Editörler : E.Kayı Han
16 Mayıs 2013 12:16

Aziz Nesin'in ateist oluşunun hikayesi... (İlimsiz Meal/Tefsir okumanın akıbeti)

Aziz Nesin'in hikâyesi

Wikipedia'nin tarifiyle Türk ateisti. Şebinkarahisarlı Abdülaziz Efendi'nin oğlu. Ateş Nesin, dedesi Abdülaziz Efendiyi dini bütün, Abdülhamid hayranı ve sıkı bir Atatürk düşmanı olarak tarif etmekte. Aziz Nesin, mizah yazarı olmadan evvel subaydır. 1944'te Zonguldak'a uçaksavar mevzileri yaptırırken vazifesini suiistimal ettiği gerekçesiyle TSK'dan ihraç edilir. Gazeteciliğe başlar. Sırf Amerikan yardımını eleştirdi diye 1947'de 10 ay mahkumiyet ve 3 ay sürgünle cezalandırılır.

Aziz Nesin 1995'te öldüğünde vasiyeti gereği Çatalca'daki vakfının bahçesine gömülerek toprak düzleştirildi. Hiçbir dinî vazife eda edilmedi. İmran Öktem ve günümüz bazı isimleri nazara alındığında dinsizliğindeki samimiyetle onlara fark bindirdiği söylenebilir.

Aziz Nesin'in buraya kadarki hikâyesi az-çok bilinir. Hatta eskinin antikomünist yazarları ordudan atılmaya dair farklı iddialara da sahiptir.

Marksist ve ateist yazarın bu basit hikâyesi bilinir ama şimdi bahsedeceğim tarafı pek bilinmez.

Dini bütün bir dedenin torunu nasıl olmuş da böylesine dinsizleşmiş?

İstanbul'a Antik Dekor adıyla kaliteli bir ihtisas dergisi çıkar. Derginin eski sayılarından birinde Aziz Nesin'le yapılmış hayli uzun bir mülakat vardır. Okuyunca şaşırdım. Komünistliği ve dinsizliğiyle meşhur bir kalem, meğerse hayatının çok önemli bir bölümünde dindarmış. Aziz Nesin, orada aynen şöyle demektedir: "5 yaşıma kadar hafızdım. O yaşımda bir tefsir okudum ve dinsiz oldum."

Bu hazin bilgi hem yazarın biyografisi ve hem de Tefsir/meal okumaya dair önemli bir vesikadır.

Tefsir okunmaz mı?

İlmi ve ehliyeti olan elbette okur.

Dinin bir ilim üzerinde yükseldiği unutulmamalı. İlimde ise silsileyi meratip/hiyerarşi esastır. O hiyerarşi sonunda yetki sahibi olunur. Sona varmak dirsek çürütmekle mümkündür.

Hiçbirimiz bir tıp profesörünün yazdığı kitabı alıp kansere dair yorumu için mütalaada bulunmuyoruz. Ama herkes tefsiri masasına açıp, hatta Kur'ân-ı kerimi eline alıp hükümler çıkartmak istiyor. Bu ilmen mümkün değildir. Mümkün diyenin kafasının karışmaması çok zor. İnsan zihni, ancak öğrendiğini layıkıyla kavrayabilir. Onun da belki bir kısmını. Öğrenme üstadla, hocayla olur.

Fatiha suresi için yerine göre 7 cild tefsir yazılmıştır. Teknik bir çalışma olan bilgisayar kitabını aklımız almıyor. Mesnevi'yi anlayamıyoruz. Süleymaniye Camiinin büyüklüğüne inanırız. Ama ondaki mimari ilmini izahta zavallı kalırız.

Bir kimsenin yürürlükteki kanunlar hakkında hüküm verebilmesi için ilk, orta, lise, üniversite, staj şeklinde 20 seneye yakın okuması gerekiyor. Bu zamandan sonra o kimse, hakim olmakta. Buna rağmen verdiği karar Yargıtay'a bozulabiliyor. Çünkü ilahi, gayrı ilahi, bütün kanunlarda sebep, niyet, diğer maddelerle illiyet gibi unsurlar vardır.

