Mealciler işine geldiği gibi çeviriyorlar. Tefsircilerde beyin örtüyor. Örneğin; apaçık bir ayetin tefsirini sayfalarca yapabiliyorlar. İsrailiyattan, hadislerden, şurdan burdan sayfalarca tarihi şeyler yazıyorlar. İnsanlar okurken yarısına gelince beyni örtülüyor, bir şey anlamadan çıkıyorlar.
Kuran-ı Kerimin ilk kitap hali Özbekistanda bir müzede duruyor. Harekesiz bir şekilde yazılmış. Bu yüzden, ayetleri meal olarak veya manasal olarak anlamak için kelime köküne gidilir. Kısa bir örnek;
Bakara﴾58﴿ Demiştik ki: ?Şu şehre girin, orada bulunanlardan dilediğiniz şekilde bol bol yiyip için, kapıdan eğilerek girin ve af dileyin ki hatalarınızı bağışlayalım. Biz iyi davrananlara fazlasıyla vereceğiz.?
"Şu şehir" "o şehir" diye çevirilen kelimenin kökü kaf ra ye okunurken bile karye diye okunuyor. Yani şehir diye işaret edilen yer "karye" şehri. Karye, Muğlanın eski ismi. Kurucusunun ismi Kral Kar. Caria, Carie diye okunur. Kara harp okulunda "yıldırımlar üreten bir ırkın ahfadıyız" diye şiir var.
Olay şöyle anlatılır: Hz.Musa ve yanındakiler firavundan kaçarlar. Sonra Hz.Musanın yanındakiler altından buzağı yapıp ona taparlar. Onları o şehirde yıldırım çarpar...konuyu araştırırsanız bulursunuz.
Kuran-ı Kerim de bir sürü ayet var İslamın daha öncelerinden olduğunu anlayabilirsiniz. Onları yazmıyorum, kafanızı hacı-hoca-hadis-şeyh vs lerden kaldırıpta, Allahın kelamını anlamaya çalışıp bulursunuz.
Vahiy=Bilgidir. Allahtan gelen en son bilgi Kuran-ı Kerim olduğu için ona uyacağız. Bu kadar basit bir denklem.
Mealciler işine geldiği gibi çeviriyorlar. Tefsircilerde beyin örtüyor. Örneğin; apaçık bir ayetin tefsirini sayfalarca yapabiliyorlar. İsrailiyattan, hadislerden, şurdan burdan sayfalarca tarihi şeyler yazıyorlar. İnsanlar okurken yarısına gelince beyni örtülüyor, bir şey anlamadan çıkıyorlar.
Kuran-ı Kerimin ilk kitap hali Özbekistanda bir müzede duruyor. Harekesiz bir şekilde yazılmış. Bu yüzden, ayetleri meal olarak veya manasal olarak anlamak için kelime köküne gidilir. Kısa bir örnek;
Bakara﴾58﴿ Demiştik ki: ?Şu şehre girin, orada bulunanlardan dilediğiniz şekilde bol bol yiyip için, kapıdan eğilerek girin ve af dileyin ki hatalarınızı bağışlayalım. Biz iyi davrananlara fazlasıyla vereceğiz.?
"Şu şehir" "o şehir" diye çevirilen kelimenin kökü kaf ra ye okunurken bile karye diye okunuyor. Yani şehir diye işaret edilen yer "karye" şehri. Karye, Muğlanın eski ismi. Kurucusunun ismi Kral Kar. Caria, Carie diye okunur. Kara harp okulunda "yıldırımlar üreten bir ırkın ahfadıyız" diye şiir var.
Olay şöyle anlatılır: Hz.Musa ve yanındakiler firavundan kaçarlar. Sonra Hz.Musanın yanındakiler altından buzağı yapıp ona taparlar. Onları o şehirde yıldırım çarpar...konuyu araştırırsanız bulursunuz.
Kuran-ı Kerim de bir sürü ayet var İslamın daha öncelerinden olduğunu anlayabilirsiniz. Onları yazmıyorum, kafanızı hacı-hoca-hadis-şeyh vs lerden kaldırıpta, Allahın kelamını anlamaya çalışıp bulursunuz.
Vahiy=Bilgidir. Allahtan gelen en son bilgi Kuran-ı Kerim olduğu için ona uyacağız. Bu kadar basit bir denklem.