Editörler : E.Kayı Han
25 Ocak 2012 09:57

İran da Güney Azerbaycan Toprakları Kürtleştiriliyor

İran Hükümeti?nin, aşiret sisteminde dağınık bölgelerde yaşayan Kürt gruplarını Batı Azerbaycan Eyaleti?ne bağlı Urumiye?ye çekerek, Türk soylulardan arındırmaya çalıştığı öğrenildi.

Urumiye Şehri?ni tampon bölge olarak gören Yönetim, benzer faaliyetleri Makü ve Hoy?da da sürdürüyor. Söz konusu bölgelerde, 2005 yılına kadar az sayıda olan Kürt nüfusun, hükümetin teşvikiyle giderek artış gösterdiği kaydediliyor. Bu arada, bölgede mukim Kürtler tarafından gerçekleştirilen uyuşturucu ve insan kaçakçılığının hız kazandığı ve Kürtlerin, elde ettikleri gelirler ile Urumiye?nin işlek mevkilerinde iş merkezleri satın aldığı da ifade ediliyor.

Uzmanlar, bölgedeki etnik yapının Azeriler aleyhine değiştirilmesine yönelik politikalar kapsamında, Hoy?un idari yapılanmada il (vilayet) statüsüne kavuşturulmasının planlandığına dikkat çekiyor. Nüfusunun çoğunluğu Azeri olan Urumiye ve Tebriz?e bağlı yerleşim birimlerinin, başta Makü gibi Türkiye sınırına yakın Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgeler ile birlikte Hoy?a bağlanması halinde, Azeri nüfus oransal olarak düşürülmüş olacak. Hoy şehir merkezi ve çevresinde, Eylül 2006 ayı itibariyle büyük çoğunluğunu Azerilerin oluşturduğu yaklaşık 400 bin kişi yaşıyor. Uygulanan politikalar sonucunda, Kürtlerin toplam nüfus içindeki payı 75-80 bine ulaşmış durumda. İranlı üst düzey yetkililerin, ?Mezkur bölgeler için bütçeden daha fazla pay ayrılacak, bu sayede ekonomik yatırımlar ve istihdam artacak? şeklindeki açıklamasının, bölgedeki Güney Azerbaycanlıların tepkisini gidermeye yönelik olduğu belirtiliyor.

İran?daki Kürt nüfusun büyük çoğunluğu dört aşiret altında toplanmıştır. Mahabat, Khalifan ve Serdeşt?te ?Mangurlar?, Oşhnaviyeh ve Silvaneh?te ?Zerzalar?, Piranşehir, Poldesht, Makü?de ?Meşpiranlar?, Bukan?da ise ?Debükrüler? çoğunluktadır. Çoğu devlet yanlısı olan bu aşiretlerin, Güney Azerbaycanlıların çoğunlukta olduğu toprakların Kürtleştirilmesine yönelik uygulamalara destek verdiği belirtiliyor. Yönetimin, bunun karşılığında adı geçen aşiret üyelerine Batı Azerbaycan/Salmas, Hoy ve Makü şehirlerinde iş imkanları sağladığı, memur olanlarının tayinlerini de anılan bölgelere çıkardığı kaydediliyor. Ayrıca, yine Türklere ait olan Çaldıran, Sayın Kala, Tikan Tepe, Soyuk, Bulak, Biçar, Sulduz, Kürve, Hasan Abad gibi bir çok yerleşim yerine de Kürtler tarafından sahip çıkıldığı ve hazırlanan uydurma haritalar ile Türk topraklarının ?Kürt toprakları? olarak gösterildiği belirtiliyor. Hatta, anılan bölgelerde sık sık mitingler yaparak dünya kamuoyunda, mitinglerin yapıldığı bölgelerin Kürt yerleşim yerleri olarak tanınmasına ve benimsenmesine çalışıldığı vurgulanıyor.