İslam âlimleri, toprak altında.

Onlar Allah için yaşayıp yazdılar.

Şimdilerde ortalık din bezirganı dolu. Yazdıkları kitaplar belki alınıyor ama raftan inmiyor. İnse de zaten anlaşılmaz, sabredilip okunamaz. Akıl terazisine çekemeyeceği yük yüklenemez.

Kur'an-ı kerim okumak sünnetken, meal okumak ne farzdır ve ne de sünnet.

Allah, kimseyi Aziz Nesin'in akıbetine uğratmasın.

Türkiye Gazetesi / Rahim ER


lal l
Yasaklı
16 Mayıs 2013 13:41

yavaaş hoop orda durunuz. aziz nesin bu hususta doktrin veya üstün örnek değil. hem sen Kuranı alır da, kendi tarikatına, kendi cemaatine, kendi mezhebine göre yontup tercüme edersen elbette okuyan adam saçmalığı tespit eder. bu yüzden tek mealle yetinilmemeli bir kaçı takip edilmeli. ve bizdeki hatim saçmalığı gibi okudum bitirdim durumu da olmamalı. bu kitap hayat boyu okunacak, okunmalı..

ilim kaynaktan öğrenilir. bu dinin kaynağı kurandır. kuran muhkem ve mubin bir kitaptır. en gerizekalısı bile anlayabilir. tercüme edilebilir tebliğ edilebilir. kimsenin Kurandan önce, bazı efendi hazretlerinin kitaplarını okuma zorunluluğu yoktur. müslüman kitapla birebir muhataptır ve kitabı birilerinin anladığı gibi anlamak zorunda değildir. bunun sonu ruhbanlıktır. birileri dinin üst kesimini temsil edecek, bu kesim kuranı anlayacak geri kalanlar da bunlara uyacak. böyle bişey yok. bu kitabı herkes okuyacak. yok bu adam şöyle yazmış yok ben bunun dediğini yaptım yok ben bunu taklit ettim v.s bunları geç.

bu bir yana, kitaptan ateist olan(!) adamların sayısı, müslümanlara bakarak ateist olanlardan çok daha azdır. bu millete nizamiye medreselerinden beri, menkıbeler mezhepler tarikatlar hurafeler din diye anlatılıyor. asmak öldürmek göz oymak taşlamak kadını köle yapmak din olarak kabul ediliyor. sonuç ortada. her türlü rezillik pislik sahtekarlık terör islam ülkelerinde. neden? çünkü kitaptan uzaklaşılmış. kuran süs eşyası haline getirilmiş. ana kaynak değil tali kaynak haline getirilmiş..

yani adam önce şeyh efendisinin dediğine bakıyor olmadı menkıbelere o da olmadı en son kurana bakıyor. kuran tek kaynaktır deyince de kuranı kendi efendisinin sözlerine uyarlamaya çalışıyor..

bu kitap tıp ilmine ait bir kitapla karşılaştırılamaz. bunun metodik sistematik bireğitim döneminden geçilerek okunması gerektiğini söylemek, bu kitabın okunmasını engellemektir. bırakın insanlar okusunlar. bırakın insanlar şu cemaatin şu tarikatın şu efendi hazretlerinin sözlerini Kuranla tartabilir hale gelsinler. bırakın insanlar sömürülmesinler din uğruna adam öldüren canlı bombalar haline gelmesinler.

