Başık

krolar, dün bir zamanlar holywood'da filmini seyrettim. beğendim.

gerçi 6 kişi izledik bir tek ben beğendim ama olsun, sonuçta kesin yine ben haklıyımdır. Brad pitt de karakter oyuncusu oldu başımıza, yan rollerin aranan adamı Brad pitt. ona Oscar vermeyen akademiye de yazıklar olsun. bu akademiyi çok gömdüm ben burada, biliyorsunuz.

mekan açacağım ilerde, kapısına da kediler ve akademi üyeleri giremez yazacağım.

bu Brad pitt, eskiden çevremdeki kızlar tarafından övülünce çok kıl olurdum ben. yeaa o karı suratlıda ne buluyonuz falan derdim. anca öyle olduğu için oynar işte filmlerde diye de eklerdim. illa ki bozgunculuk yapacam ya.

neyse, bunun filmlerini cnbc-e veriyordu bir ara, önce snatch sonra da ihtiras rüzgarlarını vermişti, ikisinde de adam döktürmüş. sonra o kızlarla ben de övmeye başladım. ay ne minnoş falan demeler falan işte.

dün de efsaneydi, bu adam 60'a yaklaştı vallahi vücudu senden benden iyi Güntekin.

açık ara en iyi performansı ama soysuzlar çetesidir. yine tarantino eşliğinde, yine yan rol.

hiç unutmuyorum, ben zaten unuttuklarımı anlatamıyorum biliyorsunuz; sene 2013. ben önceki iş yerimdeyim, sıkça yaptığımız halı saha maçlarının birinde bir de Avusturyalı mühendis var, onu da oynattık. sorduk işte nerede oynarsın falan savunmanın sağını gösterdi, tamam dedik oyna. canımıza minnet zaten bir tane defans oynamak isteyen adam bulmuşsun öpüp başına koyacaksın halı sahada.

neyse, bizim klasik maçlardan biri tabi farka gitti rakip, biz bıraktık maçı. artık laylaylom havalarındayız, ben zaten genel anlamda koşmayan forvet olarak öyleyim. bu mühendis hala savunmanın sağında duruyordu, garibim rakibi kovalıyordu. işte alman disiplini budur demiştik.

buna tabi nasıl sordunuz diyebilirsiniz, ben süper lisede almanca gördüm olm.

bist du maskov?

ya, ich bin maskov.

halamın çocukları Almanya'dan geldiklerinde, ben bunlara 1'den 10'a kadar saydırıyordum almanca, sonra da efferen doğru diyordum.

çok yorgunum başık, öyle böyle değil. bu izin dönüşleri hep aynı. kendimi çok yıpratıyorum ben de, çekecem valla kulağımı.

neyse, şu haftayı da atlatayım bir çeki düzen vereceğim kendime. yds de malum, halen duruyor tek dert olarak. alkole de ara vereceğim. yok bu fazla oldu, yani azaltacağım

ortaokulda bir komşumuz vardı, benim yasitim, bunun babası işten çıkarılmıştı. babasıyla merdiven falan yıkayıp o şekilde kıt kanaat geciniyorlardi. o sıralarda TRT'de Banu avar program yapıyordu, en son kuba'ya gidip orayı anlatmıştı. o kadar hoşuma gitmişti ki komünist rejim. babama sormuş soruşturmustum epeyce. o da eski devrimcilerden olduğu için güzel güzel anlattiydi.

neyse, bu çocuğa ben diğer gün başladım komünizmi anlatmaya. işte devlet herkese ev veriyor, iş veriyor, karnını doyuruyor falan. onun da epey hoşuna gitti.

o değil, çocuk en son gördüğümde ülkü ocakları üyesiydi.

bu Banu avar da çok değişti, babam da öyle. bir ben değişmedim

İstanbul'a geçtiğimde bu sefer uzun zamandır görmek istediğim samatya'yı da gördüm. efsane ikinci bahar ve gönül yarası'nın çekildiği yer.

bu ensar muhabbeti sonrası turkcell'den vodafone'a geçtik de kardeş az hizmet verin sizde. nedir bu, sabahtan beri nete giremez mi insan telden?

çekecem kulağınızı

bu eylül ayı romantikleri de yani. bir bunlar bir de kasım'cılar.

sizi de bitirecez. azalarak biticeksiniz. ağlayacak ve zırlayacaksınız

bu gece kadehimi;

akrabalar ne yaşamasını ne de ölmesini bilen varlıklardır diyen Oscar wilde beyefendi için kaldırıyorum.

şuraya, futboldan koydum, voleyboldan koydum kaldı basketbol, hadi onu da yerleştirelim.

stop jump shot yapan maskov'u iliştirek;

neşet ertaş'ın şöyle psikopat sözlere sahip gönül türküleri çok iyi değil mi yahu? yalan belki ama olsun sözler başka.

"ağarsa saçların belin bükülse

birer birer hep dişlerin dökülse

kurusa vücudun kanın çekilse

gene şu gönlümün yarisi benim"

https://www.youtube.com/watch?v=W3BNhbeY_ms

lan rakının sonuna, orta direk şaban'da şaban'ın zeytine baktığı gibi bakıyorum. bu ne ara bitti

sağdaki yandaş anketleri yanıtladım, rahatladım. bugün de misyonumuzu tamamladık şükür.

efferen.

akşam baba evine gidiyorum. baba evi başkadır ki hele o ev 99 kışından beri aynı evse.

en son biraderi Antakya'ya götürdüler, elleri boş da gelmediler, getirmişler yine boğmaları. oh. fasıl da yaparız pederle. o çalar ben mican'ı söylerim her zamanki gibi

bir tane yeğenimin de orda olması kaymağı işin. aynı da ben velet, tüm tarafsız gözlemciler bunu kabul ediyor. tek sıkıntı çocuk çok kuralcı. ben buna su tabancısı aldım, bildiğin pompalı falan afilli şey, bu o tabancayla arabanın lastiğini yıkıyor sadece. kimseye sıkma ıslatma falan yok.

BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ

insanların benimle aynı fikirde olmasından niyeyse pek de hoşlanmıyorum. aksiyon lazım, ikna etmeye çalışıp dellenmek şart, bunlar güzel işler. mutluluk verici şeyler.

lan ben zaten netflix kullanıcı fotosunu değiştirip ahahaha diye gülen adamım. küçük şeylerle mutlu olan maskov.

geleneksel olarak bir yds sonrası yine bu şiiri yad edelim.

abv yds