Gelişmeler nedeniyle, bir Kürt-Türk çatışmasının yaşanması ihtimalini değerlendiren kaynaklar, bunu fırsat bilen dış güçlerin İran?ın içişlerine daha kolay müdahalede bulunabileceğini ve Irak?ın kuzeyinde bir Kürt Devleti kurulması emellerinin bu yolla İran?a da kolaylıkla yansıyabileceğini vurguluyor. (Yörtürk Ortadoğu Masası)

25 Ocak 2012 10:10

Türkiye de kendilerinin asimilasyona uğradığını iddia eden kürtler ata memleketim hoy'u istila edip yöre halkını baskı,sindirme taktikleri ve yayılmacı bir zihniyet ile dışlamaya çalışıyor,tabii ki bu da hükümet desteği ile oluyor.

Hoy AZERİRİ TÜRK diyarıdır ve öyle de kalacak!


mustaffa
Genel Müdür
25 Ocak 2012 10:12

Bölgeyi Kürtleştirmek İran'ın işine gelmeyeceği kanaatindeyim.

25 Ocak 2012 10:21

Tam tersine çok işine gelecektir sn editör zaten İran'ın etni yapısı Azeri Türleri ve kürtlerden oluşur ama hoy'un bir özelliği var oda şudur sunni olması.

28 Ocak 2012 19:32

Takip ettigim kadarı ile sadece güneyi degil iran komple kürtleştirilmeye çalışılıyor:)bunun arkasında hangi amacın hangi güçlerin oldugunu bilmek bizim için tabii ki zor değil ama TURAN sevdasına baş koymuş TÜRK devletleri neden ,bu olaylar karşısında görmdim,duymadım,bilmiyorum moduna giriyorlar?

Haa TURAN sevdası benim anladıgım bir sevda değil ise orasını bilemeycegim ama sanırım yine iş biz solculara düşecek:)

Yani vatan,millet sakarya edebiyatları ile yada entel barlarda ellerinde viski kadehleri şerefe kaldıranların ŞEREF anlayışı ve milliyeçiliği algılayışı ile yürümüyor bu işler İCRAAT!!!!!!!!!


bayındırbey
Yasaklı
28 Ocak 2012 23:50

iranda azımsanmayacak derecede yaklaşık 35 milyon türk yaşamaktadır!güney azerbaycan denilen bölgede türk nufusu ezici üstünlüktedir.her an patlamaya hazır bir kitledir.fars idareciler ara ara bölgeye giderek halka türkçe barış ve kardeşlik çağrıları yapmaktadırlar.farslar içlerindeki türk yapısı nedeniyle bölgeyi çok sıkı kontrol ediyor ve kuzeyde ermenistanı hararetle destekliyorlar.kasrı şirin anlaşmasından beri aramızda bir çatışma olmamasına ve türkiye içerisinde bir sürü iran hayranı molla derviş olmasına rağmen farslar ve türkler ezeli düşmanlardır.

firdevsinin şehnamesinde dünya turak(turan),ırak ve iran olmak üzere üç kısımdır ve iranlılar bu destanda hep türkler ve alp er tunga ile mücadele etmiştirler.alp er tunga artık geçmişte yaşadığına dair kuvvetli deliller bulunan selçuklular dönemine kadarda heryıl anısına yuğ törenleri yapılan hükmi ve gerçek bir şahsiyettir ne hikmetse zaloğlu denen esrarengiz adam yalancı kahraman geçmişte var olduğuna ait bir delil yada nakil yoktur.şehname farisilerin milli birliklerini sağlamak için uydurdukları yalanlar dizesidir!timur iran ı fethettiğinde firdevsi denen türk düşmanın mezarına giderek ayağını kabirin üstüne koymuş ve tarihe geçen şu sözü"kalk alçak her satırında karaladığın türk ü gör"diye söylemiştir.köklü bir medeniyet olmasına rağmen daıma doğusundaki türklerden rahatsız olmustur ıkıncı gokturkler donemınde emevıler orta asyada zulumlere basladığında son donem gokturk kağanlığı arapları gerı cekılmeye zorlarken bu alçak farslılar ulkelerını ısgal eden araplar ıle ısbırlığı yaparak gökturk devletının yıkılmasına ve orta asya zengınlıklerının emperyalıst emevılerce somurulmesını sağlamıstırlar.daha sonraları gaznelı karahanlı ve selcuklu donemlerınde turklerın kontrolune gıren iran içerisine bir çok türk boyu yerleşmiştir bunların en kalabalık olanları bayındır boyuna mensup akkoyunlu turklerı ve karapapak,terekemede denılen(eymür boyu)türkleridir.

iran türkleri geleneklerine ve türklüklerine düşkün insanlardır.her yıl babek kurultayı düzenlenir.yukardada belırttığım gıbı tarıhının buyuk bır bolumunu turk boyunduruğu altında gecırmıs olmasından dolayı turk dusmanlığı had safhadadır.soykırım tarzı ıskenceler ve uygulamalar yapmaktadırlar.zehır sacan fabrıkalarını turk sehırlerıne kuruyorlar yapılaşmaya ızın vermıyorlar en buyuk gölü olan urmiye gölünü kuruttular türkler ekmek yemesin diye.şimdide bölgeyi kürtleştirerek türk nüfüsü baskı altına alarak asimile etmeye çalısıyorlar.

istesekde istemesekte bizim anadolumuzdada iran izlerini görmek mümkündür tasavvufumuzun ünlü isimleri hep iran kültürünü benımsemıs mevlana eserını farsca yazmıs,fakat şah ismail(şah hatayi)irana hüküm sürerken türklüğünü hiç bırakmamış kendisine fars diyenlere şiirleriyle sözleriyle türk olduğunu hatta kendısıne fars denılmesını hakaret saymıs yığıt bır urk evladıdır.tarıhımızde boyle acı durumlarla karsılasırız zaman zaman.çaldıran savasıda ıyı bır ornek değıldır bu acıdan belkıde o savas olmasa bugun turkluk ve turan yolunda cok ılerı duzeyde mesafeler kat edılmıs olabılırdı.

sevgılı arkadaslar kısa bır tarıh turu yaptırmaya calıstım amacım farslıların turklerın ezelı dusmanı olduklarını anlatmak ıcındı.baska boyutlarıylada anlatmak ısterdım fakat burası tarıh forumu olduğu ıcın tarıhı yaklasım en sağlıklısı olur kanaatındeyım.

traktor futbol takımını ve taraftarlarını izlersenız iranda yanan türklük ve turan ateşini yüreğinizde hissedersiniz.

turan bir gün mutlaka gercekleşecektır.

neslıhan hocam paylasımınız ıcın tesekkurler.

tanrı turk u korusun.amin


ruhsuz adam
Kapalı
29 Ocak 2012 17:48

bölgenin kürtleştirilmeye çalışılması olayı varsA, iran gerçekten düşmanını bünyesine sokuyor demektir.

iran Türk soydaşlarımızıa zulüm ettiği için , ölümü hak etti ama şimdi dünya siyaseti geregi iran yaşaması gereklidir. Türke kefen biçenin, ölümü korkunç olur sözüyle bitirmek istemem yazımı....çünkü şu düzende Türkiye iran rusya çin japonya hindistan gibi devletler Asya, avrasya stratejisi içinde bir olmak zorundalar....

başından belayı savmadan ,kurtuluşa ulaşamazsın ..iran ,Türklere zulüm edip ,bölgeyi kürtleştirirse, ta çine gidecek bir haçlı dünyasının yolu açılır....

Türk adı altında birleştirilen Türkiye cumhuriyeti, hiç bir etnik -dinsel ayrım yapmadan yaşarken, kardeş dediklerimizden neler gördük , herkes biliyor......

araplardan başlayıp kukla olanları sayarsanız durum anlaşılır....ama Türk dünyasının başını bu dönem degil sadece, dünya savaşına gelmeden önce Azeri Türkleri çekmişti.......

irana gerekli aklı vereceklerdir muhakkak...

,

Türkiyeyi yönetenlerden almaya kalkarlarsa,ne olacagı ise aşikardır....tunus,libya.......vs şimdi suriye, iran.Türkiye diye uzanan bop sevdası garantilenecektir...


ruhsuz adam
Kapalı
29 Ocak 2012 19:52

Türkiye İran İlişkilerinde Başlayan Yeni Dönem

25 Ocak 2012 İran

Dr. Serdar Erdurmaz

Genel Koordinatör

Silahsızlanma Çalışmaları

Hakkında - Arşivi

Türkiye İran ilişkilerinde Suriye?de gelişen ayaklanmalarda farklı dinamikleri desteklemeleri nedeniyle ortaya çıkan gerginliğin son zamanda yapılan karşılıklı ziyaretler ile yumuşama sürecine girilerek, ilişkilerde yeni bir dönemin başladığının işaretlerini almaktayız.

Ocak ayının ilk haftasında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu?nun İran?a yapmış olduğu sürpriz ziyaretin hemen arkasından 3 gün sonra, İran Meclis Başkanı Alil Aricani bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Bunun ardından, 18 Ocak tarihinde İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi Türkiye-İran Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı?na katılmak üzere toplantıdan önce Türkiye?ye gelerek üst düzey temaslarda bulunmuştur. Bu kısa süreli yoğun ziyaretler yumağı ister istemez ilişkilerde yeni bir dönemi başlatmak ve yön vermek için özellikle İran?ın farklı bir yaklaşımla iradesini ortaya koyduğu intibaını vermektedir.

Bu ilişkilerin yeni bir aksiyonla geliştirilmesinde iki tarafın karşılıklı çıkar ilişkilerinin öneminin özellikle İran tarafından idrak edilmesinin son derece önemeli olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda Türkiye?nin günde 200 bin varil olan akaryakıt ihtiyacının üçte birinin İran tarafından sağlanması (Turkey unlikely to cut Iranian crude, fearing extra costs, 2012)Türkiye?yi tek taraflı olarak İran?a bağlı olduğu imajını vermektedir. İran bu kozu değerlendirerek, kendisinin Türkiye?den ulusal çıkarlar açısından herhangi bir beklentisinin olamayacağı tavrı içinde bulunmakta ve bunu Türkiye?ye karşı kullanmaktan çekinmemektedir. (Üstün, 2007) Bu tavrı özellikle, Türkiye?nin Brezilya ile gerçekleştirdiği takas anlaşmasının ABD tarafından dikkate alınmaması sonucun da Türkiye?ye karşı daha hırçın bir hal almış ve NATO füze savunma sistemi kapsamında Türkiye?ye tepki olarak ortaya çıkmıştır. Arkasından Türkiye?nin Suriye?de gelişen olaylara karşı ortaya koymuş olduğu politikaya karşı İran Esed taraftarı hasmane bir tutum sergilemekten çekinmemiştir.

İran?ın bu tavrının ABD ve AB?nin almış olduğu son yaptırım kararları ve Hürmüz Boğazı bölgesindeki askeri gerginlikle birlikte Türkiye açısından olumlu yönde bir şekil almaya başladığı anlaşılmaktadır. İran?da ki bu tavır değişikliğinin ana nedeninin Türkiye-İran ekseni dışındaki gelişmelerin getirdiği konjonktür içinde Batı ile ilişkilerinin düzenlenmesinde Türkiye?ye olan ihtiyacının bilincine varmış olması olarak değerlendirilmektedir.

ABD ve Batı İran?dan Ne İstiyor

İran?ın ABD ve AB ile olan nükleer ve balistik füze programını ne pahasına olursa olsun devam ettirme doğrultusunda ki uzlaşmaz tutumu ile süregelmekte olan gerginliğe ilave olarak diğer etkenleri aşağıdaki başlıklar altında toplayabiliriz.

Ø İran?ın Suriye ve Lübnan üzerinde artan etkisi, Suriye?de Şii lider Esed?i siyasi ve askeri açıdan silah teçhizat yardımı ile desteklemesi, Lübnan?da ise Hizbullah taraftarı bir görünüm arz etmesi ve Suriye?de gelişen olayların bu ülkeye de yansıması olasılığı bölgede Batı ve kurulmak istenilen dengelere karşıt bir durum yaratmaktadır.