meal okumayın Allahsız olursunuz! kelamı, kitaptan uzak tutmak için uydurulmuş binlerce herzeden biri. abdestsiz okunmaz-dokunulmaz, yüksekte tutulur,öyle her işine gelen okuyamaz, hayızlı okuyamaz, lohusa okuyamaz, tercümesi okunamaz, okusa da anlaşılamaz, belden aşağı tutlmaz, ayak uzatılmaz, yere konmaz, okunursa arapça okunur nasıl olsa Allah anlıyor boşver! kısaca okumayın deniyor işte. yani güya saygıdan, kitap okunamıyor. halbuki bir kitaba(hele ki bu kitap kuransa) yapılacak en büyük saygısızlık,o kitabı okumamaktır. üstelil ilk emri OKU olan bir kitabı:)

ama çok şükürbilinçli insanlar çoğaldı. bu forumdan bile belli. kuranayönelen insanlarçoğaldı..birşey iddia edildiğinde, hangi ayete dayanıyorsun, kitabın neresinde yazıyor diye soran insanlar çoğaldı. Allah sayılarını artırsın. ama biliyoruz ki, yanılgıda olanlar hep çoğunlukta olacak.

"Rabbim. doğrusu benim kavmim bu kuranı büsbütün terketti"(furkan/30)


windu
Kapalı
16 Mayıs 2013 13:52

Aziz Nesin'in tırnağı olabilir misiniz acaba ? neymiş bir yanlış tefsir okumuş dinsiz olmuş, yoksa dinsiz olmazmış demeye getiren saçma bir yazı. Aziz Nesin'i azıcık okuyup eden birileri olsanız neyse, adam yaşadığı dönemde dine karşı bakış açısını defalarca yazmış. İnananlara karşı olmadığını ama kendi mantığında dini ve metafizik şeyleri saçma bulduğunu defaatle dile getirmiştir. Yani olay bir "yanlış" tefsir meselesi değildir.

Bu kadar büyük bir yazarın bu mevzuyu okuyup, sorgulayıp akıl süzgecinden geçirmediğini mi düşünüyorsunuz, bu kadar saf mısınız yahu :)

Bir insanın dinsiz olmasını kabullenememenin verdiği hezeyanlar bunlar işte..ama sandığınızdan çok daha fazla dinsiz, agnostik vs adam var bu ülkede..kabus görmeye devam edebilirsiniz.


talibantalib
Memur
16 Mayıs 2013 14:00

Aziz nesin yanacak ancak siz daha fazla yanacaksınız tatlı su Müslümanları Bişey bilmeden ahkam kesenler..

Aziz nesini sizler yarattınız..Sizin gibilerin cehaleti insanları dinden uzaklaştırdı..

bir tane ayet savunabilecek durumunuz yok sizin..işiniz gücünüz demegoji

Allah?u Teâlânın ateistler için belirlediği bir ceza yok kuranı kerimde ama senin için dülündükleri var:)

Kuran'da Allah?u Teâlâ, gerçekleri yani kendi ayetlerini gizleyenlere de ayrıca lanet eder:
Bakara 159: İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti Kitap?ta açıklamamızdan sonra ayetleri gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet etme konumunda olanlar lânet eder.
Küresel güçlerle, hahamlarla, papazlarla işbirliği yapıp, Kuran'ın cihat ayetlerini gizleyenler, sanki islamı zalimlere karşı savaşan bir din değil de sadece kelebek dini, sevgi dini, yumuşak din, hoşgörü dini, barış dini olarak gösterirler. Ve bu işbirlikçiler, bunda tiyatroculara taş çıkartırlar.
Cihat ayetlerini gizleyenler kafirdir (gizleyen, örten)

Allah'ın indirdiği vahiyden bazı kısımları gizleyenler ve bunu az bir kazanç karşılığı değiştirenlere gelince: Onlar karınlarını ateşle doldururlar. Ve Kıyamet Günü Allah onlarla ne konuşacak, ne de (günahlarından) onları arındıracaktır. Şiddetli azap onları beklemektedir." (Bakara, 2/174)

16 Mayıs 2013 14:08

"Aziz Nesin'in tırnağı olabilir misiniz acaba ?"

Olamayız. Muhtemelen bedeniyle beraber çürümüştür. Yapısını bilemiyoruz şu anda.

Ayrıca mesele "yanlış tefsîr" olayı değil, "ilim sahibi olmadan tefsîr okumanın yanlışlığı" noktasındadır.

