657'nin son versiyonunda "memur unvanlı kadroya atanırlar" kısmını eklemişler. Yeni kontrol ettim.
Bu durumda "kazanılmış hak derecelerinin altına atanamazlar" diyen yine 657'deki başka bir madde ile çakışıyor.
Garip bir durum. Khk hazırlanırken bile özensiz hazırlanıyor, olay yargıya kalıyor.
Benim bu konudaki son görüşüm aslında iki kanun maddesinin çakışmadığı yönünde. (Yine de yargıçlar daha iyi bilir)
Şöyle ki: uzman yardımcılığını başaramazsa adam uzman yardımcısı diye daimi bir kadro olmadığı için önünde 2 yol kalıyor. Ya düz memur olacak ya da uzman. Ama daha önce 657 mühendis olarak çalışan için 3 yol var.
Yani eğer mühendis unvanını ihraz etmiş adamı 657'ye dayanarak düz memur yaparsan direkman 657'yi çiğnemiş ve kazanılmık hakkı yakmış oluyorsun.
Bir unvan bir kere ihraz edilince ömür boyu daha alt bir unvana atama yapılması imkansız. 657'de bu şekilde açıkça yazmasa da buna benzer ifadeler var.
Yani uzun lafın kısası daha önce başka bir unvan ihraz etmiş olan kişilere bu kanunun uygulanmaması gerekiyor, onlar için bu kanun geçerli değil. Yoksa 657 içinde çelişki doğuyor.
Uzmanlığı alamayanı, ihraz etmiş olduğu en büyük kadroya atamak zorundalar, bu da elbette mühendislik, düz memurluk değil. Bu çıkmazdan ve çelişkiden tek çıkış yolu bu gibi görünüyor ve muhtemelen yargı da bu yönde karar verecektir.
Yani uzmanlığı başaramayan düz memur olur hükmü, daha önce 657 olarak avukat mühendis gibi unvanlarda çalışanlar için geçerli olamaz. Yoksa 657 nolu kanunda iki madde birbiri ile çatışıyor ve çelişiyor. Mahkemeler kurum değil memur lehine karar verecektir diye düşünüyorum. Zaten çelişkili bir durum olduğunda mahkeme memuru koruyan karar almaya meyillidir. Kurumun zaten bir zararı yok bu işten.
657'nin son versiyonunda "memur unvanlı kadroya atanırlar" kısmını eklemişler. Yeni kontrol ettim.
Bu durumda "kazanılmış hak derecelerinin altına atanamazlar" diyen yine 657'deki başka bir madde ile çakışıyor.
Garip bir durum. Khk hazırlanırken bile özensiz hazırlanıyor, olay yargıya kalıyor.
Benim bu konudaki son görüşüm aslında iki kanun maddesinin çakışmadığı yönünde. (Yine de yargıçlar daha iyi bilir)
Şöyle ki: uzman yardımcılığını başaramazsa adam uzman yardımcısı diye daimi bir kadro olmadığı için önünde 2 yol kalıyor. Ya düz memur olacak ya da uzman. Ama daha önce 657 mühendis olarak çalışan için 3 yol var.
Yani eğer mühendis unvanını ihraz etmiş adamı 657'ye dayanarak düz memur yaparsan direkman 657'yi çiğnemiş ve kazanılmık hakkı yakmış oluyorsun.
Bir unvan bir kere ihraz edilince ömür boyu daha alt bir unvana atama yapılması imkansız. 657'de bu şekilde açıkça yazmasa da buna benzer ifadeler var.
Yani uzun lafın kısası daha önce başka bir unvan ihraz etmiş olan kişilere bu kanunun uygulanmaması gerekiyor, onlar için bu kanun geçerli değil. Yoksa 657 içinde çelişki doğuyor.
Uzmanlığı alamayanı, ihraz etmiş olduğu en büyük kadroya atamak zorundalar, bu da elbette mühendislik, düz memurluk değil. Bu çıkmazdan ve çelişkiden tek çıkış yolu bu gibi görünüyor ve muhtemelen yargı da bu yönde karar verecektir.
Yani uzmanlığı başaramayan düz memur olur hükmü, daha önce 657 olarak avukat mühendis gibi unvanlarda çalışanlar için geçerli olamaz. Yoksa 657 nolu kanunda iki madde birbiri ile çatışıyor ve çelişiyor. Mahkemeler kurum değil memur lehine karar verecektir diye düşünüyorum. Zaten çelişkili bir durum olduğunda mahkeme memuru koruyan karar almaya meyillidir. Kurumun zaten bir zararı yok bu işten.