Ø Irak ve Bahreyn?de mezhep çatışmasına yol açan nüfus mücadelesi (Haliç, 2012); Irak?ta Şii Başbakan Maliki?nin İran etkisinde olarak ABD?nin çekilmesi sonrasında bir mezhep çatışmasının tohumlarını attığı bütün Dünya tarafından kabul edilen bir yaklaşımdır. (Güngör, 2012) ABD İran?ın Irak üzerindeki etkisini kabul edilemez olarak görmekte ve buna karşı her türlü önlemi almakta kararlı görünmektedir. Bu konuda Irak?ta ki gelişmelere karşı Türkiye?nin tavrı da bir mezhep çatışmasının kabul edilemeyeceği yönündedir. (Başbakan Erdoğan'dan önemli açıklamalar, 2012)

Ø Mubarek?in devrilmesi sonrasında yapılan seçimleri kazanan Müslüman Kardeşlerin Partisi ile ilişkileri geliştirme çabaları ile Orta Doğu?da bölgesel bir güç olarak etkin olma arzusu Batı tarafından net bir şekilde algılanmakta ve bu durum bölge dengeleri açısından hoşnutsuzluk yaratmaktadır.

AB ve özellikle ABD İran?ın bu çıkışlarını sınırlamak için elindeki her türlü imkanı seferber etme kararlılığında olduğunu ilan etti. Rusya ve Çin?in muhalefeti nedeniyle BM kanalıyla almaya muktedir olamadığı yaptırım kararlarını kademeli olarak uygulama şeklini gündeme getirdi. Gelinen noktada, yaptırımların finansal alanda da uygulamaya konmasıyla, zaten sıkıntıda olan İran ekonomisinin seçimler öncesi ülkeyi daha da zora sokacağı gerçeği İran?ın tepkisine ve Hürmüz Boğazı?nda askeri gerilim yaratan bir çıkış yapmasına neden olmuştur.

ABD?nin Hürmüz bölgesinde kendi kırmızı hatlarını koruma iradesini her ne pahasına olursa olsun koruyacağını açıklaması, (US prepared for Hormuz Strait action: Panetta, 2012) bunun yanında İsrail?in İran?a bir askeri müdahaleyi devamlı gündemde tutması. (Kidney, 2011) Buna ilave olarak, son zamanlarda gündeme gelen nükleer bilim adamlarının İran başşehrinde yapılan suikastlarla öldürülmesi, ABD ve İsrail?in içlere kadar sızdığını ve İran?ı çok yönlü kıskaç altına almada başarılı olduğunu göstermektedir. (Nazemroaya, 2012)

Batı?nın isteği İran?ın öncelikle nükleer programından vazgeçmesi ve sonrasında bölgesel liderlik sevdasını bir kenara bırakarak, kendi kabuğuna çekilmesidir.

İran Türkiye?ye Neden Yaklaşma İhtiyacı Duymuştur

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, İran Batı tarafından can damarlarının yavaş, yavaş kesilmeye başlanması karşısında bir takım çıkış yolları arama ihtiyacını duymaktadır. Rusya ve Çin?in ABD ile mevcut olan güven eksikliğinin ABD ile arasında bir iletişim ortamı sağlayamayacağının idrakine varmasının Türkiye ile olan gergin ilişkilerini yeniden gözden geçirmesinde etken rol oynadığı söylenebilir. İran bu suretle Türkiye üzerinden aşağıdaki avantajları elde edebilecektir.

· İran Uluslararası Atom Enerji Ajansı?nın son olarak verdiği rapordan (IAEA Board of Governors, 2011) sonra ABD ve AB?nin ortaya koyduğu finansal yaptırımlardan ve İran?dan yapılan petrol ihracatına karşı yaptırımlardan ciddi bir şekilde rahatsız olmuştur. (EU slaps Iran with oil embargo over nukes, 2012) Bu nedenle ABD?nin uygulaması muhtemel senaryoları öğrenme ihtiyacı duymaktadır. Bu konuda ABD?ne en yakın ve ona yardımcı olabilecek ülke Türkiye?dir.

· Daha evvel alınmış olan İran üst düzey yöneticilerinin seyahat yasağı nedeniyle kendilerinin temas kurma imkanı kısıtlandığından Türkiye yoluyla temasın sürdürülmesi mümkün görülmektedir. Bu nedenle nükleer müzakerelerin Türkiye?de yapılmasını talep etmektedirler. (Review, 2012) Böylece, katılımcıların Türkiye?nin güvencesi altında toplantıya katılma arzusu örtülü bir niyet olarak algılanabilir.