Okuduğunuzu anlamaya gayret edin.

windu, 11 yıl önce

Aziz Nesin'in tırnağı olabilir misiniz acaba ? neymiş bir yanlış tefsir okumuş dinsiz olmuş, yoksa dinsiz olmazmış demeye getiren saçma bir yazı. Aziz Nesin'i azıcık okuyup eden birileri olsanız neyse, adam yaşadığı dönemde dine karşı bakış açısını defalarca yazmış. İnananlara karşı olmadığını ama kendi mantığında dini ve metafizik şeyleri saçma bulduğunu defaatle dile getirmiştir. Yani olay bir "yanlış" tefsir meselesi değildir.

Bu kadar büyük bir yazarın bu mevzuyu okuyup, sorgulayıp akıl süzgecinden geçirmediğini mi düşünüyorsunuz, bu kadar saf mısınız yahu :)

Bir insanın dinsiz olmasını kabullenememenin verdiği hezeyanlar bunlar işte..ama sandığınızdan çok daha fazla dinsiz, agnostik vs adam var bu ülkede..kabus görmeye devam edebilirsiniz.

16 Mayıs 2013 14:10

lal l,

"hem sen Kuranı alır da, kendi tarikatına, kendi cemaatine, kendi mezhebine göre yontup tercüme edersen elbette okuyan adam saçmalığı tespit eder."

Yalana bak. Asıl saçmalık senin gittiğin yol. Herşeye şirk diyorsunuz, kendi yaşantınıza bakıyoruz islâmla alakaları yok. Kafalarına göre din uydurmuşlar yaşıyorlar.


windu
Kapalı
16 Mayıs 2013 14:21

Senin öğrendiğin ilmin doğruluğunun kanıtı nedir ? belki de sen yanlış öğrendiğin ya da sana yanlış öğretildiği inançlısın, olamaz mı diyorsun :)

Bırakın artık bir kişi inançsızsa ya ilmi yoktur ya da anlaşılmaz tefsir okumuştur hikayelerini." İlla inançlı olunmalı başka şansı yok, değilse bir yerde hata vardır". Bu kadar dogmatik ve boş bir iddia olabilir mi bilmiyorum.

Zaten bir şekilde dine bulaşıp sonradan inançsız olanlar hep yanlış yapmışlardır, çünkü doğrusunu bir tek siz bilirsiniz, bu kafayla anca kendiniz kandırırsınız...

İlim-Amel-İhlas, 11 yıl önce

"Aziz Nesin'in tırnağı olabilir misiniz acaba ?"

Olamayız. Muhtemelen bedeniyle beraber çürümüştür. Yapısını bilemiyoruz şu anda.

Ayrıca mesele "yanlış tefsîr" olayı değil, "ilim sahibi olmadan tefsîr okumanın yanlışlığı" noktasındadır.

Okuduğunuzu anlamaya gayret edin.

16 Mayıs 2013 14:26

Beğenmiyorsan yazma arkadaşım. Yalvarıyormuyuz başlığa yaz diye...


golatankaleye
Daire Başkanı
16 Mayıs 2013 15:04

Kardeşim, okuduğunuz kitap gerçekten tanrı sözü olabilir mi diye sorgulayarak okuma derdinde değilsiniz ki. Dini araştırıp ateist olanların farkı bu.

En başında bu kitabın tanrıdan geldiğini kabul edip çok zor anlaşılacak, çok fazla ilim gerektirecek bir kitap muamelesi yapıyorsunuz. Okuduklarınızı buna göre yorumlamaya çalışıyorsunuz.

Tek başına miras bölüşümündeki ilkokul seviyesi matematik hatası dahi yeter kitabın tanrı sözü olmadığını anlamaya, yani ilkokulu okumuş olmak yeterli aslında.

16 Mayıs 2013 15:14

golatankaleye, eleştiride dozu aşmazsanız sevinirim. Benzetme yaparken biraz daha dikkatli olalım.

Sizler de "bu kitab bir insan tarafından yazılmış" önkabulü ile okuyorsunuz. Semantik açıdan pek fark yok. Objektif olarak okuduğunuz pek vâkî değil.

