Editörler : Lanet
09 Aralık 2011 21:17

Koku (The Perfume), Patrick Sûskind

Patrick Süskind'in, Almanya'da ilk yayımlanışında tam anlamıyla olay yaratan, aylarca liste başlarında kalan Koku adlı bu romanı, gerçekte alışılagelmiş çoksatarların oldukça dışında kalan, tarihsel boyutlarda kapsamlı bir toplum eleştirisini sergileyen bir kitap.

Olay, 18. yüzyıl Fransasında geçer; kitabın kahramanı Jean-Baptiste Grenouille ise tüm insani duyumlardan ve duygulardan yoksun, salt kokulara karşı görülmedik ölçüde duyarlı ve istediği kokuları üretebilmek için cinayet işlemekten kesinlikle çekinmeyen bir katildir.

Herkesin ve her şeyin kokusunu almakta, tüm kokuları üretmekte gerçek bir dâhi olan Grenouille, kendi kokusunun bulunmadığını, onun bulunduğu yerlerde insanların insan kokusunu alamadıklarını anladığı gün, dünyasını da yitirir. Kendisi için tek çıkar yol, başkalarına onun için sanki insanmış izlenimini verebilecek kokular sürünmektir.

* *

Toplum içinde bireyselliğini hiçbir zaman edinememiş toplum tekini, kendi benliğinin dışında her şeyi yaratabilmiş dâhiyi sergileyen bu görkemli alegorinin olağanüstü bir akıcılıkla erişilen son bölümü, benzeri herhalde ancak bir Franz Kafka'da görülebilecek bir insanlık trajedisinin simgesidir.

* *


laf olsun diye:)
Yasaklı
09 Aralık 2011 22:05

ben filmini izlemiştim unutamadığım bir film acaba böyle psikopat varmıdır diyor insan

09 Aralık 2011 22:28

filmini izledin ben de izledim..

peki anladığın sonuç ?.

finale bir yorumun var mı ?...


laf olsun diye:)
Yasaklı
09 Aralık 2011 22:35

final mi ,aklımda kalan adam aşıktı ve doğala yakın en güzel kadın kokusunu veren kokuyu elde edebilmek için o kadar yol gitti ve en son o kadının derisini yüzdü ve kokuyu elde edip diğer kadınların derileinden elde ettiği kokularla birleştirip işte bu PARFÜM demişti diye hatırlıyorum ,normalde gerilim sevmem ama ,gerçekten böyle şeyleri elinde olmadan yaşayan varsa anlamakta zorlanırım diyorum :/


ügneb
Daire Başkanı
10 Aralık 2011 17:12

filmini izlemiştim.oldukça ilginç...

14 Aralık 2011 19:45

bu kitaba yorum yapmak beni aşıyor gerçekten...

harika kitabını okumuş ve harika filmini izlemiş birileri bana finalini anlatabilir mi ?

uzun uzun üzerine düşündüm lakin, o muhteşem diyalektiğine aklımın dar geldiğini, seviyemin düşük kaldığın gördüm..


seren.ad
Şef
15 Aralık 2011 00:04

adam bulduğu kokuyu yakalanacakken üzerine döktü..insanlarda üzerine saldırıp onu yediler:))


laf olsun diye:)
Yasaklı
15 Aralık 2011 13:03

bazı anlar vardır insan illa o hayalini gerçekleştirmek ister ,hikayenin kahramanı da öyleydi ,haylindeki kokuyu elde etmek için herşeyi yaptı ,ve insanlara neden bu kadar uğraştığını anlatmak istercesine kokuyu onlara da dağıttı diye düşünüyorum ,en azından bir nebze olsun anlaşılmak için ...

takıntı hasatalığı böyle olsa gerek !!!

15 Aralık 2011 19:32

teşekkürler de.

o kadar tek boyutlu bir cevabının olduğunu düşünmüyorum açıkçası..

daha farklı bir şey..

12 kadından elde ettiği o kokuyu, idam anında insanlara savurması insanların kendinden geçip soyunması.. serbest kaldıktan sonra kendi üzerine sürüp insanlar tarafından parçalanması..

koku geçtikten sonra günlerce cesedin orada kalması, hiç kimsenin umursamaması....

vs..

sanki daha geniş pencereli bir ifade gerekiyor gibi..


laf olsun diye:)
Yasaklı
19 Aralık 2011 20:55

çok fazla abartılacak bir son sahne yoktu sadece olayı abrtmışlardı ,gerçekte böylesi tutkularının esiri olmuş bir kişinin ruh halini anlamak çok zor bence ,hem katil hem ruh hastası sonuçta ...


mislina2
Kapalı
21 Aralık 2011 12:02

Önce şunu sormak gerek. ?Koku? filminde yönetmen, kahraman ile izleyiciyi özdeşleştirebilmeyi başarabilmiş mi?

Filmi izlerken Grenouille?nin kimlik bunalımını, korkularını, nefretini anlamak/anlayabilmek mümkün değil.

O insanı değerlerden yoksundur. Bencil, vicdansız, sevgisizdir. Grenouille'nin tek amacı vardır; kimliksizliğinden kurtulup, toplum içinde var olma çabasıdır. Ancak sonunda çabası boşa çıktığını anlar ve insanlar tarafından parçalanmasına izin verir. Peki onu öldürenlerin Grenouille?den ne farkı var?

Değerlerin toplum yaşantısında önemini vurgulayan bir eser.


_sewdalinka
Memur
21 Aralık 2011 15:11

onun filmini izledim eğer filmle kitap aynıysa çok güzsel bi filmdi

22 Aralık 2011 16:24

son sahneye kadar müthiş bir müzik, amansız bir katil son sahnede yazara sorma isterdim

"olum ne kullandında kafayı buldun, banada yolla, o nasıl son sahne hayallenmesi, hadi ordan, tüm hayallerimi yıktın sağol :) "


_neden_
Müsteşar Yardımcısı
22 Aralık 2011 20:26

"Elinde paranın, şiddetin ya da ölümün yenilmez gücünden büyük bir güç vardı; İnsanlarda sevgiyi uyandırmanın yenilmez gücü.

Parfümün yapamayacağı tek bir şey vardı; kendisini diğer insanlar gibi seven ve sevilen biri yapamıyordu. Bu yüzden hiç bir şey umurunda değildi. Ne dünya, ne parfümü, ne de kendisi..."

Filmin özeti bu cümleler olsa gerek; Önce toplumsal kabul görmemenin, itilip kakılmanın rövanşını almak istemesiyle tüm insanları etkisi altına alması... Sonra bu etkinin geçiciliğini ve gerçek olmadığını fark etmesi...

Kendisinin koku olmadan gerçek bir sevgiyle sevilmediğinin ya da sevilemediğinin farkına varması üzerine zirveye çıkış yolunda insanlara çektirdiği acıları, işkenceleri kendisine de çektirerek son dakikada olsun insanlığını hatırlaması...

22 Aralık 2011 23:46

Elinde paranın, şiddetin ya da ölümün yenilmez gücünden büyük bir güç vardı; İnsanlarda sevgiyi uyandırmanın yenilmez gücü.

Parfümün yapamayacağı tek bir şey vardı; kendisini diğer insanlar gibi seven ve sevilen biri yapamıyordu. Bu yüzden hiç bir şey umurunda değildi. Ne dünya ne parfümü ne de kendisi..."

* * *

evet ya.

işte kitabın ve filmin cevabı bu.

tşk ederim neden arkadaşım..


Lancel Mayıs
Yasaklı
06 Eylül 2012 16:02

Kütüphanemi karıştırdığımda tekrar okuyayım dedim, ve yine aynı etki yine aynı final..


prenses88
Müsteşar
12 Eylül 2012 13:14

İnanılmaz bir filmdi hikayesi etkileyici.


piinny
Kapalı
14 Eylül 2012 22:41

güzel bi kitaptı ama çok etkilenmedim.

tekrar okumam büyük ihtimalle.


manji
Aday Memur
17 Eylül 2012 15:11

Ben sadece filmini izledim. İnsan beyninin kimyevi olarak ve karşı konulamayacak şekilde etki altına alınması. Bu nedenle Öyküyü bir noktada "Olasılıksız" Romanıyla örtüştürdüm. İnsanların kendini mutlu hissetmelerini sağlayabilen; ancak bunun için başkalarını öldüren ve ciltlerinden bir şekilde damıtma suretiyle esans elde eden düşünce ile İnsanları deney hayvanından bile daha az değerli gören ve beyinlerine bir takım ilaçlar vermek suretiyle ölümlerine neden olsa da gayba ilişkin bilgiler edinmeye çalışan düşünce birbirine ne kadar da benziyor.


bengüatasagun
Aday Memur
17 Eylül 2012 21:29

ben kitabı okumadım ama tavsiye üzerine filmini izledim ve gerçekten çok hoş bir filmdi etkilenmemek mümkün değil yazarın olağanüstü bir hayalgücü var eminim ki kitabını da okusam aynı etki altında kalırıdm

Toplam 19 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi