kelimeler gayet açık gerisi sizin yorumunuz.
gençliğinde yerken zevk aldığın balın zehirli olduğunu birkaç sene sonra karnın ağrımaya başlayınca anladığında iş işten geçmiş oluyor. pişmanlıklar kaybedilenleri geriye getirmiyor.
asıl o zaman mutsuz evlilikler, boşanmış aileler,birbirini boğazlayan ebeveynler, başıboş ve mutsuz çocuklar, ne tarih ne inanç hiçbir kutsal tanımayan bir nesil yetişiyor. ne güzel özgürlük...
Adam Fawer "empati" isimli kitabının önsözünde bir noktayı yakalamış fakat teslim olmayı salıklayarak hata etmiş.
"Yaşamınızın kontrolü sizde değil!
Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz.
Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz.
Bu kitabı kapatabilirsiniz.
O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz.
Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz.
Ne isterseniz yapabilirsiniz.
Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz.
Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz.
Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar.
Bu nedenle, hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz yapın.
Sadece ?isteklerinizin? tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın.
ben şu cümleye takıldım.
" Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz.
içinde her geleni ben özgürüm deyip yapmak kölelikmiş demek ki. ve adam teslim olmayı öneriyor.
adamın teslim olduğu şeye bizim dinimizde nef(i)s denir. ve onunla ne yapılması, nasıl mücadele edilmesi gerektiği de neredeyse en temel öğretidir.
hadi ya teslim olun ya da mücadele edin.
kelimeler gayet açık gerisi sizin yorumunuz.
gençliğinde yerken zevk aldığın balın zehirli olduğunu birkaç sene sonra karnın ağrımaya başlayınca anladığında iş işten geçmiş oluyor. pişmanlıklar kaybedilenleri geriye getirmiyor.
asıl o zaman mutsuz evlilikler, boşanmış aileler,birbirini boğazlayan ebeveynler, başıboş ve mutsuz çocuklar, ne tarih ne inanç hiçbir kutsal tanımayan bir nesil yetişiyor. ne güzel özgürlük...
Adam Fawer "empati" isimli kitabının önsözünde bir noktayı yakalamış fakat teslim olmayı salıklayarak hata etmiş.
"Yaşamınızın kontrolü sizde değil!
Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz.
Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz.
Bu kitabı kapatabilirsiniz.
O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz.
Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz.
Ne isterseniz yapabilirsiniz.
Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz.
Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz.
Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar.
Bu nedenle, hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz yapın.
Sadece ?isteklerinizin? tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın.
ben şu cümleye takıldım.
" Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz.
içinde her geleni ben özgürüm deyip yapmak kölelikmiş demek ki. ve adam teslim olmayı öneriyor.
adamın teslim olduğu şeye bizim dinimizde nef(i)s denir. ve onunla ne yapılması, nasıl mücadele edilmesi gerektiği de neredeyse en temel öğretidir.
hadi ya teslim olun ya da mücadele edin.