Editörler : Lanet
18 Ekim 2013 02:05

Buğu

Gezegenin uçsuz bucaksız evrende sadece bir ''buğu'' olduğunu anladığım günden beri çok mutsuzum.

Neyim ben?Bu kadar büyük bir ''şey''in parçası mı, sınırı mı?Yoksa alelade bir kalp atışını çok önemseyip kibire bürünen bir et parçası mı?

Bazen sarsılmaz bir bilinç oluyorum bazen kırbaçlanmak isteyen bir köle...

Hep karamsar mı, hep mutsuz mu olmak gerek?Mutluluk hayvan olabilmekte saklı sanki.O heyecan,o hormonal itki...

Ölümse bir tabu.Yıkmak an meselesi.Ama kişinin kendi ölümü filozofun dediğince; ''Tam bir skandal!''...

Hayatı seyretmekten içine dalamıyorum.Kibirli miyim?Sanmam.Sadece bir ''şey''in işleyişini anladığım an o ''şey'' i bitiriyorum.Kimi zaman bir aşk oluyor bu kimi zaman ''değer'' denen zırvalar...

Ne yapsam da o ''buğu'' dayım.Bu buğunun kurallarından yorulsam da,bıksam da.


gri cizqi
Müsteşar Yardımcısı
18 Ekim 2013 02:09

Hayatın içinden geçmeden seyire geçmek nasıl olur ki

18 Ekim 2013 02:15

Hayatta 2 tür insan vardır bana göre.Birileri yaşarlar birileri seyrederler.Seyretmeye başladıkça tutunamamaya başlarsınız.Hayatta bir tempo vardır.Siz önce yavaş yavaş bu tempodan koparsınız.Sonra da yavaş yavaş insanlardan.Pozisyonunuz bellidir artık.Seyirci olmuşsunuzdur.Bir daha asla oyuncu olamamak üzere.


gri cizqi
Müsteşar Yardımcısı
18 Ekim 2013 02:20

Hayatta 2 tür insan vardır

Ya da iki renk vardır diyelim

Biri siyah biri beyaz

Bu iki renkten geçince griye varırsın

Ondan sonra hiçbir yere ait olamama iç güdüsü oluşur

Yaşamın içine bir dalış yapar sonra seyire geçer

Diğer insan da hep tek renk yaşamıştır

Ne iyi ne kötü ama mekanı bellidir hep yaşam koltuğundadır

Seyire geçemez çünkü seyredecek kadar ne kendini tanır ne etrafını

18 Ekim 2013 02:31

''Diğer insanlar'' neden bu kadar kalabalık?Belki de herkes birbirine göre ''diğeri'' oluyor.Beckett'in Godot'u gibi...Bekleyiş,bekleyiş.Yaşam koltuğundakiler beklemekten usananlar.Bekliyoruz bakalım hala.Yaşım yarılandı gibi.Ama beklemeye devam edeceğim.Sabırla ve sessiz.


gri cizqi
Müsteşar Yardımcısı
18 Ekim 2013 02:33

Ölüler diyarından sesleniyor gibi olacak ama

Yaşam gürültülü bir yer

Sesi duyan gidiyor malum kalabalık oluşuyor

Ama birbirini duyan var mı orası tartışılır;)


gri cizqi
Müsteşar Yardımcısı
18 Ekim 2013 02:49

Hey seyirci lütfen devam et kalabalık etmek istememiştim

19 Ekim 2013 00:25

Aldığımız ''karar''larda ne kadar kararlıyız?Birini,bir ''şey''i,bir yerlerde olmayı gerçektende dürüstçe bir ömür reddedebiliyor muyuz?

İki kişi var.Etimin dışında ama etimin içine dokunan.Seksüel bir itki değil tabii bu anlatmaya çalıştığım.İçimdeki kalabilmiş masumiyetimi açtığımı sandığım.Hiç alamadığım kararları onlar üstünde almak üzereyim; bu sefer tükürdüğümü yalamamak ''karar''lılığıyla...Sonuçlarına katlanabilecek miyim?Salt yalnızlık sanki gerisi,saf ben.En yakınlarının bile olmayışı.İçime bir daha başka bir insan almama yetkisini de taşıyor bu kararlılık.Yani onlar son tortular.Ya sonrası?Karışığım şu ara.

Affetmekten sıkıldım,yoruldum,tükendim.Nasılsa değişen veya değişmeye çalışan bir ''istenç'' göremiyorum.Düzenli aralıklarla ''aynı''yı çevirip duruyor yaşam.Seyreden olmak hep affeden olmak mı?İnsanlar demekki seyirci oluşumun farkında ve bunu kullanmak için en yakınlarım bile tereddüt etmiyor.Hem de dibine kadar.


gri cizqi
Müsteşar Yardımcısı
19 Ekim 2013 00:39

Karışmak gibi olmasın ama affetmek aynı hatayı bir daha yapmasına izin vermektir

Birşey soracaktım ama soramadım;)

19 Ekim 2013 00:49

Evet,ben de affetmeyi düşünmüyorum.Çünkü tükettiler 20 li yaşlarımı.30 lu yaşlarda bu denli bir iletişim istemiyorum.Yalnızlığa rağmen...

Bu arada istediğin her şeyi sorabilirsin.Nitekim ben de içimi döküyorum burada.


gri cizqi
Müsteşar Yardımcısı
19 Ekim 2013 01:01

Affetmeyi gerektirecek yanlış yapan kişi zaten yapsa yapsa kalabalık yapar

Yalnızlığa eşlik etmez

Tabi yanlışa göre değişen bir durum

Ne yaptığın ne yaptığı önemli bir durum

Ondan net birşey demek istemiyorum

Ben konuyla alakasız birşey diyecektim

Şimdi diyorum ki şu yukarıda 3 artı verenler ne demek istemiş

Kalabalık etme mi demek istemiş ona takıldım ben:)

19 Ekim 2013 01:17

Bunu öğrenmemizin bir yolu yok sanırım.Bu başlığı ben açtıysam kimsenin gelmesini,yazmasını istemeseydim en başta bunu da belirtirdim.O yüzden önemseme gitsin.Niyet okuyucusu olamayız.Ama illaki merak ediyorsan mantıksal bir çıkarım yapayım;

Bu oylama platformunda iki değerli mantık söz konusu olduğundan bu oylarla yorum yapma hakları bulunmaz.Ancak ve ancak senin önermeni doğrularlar.

''...kalabalık etmek istememiştim'' önermesine bir şey eklemek isteyen ''cevapla'' bölümünden cevap yazar.Aksi olamaz.Kalabalık ettiğini düşünen bunu ayrı bir cevapla belirtmek durumundadır.Yoksa oylama butonu seni yorumlamaz ancak ve ancak doğrulayabilir veya yanlışlayabilir.

Bu açıklama yeter umarım.


gri cizqi
Müsteşar Yardımcısı
19 Ekim 2013 01:22

Açıklaman için teşekkürler

Evet yeterli;)

İyi sabahlar

19 Ekim 2013 01:24

İyi sabahlar

19 Ekim 2013 15:20

Buğu'nun en ilginç yanlarından biri de bizi ''duygu'' denen düzleme oturtmuş olması.Adeta bir kadermişçesine.Dünkü mantıksal çıkarımdan sonra bakıyorum, insan gerçekten de bu denli matematiksel ve bilim-kurgu filmlerinden fırlamış bir üretim olabilir mi, her şeyiyle mantıksal bir dizge olabilir mi?Sanırım cevap hayır.Duygusuz yaşayamıyoruz.

Şu konuda kesinlikle ikilemdeyim; acaba duygu geçmişin,birikimin,yaşanmışlığın ve örneklenmiş veya örnek olarak sunulmuş hayatların bir tezahürü mü yoksa her yeni ilişki biçiminde yeniden filizlenen ve ne olduğu kestirelemeyen bir üretim mi?Varoluşçuluk herkesin kendini yarattığını ve yeniden ürettiğini sunar en kaba tabirle.Ama bir ilişki eskisinden hiç mi iz taşımaz?

Anlam kırmızıda,anlam aşkta.Bana göre ise toptan yıkmalı kırmızıyı ve aşkı.İnsanın rengi olamaz kırmızı.Olsa olsa çiftleşmeye susamış hayvanların üzerinde ''I love you'' yazan kalp şeklindeki yastıklarıdır.


gri cizqi
Müsteşar Yardımcısı
19 Ekim 2013 16:50

İnananlar daha mutlu

Olduğu kadar olmadığı kader diyorlar

Bu arada bende onlardanım;)

20 Ekim 2013 02:30

Soğuk içiniz


gri cizqi
Müsteşar Yardımcısı
20 Ekim 2013 02:34

Ne içiyoruz

20 Ekim 2013 02:38

Bira içiyoruz, siyasetten uzak duruyoruz, uyuyoruz ve tatlı rüyalar görüyoruz...


gri cizqi
Müsteşar Yardımcısı
20 Ekim 2013 02:40

Mantıklı bir açılım olmuş


gri cizqi
Müsteşar Yardımcısı
20 Ekim 2013 02:42

Yanlış anlamadıysam siyasi bölüme de yazıyorsun

Aynı nickinle mi yazıyorsun

Uzak durmak en iyisi benim gibi birinin bile cezadan nicki silindi

Düşün artık gerisini

Toplam 82 mesaj

Çok Yazılan Konular

Sözlük

Son Haberler

Editörün Seçimi