İslâm akaidinde "mealden dînimi öğreneyim" diye bir usül yok. Bu usül son yüzyılın fitnesi. Öncesinde herkes dînini ilmihallerden, fıkıh kitaplarından öğrenmekteydi.

Eshâb-ı Kiram "rıdvanullahi aleyhim ecmain" dönemin arapçasını, deyimleri, âdetleri, yaşayışı en iyi bilenler oldukları, içlerinde nice şairler-edibler bulunduğu hâlde bir âyet-i kerîme geldiğinde bunu Peygamber Efendimize "sallallahu aleyhi vesellem" sorarlar, ne diyorsa onunla amel ederler, itikad edinirlerdi.

Biz kendimizi sanırım o dönem insanından daha fazla bu bilgilere vâkıf görüyoruz ki mealden islâmiyeti öğrenmeye çalışıyoruz. Bir şiirin bile (atıyorum) ingilizceden türkçeye hakkıyla çevrilemediğini bildiğimiz hâlde...


golatankaleye
Daire Başkanı
16 Mayıs 2013 15:48

İlkokul kelimesine alındıysan; tıp, hukuk vs. gibi şeylerle kutsal kitabı karıştırıp insanın yıllarca eğitim almasını gerektirdiğini söylediğin için kullandım bunu.

Bilimsel konular birkaç yüz sayfa boyunca tekrarlar içeren ve yüzde sekseninde inanmayanların halinden, helak edilmesinden bahseden bir kitaptan çok çok daha geniş bir bilgi birikimi içerir. Ayrıca yanlışlar veya eksiklikler de içerebilir ki bu gayet doğaldır.

Fakat eğer bir kitabın tümüyle tanrı sözü olduğu, tanrı tarafından korunduğu ve yazdığı her şeyin doğru olduğu iddia ediliyorsa içerisindeki tek bir yanlış bu iddiayı çürütmeye yeter.

Dini ilmihal ve fıkıh kitaplarından öğrenmek, o dine inandıktan sonraki aşamadır, tam da dediğim şeyi söylemişsiniz. İnanıp inanmayacağına karar vermek eğer Arapça bilinmiyorsa meal veya tefsir okuyarak olur. 600 sayfalık kitabın tefsirini okumaya uğraşmak bile gereksizdir hatta. Sadece kafana takılan yerlerin tefsirlerini okumak ve değişik kaynaklardan araştırıp, hiçbirinin mantıklı bir açıklaması olmadığını görmek yeterli olacaktır. Hatta bazılarında, bu kadar araştırmaya dahi gerek kalmaz, bir önce dediğim gibi.

İlim-Amel-İhlas, 11 yıl önce

golatankaleye, eleştiride dozu aşmazsanız sevinirim. Benzetme yaparken biraz daha dikkatli olalım.

Sizler de "bu kitab bir insan tarafından yazılmış" önkabulü ile okuyorsunuz. Semantik açıdan pek fark yok. Objektif olarak okuduğunuz pek vâkî değil.

İslâm akaidinde "mealden dînimi öğreneyim" diye bir usül yok. Bu usül son yüzyılın fitnesi. Öncesinde herkes dînini ilmihallerden, fıkıh kitaplarından öğrenmekteydi.

Eshâb-ı Kiram "rıdvanullahi aleyhim ecmain" dönemin arapçasını, deyimleri, âdetleri, yaşayışı en iyi bilenler oldukları, içlerinde nice şairler-edibler bulunduğu hâlde bir âyet-i kerîme geldiğinde bunu Peygamber Efendimize "sallallahu aleyhi vesellem" sorarlar, ne diyorsa onunla amel ederler, itikad edinirlerdi.

Biz kendimizi sanırım o dönem insanından daha fazla bu bilgilere vâkıf görüyoruz ki mealden islâmiyeti öğrenmeye çalışıyoruz. Bir şiirin bile (atıyorum) ingilizceden türkçeye hakkıyla çevrilemediğini bildiğimiz hâlde...


venom2000
Yasaklı
16 Mayıs 2013 15:52

Konu aziz nesinden nerelere kaymış.bırakın şu kandil gününde ölmüş gitmiş adam..


BiyoIoji2000
Kapalı
16 Mayıs 2013 15:54

İstanbul'a Antik Dekor adıyla kaliteli bir ihtisas dergisi çıkar. Derginin eski sayılarından birinde Aziz Nesin'le yapılmış hayli uzun bir mülakat vardır. Okuyunca şaşırdım. Komünistliği ve dinsizliğiyle meşhur bir kalem, meğerse hayatının çok önemli bir bölümünde dindarmış. Aziz Nesin, orada aynen şöyle demektedir: "5 yaşıma kadar hafızdım. O yaşımda bir tefsir okudum ve dinsiz oldum.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

yoruma gerek görmüyorum :)


ZırrCahil
Yasaklı
16 Mayıs 2013 15:55

:D

BiyoIoji2000, 11 yıl önce

İstanbul'a Antik Dekor adıyla kaliteli bir ihtisas dergisi çıkar. Derginin eski sayılarından birinde Aziz Nesin'le yapılmış hayli uzun bir mülakat vardır. Okuyunca şaşırdım. Komünistliği ve dinsizliğiyle meşhur bir kalem, meğerse hayatının çok önemli bir bölümünde dindarmış. Aziz Nesin, orada aynen şöyle demektedir: "5 yaşıma kadar hafızdım. O yaşımda bir tefsir okudum ve dinsiz oldum.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

yoruma gerek görmüyorum :)


Bezboznik
Kapalı
16 Mayıs 2013 16:11

İlim

doğru. birçok dinsiz geçmişte sıkı dindardır. ben ilkokula gitmeden -yani daha okuma yazma öğrenmeden- tüm namaz surelerini öğrenmiştim. ve yavaş da olsa kuran okuyordum.

ingiliz casusunun itirafları, faideli bilgiler vb kitapları daha ilkokul çağında okumuştum.

İhlasçılardan, menzilcilere, furkan vakfından MGV ye, Zehracılardan Okuyuculara, yazıcılardan fethullahçılara kadar girip çıkmadığım bilmediğim cemaat/tarikat kalmamıştı.

meal de okudum, tefsir de. ancak beni islamdan en çok soğutan İSLAM TARİHİ oldu.

VE MUHAMMEDİN PEYGAMBER FALAN OLMADIĞINA, TANRIYLA İLETİŞİMİ BULUNMADIĞINA, KURANIN MUHAMMEDİN ESERİ OLDUĞUNA KANAAT GETİRDİM.


Bezboznik
Kapalı
16 Mayıs 2013 16:13

Turan Dursun ve Arif Tekin gibi sonradan dinsiz olan sabık islam alimlerini de unutmamak gerekir.

demek ki neymiş.

İSLAMI AZ BİLEN/ARAŞTIRAN DİNDAR, İSLAMI ÇOK BİLEN/ARAŞTIRAN DİNSİZ OLUYORMUŞ.


golatankaleye
Daire Başkanı
16 Mayıs 2013 17:17

Önceki mesajına katılıyorum, ben de dindardım. Daha okula gitmeden birçok sure ezberlemiş, dini bilgileri öğrenmiştim. Hayatım boyunca ağzıma bir damla alkol sürmemiştim vs.

Fakat bir dinin tanrıdan gelmediğini anlamak için o dinin her şeyini bilmeye gerek yok, bunu da yukarıda anlattım. Yoksa o kadar çok ıvır zıvır konu var ki dinle ilgili, ömrünü buna harcayıp başka konularda cahil kalan insanlarla dolu ortalık.

Bezboznik, 11 yıl önce

Turan Dursun ve Arif Tekin gibi sonradan dinsiz olan sabık islam alimlerini de unutmamak gerekir.

demek ki neymiş.

