Bilmeden konuşmak bu kadar kolay olmamalı.
Evet, öğretmenin yaşadıkları gerçekten inanılır gibi değil. Ama tüm bu olanların yakınında olduğunuzda ve hatta şahit olduğunuzda inanmak istemediğiniz her şeyin gerçek olduğunu görüyorsunuz.
Bu öğretmen, 2016 yılından açtığı tüm mesajlarda ne yazdıysa hepsine tanığım. Onun bu kadar bahtsızlığı yaşadığı okuldaydım ben de. O okulda hayal edemeyeceğiniz karakterlerde çeteleşmiş ve mafya niteliği taşıyan bir bayan öğretmen grubu vardı. 10-15 bayandan oluşan birbirine kenetlenmiş çeteden bahsediyorum. Yeni gelenleri öğütemediklerinde her şeyi yapabilen bir çete.
Gelelim bu öğretmenin o okuldaki olayına:
Okulun rehber öğretmeni, daha konuyu açan öğretmen gelmeden herkesin içinde ''Arkadaşlar, yeni gelen öğretmen şunu yapmış bunu yapmış, dosyasına baktım, öyle olmuş böyle olmuş.''
Sonra bu öğretmenimiz ne zaman onların yanından geçse derin bir kahkaha korosu başlardı. Gittikçe psikolojik tacize dönüştü. Kaç kere bunun yanlış olduğunu söylemeye çalıştım, beni de karşılarına aldılar.
Bir gün velileri çağırıp bu öğretmeni şikayet etmeleri gerektiğini söylediler. Ayrıntılarını bilmediğim onca problem yaratıldı. Ve veli ayağı tamamlandı. Sonra bahsettiğim çete dilekçeler yazdı. Okul müdürü ayrı şekilde yazdı. ( O da bayandı ve çetenin muhafızıydı.)
Bir gün yine aynı rehber öğretmeni ''Arkadaşlar, muhakkikler gelince hepimiz aynı şeyleri söyleyelim, ağız birliği olsun ki sonuç çıksın.'' dedi. Birbirlerine uydurdukları şeyleri o kadar çok tekrarladılar ki ben bile onlara inanır hale geliyordum. (Hem de ilk uydurma anlarına şahit olduğum halde.)
Sonra bir gün ben müdürün odasındaki fotokopi makinesini kullanmak isterken odada muhakkkikleri ve bu öğretmeni gördüm. Muhakkiklere ''Hocam, bu öğretmene karşı bir çete var. Ağız birliği ile dilekçe verdiler. İzin verin bildiklerimi anlatayım.'' dedim.
Muhakkikler adımın dosyada hiçbir yerde geçmediğini, beni dinleyemeceklerini söylediler.
Tabi çete bunları duydu, o günden sonra yeni düşmanları ben oldum.
Bu öğretmenimiz, hileyle başka okula gönderildi.
Ve çetenin elinde ben kaldım. İki yıl boyunca onlara direndim. Benimle baş edemeyince önceki taktikleri denediler, tutmadı. Çağırdıkları velileri kandıramadılari, veliler onları şikayet etti.
Okulda zaten her türlü illegal uygulama vardı. Çocukları bir sürü kritere göre gruplandıran, seviye sınıfları yaptıran, çocukları velilerine göre önemli önemsiz gören bir anlayış. Kendi çocukları için de özel sınıflar oluşturmuşlardı. Ve ben aynı zamanda bu yapıyla savaşıyordum.
Öyle bir okul düşünün ki bir öğretmenin kitabı en kaliteli yayınevinden çıkıyor ama o kitap okula giremiyor. Çocukların elinde gördüklerinde ''Bu kitap yasak, okuyamazsın.'' diyecek kadar tuhaf bir topluluk. Kitabımdan dolayı kaç kere hakkımda soruşturma açtırmaya çalıştılar. Birinde başardılar da. Engelli bir çocuk için düzenlediğim imza günü için okul müdürü beni şikayet etti. İmza günü, dersimin olmadığı gündü, başka okuldaydı, şikayet eden müdürümüzle alakası yoktu. Ama kadının arkası sağlam, o istedi diye hemen açıldı soruşturma.