· Türkiye BM ambargosu dışında herhangi bir yaptırımı kabul etmeyeceğini açık bir şekilde ilan etmiştir. (Taner Yıldız: AB ve ABD'nin İran ambargosu bizi bağlamaz, 2012)Bu suretle Türkiye bir taraftan kendisini enerji ihtiyacı açısından koruma altına alırken, diğer taraftan da İran?a güvence vermektedir. Bu güvence muhtemelen ABD ve NATO tarafından yapılacak herhangi bir askeri harekat girişiminde, Türk hava sahası ve topraklarını İran?a karşı kullanılmasına müsaade edilmeyeceğini de içermektedir.

· Türkiye?nin NATO üyesi olması nedeniyle, Tahran NATO?nun muhtemel bir İran planı olup olmadığı konusunu Türkiye üzerinden öğrenme imkanına sahiptir.

· İran?ın gereksinim duyduğu malzeme ve teçhizatı Türkiye üzerinden temin etmesi yoluyla, ekonomisinin daha da kötüleşmesini önlemesi bir seçenek olarak gözükmektedir.

· Orta Doğu bölgesi ile ilgili politikasına yön vermede ABD ile çatışma alanlarının belirlenmesi ve uzlaşma zemininin hazırlanmasında Türkiye arabuluculuğu gerekli faydayı sağlayabilir. İran?ın Irak, Suriye-Lübnan ve Mısır?a uygulamakta olduğu politikalarda çatışma noktalarının ortadan kaldırılmasında Türkiye etken bir rol oynayabilir.

Yukarıda sayılan faydalar daha da çoğaltılabilir. Önemli olan İran?ın bu gibi çıkar ilişkilerinde Türkiye?nin vazgeçilmez olduğunu görerek uzlaşmaz ve hırçın tutumunu yumuşatmasıdır.

Sonuç

İran?ın Türkiye?ye karşı ben birim sen sıfırsın şeklindeki yaklaşımını bırakmak zorunda kaldığı ve Türkiye?nin Batı ile ilişkilerinde kilit rolü oynayabileceğinin bilincine vararak, ilişkileri kazan-kazan politikasına doğru yönlendirme arzusunda olduğu gözlenmeye başlamıştır.

Kaynakça:

Başbakan Erdoğan'dan önemli açıklamalar. (2012, 01 24). 01 25, 2012 tarihinde Zaman politika: http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1234538&title=basbakan-erdogandan-onemli-aciklamalar&haberSayfa=2 adresinden alındı

EU slaps Iran with oil embargo over nukes. (2012, 01 23). 01 25, 2012 tarihinde CBSNEWS: http://www.cbsnews.com/8301-202_162-57363687/eu-slaps-iran-with-oil-embargo-over-nukes/ adresinden alındı

Güngör, N. (2012, 01 12). Irak artık İran mıdır? 01 22, 2012 tarihinde STAR: http://www.stargazete.com/yazar/nasuhi-gungor/irak-artik-iran-midir-haber-414705.htm adresinden alındı

Haliç, A. E. (2012, 01 10). Davutoğlu, İran ziyaretinde bazı noktaları gözden kaçırdı. o1 22, 2012 tarihinde Radikal, Bahreyn gazetesi: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1075093&Date=10.01.2012&CategoryID=99 adresinden alındı

IAEA Board of Governors. (2011, 11 08). Implementation of the NPT Safeguards . 01 24, 2012 tarihinde IAEA: http://www.iaea.org/Publications/Documents/Board/2011/gov2011-65.pdf adresinden alındı

Kidney, G. J. (2011, 12 18). US ?Withdrawal? In Iraq Paves Way for US-Israeli Strike on Iran. 01 22, 2012 tarihinde Grant J. Kidney: http://grantjkidney.com/us-withdrawal-in-iraq-paves-way-for-us-israeli-strike-on-iran/ adresinden alındı

Nazemroaya, M. D. (2012, 01 01). The American-Iranien Cold War in the Middle East and the Treath of a Broader War. 01 24, 2012 tarihinde Global Research: www.globalresearch.ca/index.php?context=va&aid=28439 adresinden alındı

Review, I. (2012, 01 21). Iran-P5+1 Negotiations May Be Held In Turkey. 01 25, 2012 tarihinde eurasiareview.com: http://www.eurasiareview.com/21012012-iran-p51-negotiations-may-be-held-in-turkey/ adresinden alındı

Taner Yıldız: AB ve ABD'nin İran ambargosu bizi bağlamaz. (2012, 01 12). 01 25, 2012 tarihinde http://haberpan.com/haber/taner-yildiz-ab-ve-abdnin-iran-ambargosu-bizi-baglamaz adresinden alındı

Turkey unlikely to cut Iranian crude, fearing extra costs. (2012, 01 20). 01 24, 2012 tarihinde Today's Zaman: http://www.todayszaman.com/news-269159-turkey-unlikely-to-cut-iranian-crude-fearing-extra-costs.html adresinden alındı

US prepared for Hormuz Strait action: Panetta. (2012, 01 19). 01 25, 2012 tarihinde The News: http://www.thenews.com.pk/article-31503-US-prepared-for-Hormuz-Strait-action-- adresinden alındı

Üstün, G. (2007, 01 04). İran gazı kesti, BOTAŞ Rus gazına güveniyor. 01 25, 2012 tarihinde Milliyet.com.tr: http://www.milliyet.com.tr/2007/01/04/ekonomi/aeko.html adresinden alındı

http://www.turksam.org/tr/a2585.html


bayındırbey
Yasaklı
30 Ocak 2012 11:06

gncl

30 Ocak 2012 14:25

iranda azımsanmayacak derecede yaklaşık 35 milyon türk yaşamaktadır!güney azerbaycan denilen bölgede türk nufusu ezici üstünlüktedir.her an patlamaya hazır bir kitledir.fars idareciler ara ara bölgeye giderek halka türkçe barış ve kardeşlik çağrıları yapmaktadırlar.farslar içlerindeki türk yapısı nedeniyle bölgeyi çok sıkı kontrol ediyor ve kuzeyde ermenistanı hararetle destekliyorlar.kasrı şirin anlaşmasından beri aramızda bir çatışma olmamasına ve türkiye içerisinde bir sürü iran hayranı molla derviş olmasına rağmen farslar ve türkler ezeli düşmanlardır

iran türkleri geleneklerine ve türklüklerine düşkün insanlardır.her yıl babek kurultayı düzenlenir.yukardada belırttığım gıbı tarıhının buyuk bır bolumunu turk boyunduruğu altında gecırmıs olmasından dolayı turk dusmanlığı had safhadadır.soykırım tarzı ıskenceler ve uygulamalar yapmaktadırlar.zehır sacan fabrıkalarını turk sehırlerıne kuruyorlar yapılaşmaya ızın vermıyorlar en buyuk gölü olan urmiye gölünü kuruttular türkler ekmek yemesin diye.şimdide bölgeyi kürtleştirerek türk nüfüsü baskı altına alarak asimile etmeye çalısıyorlar.

-----------------------------------------------------------------------------

Sn bayındır bey;paylaşım için teşekkürler hocam,doğru ve haklı tesbitler olması İran'ın kürtleştirilmesine engel olmuyor yazık ki


mustaffa
Genel Müdür
30 Ocak 2012 14:42

Şu aşamada şunu sormadan edemeyeceğim.

İçinde reformcularla başı dertte olan İran, neden dış müdahaleye müsait olan toprakları neden Kürtleştirsin?

Kaldı ki İran topraklarında yaşayan Azeriler sistemin destekçileridir.


bayındırbey
Yasaklı
30 Ocak 2012 15:13

sayın edıtor azerıler yanlıs tabır!turkler reformcular turklerdır.tahran ve tebrız sokaklarında turkce konusan lıder musavı!

turkler sıstemın destekleyıcılerı değıl hemde zulum altındadırlar.

30 Ocak 2012 20:27

İran sürekli bu sorunu yaşamıtır,yaşayacaktır ya komple kürtleşip içinde ki yenilikçi Türkleri çoğunlugu alevi/caferi (türkler) yok etmezse sistem ve düzen İrandan yana işlemeyecektir.


OZAN-ikm
Kapalı
30 Ocak 2012 21:15

umumi bir malumat vermeye kalkarsak:İran topraklarında en az 35 milyon diyebileceğimiz Azerbaycan Türk'ü yaşamaktadır.Hatta İran ordusunun takriben yüzde 80'i kadarı Türklerden oluşmaktadır.Devrim muhafızları denen özel birlik ise tamamiyle Farslardan oluşmaktadır..Askeri yapıyı ele aldığımız vakit uygulanan ayrımcı tutum sanırım az da olsa ön plana çıkıyor..Bununla birlikte Güney Azerbaycan dediğimiz ama maalesef bir çok soydaşımızın bundan bihaber olduğu topraklar işgal altındadır bu işgaliyet yalnızca toprak alanında kalmamış ayrıca kültür alanında ise de devam etmiştir.Farslaştırmak adı altında önce mezhebi bir tutum ile avuç içine alınan türkler ne yazık ki daha sonra milliyetinden soyutlanarak İranlılık adı altında asimile edilmiştir.Aslen Azerbaycan Türkleri'nden biri olarak bunu daima muhabbet ettiğim o coğrafyada yaşayan insanlardan çokça dinledim.Hatta Türkiye'de bu konu ile alakalı bazı konuşmalar yaptıkları vakit sizde İran'ın PKK sısınız diye tabir ve tenkitlerle karşılaşmışlar ne yazık ki...Onlar kendilerine ait olan toprakları istiyorlar olmayan farazi hayaller peşinde koşmuyorlar...Daha geniş ve derin malumatlar verebilirim ancak burada uzun kelimeler pek itibar görmüyor ne yazık ki...ANcak başlığı açan arkadaşa sonsuz teşekkürler...saygılar

30 Ocak 2012 21:38

Bende aslen Azerbaycan Türklerinden oldugum için konuya dikkat çekmeye çalışıyorum ama Türkiye genelinde Azerbaycan türkleri pek kabul görmüyor:))

Hal böyle oluncada güneyi batısı fark etmiyor nesine gerek Türkiye'nin Azeebaycan türkleri:)


ruhsuz adam
Kapalı
30 Ocak 2012 21:51

bir zamanlar Türkiyenin, Türk dünyası sorunu vardı.dünyanın neresinde bir Türk varsa, onun sorunu için koşardı Türkiye Türkleri....

artık her yerde Türkiye "sıfır sorun " politikası geregi, dünyaya açılmaya kalktı.....bu işte de her şey rezil edildi, Türkiyenin itibarı gibi....

şimdi yalnız ve yalnız " emir verenin düdüğünü öttürme" sevdasında yönetiliyoruz...ve halktan ses çıkamıyor, çıkanlarsa hangi adla olursa olsun içeride dinlendiriliyor....bu durumda Türkiye yö netiminden bir şey beklememek lazım.......hele ki suskun millet denen yıgından!!!!

30 Ocak 2012 21:55

hele ki suskun millet denen yıgından!!!!

ruhsuz adam

:))))))))))))))))))))))))))))


ruhsuz adam
Kapalı
30 Ocak 2012 22:08

üzgünüm neslihan , o yıgına bende dahilim......

ama şu işaret dilinizden bir şey anlamıyorum, hele ki yıgın olmuş kalabalıklar arasında kalmaktansa; cehennem ve şeytanla kan kardeşi olurum

30 Ocak 2012 22:42

Aklıma Aziz Nesin'in sözleri geldi,bende o yıgına dahilim emin ol.


OZAN-ikm
Kapalı
30 Ocak 2012 22:45

Güney Azerbaycan davasının büyük yolbaçısı Dr.Çöhreganlı kurmuş olduğu GAMOH teşkilatı ile dünya Türklüğü'ne konuyu daima anlatma çabasındadır...Lakin her şeye rağmen duyarsızlık ve tepkisizlik denen o mikrobik illet sarmış insanlarımızı...Asli unsurumuz olan soydaşlarımızın tepkisizliği ve duyarsızlığı İran'ı daha da cesaretlendirmektedir...Karabağ meselesi ise ayrı ele alınması gereken mühim bir konudur...


ruhsuz adam
Kapalı
30 Ocak 2012 22:45

% 60 sözümü...????

Toplam 32 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi