Yürütmenin durdurulması kararı verirken aranan şart
Danıştay veya idari mahkemeler, bir işlem ile ilgili yürütmenin durdurulması kararı verirken;
İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç (veya imkânsız) zararların doğacak olması
İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması
şartlarının birlikte gerçekleşip gerçekleşmediğine bakmakta ve iki şartın birlikte gerçekleşmediği kanaatine varıldığında ise yürütmenin durdurulması talepleri reddedilmektedir.
Yürütmenin durdurulmasına ilişkin Mahkeme kararlarında, hukuka aykırılığı açık olan işlemin hangi bakımdam telafisi güç veya imkansız zararlar doğuracağı da belirtilmektedir.
Öte yandan, işlem hukuka açıkça aykırı olsa bile, bu işlemin telafisi güç veya imkansız zararlar doğurmayacağı değerlendirildiğinde, Mahkemeler tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilmemektedir.
İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız zararların doğması durumu uygulamada daha çok yıkım kararı verilen hallerde karşımıza çıkmaktadır. Bu durum Danıştay veya idari mahkemeler tarafından uygulanmakla etkisi tükenecek bir işlem olarak görülür. Uygulamada yıkımla ilgili dosyalarda yürütmenin durdurulması talebi varsa idari mahkemeler bunu ivedi olarak inceler. Genellikle idarenin savunması alınmaksızın bu işlemin yürütmesi durdurulur. Uygulamada uygulanmakla etkisi tükenecek işlem olarak görülen bir diğer işlem de öğrencilerin okuldan uzaklaştırılmasıdır. Bu hallerde de idarenin savunması alınmadan işlemin yürütmesi durdurulur. Örnekler çoğaltılabilir.
Burada uygulamada karşılaşılan bir duruma daha dikkat çekmekte fayda var. Uygulamada içeriği parasal hak, özlük hakları, para cezaları vs. olan işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda yürütmenin durdurulmasının istendiği görülmektedir. Bilinmelidir ki, Danıştay veya idari mahkemeler böyle bir işlemin telafisi güç ve imkânsız zararlar doğurmayacağını belirterek yürütmenin durdurulması istemini reddetmektedirler. Bunun gerekçesi de şudur Dava sonunda işlemin iptaline karar verildiğinde davacı bütün haklarını faiziyle geri alabilecektir.
İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olma durumu yürütmenin durdurulmasının bir diğer şartıdır. Bilindiği gibi bir idari işlemin iptali, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olmasına bağlıdır. Bu açılardan bir hukuka aykırılık varsa ve diğer şart da gerçekleşmişse işlemin yürütmesi durdurulur. Örneğin, vali tarafından verilebilecek bir disiplin cezasının belediye başkanı tarafından verilmesi, bu işlemin yetki yönünden sakatlanmasına neden olur.
Bu şartların gerçekleşmemesi nedeniyle verilen yürütmenin durdurulmasının reddi kararı, davanın da reddedileceği anlamına gelmez. Dava sonunda mahkeme, işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olduğuna kanaat getirirse işlemi iptal eder.
Yürütmenin durdurulması kararı verirken aranan şart
Danıştay veya idari mahkemeler, bir işlem ile ilgili yürütmenin durdurulması kararı verirken;
İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç (veya imkânsız) zararların doğacak olması
İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması
şartlarının birlikte gerçekleşip gerçekleşmediğine bakmakta ve iki şartın birlikte gerçekleşmediği kanaatine varıldığında ise yürütmenin durdurulması talepleri reddedilmektedir.
Yürütmenin durdurulmasına ilişkin Mahkeme kararlarında, hukuka aykırılığı açık olan işlemin hangi bakımdam telafisi güç veya imkansız zararlar doğuracağı da belirtilmektedir.
Öte yandan, işlem hukuka açıkça aykırı olsa bile, bu işlemin telafisi güç veya imkansız zararlar doğurmayacağı değerlendirildiğinde, Mahkemeler tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilmemektedir.
İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız zararların doğması durumu uygulamada daha çok yıkım kararı verilen hallerde karşımıza çıkmaktadır. Bu durum Danıştay veya idari mahkemeler tarafından uygulanmakla etkisi tükenecek bir işlem olarak görülür. Uygulamada yıkımla ilgili dosyalarda yürütmenin durdurulması talebi varsa idari mahkemeler bunu ivedi olarak inceler. Genellikle idarenin savunması alınmaksızın bu işlemin yürütmesi durdurulur. Uygulamada uygulanmakla etkisi tükenecek işlem olarak görülen bir diğer işlem de öğrencilerin okuldan uzaklaştırılmasıdır. Bu hallerde de idarenin savunması alınmadan işlemin yürütmesi durdurulur. Örnekler çoğaltılabilir.
Burada uygulamada karşılaşılan bir duruma daha dikkat çekmekte fayda var. Uygulamada içeriği parasal hak, özlük hakları, para cezaları vs. olan işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda yürütmenin durdurulmasının istendiği görülmektedir. Bilinmelidir ki, Danıştay veya idari mahkemeler böyle bir işlemin telafisi güç ve imkânsız zararlar doğurmayacağını belirterek yürütmenin durdurulması istemini reddetmektedirler. Bunun gerekçesi de şudur Dava sonunda işlemin iptaline karar verildiğinde davacı bütün haklarını faiziyle geri alabilecektir.
İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olma durumu yürütmenin durdurulmasının bir diğer şartıdır. Bilindiği gibi bir idari işlemin iptali, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olmasına bağlıdır. Bu açılardan bir hukuka aykırılık varsa ve diğer şart da gerçekleşmişse işlemin yürütmesi durdurulur. Örneğin, vali tarafından verilebilecek bir disiplin cezasının belediye başkanı tarafından verilmesi, bu işlemin yetki yönünden sakatlanmasına neden olur.
Bu şartların gerçekleşmemesi nedeniyle verilen yürütmenin durdurulmasının reddi kararı, davanın da reddedileceği anlamına gelmez. Dava sonunda mahkeme, işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olduğuna kanaat getirirse işlemi iptal eder.