Neyse, olay ben değilim. Demek istediğim bu öğretmenin ortak çalıştığımız okuldaki tüm anlattıkları eksik bile. Onun bile bilmediği daha neler oldu onunla ilgili.
Bu okul dağıtılmalı, o öğretmen çetesi kesinlikle farklı okullara gönderilmeli. Okul müdürü zaten hakkındaki tonlarca şikayetlerden dolayı korunmaya alındı ve ilçeye çekildi. Yerine geçen eski çırağı da aynı düzeni sürdürüyor.
Şu an okuldaki düzen aynen devam ediyor. Hiçbir şikayet bu yapıyı bozmaya yetmiyor. Tersine doğruluk için savaşanlar gitmek zorunda kalıyor.
Benim bu dönem sonu gitmek zorunda kalacağım gibi.
Çünkü öğretmenler, benimle de ilgili de dilekçe verip organize oldular. Ve filmin 2. serisi başlıyor.
Ben 3 yıldır bu okuldayım. Kimbilir bizden önce daha kimlere ne yaptılar da bu kadar bilendiler.
Bu yazıları okuyan bir bakanlık müfettişi ya da yetkili okur da bu okula uğrar diye umut ediyorum.
Buraya yazmadığım akla hayale gelmeyecek ne dolaplar dönüyor o okulda, belki ortaya çıkartılır bir gün.
Bilmeden konuşmak bu kadar kolay olmamalı.
Evet, öğretmenin yaşadıkları gerçekten inanılır gibi değil. Ama tüm bu olanların yakınında olduğunuzda ve hatta şahit olduğunuzda inanmak istemediğiniz her şeyin gerçek olduğunu görüyorsunuz.
Bu öğretmen, 2016 yılından açtığı tüm mesajlarda ne yazdıysa hepsine tanığım. Onun bu kadar bahtsızlığı yaşadığı okuldaydım ben de. O okulda hayal edemeyeceğiniz karakterlerde çeteleşmiş ve mafya niteliği taşıyan bir bayan öğretmen grubu vardı. 10-15 bayandan oluşan birbirine kenetlenmiş çeteden bahsediyorum. Yeni gelenleri öğütemediklerinde her şeyi yapabilen bir çete.
Gelelim bu öğretmenin o okuldaki olayına:
Okulun rehber öğretmeni, daha konuyu açan öğretmen gelmeden herkesin içinde ''Arkadaşlar, yeni gelen öğretmen şunu yapmış bunu yapmış, dosyasına baktım, öyle olmuş böyle olmuş.''
Sonra bu öğretmenimiz ne zaman onların yanından geçse derin bir kahkaha korosu başlardı. Gittikçe psikolojik tacize dönüştü. Kaç kere bunun yanlış olduğunu söylemeye çalıştım, beni de karşılarına aldılar.
Bir gün velileri çağırıp bu öğretmeni şikayet etmeleri gerektiğini söylediler. Ayrıntılarını bilmediğim onca problem yaratıldı. Ve veli ayağı tamamlandı. Sonra bahsettiğim çete dilekçeler yazdı. Okul müdürü ayrı şekilde yazdı. ( O da bayandı ve çetenin muhafızıydı.)
Bir gün yine aynı rehber öğretmeni ''Arkadaşlar, muhakkikler gelince hepimiz aynı şeyleri söyleyelim, ağız birliği olsun ki sonuç çıksın.'' dedi. Birbirlerine uydurdukları şeyleri o kadar çok tekrarladılar ki ben bile onlara inanır hale geliyordum. (Hem de ilk uydurma anlarına şahit olduğum halde.)
Sonra bir gün ben müdürün odasındaki fotokopi makinesini kullanmak isterken odada muhakkkikleri ve bu öğretmeni gördüm. Muhakkiklere ''Hocam, bu öğretmene karşı bir çete var. Ağız birliği ile dilekçe verdiler. İzin verin bildiklerimi anlatayım.'' dedim.
Muhakkikler adımın dosyada hiçbir yerde geçmediğini, beni dinleyemeceklerini söylediler.
Tabi çete bunları duydu, o günden sonra yeni düşmanları ben oldum.
Bu öğretmenimiz, hileyle başka okula gönderildi.
Ve çetenin elinde ben kaldım. İki yıl boyunca onlara direndim. Benimle baş edemeyince önceki taktikleri denediler, tutmadı. Çağırdıkları velileri kandıramadılari, veliler onları şikayet etti.
Okulda zaten her türlü illegal uygulama vardı. Çocukları bir sürü kritere göre gruplandıran, seviye sınıfları yaptıran, çocukları velilerine göre önemli önemsiz gören bir anlayış. Kendi çocukları için de özel sınıflar oluşturmuşlardı. Ve ben aynı zamanda bu yapıyla savaşıyordum.
Öyle bir okul düşünün ki bir öğretmenin kitabı en kaliteli yayınevinden çıkıyor ama o kitap okula giremiyor. Çocukların elinde gördüklerinde ''Bu kitap yasak, okuyamazsın.'' diyecek kadar tuhaf bir topluluk. Kitabımdan dolayı kaç kere hakkımda soruşturma açtırmaya çalıştılar. Birinde başardılar da. Engelli bir çocuk için düzenlediğim imza günü için okul müdürü beni şikayet etti. İmza günü, dersimin olmadığı gündü, başka okuldaydı, şikayet eden müdürümüzle alakası yoktu. Ama kadının arkası sağlam, o istedi diye hemen açıldı soruşturma.
Neyse, olay ben değilim. Demek istediğim bu öğretmenin ortak çalıştığımız okuldaki tüm anlattıkları eksik bile. Onun bile bilmediği daha neler oldu onunla ilgili.
Bu okul dağıtılmalı, o öğretmen çetesi kesinlikle farklı okullara gönderilmeli. Okul müdürü zaten hakkındaki tonlarca şikayetlerden dolayı korunmaya alındı ve ilçeye çekildi. Yerine geçen eski çırağı da aynı düzeni sürdürüyor.
Şu an okuldaki düzen aynen devam ediyor. Hiçbir şikayet bu yapıyı bozmaya yetmiyor. Tersine doğruluk için savaşanlar gitmek zorunda kalıyor.
Benim bu dönem sonu gitmek zorunda kalacağım gibi.
Çünkü öğretmenler, benimle de ilgili de dilekçe verip organize oldular. Ve filmin 2. serisi başlıyor.
Ben 3 yıldır bu okuldayım. Kimbilir bizden önce daha kimlere ne yaptılar da bu kadar bilendiler.
Bu yazıları okuyan bir bakanlık müfettişi ya da yetkili okur da bu okula uğrar diye umut ediyorum.
Buraya yazmadığım akla hayale gelmeyecek ne dolaplar dönüyor o okulda, belki ortaya çıkartılır bir gün.
alparslan... , 5 yıl önce
akli denge heyet raporu istemişler ise gidin alın raporu gözlerine sokun. sonra da iftira vb. hususular ile ilgili dava açın.
daha önce açtığınız konulara bakınca buralarda yazmadığınız çok şey var gibi geliyor. 8 yıl önce ilk açtığınız konu "öğrenciler beni tehdit ediyor". daha sonra bir çok başlıkta "idare bana iftira attı, öğretmenler aleyhimde yalancı şahitlik yapıyor, veliler organize olmuş yalan beyanda bulunuyor, İlçe Milli Eğitim benimle uğraşıyor" vs. buralarda olaylar hep tek taraflı anlatıldığı için sağlıklı bir yorum yapmak zor geliyor. farklı yer ve okullarda farklı idareci, öğretmen, veli, öğrenci, Milli Eğitim vb. kişiler ders saati de az olan, haftada bir kaç gün okula gelen (teknoloji tasarım öğretmeni olduğunuzu yazmışsınız) bir öğretmene neden bunları yapıyor? bu kadar insan sorunlu olabilir mi?