İSLAMI AZ BİLEN/ARAŞTIRAN DİNDAR, İSLAMI ÇOK BİLEN/ARAŞTIRAN DİNSİZ OLUYORMUŞ.


fehmi uner
Şube Müdürü
19 Mayıs 2013 03:20

Kur'an okumak sünnetmiş miş... Daha neler. Allah'ım sen bu zihniyyetten bu milleti kurtar Rabbim..


fehmi uner
Şube Müdürü
19 Mayıs 2013 03:22

İçimden geçenleri yazmışsınız, Allah razı olsun kardeşim..

lal l, 11 yıl önce

yavaaş hoop orda durunuz. aziz nesin bu hususta doktrin veya üstün örnek değil. hem sen Kuranı alır da, kendi tarikatına, kendi cemaatine, kendi mezhebine göre yontup tercüme edersen elbette okuyan adam saçmalığı tespit eder. bu yüzden tek mealle yetinilmemeli bir kaçı takip edilmeli. ve bizdeki hatim saçmalığı gibi okudum bitirdim durumu da olmamalı. bu kitap hayat boyu okunacak, okunmalı..

ilim kaynaktan öğrenilir. bu dinin kaynağı kurandır. kuran muhkem ve mubin bir kitaptır. en gerizekalısı bile anlayabilir. tercüme edilebilir tebliğ edilebilir. kimsenin Kurandan önce, bazı efendi hazretlerinin kitaplarını okuma zorunluluğu yoktur. müslüman kitapla birebir muhataptır ve kitabı birilerinin anladığı gibi anlamak zorunda değildir. bunun sonu ruhbanlıktır. birileri dinin üst kesimini temsil edecek, bu kesim kuranı anlayacak geri kalanlar da bunlara uyacak. böyle bişey yok. bu kitabı herkes okuyacak. yok bu adam şöyle yazmış yok ben bunun dediğini yaptım yok ben bunu taklit ettim v.s bunları geç.

bu bir yana, kitaptan ateist olan(!) adamların sayısı, müslümanlara bakarak ateist olanlardan çok daha azdır. bu millete nizamiye medreselerinden beri, menkıbeler mezhepler tarikatlar hurafeler din diye anlatılıyor. asmak öldürmek göz oymak taşlamak kadını köle yapmak din olarak kabul ediliyor. sonuç ortada. her türlü rezillik pislik sahtekarlık terör islam ülkelerinde. neden? çünkü kitaptan uzaklaşılmış. kuran süs eşyası haline getirilmiş. ana kaynak değil tali kaynak haline getirilmiş..

yani adam önce şeyh efendisinin dediğine bakıyor olmadı menkıbelere o da olmadı en son kurana bakıyor. kuran tek kaynaktır deyince de kuranı kendi efendisinin sözlerine uyarlamaya çalışıyor..

bu kitap tıp ilmine ait bir kitapla karşılaştırılamaz. bunun metodik sistematik bireğitim döneminden geçilerek okunması gerektiğini söylemek, bu kitabın okunmasını engellemektir. bırakın insanlar okusunlar. bırakın insanlar şu cemaatin şu tarikatın şu efendi hazretlerinin sözlerini Kuranla tartabilir hale gelsinler. bırakın insanlar sömürülmesinler din uğruna adam öldüren canlı bombalar haline gelmesinler.

meal okumayın Allahsız olursunuz! kelamı, kitaptan uzak tutmak için uydurulmuş binlerce herzeden biri. abdestsiz okunmaz-dokunulmaz, yüksekte tutulur,öyle her işine gelen okuyamaz, hayızlı okuyamaz, lohusa okuyamaz, tercümesi okunamaz, okusa da anlaşılamaz, belden aşağı tutlmaz, ayak uzatılmaz, yere konmaz, okunursa arapça okunur nasıl olsa Allah anlıyor boşver! kısaca okumayın deniyor işte. yani güya saygıdan, kitap okunamıyor. halbuki bir kitaba(hele ki bu kitap kuransa) yapılacak en büyük saygısızlık,o kitabı okumamaktır. üstelil ilk emri OKU olan bir kitabı:)

ama çok şükürbilinçli insanlar çoğaldı. bu forumdan bile belli. kuranayönelen insanlarçoğaldı..birşey iddia edildiğinde, hangi ayete dayanıyorsun, kitabın neresinde yazıyor diye soran insanlar çoğaldı. Allah sayılarını artırsın. ama biliyoruz ki, yanılgıda olanlar hep çoğunlukta olacak.

"Rabbim. doğrusu benim kavmim bu kuranı büsbütün terketti"(furkan/30)


tedas_1980
Kapalı
19 Mayıs 2013 10:18

Arkadaşlar kişi yaptığıyla sorumludur. elbet o günün yüce yaradıcısı bunun hesabını soracaktır. herne kadar konuya biraz uzak bir yorum olsada kuran ile ilgili şunu dile getirmiştim. Kuran okadar geniş bir dünyadırki.ona hakim olamazsınız. yolunuzu bile kaybedersiniz.Kurandan örnek verecek olursak. bazı ayetlerde alkolün hem iyi hemde kötü yanları vardır diye bölümler okuruz. yine alkolle ile ilgili inen en son ayet alkolü yasaklamıştır.Ayetlerin inişi farklı zamanlara geldiği için ilim sahibi olmayan biri bunu sorgulayabilir vesveseye düşebilir.hatta yolunu bile kaybedebilir. o nedenle bugün kuran üzerindeki yorumları büyük alimlerin yorumlarıyla tamamlıyoruz. kişi ilk defa yüce kitabı açıp okurken yanılgılara düşebilir. bu nedenle şüpeye düştüğü yerlerde desteğe ihtiyaç duyabilir.

Yine bugün islamı seçen bazı yabancıları dinlediğimizde ilk önce kuran ile değilde siz müslümanlarla tanışmış olsaydım müslüman olmazdım demekteler. bu konuyu cidddi ciddi düşünmeliyiz.Bizim din konusunda o kadar eksiğimiz var iken kendimizi düzeltme yoluna gitmezken ağacın dalıyla uğraşıp dururuz. ilim-amel-ihlas nicli üye kardeşim. iyi bir niyete sahip insan olduğunu anlayabiliyorum. ve yorumlarınıda severek okuyorum. senden ricam böyle konulardan uzak dur. biz kendi imanımızı kurtarmanın peşine düşelim. ali veli ateist olmuş bu bizi ilgilendirmiyor. Ha bu kişi müslüman olmuşsa bunun hikayesi mutluluk verir.allah selametlik versin.. Bu tartışmayı bitirmen en güzelidir. kendimiz ve ailelerimizi kurtarmanın peşinde olalım. gücümüz yeterse ötesine geçeriz.Peygamber efendimiz s.a.v kızı fatmaya ahirette sana şefaatçi olamam demiş. yani kendini kurtaracak kendinsin, bana güvenerek namazı ve ibadeti bırakma. sorarım sana biz neyimize güveniyoruz. o nedenle boş ver bu tartışmayı. aziz nesin hangi yolu seçtiys kendine etmiştir. zararıda yararıda kendisinedir.

20 Mayıs 2013 09:22

Yahu tabii ki öyle değil :))) Alemsiniz :)

Orası "35 yaşıma" şeklinde düzelecek. Yazı (ç)alıntı malum. Naklederken yanlış yazmışız.

BiyoIoji2000, 11 yıl önce

İstanbul'a Antik Dekor adıyla kaliteli bir ihtisas dergisi çıkar. Derginin eski sayılarından birinde Aziz Nesin'le yapılmış hayli uzun bir mülakat vardır. Okuyunca şaşırdım. Komünistliği ve dinsizliğiyle meşhur bir kalem, meğerse hayatının çok önemli bir bölümünde dindarmış. Aziz Nesin, orada aynen şöyle demektedir: "5 yaşıma kadar hafızdım. O yaşımda bir tefsir okudum ve dinsiz oldum.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

yoruma gerek görmüyorum :)

Toplam 42 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi