Bugün Hangi Kelimeyi Öğrendim?

aslında ben tam 40-50'lilerin beyefendileri gibi konuşuyorum. lengeli fötr de aldım mı tamamdır

Hamal, hamile, ihtimal, tahammül...

Hepsi aynı kökten Arapçadır.

Yük, yük taşımak, yüklenmek anlamı taşır.

Hamile yerine yüklü derler Anadolu?da..

"Verili" var bir de. "Nisanli, sozlu" gibi. "Verilmis" yani ama muhtemelen yalnizca kadinlara yonelik kullaniliyor.

Osmanlı döneminde;

Bir ayakkabı kalitesiz yapılınca,

O ayakkabıyı yapan ustanın damına atılırmış.

Bunu gören insanlar o ustanın ayakkabılarını almazmış.

Papucu dama atılmak deyimi burdan gelmektedir.

Osmanlı da meslek ahlakı, ihmal veya hileye sapması nadir görülürmüş.

@SeyhEdebali1

Arapça ayn "göz" kelimesinden:

🔸Âyan: önde gelenler, eşraf.

🔹Ayan: açık seçik olan, belirgin aşikâr.

🔸Aynı: gözle görüldüğü gibi, bizatihi.

🔹Muayene: gözle görmek, sağlık kontrolü.

🔸Tayin: belirleme, adını koyma.

🔹Muayyen: belli, belirli.

🔸Taayyün: belirme.

Farsça altın veya altın sarısı anlamına gelen "zer" kelimesinden:

Zer-i hurşid: Güneş.

Zer-âb: Altın suyu.

Zer-gûn: Altın renginde.

Zerde: Altın sarısı, safran.

Zerdali: Sarı erik, bir kayısı türü.

Zerrin: Altın gibi, altından yapılmış.

Zerefşan: Altın saçan, bir süsleme türü.

Dil-i bimâr: Gönlü hasta olan, hasta gönül.

"Derdimiz, ömrümüzden efzûndur! "

Keçecizâde İzzet Molla

efzûn(f):fazla,ziyade,çok

Civan ve civa aynı kökten. Anlam olarak temelde hareketlilik vardır.

Gebe ve gebermek ilişkisi.

Öz Türkçedir ve aslı kebe dir.

İkisinde de temel anlam şişmektir.

Otomobil:

Kelime, dilimize Fransızca "automobile" kelimesinden geçmiş. Fransızcaya da Yunanca "kendi" anlamındaki "auto" ile Latince "hareket eden" anlamındaki "mobilis" kelimelerinin birleşmesiyle geçmiş.

Günün anlamına binaen...

"Bacanak" ve "baci" ayni kokten gelirmis.

** iyi seneler.

Şalvar:

İngilizcesi "shalwar" olan, geniş, ferah pantolonlar için kullanılan kelimemiz, dilimize "bacak" anlamındaki "şal" kelimesi ile "örtmek" anlamındaki "var" kelimesinin birleşmesiyle Farsçadan geçmiş. "Var" kelimesi Hint Avrupa dil ailesinde örtmek anlamındaki "wer" ortak kökü imiş, İngilizce giymek anlamındaki "wear" muhtemelen bununla alakalı.

Eski Türkçe sü "ordu, asker" demek. Bu kelimeden subaşı "ordu başı (güvenlikten sorumlu kimse)", subay "ordu beyi, zâbit" türetilmiştir.

Askeri unvanlardaki "bay" bildiğimiz "bey"dir. Albay "alay beyi", yarbay "yardımcı albay" anlamındadır.

Bildiğiniz üzere İng. & Farsça, akraba diller. Dolayısıyla aralarında ilginç yakınlıklar var. Aynı kökten gelen, "güvenmek" anlamındaki İng. "to trust" ile Far. "dürüst" gibi.

Çitari

Bir ipek , üç pamuk ipliğinden dokunan değerli bir kumaş imiş

Tekamül, Tekamül etmek. Evrilme, gelişme, değişme anlamlarında kullanılıyormuş. Cümle içerisinde şöyle kullandım, hayatta ki herşey ve herkes bir tekamül kanununun altındadır. Kaçışları olmuyor. Ardınızda bıraktığınız şey veya kimse, kati surette aynı kalmıyor.

Bir kadin ismi olarak kullanilan "bengü", Gokturkcede "sonsuz" anlamina gelirmis.