiz" diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Resulullah (sav)'ın haram kıldıkları da tıpkı Allah'ın haram ettikleri gibidir." (Ebu Davud'un rivayetinin baş kısmında şu ziyade vardır: "Haberiniz olsun, bana Kitap ve bir o kadar da (sünnet) verildi." Ebu Davud'un rivayetinin sonunda şu ziyade de mevcuttur: "Haberiniz olsun (Kur'an'da zikri geçmiyen) ehli eşeğin eti de size helal değildir, vahşi hayvanlardan parçalayıcı dişi (köpek dişi) olanlar, keza muahedeli olanların yitikleri de haramdır. Ancak eşya sahibi, ihtiyacı olmadığı için, kasden terketmişse o müstesna. Bir kimse bir kavme uğradığı zaman, ona ikram etmek, o kavme vazife olur. Şayet ikram etmezlerse, o kimse, hakettiği ikramın mislince onları cezalandırır.")

Kaynak: Ebu Davud, Sünne, 6, (4604); Tirmizi, İlm 60, (2666); İbnu Mace, Mukaddime 2, (12)

Hadis No : 0055

Ravi: Ebu Musa Abdullah İbnu Kays el-Eş'ari

Tanım: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdular: "Allah'ın benimle gönderdiği ilim ve hidayetin misali, bir araziye düşen yağmur gibidir. (Bilindiği üzere), bazı araziler var, tabiatı güzeldir, suyu kabul eder, bol bitki ve ot yetiştirir. Bir kısım arazi var, münbit değildir, ot bitirmez, ama suyu tutar. Onun tuttuğu su ile Cenab-ı Hakk insanları yararlandırır: Bu sudan kendileri içerler, hayvanlarım sularlar ve ziraat yaparlar. Diğer bir araziye daha isabet eder ki, bu ne su tutar ne ot bitirir. Bu temsilin biri Allah'ın dininde ilim sahibi kılınana delalet eder, böylesini Allah benimle göndermiş olduğu hidayetten yararlandırır; yani hem öğrenir, hem öğretir. Temsilden biri de, buna iltifat etmeyen Allah'ın benimle gönderdiği hidayeti hiç kabul etmeyen kimseye delalet eder."

Kaynak: Buhari, İlm 20; Müslim, Fedail 15, (2282)

Hadis No : 0056

Ravi: Ebu Musa Abdullah İbnu Kays el-Eş'ari

Tanım: Hz. Peygamber (sav) buyurdu ki: "Benim misalimle Cenab-ı Hakk'ın benimle göndermiş bulunduğu şeyin misali şu adamın misali gibidir: "Bir adam kendi kavmine gelip: "Ben gözlerimle düşman ordusunu gördüm, tehlikeyi haber veriyorum, tedbir alın!" der. Kavminden bir kısmı tavsiyesine uyup, geceleyin, telaşa düşmeden oradan uzaklaşır. Bir kısmı da bu haberciyi yalanlar ve yerinden ayrılmaz. Ancak sabahleyin ordu onları yakalar ve imha eder. İşte bu temsil bana itaat edip getirdiklerime uyanlarla, bana isyan edip Cenab-ı Hakk'tan getirdiklerimi tekzip edip yalanlayanları göstermektedir."

Kaynak: Buhari, Rikak 26; Müslim, Fezail 15, (2283)

Hadis No : 0057

Ravi: Ebu Hüreyre

Tanım: Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: "Benim misalimle sizin misaliniz, şu temsile benzer: Bir adam var ateş yakmış. Ateş etrafı aydınlatınca, pervaneler (gece kelebekleri) ve aydınlığı seven bir kısım hayvanlar bu ateşe kendilerini atmaya başlarlar. Adamcağız onları kurtarmaya (mani olmaya) çalışır. Ancak hayvanlar galebe çalarak çoklukla ateşe atılırlar. Ben (tıpkı o adam gibi) ateşe düşmememiz için belinizden yakalıyorum, ancak siz ateşe ateşe koşuyorsunuz."

Kaynak: Buhari, Rikak 26, Enbiya 40; Müslim, Fezfiil 17, (2284); Tirmizi, Emsal 7, (2877)

Hadis No : 0058

Ravi: İbnu Mes'ud

Tanım: Şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Muhakkak ki, en güzel söz Allah'ın kitabıdır. En güzel yol da Muhammed (sav)'in yoludur. İşlerin en kötüsü de dine aykırı olarak sonradan çıkarılanıdır. Size vade dilen mutlaka yerine gelecektir. Siz Allah'ı aciz bırakamazsınız."

Kaynak: Buhari, İ'tisam 2, Edeb 70

Hadis No : 0059

Ravi: Aişe

Tanım: Hz. Peygamber (sav) buyurdu ki: "Kim şu dine uymayan bir şey uyduracak olursa, bu, merduddur kabul edilemez." (Bir rivayette de şöyle denmektedir: "Bizim sünnetimize uymayan bir amel işleyenin yaptığı amel de merduddur.")

Kaynak: Buhari, İ'tisam 5, Büyu 60, Sulh 5; Müslim, Akdiye 18 (1718); Ebu Davud, Sünnet 6, (4606)

Hadis No : 0060

Ravi: Ebu Zerr

Tanım: Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Kim cemaati(imiz)den bir karış uzaklaşırsa (kendini dine bağlayan) İslam bağını boynundan çıkarıp atmış olur."

Kaynak: Ebu Davud, Sünne 30, (4758); Tirmizi, Emsal 3, (2867)

ama sizin örnek verdiğiniz hadis bana şüpheli geldi..Kuran çok sonra iki kapak altına alınmıştır yani mushaf halini almıştır bilmiyorum bana bu hadis pek doğru gelmedi bu rivayetin kaynağı ne peki..


az-çok
Müsteşar
23 Eylül 2012 21:15

Selam.

5424-?Hz. Ömer hançerlendiği zaman Hz. Süheyb , ağlayarak girdi. Hem ağlıyor, hem de: ?Vay kardeşim, vay arkadaşım!? diyordu. Hz. Ömer: ?Ey Süheyb bana mı ağlıyorsun? : ?Ölü, ehlinin kendi üzerine ağlaması sebebiyle azab görür? buyurdu!? dedi. İbnu Abbâs der ki: ?Hz. Ömer öldüğü zaman bunu Hz. Aişe?ye hatırlatmıştım. Şöyle dedi:?Allah Ömer?e rahmet buyursun! Vallahi Resûlullah : ?Allah, mü?mine, ehlinin üzerine ağlaması sebebiyle azab verir? demedi. Lakin Resûlullah : ?Allah, kâfirin azabını, ehlinin üzerine ağlamasıyla artırır? buyurdular.?Hz. Aişe sözlerine şöyle devam etti: ? Size Kur?an yeter.? Orada ?Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez.? (Fâtır 18) buyrulmuştur. [Buhârî, Cenâiz 33; Müslim, Cenâiz 22, (928); Nesâî, Cenâiz 15, (4, 18, 19).]

Ayşe validemizin rivayeti olarak hatırladığımı söylediğim bu.

Şeddad, İbni Abbas?a ?Hz. Peygamber bir şey bıraktı mı? ? diye sordu. O da ?Sadece Kuran?ın iki kapağı arasında olanları bıraktı? cevabını verdi.

[Buhari, K. Fezailul Kur-an 16; Müslim K. Fezailus Sahabe 30, 31; Ebu Davud K. Fiten 1, Tırmızı K. Fiten 43]

Hadislerle ilgili haluk gümüş tabağın yazısı var sitede onada bakmanı tavsiye ederim.

Su meselesine gelince temizliğinden şüphe edersen kaynatıp kullanabilirsin,tülbentten gecirebilirsin ama genede tahlil ettirmen daha iyi sonuç verir.Kafadan burda suya karışan maddelerin hangi oranda karışırsa temiz,hangi oranda karışırsa pislenir diye kimya bilgisi verecek konumda değilim.


Özkan47
Daire Başkanı
23 Eylül 2012 22:20

a.selam

bir suyu necis yapan idrarın zaralı olması değildir haram olmasıdır o yüzden suyu kaynatsanda haram kalır suyu tülden geçirsende ayrıca idrar toprak değildir tülde kalsın..tahlil etmekte asla ne ir çözümdür nede uygulanabilir bir şeydir..

şimdi Kuranı tek baz Alanlar şunu anlamalıdır her şey Kuranda detayları ile yoktur Kuranı açıklayan ve hayatına tatbik eden peygamber efendimizdeir...tıpkı namazın nasıl kılındığı gibi.. peygamber efendimiz diyorki su iki külleyi(yaklaşık 190 kg) geçtikten sonra suyun rengi tadı ve kokusu değişmediği sürece su necis olmaz diyor peki bu hadis olmasaydı inasanlar ne yapacaktı bir damla haram suya bulaşsaydı o su usulen haram sayılacaktı peki doğada temiz su mu kalırdı öyle sizin sandığınız gibi mikrop değildir kaynatmakla geçsin veya toprak değildir süzmekle temizlensin..bunların hükmünü Kuranı kerimden bulamazsınız..biraz düşünün bir su birikintisi ile hazar gölü arasında üsülen hiç bir fark yoktur gölün içine de bir damla necis bir madde düşse o su necis olur su birikintisinin içine de düşse o su necistir.. usulen olması gereken budur değilmi..ama öyle değil işte sizde olayı hijyenik açıdan ele alıyorsunuz kaynatmak süzmek falan diyorsunuz ikisinin biribiriyle bir alakası yoktur.. suyun haram olması farklı bir şeydir hijyenik olması farklı bir şeydir. size bu tarzda daha bir çok örnek verebilirim..

kısacası sadece Kuranı kerimde bütün detaylar yoktur...mutlaka onun açıklaması ve uygulayacası olan resulullaha da bakılmalıdır..

hadis konusuna gelince beminim o hadsinten anladığım Kuranı kerimin esas kaynak olmasısır..tek kaynak değil ikisi aynı şey değildir bizim asıl kaynağımız Kurandır o yüzden Kurana ters düşen hadisleri kabul etmeyiz zayıf deriz..ama süneti de asla inkar etmeyiz..sünnette kaynaktır..


az-çok
Müsteşar
23 Eylül 2012 22:42

Selam.

