İzin faciası.

Kardeşim yıllık izin yasal bir hakkın. Yerine birisini bulmak gibi mevzuaten bir yükümlülüğün yok. İllçe müftüsü izin konusunda yokuş yapıyorsa Kaymakamlıktan bir yazı sevkettir Yıllık izin talebinin olduğu. yine de izin vermezse Sırayı takip ederek kaymakam - Vali gibi silsileyi takip ederek hakkını aramanı tavsiye ederim.

uygulama hiç bir şekilde yasal değil.yerine şifaen birisini yaxdırırsın mesele bu kadardır. bundan ilerisi için yerine yazılan kişi diyebilirki ben cuma kıldıramam. o zman müftülğk devreye girerek oraya bir arkadaşı gönderir. maalesef mesele bu kadar basitken içinden çıkılmaz hale getiriyorlar.Allah yardımcın olsun.

Herkes çok iyi bilir ki din görevlilerinin belirli zamanlarda izin kullanma dönemleri olur. Bazen de illere göre, o ilin şartlarına veya din görevlilerinin yoğunlaşan ihtiyaçlarına göre izin kullanımları artar.

Mayıs başında Ramazan başladı, okullar tatil olmadan ramazan bitti, hemen ardından yaz kursları başladı, arkasından kurban bayramı devreye girdi.

İşte tam bu noktada 16 ağustos 10 eylül arası din görevlilerinin tamamının tatil ihtiyacı, memleket hasreti giderme yada bağ bahçe işleri için izin alması gerekti.

Şimdi İzin kullanmamız yasal bir hak. Bunda şüphe yok. Ve İzinlerin kullanılmasına engel bir durumda yokken görevlilerin izin hakkını kullanmak istemesi çok doğal.

Buraya kadar her şey normal.

Ama bir de olayın diğer tarafını düşünün. Hacca giden görevlilerin yerine bakan müezzin arkadaşlar var. Şehir merkezlerinde 2 görevlisi olan camilerden müezzinler görevlendirilerek görevlisi olmayan camilerin ihtiyacı karşılanır.

Şimdi 300 camisi 400 görevlisi olan bir müftülükte (ki bunlardan en azından nüfus yoğunluğuna göre hacca giden görevli sayısı 10 - 15 yada çok daha fazla olabilir) 300 kişi bir anda izin alırsa arada boş kalan camilerde görevi kim yürütecek. Kim bakımını, temizliğini, ibadete açık olup olmamasını, Cumaların vakit namazlarının kılınıp kılınmamasıyla ilgilenecek.

Ben bulunduğum yerde şahit oldum çok kez. İzin dönemlerinde görevlilerin çoğu izne ayrılıyor. En azından Cumaları yerine bakacak birisinin bulunması isteniyor. Bu gocunulacak bir şey değil.

Müftü, Şube müdür vs. Eleman bulamadığında kendileri gidip namaz kıldırıyorlar. 100 tane adam eksik, sağdan soldan tanıdıklardan buldun diyelim, boş kalan diğer camilere ne yapacan.

Merkezdekiler müezzinler tarafından idare ediliyor, ya mahalledekiler, köydekiler ne olacak. Ben şahsen 15 gün izin almıştım, cumanın birine sıkıntı olmasın diye ben kendim gittim. Bu iş 8-5 mesai mefhumuna göre değerlendirilmez arkadaşlar.

İmamlık diğer memurların yaptığı iş gibi değil. 7 gün 5 vakit Camiler açık olmak zorunda. İnsanların ibadet etmesi için imamların izinden dönmelerini beklemeleri mi gerekiyor.

En azından Cuma namazları için her imam sorumluluk alarak ya birisini bulmalı yada kendisi gitmeli.

Topu sadece müftülüğe atmakla çözülmüyor iş.

Mihrabın onurunu yasaların bize verdiği haklar için feda edemeyiz.

Ben şahsen izinli bile olsam cuma namazına gidiyorum.

8-9 yıllık görevimde gidemediğim cumalar askerde iken ve bir cumada evladım dünyaya geldiği gün ( cuma günü sıkıntılı geçti).

Onun haricinde her cumaya giderim, hatta 500m mesafelerde 2 cami olmasına rağmen.

Zaman oldu yarım metre kârı eze eze gittim.

Elimizden geleni yapıyor da pek kıymet bilen yok maalesef.

Yinede yapmaya devam edeceğim ben, amacımız mihraba söz gelmesin.

Müftülük olarak bir bütçe ayır,ücreti mukabilinde imam hatip yada kurankurs öğrencilerini görevlendir,hocalarda rahat rahat iznini kullanabilsinler,malesef dairelerimiz proje üretemiyor,sorumluluk almıyor.

İzin her zaman sorun. Eğer bir müftü , müdür gıcıklığına izin verme konusunda sıkıntı çıkarıyorsa onun karşısında pes etmek ses çıkarmamak tam anlamıyla rezilliktir. Yani hiçbir müftü , müdür , şef'ın öyle kafasına göre , canı istedi diye izin vermeme hakkı yoktur. imam izin almaya ihtiyacı olduğu an gider ister ve alır. sadece Ramazan ayı gibi kanun ile belirlenmiş bazı zaman dilimleri hariç. onun dışında hiçbir amirin memurunu ezmek için izin vermeme gibi bir hakkı yoktur. Böyle yapan amir yok mu elbette ki var ve bu türleri cesaretlendiren de yine memurlar. Pusmak böyle aşağılık komleksine kapılmış olanları cesaretlendirir. izin almak isteyen biri ; şef, müdür , müftüye söyler vermedimi kaymakam ve ardından vali. silsile takip edildimı hiçkimse bir engel çıkarmaya ceseret edemez. Ama işin en ilginç yanı imamlar sıradan memurlar değildir. mesai mefhumları yoktur. resmi olarak bu benim hakkımdır diyemezler çünkü görev alanlarında böyle bir pratik yoktur. Resmi haklar başka imamlık bambaşkadır. imamlık görevinde Resmiyet büyük oranda rafa kaldırılmalı. çünkü görev alanı içerisinde resmiyete uyulduğunda imamlık asla yapılamaz. onun için ne olursa olsun izne ayrıldığında bir imam eğer müezzin yok ise kendi yerine camiyi açıp kapatacak , cumayı kıldıracak birini kendisi bulmak zorundadır(resmiyet dışı). müftülük bu işten hem anlamaz hem de yetişemez, yapamaz. Cuma günü 500 cemaatin var ve sen izindesin diyelim müftülük adam bulamadı veya unuttu , es geçti ve tam cuma vaktinde onca insan orta kaldı cuma kılamadı. 500 adam Bimeri , Cimeri , ilçeyi , kaymakamlığı , valiliği haklı olarak ayağa kaldırır. Ben izindeydim , resmi olarak bir sorumluluğum yok diyemezsin . çünkü kabak başına patlar ve o camide huzur ile görev yapman bir daha neredeyse imkansız. onun için imamlıkta özellikle bu tür konularda resmiyete bakmamak lazım. Resmi hakları bir tarafa bırakacaksın kendin işini ayarlayacaksın müftülük sadece resmiyete iznini işler..

bizim amirler sağolsun iyiler, izin veriyorlar, ikiletmiyorlar. Sorun yeterli görevli olmadığı için bi izin kuyruğu oluyor. görevlenfirmedeki arkadaş dönünce hop başka bir yere. bana da Allah nasib ederse ekim başına sıra gelecek. bazı camilerdeki çift görevli sayısı arttırılmalı.