Sayın Bakanımız böyle sormuşlar. Ben bir eğitimci olarak çıktının ya da girdinin nasıl ölçüleceğini bilmiyorum açıkçası. Eğitimdeki tüm bileşenleri ölçmek lazım. diye eklemiş bakanımız sözlerine. Nedir bu bileşenler? Birkaçını sırayla yazalım.
- Öğrenci.
- Veli
- Öğretmen
- Okul
- Sosyo-Kültürel durum.
- Sosyo-Ekonomik durum.
- Okulun fiziki yapısı.
- Eğitimde fırsat eşitliği
- Beslenme.
- Program
Daha uzatabilirim aslında bir sistem içinde eğitimin kalitesini başarısı etkileyen unsurları. Şu yukarıda saydığım 10 unsur arasında en stabil olan hangisi biliyor musunuz? Öğretmen.
Her bir öğretmen lisans eğitimini başarı ile bitirir.
Her bir öğretmen KPSS'den yüksek puan alarak atanır.
Her bir öğretmen 1 yıl çalışır memuriyetini tasdik eder.
Her bir öğretmen adaylık sınavına girer başarılı olur.
Her bir öğretmen hizmet içi faaliyetlerinden başarı ile ayrılmak zorundadır.
Bakıyorum eğitimin kalitesine etki eden unsurlar içinde en sağlam olanı sürekli bir ölçme girişimi var. Kaç kere kanıtlayacak bu öğretmen kendini? Hadi diyelim ki yukarıda kendini kanıtlamış olması öğretmen kalitesi açısından tatmin edici değil o zaman aynı şeyi neden yapıyoruz?
- 4'ü sınav olmak üzere 5 kriteri geçtin.
+Eee?
-Bu yeterli değil.
+Eee?
- Sınav yaparak ölçemiyoruz demek ki.
+ Eee?
- Bir sınav daha yapacağım.
:))
Eğitimde ölçme ve değerlendirme ulusal çapta değerlendirilecekse bunu öğretmen üzerinden yapmak en son şeydir.
- Okulların imkanları eşit mi? Hayır.
- Ailelerin imkanları "eşit demeyelim hadi" ortalama üzerinde mi? Hayır.
- Öğrencilerin diğer unsurlara bağlı düzeyleri eşit mi? Hayır.
- Sosyo-kültürel yapı ortalama üzerinde mi? Hayır.
- Sosyo-Ekonomik yapı ortalama üzerinde mi? Hayır.
- Eğitimde fırsat eşitliği var mı? Mesela sen herkese tablet verdin mi? Hayır.
- Her çocuk yeterince beslenebiliyor mu? Hayır.
- Programın ülkenin her yerinde uygulanabilir ve geçerli mi? Hayır.
Çorba yapmaya çalışıyorsun tüm malzemeler bozuk sen çorbayı karıştırana "Bakayım nasıl karıştırıyorsun?" diyorsun.
Uzatmayalım. Eğitim verdiniz. Tamam kabul ediyoruz eğitim diyoruz o videolara. Peki onu da sınavla ölçtünüz. Ona da tamam. Peki çıktıya bakarak hata ediyorsak şimdi neye bakmak zorundayız öğretmenlerin başarı ile geçtiği eğitimin sonuçlarının sahaya yansımasına. Peki bu kadar geniş ve ayrık bir coğrafyada net bir sonuca hangi çıktıları ele alarak ulaşacağız.
20 yıl üzeri çalışan öğretmenler daha başarılı gibi bir ifade var. 20 yıl çalışan öğretmen merkeze gelir. Özel dersler alan, iyi eğitim almış ailelerin çocuklarıdır. Başarılıdır. Daha yeni mesleğe başlamış, doğuya atanmış öğretmenin öğrencisinden başarılı olması zaten doğal olan değil midir? Böyle bir çıktıya ulaşılmak mı isteniyor?
Yine de teşekkür ederiz sayın bakanımıza. Kendisi MÜLAKAT istememiş. Saygılar. Kendisi SINAV da istememiş. Sendikalar itiraz etmiş sınav olsun diye. Fatih Altaylı'nın köşe yazısından okuyabilirsiniz. Hangi sendikalar olduğu belli değil. :))
Sayın Bakanımız böyle sormuşlar. Ben bir eğitimci olarak çıktının ya da girdinin nasıl ölçüleceğini bilmiyorum açıkçası. Eğitimdeki tüm bileşenleri ölçmek lazım. diye eklemiş bakanımız sözlerine. Nedir bu bileşenler? Birkaçını sırayla yazalım.
- Öğrenci.
- Veli
- Öğretmen
- Okul
- Sosyo-Kültürel durum.
- Sosyo-Ekonomik durum.
- Okulun fiziki yapısı.
- Eğitimde fırsat eşitliği
- Beslenme.
- Program
Daha uzatabilirim aslında bir sistem içinde eğitimin kalitesini başarısı etkileyen unsurları. Şu yukarıda saydığım 10 unsur arasında en stabil olan hangisi biliyor musunuz? Öğretmen.
Her bir öğretmen lisans eğitimini başarı ile bitirir.
Her bir öğretmen KPSS'den yüksek puan alarak atanır.
Her bir öğretmen 1 yıl çalışır memuriyetini tasdik eder.
Her bir öğretmen adaylık sınavına girer başarılı olur.
Her bir öğretmen hizmet içi faaliyetlerinden başarı ile ayrılmak zorundadır.
Bakıyorum eğitimin kalitesine etki eden unsurlar içinde en sağlam olanı sürekli bir ölçme girişimi var. Kaç kere kanıtlayacak bu öğretmen kendini? Hadi diyelim ki yukarıda kendini kanıtlamış olması öğretmen kalitesi açısından tatmin edici değil o zaman aynı şeyi neden yapıyoruz?
- 4'ü sınav olmak üzere 5 kriteri geçtin.
+Eee?
-Bu yeterli değil.
+Eee?
- Sınav yaparak ölçemiyoruz demek ki.
+ Eee?
- Bir sınav daha yapacağım.
:))
Eğitimde ölçme ve değerlendirme ulusal çapta değerlendirilecekse bunu öğretmen üzerinden yapmak en son şeydir.
- Okulların imkanları eşit mi? Hayır.
- Ailelerin imkanları "eşit demeyelim hadi" ortalama üzerinde mi? Hayır.
- Öğrencilerin diğer unsurlara bağlı düzeyleri eşit mi? Hayır.
- Sosyo-kültürel yapı ortalama üzerinde mi? Hayır.
- Sosyo-Ekonomik yapı ortalama üzerinde mi? Hayır.
- Eğitimde fırsat eşitliği var mı? Mesela sen herkese tablet verdin mi? Hayır.
- Her çocuk yeterince beslenebiliyor mu? Hayır.
- Programın ülkenin her yerinde uygulanabilir ve geçerli mi? Hayır.
Çorba yapmaya çalışıyorsun tüm malzemeler bozuk sen çorbayı karıştırana "Bakayım nasıl karıştırıyorsun?" diyorsun.
Uzatmayalım. Eğitim verdiniz. Tamam kabul ediyoruz eğitim diyoruz o videolara. Peki onu da sınavla ölçtünüz. Ona da tamam. Peki çıktıya bakarak hata ediyorsak şimdi neye bakmak zorundayız öğretmenlerin başarı ile geçtiği eğitimin sonuçlarının sahaya yansımasına. Peki bu kadar geniş ve ayrık bir coğrafyada net bir sonuca hangi çıktıları ele alarak ulaşacağız.
20 yıl üzeri çalışan öğretmenler daha başarılı gibi bir ifade var. 20 yıl çalışan öğretmen merkeze gelir. Özel dersler alan, iyi eğitim almış ailelerin çocuklarıdır. Başarılıdır. Daha yeni mesleğe başlamış, doğuya atanmış öğretmenin öğrencisinden başarılı olması zaten doğal olan değil midir? Böyle bir çıktıya ulaşılmak mı isteniyor?
Yine de teşekkür ederiz sayın bakanımıza. Kendisi MÜLAKAT istememiş. Saygılar. Kendisi SINAV da istememiş. Sendikalar itiraz etmiş sınav olsun diye. Fatih Altaylı'nın köşe yazısından okuyabilirsiniz. Hangi sendikalar olduğu belli değil. :))