Pislik haramdır.İdrarda pistir.Öyle olmasa rengi,tadı,kokusu ve miktarından bahsedilmezdi.

60 lt Suya 10 gram kan karışırsa ne olur? temiz mi kalır?


az-çok
Müsteşar
24 Eylül 2012 10:40

Selam.

Kuran'a tabi olmak istemeyenler.Kuran isteğini göz ardı etmek için hadisler bize tam ulaştı onunla anlıyoruz,hadis getirirsin hemen hadisleri inkara meyillidirler.Kesin huyları kafalarına göre takılmak için herzaman yalanı çok severler.

02 Ekim 2012 09:13

İmam-ı Süyuti diyor ki:

"Şunu bilesiniz ki, usül ilminde maruf olan şartları taşıyan -kavlî olsun fiilî olsun- hadisler hüccetdir Resulullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadislerini inkar eden kimse küfre girer ve İslam dairesinden çıkar, yahudilerle, hıristiyanlarla veya Allahü teâlânın murad ettiği diğer kâfir fırkalarla beraber haşrolunur" (Miftahu'l-cenne)


az-çok
Müsteşar
04 Ekim 2012 16:37

Selam.

Üm.Mek. gibi vahyde bir şelişki görebiliyormusun?Biryerde yasak bir yerde serbest.Onun için rivayetleri hemen kabul etmeyip inceleme yapılmasının nedeni nedir? Bunu inceleyenler islamdan çıkmazlar.Kandırılmaları oranları azalır.İncelemeye tabi tutmyanlar ise hele hele kendi içinde, kuranla çelişkileri göre göre bunun savunuculuğuna soyunması dine ters yönlü bakışın kanıtıdır.

04 Ekim 2012 16:59

az-çok

Aşağıdaki bilgileri okudunuz sanırım.Okumadıysanız tekrar okuyunuz ve İtirazı bırakın artık...! Hadisleri ve Sünneti Kabul etmeme gibi bir hatadan vazgeçiniz..!

İmam-ı Süyuti Hazretleri diyor ki:

"Şunu bilesiniz ki, usül ilminde maruf olan şartları taşıyan -kavlî olsun fiilî olsun- hadisler hüccetdir Resulullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadislerini inkar eden kimse küfre girer ve İslam dairesinden çıkar, yahudilerle, hıristiyanlarla veya Allahü teâlânın murad ettiği diğer kâfir fırkalarla beraber haşrolunur" (Miftahu'l-cenne)

***

İmam-ı Suyuti hazretleri,İslam alimlerinin büyüklerindendir. Sekiz yaşında hafız olmuştur.Genç yaşta tefsir, hadis, fıkıh, nahv, meani, beyan, bedi, lügat ve daha bir çok dalda ihtisas sahibi oldu. İlk eserini on yedi yaşında yazdı.Beşyüz kadar çok kıymetli kitablar yazmıştır.Hadis imamı ve müctehid olan Süyuti hazretleri, daha yirmiiki yaşında (Celaleyn) tefsir yazmaya başlamıştır.

Süyutî'nin hadis ilmindeki vukufiyetine ve ehil kişiliğine Risâle-i Nur'da da işaret edilmektedir. Bediüzzaman, Mucizat-ı Ahmediye Risâlesi'nde hadislerin nasıl bir süzgeçten geçtiğini, İslam alimlerinin ne kadar hassas davrandıklarını ve başta mezhep imamları olmak üzere asırlar boyunca bu alanda yapılan titiz çalışmayı örnekleriyle aktarmaktadır. Bu bağlamda, "... keşif ehlinin tasdikiyle, yetmiş defa Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın görünüp, yakaza halinde (uyku ile uyanıklık arası) onun sohbetiyle müşerref olan Celâleddin Süyutî gibi allâmeler ve muhakkikler, sahih hadislerin elmaslarını, diğer sözlerden ve mevzuattan ayrıştırdılar." ifadelerine yer vermektedir. Akabinde, "İşte, bahsedeceğimiz hadiseler, mucizeler, böyle elden ele -kuvvetli, emin, müteaddit ve çok, belki hadsiz ellerden- sağlam olarak bize gelmiş." demektedir. (Mektubat, s. 114)


az-çok
Müsteşar
04 Ekim 2012 17:40

Selam.

Mezhep imamı ne demek? Onların mezhep kurduklarını mı söylüyorsun?

Toplam 71 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi