Evet, yine dayatma ve yine insanların mağduriyeti söz konusu bir durum.
Bu sorun gerçek anlamda ve samimi bir niyetle tartışılacaksa herkese açık bir platformda değil, akademisyenler arasında tartışılmalıdır. Her akademisyen kendi şifresiyle sisteme girecek ve yorumunu anket şıkkını işaretleyecektir. İşte o zaman gerçek anket ve yorum sonucu ortaya çıkar.
Dil puanı geri getirilsin diyenler, Türkiye'de dil puanından 90 -100 almış bir prof ve doçentin ve hatta kendilerinin iki cümle İngilizce konuşamadıklarını bile bile "bir akademisyen dil bilmeli yabancı dille makale yazmalı, sunum yapmalı" gibi son derece saçma bir görüşü savunmaktadırlar. Bu görüş günümüz gerçeklerinden fersah fersah uzaktır. Dil sınavını bu puanlarla geçenler bile bir ay sonra bütün grameri unuttuklarını ifa etmektedirler. Bu yol yanlış bir yoldur.
Değerli arkadaşlar bu Avrupalının diline altı yılımı vermiş bir insan olarak yazıyorum. Ömrümden altı yıl çalan bu dilin bize nasıl yanlış öğretildiğini sizi bütün samimiyetimle temin ediyorum ki Dubai, Arabistan, Gürcistan, İran gibi ülkemizden bir çok yönüyle geri kalmış ülkelere gittiğim zaman tek bir cümle konuşamadığımda anladım ve utandım. Bu ülkelerde toplumun büyük bir kısmı yaşlısından gencine rahatça konuşuyordu. Bu ülkelerden birinde İngilizce kursunda iki ay gibi bir sürede İngilizce konuşmayı bana öğrettiler. Bizim programımızda ortaokuldan üniversite sonuna kadar verilir hatta dil dershanelerinde de aynı şekilde gramer verilir, ama boşuna verilir. Sadece at, it, on gibi saçma gramer kurallarıyla uğraştırılır.
Tamam bir kriterin getirilmesi gerektiğini ben de bütün kalbimle inanıyor ve kabul ediyorum. Yukarıdaki yorumlarda da haklı olarak yazıldığı gibi kimse kendi akrabasını eşini dostunu kayırıp üniversiteye almasın, bu adaletsizliktir. Fakat bunun engelleme yöntemi kesinlikle dil gibi bir gramer yumağı olmamalıdır.
Eğer gerçek anlamda bir kriter isteniyorsa herkes kendi alanından, branşından örneğin, edebiyat, tarih, sosyoloji fizik vs. vs. ÖSYM ce hazırlanan ve yapılan ortalama yüz soruluk bir alan sınavı olmalı. Bu sınav TUS gibi olmalı. Bu sınav asistanlığa girişte, ya doktorada ya da doçentliğe kabul de olmalı var mısınz buna. İşte bu sınavı geçene kimse yan gözle bakamaz, bir şey diyemez. TUS'u gecen tıpçılara kimsenin yan gözle bakamadığı, bu torpille gelmiş diyemediği gibi.
Evet, yine dayatma ve yine insanların mağduriyeti söz konusu bir durum.
Bu sorun gerçek anlamda ve samimi bir niyetle tartışılacaksa herkese açık bir platformda değil, akademisyenler arasında tartışılmalıdır. Her akademisyen kendi şifresiyle sisteme girecek ve yorumunu anket şıkkını işaretleyecektir. İşte o zaman gerçek anket ve yorum sonucu ortaya çıkar.
Dil puanı geri getirilsin diyenler, Türkiye'de dil puanından 90 -100 almış bir prof ve doçentin ve hatta kendilerinin iki cümle İngilizce konuşamadıklarını bile bile "bir akademisyen dil bilmeli yabancı dille makale yazmalı, sunum yapmalı" gibi son derece saçma bir görüşü savunmaktadırlar. Bu görüş günümüz gerçeklerinden fersah fersah uzaktır. Dil sınavını bu puanlarla geçenler bile bir ay sonra bütün grameri unuttuklarını ifa etmektedirler. Bu yol yanlış bir yoldur.
Değerli arkadaşlar bu Avrupalının diline altı yılımı vermiş bir insan olarak yazıyorum. Ömrümden altı yıl çalan bu dilin bize nasıl yanlış öğretildiğini sizi bütün samimiyetimle temin ediyorum ki Dubai, Arabistan, Gürcistan, İran gibi ülkemizden bir çok yönüyle geri kalmış ülkelere gittiğim zaman tek bir cümle konuşamadığımda anladım ve utandım. Bu ülkelerde toplumun büyük bir kısmı yaşlısından gencine rahatça konuşuyordu. Bu ülkelerden birinde İngilizce kursunda iki ay gibi bir sürede İngilizce konuşmayı bana öğrettiler. Bizim programımızda ortaokuldan üniversite sonuna kadar verilir hatta dil dershanelerinde de aynı şekilde gramer verilir, ama boşuna verilir. Sadece at, it, on gibi saçma gramer kurallarıyla uğraştırılır.
Tamam bir kriterin getirilmesi gerektiğini ben de bütün kalbimle inanıyor ve kabul ediyorum. Yukarıdaki yorumlarda da haklı olarak yazıldığı gibi kimse kendi akrabasını eşini dostunu kayırıp üniversiteye almasın, bu adaletsizliktir. Fakat bunun engelleme yöntemi kesinlikle dil gibi bir gramer yumağı olmamalıdır.
Eğer gerçek anlamda bir kriter isteniyorsa herkes kendi alanından, branşından örneğin, edebiyat, tarih, sosyoloji fizik vs. vs. ÖSYM ce hazırlanan ve yapılan ortalama yüz soruluk bir alan sınavı olmalı. Bu sınav TUS gibi olmalı. Bu sınav asistanlığa girişte, ya doktorada ya da doçentliğe kabul de olmalı var mısınz buna. İşte bu sınavı geçene kimse yan gözle bakamaz, bir şey diyemez. TUS'u gecen tıpçılara kimsenin yan gözle bakamadığı, bu torpille gelmiş diyemediği gibi.